Volkswagen‘in 2015 yılında karıştığı emisyon skandalının etkileri hala devam ediyor. O tarihten bu yana açılan çeşitli davalarla uğraşan şirket, Avrupa ve ABD’de emisyon testi sonuçlarını tahrif eden hileli bir yazılım kullandığı nedeniyle pek çok farklı ülkede hukuk mücadelesi veriyor. Söz konusu davalardan biri de kısa süre önce Türkiye’de açıldı.
Sputnik‘in haberine göre T.S. isimli bir vatandaş, yıllardır hayalini kurduğu 2013 model bir Volkswagen aldı .Ancak kısa süre içerisinde hayal kırıklığına uğraya sürücü, sık sık bakımını yaptırmasına rağmen aracının sürekli bozulması nedeniyle soluğu mahkemede aldı. Son olarak o davadan karar çıktı.
Otomobil almak isteyenlerin tercihi ikinci el oldu: İşte nedeni!
Son yapılan bir araştırma, vatandaşların neden ikinci el otomobile yöneldiklerini ortaya çıkardı. İşte ayrıntılar...Volkswagen’e Türkiye’de açılan dava sonuçlandı
Yaşadığı sorunların ardından hakkını korumak için Tüketici Mahkemesi’ne başvuran davası T.S., aracına emisyon emisyon ölçümlerindeki hata nedeni ile Şubat 2017’de ücretsiz olarak 23r7 aksiyonu adı verilen bir işlem yapıldığını belirtti. Söz konusu hata nedeni ile şirketin yurt dışındaki araçları geri çağırdığını, Türkiye’de ise sadece onarım yapılarak sorunun önüne geçildiğinin altını çizdi.
Otomobili ile pek çok sorun yaşadığının altını çizen T.S., özellikle 23r7‘den sonra sarsıntılı çalışma, hızlanmama, yakıt sızıntıları, motor ve egzoz gazı hataları gibi pek çok sorunla karşı karşıya kaldı. Sorunlarının çözülmesi için defalarca yetkili servise giden sürücü, buna rağmen arızalardan bir türlü kurtulamadığını ileri sürdü.
Son olarak yolda kalan aracı çekici yardımıyla servise getirdiğini, araçtaki arızaların halen devam ettiğini söyleyen sürücü, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini istedi Aynı zamanda aracın satış tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte mağduriyetinin ödenmesini talep etti.
Davalı şirket ise emisyon sorunun zaman aşımına uğradığını, üretici tarafından yapıldığı iddia edilen işlemlerden teknik ve hukuki kapsamda bilgi sahibi olmalarının imkansız olduğunu söyledi. Davacının sözü edilen şikayetlerinin servis aksiyonu ile ilgili olmadığını ve bunların ayıp niteliğinde de olmadığını belirtti.
Aynı zamanda söz konusu aracın 4 yıldır 155.000 km’ye kadar kullanıldığını, araç sahibi bilgisinin en az üç kez değiştiğini, aracın emisyon ayarları ile ilgili yapılan test ile araçta meydana gelen arızaların birbirleriyle bağlantılı olmadığını iddia etti.
İki tarafın da iddialarını dinleyen mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine hükmetti. Kararı kabul etmeyen davacı, kararı istinaf mahkemesine götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi’nin de itirazın reddine karar vermesinin ardından, hukuk mücadelesini sürdüren mağdur sürücü, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 3. Hukuk Dairesi girdi.
Yargıtay kararında; davacının 23r7 aksiyonu tabir edilen yazılım güncellemesi sonucu aracının ayıplı hale geldiğini ve ayıbın giderilmediğini, her seferinde ayıbın yeniden ortaya çıktığını ileri sürüldüğü hatırlatıldı. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, davacının aracını ayıplı hale getirdiğini ileri sürdüğü 23r7 uygulamasının içeriği açıkça tartışılmadığı vurgulandı.
Eee karar? Olumsuz mu? Sonuca bağlasaydınız.