Ticaret Bakanı Ömer Bolat, geçtiğimiz günlerde e-ihracatın toplam ihracatımızdaki payının yüzde 1,5 olduğuna işaret ederek, 2028 hedefinin bu oranı yüzde 10’a çıkarmak olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama başta KOBİ’ler olmak üzere e-ihracatla henüz tanışmamış üreticilerin dikkatini online ihracata çevirdi.
E-ihracatın önündeki en büyük engelin cesaret edememek olduğunu ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucu CEO’su Cenk Çiğdemli, online ihracatta şirketlerin karşılaşabileceği 6 zorluğu ve çözüm yollarını anlattı.
Ticimax Kampüs bünyesinde ücretsiz e-ticaret ve e-ihracat eğitimleri vererek Türk şirketlerinin dünyaya açılması yolunda cesaret vermeye çalıştıklarını ifade eden Çiğdemli, olası zorlukları hedef pazarlar, ödeme yöntemleri, yurtdışında şirket açmak, iadeler, yabancı dil ve regülasyonlar olarak sıraladı.
Hedef pazar doğru seçilmeli
E-ihracata yeni başlayacaklar için en önemli adım doğru hedef pazar seçimidir. Pek çok kişi aynı anda çok sayıda ülkeyi hedefleyerek, reklam bütçelerinin verimsiz bir şekilde parçalanmasına neden olur. Her ülkede tüketicilerin farklı beklentileri olduğu için, çok sayıda hedef pazar ile yola çıkan markalar odaklanma sorunu yaşar.
Hedefinizdeki ülkeleri ve içindeki potansiyel müşterilerin eğilimlerini, beklentilerini bilmeniz başarının anahtarıdır. Bu nedenle odaklanabileceğiniz kadar ülkeyi hedefleyin. Doğru olan, başlangıç için en fazla 3-4 hedef ülke seçilmesidir. Böylece reklam bütçenizi etkili bir şekilde ülkeler arasında bölüştürebilirsiniz.
Ayrıca her ülkenin kendine göre regülasyonları olduğunu unutmamak gerekir. Başlangıç için ülke sayısını ne kadar az tutarsanız, ülkelerin kurallarını ve regülasyonlarını o kadar kolay öğrenebilirsiniz. Enerji ve odağınızı birkaç ülke üzerinde toplamanız, o ülkelerdeki tüketicilerin davranış ve eğilimlerini daha iyi anlamanız için size alan yaratır. Böylece son derece önemli olan yerelleşme politikalarınızı doğru ve nokta atış olarak belirleyebilirsiniz.
Esnek ödeme yöntemleri kullanılmalı
İnsanlar e-ticaret üzerinden alışveriş yaparken sitelere kredi kartı bilgilerini yazmaktan çekinirler. Özellikle ABD ve Avrupa pazarında bu böyledir. Bu nedenle genellikle Stripe ve PayPal gibi ödeme sistemleri kullanılır.
Paypal’ın ülkemizde yasaklanmış olması bu noktada ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Stripe ise sisteminin belli ülkelerde şirketi olan markalar tarafından kullanılmasını talep ediyor. Her iki ödeme yöntemini kullanmak için de yurtdışında (ki bu genellikle Avrupa ülkelerinden biri oluyor) şirket açmak gerekiyor.
Fakat sadece bu ödeme yöntemleri ile e-ihracat yapılır diye bir kural yok. Etsy, Amazon, Trendyol ve e-PTT gibi global pazaryerleri üzerinden herhangi bir ödeme alma sorunu yaşamadan satış yapabilirsiniz. E-ihracat için ödeme entegrasyonu sunan bazı bankalarımız da var.
Bu hizmetleri sunan bankalar ile çalışarak, sadece ETGB evrağı ile kolayca e-ihracat yapmanız mümkün. Fakat büyük ölçekli bir e-ihracat operasyonu planlıyorsanız o zaman PayPal ve Stripe gibi dünyada genel olarak kabul gören ödeme yöntemlerinin geçerli olduğu bir ülkede şirket açmanız daha iyi olabilir.
Yurtdışında şirket açmak avantajlı
Yurtdışında şirket açmak zor görünebilir ancak Paypal, Stripe v.b. ödeme sistemlerini kullanmak için yurtdışında şirket açmak maalesef gerekiyor. Ayrıca aynı ülkeye günde 300 ila 1000 adet arası yurtdışı gönderimizin var ise, şirket açıp, gönderimi de o ülkeden yapmak sizin için karlı olacaktır.
Zira her gün o kadar malı Türkiye’den kargolayarak kargo başına 20 Euro/22 dolar ödeyeceğinize hedef bölgenizdeki bir şehirde bir depo ile anlaşarak fulfillment hizmeti almanız daha avantajlı olacaktır. Böylece kargoya ödeyeceğiniz rakamları da düşürmüş olursunuz.
Yurtdışında şirket açmak üzerine uzmanlaşmış firmalar var Türkiye’de. Bu firmalardan yardım alarak sadece 300 dolar gibi bir rakama herhangi bir Avrupa, Amerika veya İngiltere de şirket açabilirsiniz. Şirket açtığınızda o ülkede vergi de ödemeniz gerekeceğini unutmayın. Bunun için de uzmanlaşmış, sizi yönlendirebilecek mali müşavirlik şirketleri bulunmaktadır.
İadeler toplu yapılmalı
Özellikle tekstilde Avrupa ülkelerinde ürün iadesi neredeyse yüzde 50’dir. ETGB evrağınız ile ürünü Türkiye’ye geri getirtebilirsiniz fakat gönderirken ödediğiniz 20 Euro/22 doları tekrar ödemeniz gerekir. Bu da ek bir masraf olacağı için en iyisi satış yaptığınız ülkede iade ürünlerinizin toplanacağı bir depo ile anlaşmaktır.
Ürünler belli bir adede ulaşınca topluca göndermelerini talep edebilirsiniz. Böylece her bir parça için tek tek 20 Euro/22 dolar ödememiş olursunuz. Hepsini birlikte kolileterek daha az bir rakama ürünleri Türkiye’ye getirtebilirsiniz. Ya da ürünleri Türkiye’ye hiç getirtmezsiniz. Depo ile anlaşarak, aynı bölgede aynı ürünü sipariş eden başka bir müşteri olursa ürünü depodan göndertirsiniz.
Yabancı dil şart, ancak yapay zekâ yardıma koşuyor
Yabancı dil bilmiyorsanız bu e-ihracat sürecinde önünüzde bir engel oluşturabilir. Ama artık bu o kadar da önemli bir sorun değil. ChatGPT gibi bir AI hizmetinden faydalanarak çeviri yaptırabilir, ürünlerin özelliklerini yapay zekaya kolayca yazdırabilirsiniz. Örneğin biz de Ticimax altyapısı kullananlar için yapay zeka entegrasyonu sağlıyoruz. Satıcı ürün açıklamasını yapay zekaya yaptırabiliyor böylece.
Regülasyonlara dikkat edilmeli
Son olarak ülkelerin regülasyon ve yasalarının da birer sorun olarak karşınıza çıkabileceğini unutmamalısınız. Bu nedenle odaklanabileceğiniz kadar ülkeye odaklanıp her birinin ticari kurallarını, gümrük masraflarını, vergi yasalarını yola koyulmadan önce öğrenmelisiniz. Örneğin ürünü Türkiye’de 600 liraya satıyorsanız, 600 lira da gümrük masrafı varsa, ürünün fiyatını ona göre hesaplayıp belirlemelisiniz.