Haber bülteni yayınlamak hiç şüphesiz gerçekleştirmesi basit, başarıya ulaşması zor bileşenleri arasındadır. Biraz HTML bilgisi ile bülteni hazırlayıp, uygun servisler aracılığıyla abonelerinize kolayca gönderebilirsiniz.
Ancak iş burada bitmiyor; dikkatli olmazsanız ay sonunda gelen etkileşim raporlarında bültenlerinizin kimse tarafından okunmadığını görmek canınızı sıkabilir. Bu gibi durumları önlemek için çok basit birkaç püf noktasına dikkat etmeniz ve şu şikayetlere çözüm sunmanız gerekiyor:
Mobil Cihazlarla Uyumlu Değil
Akıllı telefonlardan internete girişin, masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarla yarıştığı günümüzde sadece masaüstü web tarayıcısından rahat okunabilen bir bülten tasarladıysanız, 1-0 yenik başladınız demektir.
Müşteriler, aboneler ya da okurlar artık e-postalarını mobil internet tarayıcılarıyla, Gmail uygulamasıyla ya da Mailbox ile okuyor. Peki, sizin bülteniniz tüm bu uygulamalarla uyumlu mu? Birçok e-posta bülten sağlayıcı, mobil entegrasyonunu tamamlamış durumda. Bülten hizmeti alırken, siz de mobil cihazlar ile tam uyumluluk sunulduğuna dikkat edin.
Sıkışık Zamanımda Posta Kutuma Düşüyor
Haftalık toplantıların genelde hafta başında yapıldığı bir sektördeki hedef kitlenize bülteninizi Pazartesi sabahı 10’da gönderdiniz. Ne kadar akıllıca(!). Bunun yerine bülteni gönderdiğiniz okur kitlesinin alışkanlıklarını göze alın ve bülteninizi hafta içi günlerde, öğleden sonra göndermeye özen gösterin.
İnsanlar genelde sabahları işe yoğunlaşıp, öğle molası ve sonrasında kişisel e-postalarına vakit ayırabildikleri için saat tercihinizi de bu doğrultuda yapmanız uygun olacaktır. Pazartesi sendromunun yoğun yaşandığı sektörlerde de bugün gönderim yapmamaya özen gösterin. Tabii süper eğlenceli bir bülteniniz yoksa!
{pagebreak::2}
E-Posta Kullanmak İstemiyorum
E-posta olarak gönderdiğiniz bültenler herkese hitap etmeyebilir; ancak bu müşterilerinizin veya okurlarınızın sizi diğer kanallarla takip etmesine engel olmamalı. Eğer bültenden ayrılmak istiyorlarsa, onlara mutlaka farklı seçenekler sunun.
Bırakın aylık ya da haftalık bir e-posta okumak yerine sizi anlık olarak Facebook sayfanızdan ya da Twitter profilinizden takip etsinler. Kendi web sayfanız varsa bunu da yer imlerine eklemelerini önermeyi unutmayın.
Neyin Bülteni Bu?
Bülteninizi bireysel olarak gönderdiğinizde bile mutlaka öne çıkarmak istediğiniz ürün veya markanın adını kullanın. “X Bilişim’den Ferhat” olmak yerine, gönderici kısmında bültenin ilgili olduğu marka veya ürün bulunmalı. Bültenin gövdesinde yeteri kadar markadan bahsedeceksiniz, ancak “gönderen” ve “konu” kısımlarının da iyi bir markalama çalışmasından geçmesi şart.
En Son Ne Zaman Geldi Hatırlamıyorum
Müşterilerinizi veya okurlarınızı bunaltmaktan çekinip, seyrek bülten gönderimi yapıyorsanız büyük bir hata içerisindesiniz. Araştırmalar, ayda dört veya beş kez bülten göndermenin bile çoğu durumda alt sınır olarak kabul edildiğini gösteriyor. Yayınladığınız her bültende mutlaka tüm ürün ve çözümlerinizi anlatıp, yeniliklere yer vermeniz gerekmiyor.
Bazen tüm ihtiyacınız birkaç cümlelik bir yaratıcılık ve motivasyon sözü olabilir. Pek çok küçük şirket ya da danışman, her gün küçük tavsiyeler ve püf noktalarını sunabilecekleri küçük bir listeyle işe başlar. Okurlarınıza fayda sağladığınız her e-posta, sizi “önemsizler” klasöründen “öncelikli” klasörüne taşıyan bir araçtır.
:: Siz hangi bültenleri okuyorsunuz?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}