OECD raporlarını analiz eden The Economist, Nisan ayı içerisinde ofiste geçen zaman ile çalışanların verimliliği arasındaki ilişkiyi inceleyen raporlar yayınladı.
Bu raporları hem sizlere yazılı olarak hem de videoda yorumlayarak aktaracağız. İşte hem çalışanların hem de iş verenlerin dikkate alması gerektiği o raporun detayları!
Videoda BKM İş Geliştirme Müdürü Okan Yıldız ile verileri değerlendirdik. Raporun detaylarını videonun altındaki metinden de takip edebilirsiniz. İyi seyirler.
#video_11978#
Gönüllü olmadan çok çalışan, daha az verimli oluyor!
OECD yani Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, açıkladığı ülke bazında verilerle bu düşüncesini destekliyor.
OECD’nin açıkladığı veriler incelendiğinde çalışma saatleri ile verimlilik arasında ters orantılı bir ilişki olduğu, ABD gibi birkaç istisna dışında çalışma saatlerinin fazla olduğu ülkelerde çalışanların birim katma değerinin yüksek olmadığı, az çalışan ülkelerde verimliliğin daha yüksek olduğu görülüyor.
Almanya’da yılda 1400 saat çalışan kişi, 2000 saat çalışandan daha verimli olabiliyor!
OECD verilerine göre tablo aşağıdaki grafikteki gibi oluşuyor. Gelişmiş ülkelerde bireylerin verimliliğinin daha yüksek olması, bu ülkelerde teknoloji ve altyapının daha ileri olması ile de ilişkili olmakla birlikte grafikteki eğim; çalışma saatleri az olan ülkelerde kişilerin GSYH’ye saatlik katkısının daha yüksek olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
Somut örnekler verecek olursak Yunanistan’da bir kişi yılda ortalama 2.000 saat çalışırken Almanya’da bu sürenin 1.400 saat ile çok daha düşük olduğu görülüyor. Ancak üretkenlik değerlerine bakıldığında tam tersi bir durum söz konusu olduğu görülüyor. Yunanistan’da saatlik çalışmanın ekonomik katkısı 32 dolar seviyesinde iken Almanya’da bu değer neredeyse 60 dolar.
Peki, ülkemizde durum nasıl? Yine OECD verilerinde Türkiye ve başlıca ülkeleri aynı mantıkla kıyasladığımızda tablonun aşağıdaki gibi oluştuğunu ve maalesef ülkemizde durumun pek de olumlu olmadığını görüyoruz.
Çok çalışıyoruz fakat üretken değiliz!
Kıyasladığımız Almanya, Fransa, ABD, İngiltere, Japonya, Rusya ve Yunanistan arasından Yunanistan ve Rusya’dan sonra kişi başına çalışma sürelerinin en fazla olduğu ülke olduğumuzu, üretkenlik değerinde ise sadece Rusya’yı geçebildiğimizi görüyoruz.
Uzun çalışma sürelerinin; sosyal hayatlarında kendilerine vakit ayıramadığı için insanları daha stresli yaptığı ve işteki performanslarına da olumsuz yansıdığı belirtiliyor.
Uzun çalışma sürelerinin verimliliğe olumsuz etkisi şöyle bir örnekle izah ediliyor: “Ofiste 12 saat kalacağını bilen bir kişi, 7-8 saatlik normal çalışma süresince rahatlıkla tamamlayabileceği bir işe odaklanmakta zorlanır ve daha uzun süre çalışmasına rağmen neredeyse aynı çıktıyı üretir.” Dolayısıyla toplam verimlilik artmazken çalışma süresi artmış olur, yani saat başına verim azalır.
Statista tarafından OECD verileri ile hazırlanan bir başka çalışmada ise ülke bazında haftada 50 saatten fazla çalışanların oranı incelenmiş. Verilere göre Türkiye’de çalışanların %43’ü haftada 50 saatten fazla çalışıyor ve bu değerle ülkemiz açık farkla ilk sırada yer alıyor. Türkiye’yi %29 ile Meksika, %27 ile Güney Kore takip ediyor.
Kısacası, insanlar makine değil!
Sanırım buradan çıkarılması gereken mesaj, insanların makine olmadığı ve sosyalleşmeye ihtiyaç duyduğudur. Bireylerin neredeyse yarısının haftada 50 saatten fazla çalışması çok ciddi bir oran. Kendi isteği dışında çok yoğun çalışan hiç kimsenin kendisine ve ailesine vakit ayıramadığı için mutlu olmasını bekleyemeyiz. Mutsuz çalışanların da işte veriminin düşük olmasından daha doğal bir şey olamaz. Şirketlerin bunun bilincinde olması ve çalışanları için ideal çalışma koşullarını yaratması lazım.
:: Ülkemizde çalışma verimliliği hakkındaki düşünceleriniz neler?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}