ASICS ve Dassault Systèmes, spor ayakkabı dünyasında devrim yaratacak bir iş birliğine imza attı. Paris’te açılan “ASICS Kişiselleştirme Stüdyosu”, sanal ikiz teknolojisi kullanarak kişiye özel tabanlıklar üreten bir hizmet sunuyor. Bu hizmet, ASICS’in performans ayakkabısı alanındaki uzmanlığı ile Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformu ve sanal ikiz teknolojisinin gücünü birleştiriyor.

Ultra kompakt bir fabrika olarak tasarlanan ASICS Kişiselleştirme Stüdyosu, ayakkabı bileşenlerinin her kullanıcının ihtiyaçlarına göre yerinde ve talep üzerine üretilmesini sağlıyor. Bu süreç, ASICS’in tescilli spor teknolojisi ile Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformunun modüler yapısı sayesinde mümkün hale geliyor.

Peki bu kişiselleştirme nasıl gerçekleşiyor? ASICS, Dassault Systèmes’in teknolojisi ile desteklenen uzmanlığını kullanarak, 3DEXPERIENCE platformunda ayak şekli verilerine dayalı olarak modellenen ve simüle edilen kişiye özel ayakkabı tabanlarını tasarlıyor.

Gelişmiş 3D baskı teknolojisi kullanılarak, mükemmel nefes alabilirlik ve yumuşaklık sağlamak üzere katmanlı ve yüksek esneklikte malzemeden oluşan tabanlıklar oluşturuluyor. En dikkat çekici özellik ise, ayaktaki herhangi bir bölüm için yumuşaklık seviyesinin tam olarak ayarlanabilmesi. Bu özellik, gerilimi azaltarak fiziksel iyileşmeyi desteklerken performansı da artırmaya yardımcı oluyor.

ASICS, bu yeni hizmeti daha geniş bir kitleye sunmadan önce operasyonel testler yapmayı ve kullanıcı memnuniyetini izlemeyi planlıyor. 2025 yılında ASICS Kişiselleştirme Stüdyosu, daha ileri testler için Japonya’ya transfer edilecek. Şirket, gelecekte bu teknolojiyi sadece ayakkabı tabanlarında değil, diğer ayakkabı ürünlerinde de kullanmayı hedefliyor.

ASICS Başkanı ve COO’su Mitsuyuki Tominaga, bu iş birliğinin her müşteriye optimum değer sağlamak ve bireysel ihtiyaçlarına yanıt veren ürünlerle daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerine yardımcı olmak için sektör lideri iki şirketin ileri teknoloji ve uzmanlığından yararlandığını belirtiyor.

Dassault Systèmes CEO’su Pascal Daloz ise, bu ortaklığın tüketici deneyimine öncelik veren bütünsel bir üretim yaklaşımını sergilediğini ve sanal dünyanın 21. yüzyıl ekonomisini nasıl şekillendirdiğini gösterdiğini vurguluyor. Daloz, sanal ikiz teknolojisinin endüstrinin yalnızca ürünlerin performansını ve deneyimini iyileştirmesine değil, aynı zamanda daha sürdürülebilir iş modelleri oluşturmasına da olanak tanıdığına inanıyor.

Read this news article in English