Amerika’nın en büyük bilgisayar üreticilerinden IBM, 1981 yılında IBM PC’yi piyasaya sürüp, sektörde fırtınalar estirdi. IBM PC’yi özel kılan en önemli detaylardan biri, TTL monitörlerdi. TTL monitörler, tek DB9 konnektör ile çalışırlardı. Maalesef, kısıtlı renk seçeneklerine sahiptiler ve günümüz teknolojisi ile karşılaştırıldığında, hantal ve kalitesiz görünüyorlardı.
Daha sonra CGA Monitörler karşımıza çıktı. Dört dijital sinyali, üç elektron tabancasından geçirip kullanan CGA’lar, zamanın Super AMOLED monitörleri gibiydi. 16 renk desteğine sahiptiler ve TTL’den çok daha kaliteliydiler. Commodore firması, CGA’lardan sıkça faydalanarak, yüksek satış rakamlarına ulaşmayı bildi.
{pagebreak::CRT’ler}
CRT’ler
1980’ler çok geride kaldı. Günümüz, dokunmatik monitörler ve 3 boyutlu LED televizyonlara ev sahipliği yapıyor. Birkaç yıl öncesine kadar sıkça kullanılan CRT monitörler, kullanıcılar tarafından “Tüplü monitörler” olarak biliniyor. Eski model televizyonlarda da yararlanılan teknoloji, katot ışın tüpü mekanizmasından faydalanıyor. İnanılması güç olabilir lakin pek çok kişi, hâlâ CRT yapısına yoğun ilgi gösteriyor.
{pagebreak::Avantajlar- Dezavantajlar}
Avantajlar – Dezavantajlar
Bazı açılardan haklılar da, CRT’Ler, giriş lag dezavantajına sahip değiller, düşük siyahlık seviyesiyle yüksek renk kalitesi sunabiliyorlar, mili saniyelerin altında tepkime süreleri var, hangi açıdan bakarsanız bakın aynı görüntüyü aktarabiliyor ve en önemlisi, LCD, Plasma ve LED monitörlerle karşılaştırıldığında, sudan ucuz sayılırlar.
Elbette CRT’ler için her şey toz pembe değil… Hem de hiç değil: Çok ağırlar, 20 inç olanları bile 23 kilo gibi akıl almaz ağırlıklara sahipler, yüksek enerji tüketip, elektrik faturasına bol bol 0 ekliyorlar ve düşük tazeleme oranlarına sahipler.
{pagebreak::LCD’lerin Çağı}
LCD’lerin Çağı
Monitör sektöründe, LCD’lerin açık ara hüküm sürdüğünü rahatça ifade edebiliriz. Egemenlikleri LED ve AMOLED’ler tarafından tehdit edilse de, uygun fiyatları ve üstün yetenekleri ile çoğu kalbi fethedebiliyorlar. Başlıca üreticileri arasında Acer, AOC, Apple Inc., Asus, BenQ, Dell, Eizo, Gateway, Hewlett-Packard, HannStar Display Corporation, Iiyama Corporation, Kogan Technologies, LG, NEC, Samsung, Sony, Toshiba, Tyco Electronics, ViewSonic bulunuyor.
{pagebreak::Avantajlar – Dezavantajlar}
Avantajlar – Dezavantajlar
Kompakt ve hafifler, yüksek karşıtlık oranlarına (en az 10:000 : 1) sahipler, hızlı tepki verebiliyorlar, geometrik sorunlarla uğraşmıyorlar. Lakin veri lagları ile epey baş ağrıtıyorlar, sadece birtanesi en yüksek çözünürlüğe ulaşabiliyor ve çoklu kullanımlarda odak problemi ortaya çıkıyor.
{pagebreak::Plasma Monitörler}
Plasma Monitörler
Plasma monitörler, sıkça LCD’ler ile karıştırılıyorlar ve bu çok doğal. Benzer teknoloji ve benzer boyutlara sahipler. Yüksek karşıtlık oranlarına tırmanmak onlar için kolay. Yine de, ne kadar büyürlerse çözünürlük konusunda o kadar kalite sorunu yaşıyorlar, veri lagları mevcut ve eskisi kadar sık olmasa da “ölü piksel” problemi sürüyor. Bu nedenle, LCD’ler ile olan ezeli rekabette biraz geride kaldıkları söylemek, güç olmasa gerek.
{pagebreak::Arabirimler}
Arabirimler
Eski monitörlerde yalnızca analog arabirimler kullanılırdı ve bu, yüksek çözünürlüklere ulaşmayı imkansız kılardı. Son model televizyonunuzun, birkaç bakır tel ile uydu antenine bağlı olduğunu düşünün, sorun apaçık karşınızda belirecektir. Neyseki zaman içerisinde onlar da gelişti ve VGA arabirimler ortaya çıktı. VGA’lar, nispeten yüksek kaliteye ulaşmayı kolaylaştırdı.
{pagebreak::Arabirim türleri}
Arabirim Türleri
Daha sonraları ortaya Analog – Dijital melezleri çıktı. DVI-I adı verilen teknoloji birbiri üstüne eklenen konektörlerden meydana geliyor ve HD kalitesi bile mümkün olabiliyor.
Arabirimlerdeki en büyük gelişme ise dijital olanlarda peydah oluyor. HDMi ve DisplayPort yapıları, uygun monitörler veya televizyonlarla kullanıldıklarında HD teknolojisinin tüm nimetlerini, altın tepsi içinde sunuyor.
{pagebreak::LED Monitörler}
Ve Huzurlarınızda LED Monitörler
Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz üzere, LED teknolojisi, LCD’lere karşı büyük avantajlara sahip. Hatta LED’ler yaygınlaştıkça, LCD’lerin CRT konumuna düşeceğine inanabiliriz. LED’ler yansımalardan asgari seviyede etkileniyorlar, siyah ağırlıklı sahnelerde kaliteleri daha üst seviyede ve 2.000.000 : 1 gibi karşıtlık oranlarıyla yüz yüze gelmemiz mümkün.
{pagebreak::LCD mi LED mi?}
LCD mi LED mi?
LCD’ler hafif olabilir ama LED’ler onlardan da ince ve hafif; 3.3 milimetre ekran kalınlığına sahip LED monitörler geçtiğimiz günlerde dünyaya duyuruldu. LCD ve plasma monitörlere oranla yüzde 50 oranında az enerji tükettiklerini de unutmamak şart. LED teknolojisi üstüne inşa edilmiş, OLED ve AMOLED’lerde popülerliklerini yükseltip, rekabeti kızıştırmaya hazırlanıyorlar.
{pagebreak::Üçüncü Boyut}
Üçüncü Boyut
Autostereoscopy ismi verilen teknoloji, teknolojiseverlere olağanüstü bir deneyim vadediyor: Gözlüksüz üç boyutlu ekranlar. İki geniş ekran, birbirine yakın mesafelerde yerleştiriliyor. Bu da, üç boyutlu gözlük etkisi yaratıyor. Sharp’ın teknoloji üzerine inanılmaz bir yatırım yaptığı ve stratejik ortağı Nintendo ile ortak çalıştığı biliniyor. Nintendo 3DS, 2011 yılında piyasaya çıkacak ve yakın zamanda satışa sunulacak, dev, gözlüksüz 3 boyutlu monitörlerin rehber ışığı haline gelecek.
{pagebreak::Dokunmatik Monitörler}
Dokunmatik Monitörler
Windows 7 ile birlikte, akıllı telefonlarda sıkça rastladığımız “dokunmatik ekran” yapısına da destek verilmeye başlandı. Koreli ezeli rakipler Samsung ve LG, sektörde, rakiplerinden bir adım öndeler ve piyasaya bolca ürün sunuyorlar. Pek de önemli sayılmaz ama parmak izi sorunlarından yüzde yüz kurtulabileceğimiz bir çözümün de yolda olacağı fısıldanıyor.
{pagebreak::Gelecek}
Gelecek
Gözlerinizi kapatın ve hayal edin: Gözlüksüz 3 boyutlu monitörünüzün karşısındasınız. Crysis 2 benzeri harika bir oyun oynamak niyetindesiniz. Natal benzeri bir teknolojiyle de, joystick sizsiniz. Gelecek ne kadar da muhteşem görünüyor değil mi?
:: Hangi tür monitör kullanmayı tercih ediyorsunuz?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}