Burnout Paradise – İnceleme

Burnout Revenge ile PS2’de neredeyse yeni nesil konsol kalitesi yakalamayı başaran Criterion Games, yeni nesil konsollarda ilk şovunu, serinin 5. oyunu Burnout Paradise ile yapıyor. Burnout Paradise, oyuna adını veren Paradise City‘de geçiyor. Olmayan senaryoyla ilgili tek önemli detay da bu. Çünkü oyunu açıp kullanıcı hesabınızı oluşturduktan sonra ilk araç olarak verilen Ford Mustang benzeri (yapımcılar lisans mevzularıyla uğraşmak yerine niteliği artırmaya odaklanmış olsa gerek) ilk arabanızla yollara dökülüyorsunuz. Bundan sonrası tamamen size kalmış.

Size Ait Bir Şehir

Serinin kullanıcıya sağladığı sınırsız özgürlük hissi, Paradise City‘nin tozunu atarken de bozulmuyor. Daha başlangıç anından itibaren koca bir şehir ve içindeki tüm etkinlikler oynanabilir durumda. İster şehrin her çeşit çevreyi barındıran (işlek cadde, toprak arazi, yamaç, beysbol sahası gibi) geniş haritasında turlayın, ister türlü türlü etkinliklere katılın, isterseniz de rampalardan uçarak tabelaları parçalayın. Tamamen size kalmış. Ayrıca unutmayın ki şehirdeki tek hız delisi şoför siz değilsiniz. Trafiği alt üst eden diğer sürücüleri de herhangi bir etkinliğe katılmadan gereken ayarı verebilirsiniz. Üstelik bunun sonucunda haddini bildirdiğiniz o araç da sizin hurdalığınıza ekleniyor.

Hurdalık dediysek telaşlanmayın, şehrin içinde yer alan tamir noktalarından hasarlı araçları tamir edebilir ve boya atölyelerinde yeni renklere boyatabilirsiniz. Sahibi olduğunuz araçlar arasındaki geçişleri de yine şehrin belli yerlerindeki hurdalıklardan yapabiliyorsunuz.

Burnout Paradise en ince detayına kadar daha fazla aksiyon ve eğlence için tasarlanmış. Örneğin yarışlara katılmak için, haritada gördüğünüz noktalardan birine gelip gaza ve frene aynı anda basmanız gerekiyor. Farklı amaçlara göre yapılmış 70’in üzerinde araçtan siz istediğinizi istediğiniz amaçla kullanabiliyorsunuz. Bu da oyuncuya sunulan özgürlüğün bir başka yönü. Diğer yandan online yarışlara tek tuşla katılmak, şehrin herhangi bir caddesinde bir numara olmak için mücadele etmek gibi güçlü çoklu oyuncu seçenekleri, yalnız oyun oynamaktan sıkıldığınız anda imdadınıza yetişebiliyor.

Şu ana kadar daha iyisini görmediğimiz görselleri, mükemmel araç modellemelerinin yanı sıra, serinin alametifarikası haline gelen hasar modellemeleri ve hareketli müzikleriyle Burnout Paradise gerekli atmosferi sağlamak için her noktayı dolduruyor. Oyunu sadece son hızda giderken bir duvara veya karşıdan gelen araca çarptığınızda, kendi aracınızın gerçeğe çok yakın bir şekilde akordeon gibi dağıldığını ağır çekimde görmek için bile alabilirsiniz. Criterion Games yine beklenenin üstünde bir iş çıkarmış. Yine de seçilen şarkı listesinin Burnout Revenge kadar başarılı olduğunu söylemek mümkün değil. Burnout gibi sert ve agresif bir oyun için, fonda çalan parçaların bazıları hafif kalmış. Ancak arada bir denk gelen Guns n Roses – Paradise City, onca heyecanın içinde sizi gülümsetecek kadar iyi bir seçim.

Hangi açıdan ele alırsanız alın, ister teknik detaylarına, ister rahat ve çabuk alışılan oynanış tarzına, ister sunduğu geniş seçeneklere bakın, Burnout Paradise her açıdan kusursuz bir yarış oyunu. Bir yarış oyununda gerçekçi ve zor sürüş kontrolleri dışında aradığınız her şeyi bulmak için Paradise City‘e davetlisiniz.

Neden alınmalı: Görsel yönden daha iyisi yok, herkesin oynayabileceği kadar rahat kontrollere sahip, herkesin kaldıramayacağı kadar heyecan dolu, online oynanışı çok başarılı.

Neden alınmamalı: Oynamak için oturduğunuzda başından kalkması pek zor oluyor.