İlkini geçtiğimiz hafta yayınladığımız “Burada Neler Oluyor?” başlıklı köşemize devam ediyoruz. Amacımız, ekranın diğer tarafından görünmeyen iş dinamikleri ve tempomuzu sizlerle paylaşmak.
Geçtiğimiz hafta bahsettiğimiz üzere, CES 2011’deki arkadaşlarımız Hakkı ve Ecevit, hiçbir yerde bulamayacağınız videolarıyla, adeta bizlerin fuardaki gözü kulağı oldu. Onlara bir kez daha teşekkür ediyoruz. Önceki yazımızda işin mutfağına giriş yapmış ve eleştiri aldığımız bazı konulara değinmiştik. Mutfaktaki işimiz henüz bitmedi. Bu defa, hergün onlarca içerik hazırladığımız SDN’deki yazım yanlışlarının iç yüzünü mercek altına alacağız.
İnsanın Olduğu Yerde Hata Olur
Yazım yanlışı yapmanın hiçbir özürü yok, farkındayız. Sizden isteğimiz sadece biraz anlayış göstermeniz. Zira gün içerisinde haberleri yetiştirmek için çok yoğun bir tempo tutturuyoruz. Hemen hemen her birimizin, bir diğerine işle ilgili soruları oluyor ve bu tempo içerisinde defalarca bölünüyoruz.
Örneğin sabah, tam metnimizi tamamlayacakken, stüdyodaki çekim bitiyor ve video inceleme sıramız geliyor. Onu tamamlıyoruz, yazımızın başına dönüp biraz daha yazıyoruz, bu sefer de montajda kameraman arkadaşlarımız (haklı olarak) yardım istiyor. Onlara videonun neresinde ne olmasını istediğimizi anlattıktan sonra yerimize geçtik derken, firmalardan gelen telefonlar ve yanıtlanmayı bekleyen onlarca mail ile karşılaşıyoruz… Basın toplantıları ve röportajları saymıyoruz bile…
Dolayısıyla bunca bölünme içerisinde, sabah ofise ilk adımımızı attığımız andaki gibi dinç kalamıyoruz. Aksine bir boks müsabakasının son rauntlarında ayakta kalmaya çabalayan bir boksör haline geliyoruz.
Bu, hemen hemen her meslek grubunda böyledir… İnsanlar çalışırken, birçok defa bölünür ve doğal olarak bu durum konsantrasyonlarına yansır…
Savunması düşmüş bir boksörün hata yapma olasılığı, doğal olarak yükseliyor. “Tamam, hata yapılabilir ama neden sonradan okurken düzeltilmez?” diye soracak olabilirsiniz. Eğer mesleğiniz yazı yazmaktan geçiyorsa, insanın kendi hatasını tespit etmesinin ne denli zor olduğunu bilirsiniz. Zira yazdığınız metni okurken, başını okuyup farkında olmadan cümleleri beyninizden tamamlamaya başlarsınız ve oradaki o küçük harf hatası gözünüze çarpmaz. Çünkü siz, o cümleyi zihninizden okumuşsunuzdur…
Bu problemi aşmak için birbirimizin yazılarını okumak gibi bir çözüm yoluna gidebiliriz fakat bu, okuyacak kişinin iş yoğunluğuna bağlı olarak haberlerin güncellenme hızında sıkıntı yaratacaktır. Zira bir internet sitesiyiz ve adeta saniyelerle yarışıyoruz. Gündem her an her saniye değişiyor, dolayısıyla gecikmeyi kabul etmemiz söz konusu olamaz…
Görüldüğü üzere yaptığımız iş, zamana karşı yarışıp, en az hatayla ortaya faydalı içerikler çıkarmayı gerektiriyor. Biz de bunu elimizden geldiğince gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Elbetteki yazım yanlışlarımızı savunmuyoruz, kesinlikle olmamalılar, bunun farkındayız. Ancak unutmamak gerekir ki, insanın olduğu yerde hata olur. Biz de bu hataları minimumda tutmak gayreti içerisindeyiz. Umuyoruz ki, bize bu konuda anlayış gösterir ve daha iyiye gitmemiz için destek olursunuz.
:: Değerli dostlar, konu hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşın.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}