Dünya, son beş yıllık süreçte fosil yakıtlardan alternatif enerji kaynaklarına geçiş yapmaya başladı. Ancak yapılan son araştırmalar, alternatif enerji kaynaklarının da sera gazı salınımı ve dolayısıyla küresel ısınmayı tamamen sonlandırmayacağını ortaya çıkardı. Peki ama önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı olan hidrojen, nasıl sera gazı salınıma neden oluyor?

Rüzgar, hidrolik ve güneş enerjisinden elde edilen elektrik enerjisi, alternatif enerji ekonomisi için oldukça önemli. Ancak tüm ekonomiyi alternatif enerjiye çevirmek isteyen ülkeler için elektrik enerjisi tek başına yeterli değil.

Buna göre özellikle ağır sanayinin, elektrik enerjisinin yanında hidrojen enerjisine ihtiyacı var. Şu an tüm dünyada hidrojen üretimi için tesis araştırmaları yapılıyor. Ancak burada bazı şartların oluşması gerekiyor. Öncelikle hidrojen üretim tesisleri suyu hidrojeni elektrik yoluyla ayıran PEM tekniği için uygun yerleri tespit etmeye başladı. Kanada, ABD’nin orta kesimleri, Sahra çölü, Kuzey Çin ve Kuzeybatı Avrupa şu an için hidrojen üretiminin en uygun olduğu yerler.

yenilenebilir enerji hidrojen, hidrojen üretimi, alternatif enerji, sera gazı
Yeşil tesislerde hidrojen üretimi önemli olsa da üretim imkanları sınırlı ülkelere hidrojenin nakli hem zorlu hem de sera gazı salınımına neden oluyor

Ancak Avrupa’da Almanya, İsviçre gibi sanayileşmiş ülkeler hidrojen üretimi için yeterli alana sahip değil. Bunun asıl sebebi ise bu ülkelerde hidrojen üretimi için kullanılan elektrik için yeterli alanın neredeyse olmaması. Yine Çin’in kıyı kesimleri, ABD ve Japonya gibi ülkeler ise yüksek nüfus yoğunluğu nedeniyle hidrojen üretiminin maliyetli olacağı ülkeler.

Türkiye’de elektrik üretim ve tüketim rekoru aynı anda kırıldı!

Türkiye’de elektrik üretim ve tüketim rekoru aynı anda kırıldı!

Temmuz ayında Türkiye'yi etkisi altına alan sıcak hava dalgası, elektrik üretim ve tüketim rekorlarının kırılmasına neden oldu.

Bu da hidrojen üretimi düşük maliyetli olan ülkeler ile yüksek kapasitede hidrojene ihtiyaç duyan ülkelerin aralarında mesafe olmasına neden oluyor. Ancak hidrojeni taşıması ve hem tehlikeli hem de çok zor. Yine hidrojen taşıma sırasında yüzde 2,5 oranında sızıntılar nedeniyle kayboluyor. Bu kaybolan hidrojen ise ozon ve metan gibi sera gazı etkisini artıran gazları oluşmasına neden oluyor.

Buna rağmen 2050 yılına kadar dünyanın yenilenebilir bir ekonomi modelinde 111 ile 614 megaton arasında hidrojene ihtiyaç duyacağı tahminler arasında. Şu an dünyanın yıllık hidrojen üretimi ise 90 megaton.

Yine Çin gibi bazı ülkelerin hidrojen üretimi için gerekli elektriği alternatif enerji yerine fosil yakıtlardan elde emesi de tabloyu daha da vahim hale getiriyor. Yapılan modellemelerde iyi işleyen bir hidrojen ekonomisi bile yıllık 1 gigaton CO2’e eşdeğer bir sera gazına neden olacak. Şu anda bu seviye 40 gigaton civarında. Büyük oranda sera gazı etkisi azalsa da ilk etapta yenilenebilir enerji de sera gazı etkisini sıfırlamak için tek başına yeterli değil.

Bu anlamda yenilenebilir enerji için olmazsa olmazlardan olan hidrojen üretimi için rüzgar ve güneş santralleri tek çözüm değil. Bunun yanında hidrojen üretiminin daha kolay ve her yerde yapılabilir olması, gelecek için önemli.

Read this news article in English