Sanal dünya ile bağlantı kurmamızı sağlayan internet tarayıcı sektöründe işler giderek renk değiştiriyor. Microsoft’un Windows işletim sistemine entegre ettiği, piyasayı uzun yıllar domine eden Internet Explorer sonrası ortaya çıkan diğer isimler rekabetin başlangıcını vermiş oldu.
Birçoğumuzun ilk yazılımı olan IE sonrası Opera ve Mozilla Firefox gibi markaların yarışa dahil olması ile üst seviye kullanıcı deneyimi hedeflendi. Başta eklenti desteği ve iyileştirilmiş altyapı sayesinde yeni seçeneklere kavuşan kullanıcılar, yaptıkları tercihler ile IE’nin yüzdelik diliminin düşmesine neden oldular.
Opera’ya kıyasla daha fazla kişiye ulaşmayı başaran Firefox, kısa süre içerisinde beklentilerin de üzerinde ilgi topladı. Değişen standartlara ayak uydurarak yeni teknolojileri destekleyen ateş tilkisi, böylelikle daha kararlı hizmet verdi.
Fakat yüksek orandaki kaynak kullanımı yüzünden her daim eleştirilerin hedefi olan firma, yayınladığı güncellemelerle her ne kadar iyileştirme gerçekleştirse de beklenilen seviyeye tam anlamıyla ulaşamadı. Bu noktada ise devreye Google tarafından hazırlanan Chrome girdi.
Rakipleri ile benzer özelliklere sahip olan fakat kullanıcıların en çok dikkat ettiği hız konusuna titizlikle yaklaşan Google, böylelikle bir adım öne çıkmayı başardı. Son olarak sunulan 21 sürümü ile retina görüntü desteğine kavuşan ve açılış hızında iyileştirmeler yaşanan yazılım kısa süre önce 4 yaşına bastı.
2 Eylül 2008’de başlayan hayatında önemli yol alan Chrome, %33.81 ile kısa sürede dünyadaki en çok kullanılan tarayıcı olmayı başarı. Ülkemizde de alanının lider ismi olan servis hem bu başarısını hem de 4. yaşını hazırladığı “Chrome Zaman Tüneli” ile kutluyor.
İleri ya da sağ ok ile ziyaret edebileceğiniz sitede yazılımın geçmişi açık bir şekilde anlatılıyor. Internet Explorer ve Firefox ile aktif olarak çalışmadığını gözlemlediğimiz platformun, sosyal ağ olarak sadece Google+’ta paylaşımına izin verilmesi de dikkatlerden kaçmıyor.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}