Bir teknoloji marketi hayal edin. Kapısından içeri giriyorsunuz, teşhir rafları arasında dolaşıyorsunuz. Bütün ürünleri inceleyebiliyorsunuz. Tüm bunların pek çok mevcut teknoloji marketinde yapabileceklerinizden bir farkı yok. Fark ürünü satın almak istediğinizde başlıyor. Bu teknoloji marketindeki hiç bir ürünün üzerinde fiyat etiketi yok.
Ürünlerin üzerindeki dijital etiketlere parmak izinizi okuttuğunuzda karşınıza şöyle bedeller çıkıyor; 10 Gün, 15 Gün veya 1 Ay. Üstelik aynı ürünün bu şekilde belirlenmiş bedeli kişiden kişiye değişiyor. Sizin için 10 Gün olan bedel kardeşiniz veya arkadaşınızda 14 Gün olarak görülüyor. Şaşırıyorsunuz ve satış temsilcisine yaklaşıp soruyorsunuz. “Bu bedeller neyin nesi?”
“Çok basit efendim” diyor temsilci; “Ürünlerin bedelini hayatınızla ödüyorsunuz.”
Şok geçirmektesiniz. Satın almak istediğiniz son model cep telefonu için ödemeniz gereken bedel 14 Gün. Soruyorsunuz; “14 Günlük bedeli hayatımdan nasıl ödeyeceğim?” Size cevap veriliyor; “Ömrünüzden 14 gün kısalacak.” Dilediğiniz her şeyi ömrünüzün yettiği kadarıyla satın alıp çıkabilirsiniz.
Şaşırdınız mı? Şaşırmayın. Çünkü yukarıda yazdıklarımızın tamamı gerçek. Gelin bir de hesabı şöyle yapalım; İlk işinize başladığınız günden itibaren her gün ortalama 8 saati iş yerinizde çalışıyorsunuz. İşe gitmek ve eve dönmek için toplam iki saat harcıyorsunuz. Kısacası bir aylık maaşınızı hak etmek için her gün ömrünüzün 10 saatini harcıyorsunuz. Bu ayda yaklaşık 240 saat eder. Yani 10 tam gün. Maaşınız da 2.500 TL olsun.
Son model bir akıllı telefon, kılıfı ve diğer masrafları ile birlikte yaklaşık 2.500 TL. Kısacası son model bir akıllı telefon almak için aslında ömrünüzün 10 tam gününü ödemiş oluyorsunuz.
Ömrünüzden uyku, hastalık, yemek, doğal ihtiyaçlar gibi süreleri düşerseniz gerçekten dolu dolu geçen 10 tam günün değerini daha iyi anlayabilirsiniz. Peki, bu hesabın gerçekten bir anlamı var mı?
Elbette pek çok insan çalışırken işinden büyük keyif alıyor olabilir ve bunu ömrünün harcanması olarak görmeyebilir. Öte yandan asla unutmamamız gereken başka bir husus ise teknolojik cihazların sınırlı ömrümüz içinde daha fazla şey yapmamıza olanak sağlaması. Bir cihaz eğer onu satın almak için harcadığımız süreden daha fazlasını bize kazandırıyorsa bu mantıklı bir yatırım olabilir.
Günün sonunda belki de sormamız gereken soru “Bir cep telefonu almak için ömrünüzün 10 gününü verir misiniz?” değil “Sevgilinizin istediği bir çanta ve ayakkabı için ömrünüzün 10 günü vermek ister misiniz?” olmalıdır.
:: Telefon almak için ömrünüzün ne kadarını harcıyorsunuz?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}