İnternet ortamındaki sanal topluluk ağlarının sayısı günden güne artarken, ofis çalışanlarının bu ortamdaki etkinlikleri kurum yöneticileri açısından bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Zaman zaman kurum itibarına zarar veren gelişmelere yol açan bu faaliyetler çalışanlarla, yönetimleri karşı karşıya getirmeye başladı. Deloitte, “Sosyal Ağlar ve Kurumsal İtibar Riski” başlıklı “2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı Araştırması” ile konuyu kapsamlı bir şekilde ele aldı.

ABD’de 2000 çalışan ve 500 üst düzeyli yöneticinin katılımıyla yapılan araştırmada, sanal ortamların kurumsal itibara zarar verip vermediği yolundaki soruya çalışanların %74’ü “kesinlikle” veya “katılıyorum” yanıtını verdi. Buna karşılık çalışanların %53’ü, sanal topluluk siteleriyle ilgilenmenin işverenin işi olmadığını belirtiyor. Çalışma bu konuda yöneticiler ve çalışanlar arasında ciddi bir görüş ayrılığının bulunduğunu ortaya koydu.

 

Yöneticilerin %60’ı sanal sosyal topluluk ağı ortamına katılanların kendilerini nasıl tanımladıklarını şirketin “bilme hakkı” bulunduğunu savundu. Çalışanların %53’ü ise sanal topluluk siteleriyle ilgilenmenin işverenin “işi” olmadığı görüşünde.


Deloitte 2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı Araştırması’na yanıt verenlerin %74’ü Facebook, Twitter ve Youtube gibi sanal topluluk sitelerinin marka itibarına zarar verme potansiyeli açısından belirli riskleri taşıdığı kanısında.

Kurumlar, çalışanların kendisini rahatça ifade edebildikleri bu sitelerde kurumsal itibarına zarar veren durumlara karşı zaman zaman mücadele vermek zorunda kalabiliyor. Belli başlı küresel markalarla ilgili yapılan haberlerin önemli bir kısmı ise online ortamda gerçekleşen tartışma, öneri ve eleştirilerden ciddi ölçüde etkileniyor.

Deloitte araştırmasına yanıt veren üst düzey yöneticilerin %15’i yönetimin sanal topluluk ortamlarındaki itibar risklerine karşı hazırlıklı olduğunu ifade ederken, %58’i ise yönetimin bu konunun farkında olduğunu ve önlemleri tartıştığını söyledi. Buna karşılık görüşülenlerin sadece %17’si bu konuda bir programa sahip olduklarını vurguluyor.

:: Şirket yönetimlerinin çalışanların bu faaliyetlerini kısıtlamaya hakkı var mı?