Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net
Reklam
Reklam

AMD FX 8150 İncelemesi

Ana sayfa /

Yeni nesil bir işlemci mimarisi çıktığında, son 6 7 yılın özeti ile incelemelere  başlamak istiyorum. Çünkü Intel ve AMD rekabeti bendeki bu isteği daha da arttırıyor. Tabi geçmişte kullandığım işlemcileri ve tatlı atışmaları da hatırlamış oluyorum. Sizler de o zamanları tekrar yaşamış oluyorsunuz.

Yakın Geçmişe Yolculuk :

Reklam
Reklam

AMD, Athlon 64 ailesi ile işlemci dünyasına damga vurmuştu. Tabi daha önce Barton çekirdeği ile Athlon XP ailesi de oldukça başarılıydıı. Özellikle Athlon XP‘nin overclock performansı dönemine göre tatmin ediciydi.

Athlon 64 ilk başta soket 754 ile aramıza katıldı. K8 mimarisinin ilk nesili olan S754, tek kanal bellek kontrolcüsü ile geliyordu. 

Sonra ufak güncellemeler ve çift kanal bellek kontrolcüsü ile soket 939 yapısındaki  Venice çekirdeği piyasaya çıktı. Venice çekirdeği oldukça iyi overclock oluyordu ve ısınmak nedir bilmiyordu. O zaman Intel Pentium ailesi iflas etmişti. 4, 5 GHz’e de overclock yapılsa tam anlamda geçemiyordu.

AMD, hem fiyat performans hem de watt performans değerinde Intel’i geçmeyi başarıyordu.

AMD, San Diego çekirdeğinden sonra çift çekirdekli Toledo çekirdeği ile Intel’e nefes aldırmadı. Tek çekirdekli San Diego, 1MB L2 cashe miktarı ve oldukça iyi overclock performansı ile Opteron 140 ve 150 ailesine ayrıca FX 57′ye güç verdi. 

Toledo ise çift çekirdekli yapıda geldi ve piyasanın altına üstüne getirdi. AMD tam gaz devam ediyordu ama bundan sonra ki Intel adımını hafife aldı ve geliştirmelerini ufak ufak yapmaya başladı.

{pagebreak::2}

İki firma arasında yeni bir savaş başlıyor. Savaşın galibi Core 2 Duo :

Intel DDR2‘ye AMD‘den önce geçmişti. Çünkü DDR2 yüksek gecikmeleri ve düşük hızları ile o zaman pek performans farkı sunamıyordu. O zamanlar AMD ile popüleritesi artan A-Data Vitesta DDR500 ramler, DDR1‘in hala ölmediğini kanıtlıyordu.

AMD, DDR2‘ye geçerken sadece üretim teknolojisi ve DDR2 bellek kontrolcülerini ekleyerek 2006 yılına giriyordu. Düşen NM değeri sadece yükselen frekans demekti. Eşit frekansta eski nesil ile pek fark bulunmuyordu.

Intel‘de Core 2 Duo işlemcisini uzun süredir hazırlıyordu. Başından beri uzun iş hatları ile başa bela olan Pentium 4‘den kurtulundu. Pentium 3‘ü temel alan ve Israil’de üzerine çok kapsamlı geliştirmeler yapılan yeni mikro işlemci ailesi, AMD’nin başına bela oldu. AMD bu noktadan sonra liderlik bayrağını geri alamadı.

AMD‘nin meşhur Athlon X2 ailesi sadece frekans yükseltiliyordu. Core 2 Duo ile ancak böyle yarışabiliyorlardı. Bu ailenin son işlemcisi ise Athlon X2 6400+ ‘dı. 3.2 GHz hızında çalışan işlemci, 125 watt güç tüketiyordu. 2.4 GHz hızındaki Core işlemcileri ile zar zor mücadele edebiliyordu. Tabi Core ailesi 3.6 GHz’e overclock olabiliyorken, 6400‘ler 3.4 GHz‘de kasa içini tek başına ısıtıyordu.

Peki ya sonra ?

{pagebreak::3}

İlk nesil Phenom ailesi ve Bulldozer ailesine doğru geçen zaman :

İlk nesil Phenom işlemciler karşımıza  2008 yılında çıktı. K10.5 adındaki mimari esasında K8 mimarisinin güçlendirilmişi olarak sayılıyor. Arttırılmış Hyper Transport hızı, komut setlerindeki değişiklikler ve geliştirilmiş çoklu çekirdek yapısı.

AMD, ilk 4 çekirdekli işlemcisini Phenom ailesi ile piyasaya sundu. İlk gerçek 4 çekirdekli işlemci sloganı ile piyasadaydı. Çünkü Intel’in Q6600 ile başlattığı 4 çekirdekli işlemcilerinden farklı bir tasarıma sahipti. Intel iki tane işlemciyi zarını, tek plakada topluyordu. AMD ise birbirlerinden bağımsız ve farklı 4 çekirdeği, tek zarlı yapıda sunuyordu.

Önemli olan tabi sonuç. Intel Core 2 Quad işlemcileri Phenom‘ları üzüyordu. Tabi ilk nesil Phenom‘larda ön bellek hatası ve oldukça düşün overclock kapasitesi gibi kötü durumlar bulunuyordu.

O yüzden AMD çabucak Phenom II ailesini çıkardı.

Phenom II ve Athlon II ailesi uzun zamandır AMD’nin sunmadığı başarılı bir mikroişlemci ailesi oldu. Fiyat performans oranı ve stabilliği ile öne çıktı. Tabi yüksek overclock kapasitesi ve çekirdek açma gibi hilelerle beraber az paraya çok iş bekleyenlerin sevgilisi haline geldi.

Ayrıca AM2+, AM3 ve AM3+ soketlerinin diğer işlemciler ile uyumlu olması, AMD kullanıcılarının sevdiği yön oldu. Çünkü Intel sistemde anakartın geleceği pek olmuyor.

Gelelim AM3+ ile gelen yeni mikroişlemci yapısına. AMD Bulldozer’e. Bakalım neler değişmiş, neler olmuş ?

{pagebreak::4}

AMD’nin yeni tasarımı Bulldozer Mimarisi :

Intel‘in Pentium 4‘den bu yana piyasaya sunduğu Hyper Threading teknolojisine benzer bir teknoloji AMD‘de bulunmuyordu. Bu teknolojiyi kısaca şu şekilde açıklayabilirim. İşlemci seri olarak işlemleri sıralı şekilde yapar. Mesela tek çekirdekli bir işlemcide, aynı anda müzik dinleyip, web tarayıcı açamazsınız. Bunlar çok hızlı bir şekilde sıra ile yapılır. Siz aynı anda oluyormuş gibi algılarsınız. Hyper Threading’de ise tek çekirdek, çift çekirdek gibi gösteriliyor ve sıraya giren işlemcler 2. çekirdeği gerçek sanıp, oraya da gidiyor. Çekirdekte işlem bittiği an ya da kullanılmayan alanları ile sıradaki işlemler hemen yapılır. Çekirdeğin bekleme süresi en aza indirilir.

AMD ise Bulldozer mimarisinde Modül diye adlandırılan bir teknoloji kullanıyor. Esasında incelediğimiz işlemci 8 çekirdekli değil. Yani 8 tane çekirdek yok bu işlemcide. 4 adet modül var. Modüllerin her biri Hyper Threading mantığının benzeri gibi çalışıyor. Fakat AMD’nin dediği 8 çekirdek olduğu ve kutulama da bu şekilde yapılmış. 

Bulldozer’in tasarım ekibinin lideri Mike Butler’a göre bu mantıklı bir yaklaşım çünkü eski tip çekirdekler sınırlı güç tüketimi söz konusu olduğunda o kadar verimli olamıyorlar. Sonuçta bir sunucuya mümkün olduğunca fazla işlem gücü sığdırmaya çalışırken tekrar eden ve tam kapasite kullanılmayan bileşenlerin ortak kullanılması akla yatkın. Performansı ters yönde çok fazla etkilemeden güç tüketimi/verimlilik oranını artırmanın başka bir yolu yok.

{pagebreak::5}

Esasında AMD‘nin Bulldozer işlemcileri, kutuda yazan çekirdek sayısına sahip değil. 8 çekirdekli ise 4 çekirdekli bir işlemciye yakın performans sunmakta. Zaten bazı testlerde Phenom X6’ya bile geçilmesindeki sebep bu.

Genel tüm sitelerdeki testlere baktığınızda, AMD FX 8150 çok tatmin edici performans sunmuyor. Sebebi ise bizim 8 çekirdek beklentimiz. Bu işlemci tam olarak 8 çekirdekli değil. Zaten yüksek seviye işlemcilerin gerisinde.

Gördüğünüz gibi tam 4 tane modül ve içerlerinde 8 birim var. Bir modülde, işlemcinin ortak kullandığı alanlardan 1 tane kullanılmış. Sonuçta 2 tane işlem yapılsa bile bir işlemci mantığı ile iletişimde. Bu da modülde gecikmeye sebep oluyor ve 8 çekideğin vermesi gereken performansı vermiyor.

{pagebreak::6}

Test Sistemi ve Uyguladığımız Test Yazılımları :

Testlere başlamadan önce yeterli bilgi verdiğimi düşünüyorum. Artık test sistemimiz sonrasında da test sonuçları ile devam edelim.

Kullandığımız test sistemi ve yazılımları sizler için aşağıya sıraladık.

Test Sistemi :

-AMD FX 8150

-Asus Crosshair V Forumula

-Corsair Vengeance 1866 MHz DDR3 2 x 4 GB RAM

-AMD Radeon HD 6970

-High Power 700 Watt PSU

-Seagate 1TB 7200.11 HDD

-Windows 7 sp1 64bit

Test uygulamalarımız:

-Cinebench R10

-Cinebench 11

-X264HD Benchmark

-SuperPi 1M

-PCMark 7

-3DMark 11

-Winrar

Artık testlere başlayalım.

{pagebreak::7}

CineBench R10

Tek CPU:

{GRAPH::1295}

Çoklu CPU:

{GRAPH::1296}

{pagebreak::8}

Cinebench 11:

{GRAPH::1319}

PCMark 7:

{GRAPH::1318}

{pagebreak::9}

X264 HD Benchmark :

{GRAPH::1321}

SuperPi:

{GRAPH::1320}

Düşük değer daha iyi

Winrar:

{GRAPH::1322}

{pagebreak::10}

Sonuç :

Sonuç olarak AMD‘nin yeni mikroişlemci mimarisi büyük hayal kırıklığı. Çünkü genel uygulamalarda Phenom X6 ailesinin bile gerisinde kalabiliyor. Bunun sebebide Bulldozer FX 8150′nin gerçek 8 çekirdekli yapıda olmaması. 

Kısaca özetlemek gerekirse AMD’nin Bulldozer yapısı modülden oluşuyor. İncelediğimiz işlemci 4 modülden oluşuyor. Yani 4 çekirdek ve içerisinde bölünmüş 8 ayrı çekirdek.  HyperThreading gibi bir özellik. Bunun böyle bir özellik olduğu Core i7 2600K ile karşılaştırıldığında anlaşılabilir.

İşlemci 125 watt güç tüketiyor ve fanı oldukça sesli. Sıcak çalışan bir işlemci. Ayrıca benim merak ettiğim soru şu.

Madem bu işlemci Phenom X6‘yı zor geçiyor. Phenom X6‘ya yeni nesil Turbo Core teknolojisi ve yeni komut setleri eklenerek, 32nm teknolojisi ile üretilse kesinlikle daha iyi skorlar alabilirdi. 8 çekirdekli model içinde Phenom X8 çıkarılırdı. En azından bilindik bir isim olurdu. Kısacası FX serisine yakıştıramadığım bir performans ile karşılaştım. AMD’nin 5 sene üzerinde çalıştığı mimari bu sonuçları almamalı.

Her sene bu mimari %15 performans arttırımına gitse bile Intel’e üst seviyede yetişmesi oldukça zor AMD’nin

AMD ile Intel arasındaki fark iyice açılıyor işlemci alanında. AMD FX serisi çok iyi overclock oluyor. Ama 4.6 GHz gibi hızlarda anca fabrika çıkışı hızını yakalayabiliyor. Ayrıca Core i5 ve Core i7 ailesi overclok oldumu hem ısınmıyor hem de hatrı sayılır performans farkı sunuyor.

:: AMD’nin yeni nesil işlemcileri hakkında neler düşünüyorsunuz ?

 

Reklam
Reklam

Yorum Ekleyin


Reklam
Reklam