Güneş sistemi, bilim insanlarının “Güneş Döngüsü 25” olarak adlandırdığı dönemin tam ortasında bulunuyor. Bu durum, 2025 yılına doğru giderek daha tehditkar hale geliyor. Bilim dünyası, Dünya’nın karşı karşıya olduğu potansiyel tehlikeleri değerlendiriyor. İşte detaylar…
Uzay kasırgaları: 2021’deki ilk sinyaller
Güneş döngüsü, her on bir yılda bir tekrarlanan bir ritüeli takip ediyor, ve şu anda Güneş Döngüsü 25 olarak adlandırılan bu döngünün tam ortasındayız. Bilim insanları, güneşin aktivite seviyelerindeki artışın, Dünya üzerinde potansiyel tehlikelere işaret edebileceğini belirtiyor.
Bu durum, özellikle uzay kasırgaları ve güneşle ilgili diğer olaylar açısından, önümüzdeki yıllarda karşılaşabileceğimiz olası senaryoları gözler önüne seriyor. Eylül 2020’de NASA ve NOAA’nın yaptığı açıklamaya göre, Güneş Döngüsü 25’in aktivitesinde belirgin bir artış gözlemleniyor.
Tehlikede miyiz? Güneş’te Dünya’nın tam 60 katı büyüklüğünde kara delik açıldı!
Güneş'teki 60 Dünya'dan daha büyük devasa kara delik, üzerimize süper hızlı güneş rüzgarı yayıyor. İşte detaylar...Bilim dünyası, bu Güneş döngüsünün Temmuz 2025’e kadar sürecek olan döneminde Güneş aktivitesinin tekrar maksimum seviyelere ulaşacağını tahmin ediyor. Bu durum, yüzeyinde görülen güneş lekelerinin sayısındaki artışla ölçülen bir olgu olup, bu artış güneş patlamaları ve koronal kütle atımları gibi olaylara yol açabilir. Bu olaylar ise potansiyel olarak Dünya üzerinde ciddi sorunlara neden olabilir.
Güneş lekeleri, güneşin yüzeyinde geçici olarak koyu görünen bölgelerdir ve güneş aktivitesinin bir göstergesi olarak kabul ediliyorlar. Güneş lekelerinin sayısındaki artış, genellikle güneşin daha fazla enerji ürettiği ve bu enerjinin çeşitli uzay olaylarına yol açtığı anlamına geliyor. Bu durum, güneşin yüzeyindeki manyetik etkileşimlerin ve enerji salınımının arttığını gösteriyor.
Uydu bağımlılığı ve tehlike: Elektron yağmurları ve kesintiler
Uydu teknolojisinin giderek artan bağımlılığı, uzay havasının potansiyel etkilerini daha da önemli hale getiriyor. Elektron yağmurları, uzay kasırgalarının bir sonucu olarak Dünya’ya ulaşabilir ve bu, GPS sistemleri, iletişim teknolojisi ve diğer uydu tabanlı sistemlerde ciddi kesintilere neden olabilir. Bilim insanları, önceki döngülere kıyasla Güneş Döngüsü 25’in daha fazla aktivite gösterme olasılığını değerlendiriyor.
2025 yılında gerçekleşecek olası bir ölümcül güneş fırtınası hala belirsizliğini koruyor. Ancak bu potansiyel tehlikelere karşı hazırlıklı olmak, teknolojik bağımlılığımızın getirdiği riskleri göz önüne alarak önemli bir adım olabilir.
Bilim insanları, gelecekteki güneş aktivitesini yakından takip ederek ve olası senaryolara karşı çeşitli senaryo planlarını değerlendirerek bu potansiyel tehditlere karşı daha iyi bir anlayış geliştirmeye çalışıyor.
2025’te internet ağı çökecek mi?
2025 yılında yaşanabilecek bir güneş fırtınası, iletişim altyapısında çöküntülere, geniş bant hizmetlerinde kesintilere ve hatta internet erişiminde tamamen kopmalara yol açabilir. Özellikle finans sektörü, sağlık hizmetleri ve acil iletişim sistemleri gibi kritik altyapılar, bu potansiyel internet kesintilerinden etkilenebilir ve küresel ölçekte iletişimde büyük aksamalara neden olabilir.
Güneş fırtınalarından kaynaklı internet kesintileri sadece iletişimde değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanlarda da ciddi etkilere sebep olabilir. Elektronik ticaret, finansal işlemler, uzaktan çalışma ve eğitim gibi internete dayalı birçok sektör, bu kesintilerden olumsuz yönde etkilenebilir.
Bu nedenle potansiyel tehdide karşı önceden tedbirler almak ve kritik sistemlerin güneş fırtınalarına karşı direncini artırmak, 2025 yılında yaşanabilecek olası bir internet kesintisinin etkilerini en aza indirmek adına önemli bir strateji olabilir.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Aşağıdaki yorumlar kısmında yazabilirsiniz.
Yani haberlerde duyuyoruz hep güneş patlaması internet gidecek. Bu internetin temel kabloları denizin altında değil mi ? Orası bile kopacaksa biz ölelim o zaman. Bu saçma geliyor bana. Bilimsel açıklaması nedir bunun ?
insanları ürkütmeyi bırakın. gece uyuyamayanlar var sırf bu yüzden. son zamanlarda bir furyadır gidiyor. her 11 yılda güneş bunu zaten yapıyor. neden yine kıyamet senaryoları çıktı meydana. pandemide insanların saflığını gördüler iklimdir, güneştir, virüstür derken herşeyi insanları korkutmak için kullanıyolar. covid inde boş olduğu ortaya çıktı. amerikada davalar devam ederken pandemi ve aşılarla ilgili ülkemizde tek bir haber bile yapılmıyor. şimdide çıkmış insanları neye alıştılarsa onunla korkutuyorlar yok internet kesilecek yok elektrikler gidecek. elektrikler gitse ne olur kalıcı olmaz sonuçta elektrik bölgesel üretilen bir enerji ve bir çok üretim tekniği var. olurda uydular kalıcı hasar görürse geçici olarak internet kesilir ama düzelir. kıyamet senaryosu yazmanıza gerek yok. bu haberi tamamen siz yazmamışta olabilirsiniz ama bu şekilde yayarak daha çok insana ulaşıyor ve kaygı veriyorsunuz. üstelik bizim ülkemizde merkezi ve bölgesel elektrik kontrolü birlikte tek bir merkezden yapılır. bu gibi durumlarda ilgili bölgedeki üretim tesisi şehirlerarası hatlar dahi zarar görse o bölge kendi kendine yetecek üretimini sadece o bölgeye yönlendirir.
son zamanlarda bununla ilgili netflix gibi platformlarda yapılan filmleri buna atfetmişler ama o filmde ana tema savaş durumundaki olaylardı. güneş patlaması elektron radyasyonu değil konu. bunu bile çarpıtmayı başarıyorlar ve insanlar izlediğini bile idrak edemez hale geldi maalesef.
bu yüzyıl dijital çağ insan eliyle birşey olmaz herşeyin önüne geçilebilir ama Allah’tan gelecek birşey olursa da onada yapacak bişey yok. içinizi ferah tutun. komploya inanın komplosuz kalmayın ama sorgulayın araştırın. hadi eyv.
Merhaba 6 Şubat depreminde her şeyini kaybetmiş birisi olarak, olaylar gerçekleşmese bile hazırlıklı olmakta fayda var. Biz de kulak asmıyorduk uyarılara ama başımıza geldi, bir deprem çantamız olsa her şey farklı olabilirdi. Bugün teknolojiye bağımlı yaşıyoruz, çıkabilecek kaosa karşı önlem almaktan zarar gelmez.
öncelikle çok geçmiş olsun. deprem konusunda hazırlı olma konusunda haklısınız. ama bence konu başka deprem bu ülkenin bir gerçeği. ancak benim anlatmak istediğim bunun kasıtlı yapıldığı ve kalıcı bir durum oluşturmayacağı. yine de insanlara bu şekilde her mecradan pompalanması ve insanları farklı düşünce ve kaygılara itmeleri. herkes kaygı derecesine göre önlemini alabilir ama ya hiç bir şey olma ihtimali yokken bu yapılıyor ve insanlar kokutuluyorsa. ki öyle. hatırlarsanız 2012 de de ya tutarsa diye insanlara 12.12.12 tarihinde kıyamet senaryoları yazdılar çoğu kişide buna göre hazırlıklar yaptı. birincisi olsaydı insan kıyametten kaçabilecek miydi, ikincisi kaçsaydı ne kadar süre kaçabilirdi. aksine böyle durumlar kendi içinde bir felaket oluşturabilir insanların çoğunluğu inanmaya başlayınca pandemi döneminde gördük marketlere saldıranları. buda bir tık ötesine dönüşebilir.
Dostum buradaki problem internet veya teknolojik aletlerin zarar görüp tamir edilmemesi değil. Dijital verilerin “BitFlip” denilen bir olay ile (serbest elektronlar sebebiyle verinin değişmesi/bozulması) bozulmaya uğraması. İnsanlara tabiki birşey olmaz yaşam yine devam edecek her zamanki gibi. Ama bugüne kadar dijital ortamdaki tüm verilerin yok olduğunu, kullanılamaz hale geldiğini düşün ? BitFlip olayı geçmişte nadirende olsa yaşandı, dijital seçimlerde yanlış sonuçlara sebebiyet verdi. Bir anlığına tüm banka bilgilerinin, sosyal medya hesaplarının, dijital veritabanlarının, arşivlerin yok olduğunu düşün ? Şu an teknoloji ve dijital’e bu kadar bağımlıyken sence buna hazırlıklımıyız ?
Saçmalık insanin eli ayağı düzgün dursa herşey normalde kalır