Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net
Reklam
Reklam

Apple Neden Başarıdan Uzaklaşıyor?

Ana sayfa /

Apple teknoloji dünyasının şüphesiz en çok konuşulan markası konumunda. iPhone‘dan önce kendine has hayranlarının bulunduğu ve satışlarının da kendine yettiği şirket (tabii iPod‘u da unutmayalım) iPhone ile birlikte tam anlamıyla tavan yapmış, iPad de bu yeri sağlamlaştıran ürün olmuştu. Steve Jobs‘un sihirli ellere sahip olduğunu ve elinin değdiği firmaların (Apple, Pixar) ne kadar başarılı olduklarını hepimiz biliyoruz. Fakat ne var ki geçtiğimiz sene, hastalığa boyun eğen Steve Jobs hayata veda etmişti.

Apple cephesinde ne olduysa Steve Jobs‘un gidişinden sonra oldu. Yalnız baştan bir uyarı yapmak istiyorum. Yazıda anlatacağım noktaların tamamiyle Apple felsefesiyle alakalı olduğu, ticari başarıyla bir alakası olmadığının altını çizeyim. Apple, her geçen gün çıkardığı yeni ürünlerle ticari başarısını katlayarak arttıracaktır. Fakat bizim sorunumuz Apple’ın Steve Jobs felsefesi ile.

Reklam
Reklam

Bugüne kadar çeşitli Steve Jobs felsefelerini okuduk. “İnsanlar, biz onlara göstere kadar neye ihtiyacı olduklarını bilmez” lafıyla yola çıktık, “Think Different” yani farklı düşün dedik, Steve Jobs’u da kullanıcı dostu olarak bildik. Sert ve değiştirilmesi zor fikirlerin adamıydı Steve Jobs. Bugüne kadar 7 inç tabletlerin hep karşısında durdu ve iPad’in 10 inç boyutunda kalması gerektiğine inandı. iPhone’un rakipleri boyutlarını büyüterek iPhone’a avantaj sağlamaya çalışırken o her zaman tek el ve baş parmakla kullanılabilen bir telefon olduğunu savunarak iPhone’un boyutuna olan inancını yineledi.

Steve Jobs öyle bir kullanıcı dostuydu ki, ilk MacBook‘larda Apple logosu kullanıcıya bakıyordu. Yani kapağı kapalıyken Apple logosu, size bakıyor, kapağı açtığınızda ise uzaktan bakan için ters duruyordu. Fakat firmadaki diğer yetkililerin reklam konusunda Steve Jobs’u ikna etmeleriyle logo şimdiki halini aldı.

Gelelim Steve Jobs‘un ölümünden sonra Apple cephesinde olanlara. Apple’ın 23 Ekim’deki tanıtımından sonra tüm Apple ürünleri 2012 itibariyle yenilenmiş oldu. Yeni iPhone, iPad, iPod, MacBook ailesi, iMac, Mac Mini, işletim sistemi, iOS 6 vs. Fakat bazı sorunlar da yok değil.

{pagebreak::2}

iPad mini konusu

Öncelikle iPad mini‘den başlamak gerek. Steve Jobs, bugüne kadar 7 inç tabletlerin karşısında durdu, tablet için ideal bir boyut olmayacağını savundu. Ne var ki ölümünün üzerinden tam 1 sene geçmişken yıldönümünde iPad mini adıyla 7.9 inçlik bir tablet piyasaya çıktı. Belki de Apple çalışanları, 7 inç yapmadık en azından diyip içlerini rahatlatmak için 7.9 inç yaptı ve tanıtımda da 7 inçe olan avantajları gösterildi.

Peki iPad mini neden piyasaya çıktı? Özellikle Kinde Fire ve Nexus 7 ile birlikte ki HTC‘nin de bu konuda önemli tabletleri bulunuyor; 7 inç tablet pazarı oluşmaya başladı. iPad’i büyük bulanlar ya da pahalı bulanlar, daha ucuz olan tabletlere, taşıması daha kolay olan tabletlere yönelmeye başlamıştı. Ne olursa olsun iPad’in satışları zaten birinciyken 7 inçlik tabletlerin yavaştan piyasaya yayılması sanırız Apple’ı düşünceye itti.

Tim Cook öncülüğündeki Apple, iPad mini’yi piyasaya sürerek bu alanda da birincili ele geçirmek ve daha çok iPad satmak istedi. Aslında buradaki düşünceyi biraz irdelemek gerek. Sizce Apple, sadece Kindle Fire ve Nexus 7 satışlarını öldürmek ve daha çok satarak daha çok kazanmak için mi iPad mini‘yi çıkardı? Yoksa kullanıcıların iPad’i büyük bulmasına hak vererek daha portatif boyutunu mu yapmaya karar verdi? İşte burada kesin bir sonuca varmamız imkansız. Çünkü iPad zaten en çok satan tabletti ve bugüne kadar onu tehdit eden bir tablet olmadı. Olması da şimdilik zor görünüyor. Yarışması için öncelikle Android işletim sisteminde önemli değişiklikler olması gerekiyor.

Fakat ne olursa olsun en önemli gerçek iPad mini‘nin rakiplerinden çok sonra çıkması oldu. Yenilikçi diye bildiğimiz, her türde yenilikçi ürünler yapan, sektörün öncüsü olan Apple, bu sefer sadece rakiplerinde var diye bir ürün yaptı. Steve Jobs’un felsefesine tamamiyle ters bir düşünceyle hem de.

{pagebreak::3}

iPad 4

İsmi iPad 4 değil, yeni iPad de değil. Sadece iPad, daha doğrusu 4. jenerasyon iPad. Ne kadar da çaktırılmadan tanıtıldı öyle değil mi? Bundan tam 6 ay önce The New iPad ismiyle iPad 3 tanıtılmıştı. iPad 2’nin A5 işlemcisine göre hızlandırılmış ve dört çekirdekli GPU’su bulunan A5X işlemci, 1 GB Ram kullanan iPad 3’ün en önemli özelliği ise Retina ekrana sahip oluşuydu. iPad 2’ye göre tam 2 kat daha iyi görüntüye sahip olan iPad 3, aynı zamanda 4G LTE bağlantısına, daha güçlü Wireless antenine ve daha iyi kamera ile 1080p video çekme özelliğine sahipti. Yani her anlamda iPad 2’den üstün bir cihaz piyasaya çıkmıştı.

23 Ekim etkinliğinde de bunlardan bahsedildi ve en hızlı satan iPad olduğunun altı çizildi. Ne var ki zaman ilerleyip tüm MacBook ve iMac ailesi tanıtıldıktan sonra, iPad mini’ye geçmeden önce çok kısa bir tanıtım gerçekleşti. 4. nesil iPad tanıtıldı. Adı iPad 4 ya da Yeni iPad olmayan, sadece 4. nesil iPad adıyla anılan cihaz. A6X işlemci ile iPad 3’e göre 2 kat hızlı işlemci, 2 kat iyi grafikler, daha güçlü LTE, daha güçlü Wireless gücü denildi. Tabii Lightning girişini de unutmamak gerek.

Peki Apple neden iPad‘in yeni versiyonunu yaptı? Tahminimize göre olay tamamiyle Lighting kablosuyla alakalı. iPod‘lardan iPhone’a tüm mobil ürünler Lightning’e geçmişken iPad’in geçmemesi olmazdı. Fakat bir Lightning için yorgan yaktılar desek yeridir. Çünkü tüm iPad 3 sahiplerini karşılarına alarak yeni bir iPad olarak lanse ettiler. Hem de iPad 3’ten sadece 6 ay sonra. iPad 3 alanlar ve Mart ayına kadar yeni bir iPad çıkmayacağını düşünen herkes ters köşeye yatırıldı. 6 ay önce alınan, piyasanın en güçlü tableti olan ve onu halen zorlayan bir durum olmayan iPad 3 artık daha güçlenerek yerini iPad 4‘e bıraktı. Neden? İşte bu sorunun cevabı yok sayın okurlar.

Apple belki iPad 3 with Lightnin adında bir model çıkarmış olsa ve iPad 3 sahipleri için de minik bir alta takılacak Lightning çeviricisi çıkarsa herkesin gönlünü alabilirdi. Çünkü herkes Mart ayında daha güçlü bir cihaz bekliyordu. Her sene iPad’ini değiştirenler de buna göre kendini hazırlamıştı. Hatta iPhone 5 tanıtımındaki Lightning kablosunu görünce Mart ayında Lightning’li iPad geliyor denmeye başlamıştı. Ama 4. nesil, iPad 3’e göre daha güçlü iPad hamlesi bugüne kadar Apple’ın yaptığı en büyük hatadır diyebiliriz.

{pagebreak::4}

MacBook Pro

Gelelim yeni tanıtılan 13 inçlik MacBook Pro modeline. Geçtiğimiz Haziran ayında tanıtılan MacBook Pro 15 inç modeli muhteşemdi. 15 inçlik ekranda Retina sunması, dört çekirdekli işlemcisi, yüksek SSD kapasitesi ve harici ekran kartıyla çift ekran kartı desteği sunması gibi yenilikler bulunuyordu. Tam bir MacBook Pro modeliydi.

Hatırlarsanız eskiden MacBook ailesi üçe ayrılırdı; MacBook, MacBook Air ve MacBook Pro. Apple bu konuda gerek fiyatlarla gerek de konfigürasyonla oynarak ikiye ayırdı. MacBook kaldırılarak 11 inçlik Air getirildi. Böylece uygun fiyatlı isteyenler, gündelik işlerini halledecek olanlar MacBook Air’a yönlendirildi. Profesyonel kullanıcılar içinse MacBook Pro ailesi devam ettirildi.

Ne var ki 13 inçlik MacBook Pro, maalesef Pro ismini hak edecek bir ürün olarak gözükmüyor. Neden mi? Detaylarıyla içine bakalım. Yeni tanıtılan Retina ekrana sahip olan MacBook Pro 13 inçlik model 2.5 GHz çift çekirdekli i5 işlemci kullanıyor. Altını tekrar çizelim mi? Dört çekirdekli i5 değil, çift çekirdekli i5. MacBook Air‘ların kullandığıyla aynı. 8 GB Ram kullanıyor ve daha arttırılamıyor ki bu da Air’larla aynı (Air 4 GB ile geliyor fakat 8’e yükseltilebiliyor). 128 ve 256 GB flash hafıza bulunuyor (burası da Air ile aynı) fakat Air’dan tek avantajı 768 GB’a kadar yükseltilebilir olması.

Gelelim Pro’yu Pro yapan özellik olan ekran kartına ve güçlü işlemlere. Burada da Intel HD 4000 ekran kartını görüyoruz. Ne tesadüf ki MacBook Air ile aynı. Hem de sonradan ekran kartını yükseltme ya da Apple Online Store’dan daha yüksek grafik kartlı sipariş etme şansınız da yok. Peki Air’a göre ne avantajı var bu cihazın diye baktığımızda daha kalın ama Retina ekran olduğunu görüyoruz. O kadar! Performans konusunda ise 1 GHz’in altında bir işlemci farkı var. Oysa 15 inçte durum öyle mi? Kesinlikle değil.

O zaman da soruyoruz MacBook Air kadar ince ve hafif bir ürün almak varken sadece Retinası var diye 13 inçlik neredeyse aynı konfigürasyona sahip cihazdan mı alalım? Aklımıza da hemen acaba aynı oldukları için mi Air’ın Retina modeli çıkmıyor diye de gelmiyor değil. Öyle ya, şimdi satacaklar 13 inçlik Retinalı Pro‘yu, seneye de Air’a Retina gelecek. Böylece tek farkları incelik farkı olacak. Yanılıyorsam düzeltin ama performan konusunda bana bir artısı olmayacaksa neden MacBook Pro alayım ki? Tasarımı ve taşınabilirliği bakımından Air alırım.

{pagebreak::5}

Genel bakış

Genel olarak sakin kafayla baktığımızda Apple’ın 23 Ekim etkinliğinin çok başarısız olduğunu söyleyebilirim. Belki iMac‘lerde yapılan incelme hareketi ve Fusion Drive yeniliği oldukça önemli olabilir. O konudaki avantaj ve dezavantajları, iMac piyasaya çıkınca test edip göreceğiz. Yine de şimdiki iMac’lere göre daha güçlü sisteme sahip olmalarından dolayı da günün en önemli Apple ürünleriydi. Tasarımdaki yenilikle de güzel uymuş. Belki optik sürücünün olmaması, bu kadar güçlü bir cihaz için sorun olabilir fakat zaten masaüstü olduğu için o sorun da halledilebilir.

Yazının buraya kadar sabırla okuduysanız teşekkür ediyorum. Uzun bir yazı oldu ancak eleştirdiğim konunun Apple’ın kullanıcı odaklı firma halinden uzaklaşıp sadece parayı düşünen bir firma olmaya başlamasıyla ilgili olduğunu hatırlamanızı istiyorum. Yoksa ticari olarak baktığımızda bu ürünler yine çok satacak, yine rekorlar kıracak. Zaten ürünlere tek tek baktığımızda da avantajlarını görebiliyoruz. 13 inçlik Pro, diğer firmalardaki rakiplerine göre Retina avantajıyla, iPad mini boyut incelik ve iOS avantajıyla, iMac ise tamamıyla dikkat çekiyor. iPad 4 de gücüyle piyasadaki en iyi tablet konumunda.

Fakat tüm bunlara rağmen felsefelerine baktığımızda siz de bir sorun görmüyor musunuz? Premiere, After Effects gibi işlemleri yoğun kullanan, iş yapmak isteyen fakat 13 inç ekran arayan biri için Pro güçsüz değil mi? Ya da Air da aynı performansı gösteremez mi? Peki ya iPad 3 alanların günahları neydi? iPad zaten tartışmasız en iyi ve en çok satan tabletken Steve Jobs’un karşı olduğu iPad mini hamlesine ne demeli?

Bugüne kadar Apple iPad’in bir tablet değil iPad olduğunun, iPhone’un telefon değil iPhone olduğunun, MacBook’ların bir bilgisayar değil Mac olduklarının altını çiziyordu. Bana kalırsa iPad mini ve 4. nesil iPad ile birlikte artık iPad’ler birer tablet olma yolunda ilerliyor.

Ben bugüne kadar Apple ürünleri kullanan ve bugün dahi iPad, iPhone, iPod, iMac ve Air sahibi biri olarak Apple’ı ne kadar çok sevdiğimin ve kalitesinin altını çizmek isterim. Ne var ki son etkinlik beni epey üzdü. Umarım olaya felseyi yönden bakan Steve Jobs‘un yerine gelen ve daha ticari düşünen Tim Cook, biraz işin felsefi tarafına da önem verir.

Bir de başlığa istinaden başarı kelimesini de sorgulamak gerekir. Başarı sadece parayla mı ölçülür? Eğer öyleyse Apple daha fazla başarılı olma yolunda ilerliyor. Ama bize göre sadece para değil, bu yüzden de başarısı gölgelenmeye başlıyor.

:: Siz bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerimize katılıyor musunuz? Sizce Apple’ın izlediği yol doğru mu yoksa Steve Jobs çizgisinden kayıyor mu?

Reklam
Reklam

Yorum Ekleyin


Reklam
Reklam