Yaşı otuzu geçen birisi olarak, ortaokul yıllarında hatırladığım ve ülkemizin birliği için resmi kıyafetli eğitmenler tarafından verilen Milli Güvenlik dersleri, belki aynı amaca hizmet eden sosyal medya okuryazarlığı dersine yerini bırakmalı.

Çok erken yaşlarda teknolojiyle buluşmaya çalışan çocuklar için verilecek olan eğitim, ilk zamanlarda sadece oyunlarla başlasa da ilerleyen zamanlarda çok daha fazla önemli hale geliyor.

         

Gündelik hayatın bir parçası haline gelen ve bazı ülkelerde anayasal hak olarak verilen internetle buluşan bireyler, bu sonsuz medyaya içerik üretmeye başladığı anda bilinçli olması gerekiyor. 

Söz konusu bilinç, her ne kadar deneyimlerle belli bir sürede elde edilmeye çalışılsa da, otoritelerin bu zamanı daha da aza indirgemek için bazı dokunuşlar yapmasında fayda var. Aslında önerimiz, sadece çocuklar ve gençler için değil, internetle yeni tanışan yetişkinler için de geçerli.

Peki bu profesyonel dokunuş, nasıl olmalı ve çizgileri var mı?

Özgürlüğün simgesi haline gelen internette, kimin nasıl içerik üreteceğine veya üretilen içeriğin nasıl okunması gerektiğine müdahale etmek, doğru olmamakla beraber pek de mümkün değil gibi görünüyor. Yine de bu durum, otoritelerin boş durmasını gerektirmiyor.

Twitter başta olmak üzere, Facebook gibi sosyal ağlarda mobil cihazlar ve kablosuz ağlar sayesinde kolayca üretilen içerikler, topluluklar tarafından seri ve kontrolsüz bir şekilde paylaşıldığı için, iyi niyetle başlayan paylaşımlar, kötü niyetli kişiler tarafından tehlikeli bir araç haline getirilebiliyor.

Bu tehlikenin önüne geçmek, içerik üreten veya içeriğe ilgi gösteren internet kullanıcısının bilinçli olmasıyla çok daha kolaylaşıyor.

Okullarda verilebilecek ve içeriği sosyal medya uzmanları tarafından hazırlanacak derslerle, küçük yaştan itibaren içerik üreten internet kullanıcılarının, hem kendi güvenliğini koruyacak hem de toplumu etkileyecek yönlendirmelerden uzak kalması sağlanabilir.

:: Okullarda sosyal medya okuryazarlığı dersleri verilsin mi?