IDF’in ikinci günündeyiz ve bugünün ağırlığı tamamen mobil dünya. Intel, diz üstü sistemlerine oldukça önem verdiğini biliyoruz. Bu yüzden de bu alanda oluşturacağı yenilikler ve vizyonları ayrı bir toplantı konusu yapmasına şaşırmadık.
Her sabah olduğu gibi hazırlıklarımızı yaptık. Toplantı salonunun ön sıralarında yerlerimizi ayırdık ve saat dokuzu gösterdiğinde Mobil ürün grubunun genel müdürü Dadi Perlmutter’i bekledik. Konuşmasına diz üstü platformlarının farklarından bahseden Perlmutter, insanların diz üstü sistemlerde esasında neler beklediklerini kısaca anlatmasıyla toplantı başladı.
Şimdiden hazırlıklı olun. Diz üstü platformlar büyük bir değişikliğe uğrayacak.
Üstün tasarım, ergonomi, üstün güvenlik, uzun pil ömrü, güçlü grafik işlemci ve her yerde bağlanabilen ayrıca fiyatı da yüksek olmayan isteklerleri sıralayan Dadi, üç faklı diz üstü sistemi kategorisinden bahsetti. Netbook, ultra ince diz üstü ve yüksek performanslı dizüstü sistemler bu kategorileri oluşturduğunu söyledi.
Intel, kullanım amaçları ve form faktörleri ile fark yaratan bu sistemlerde, daha yüksek bir performans, daha ince bir tasarım ve düşük güç tüketimi ile birlikte yüksek pil ömrünü sağlamak üzere çalıştığını söyleyen Perlmutter günün ilk sürprizini açıkladı.
Visyon değil. Bunlar gerçekler. Performans artacak, güç tüketimi düşecek ve ürünler çok daha ince olacak.
Masaüstünü kasıp kavuran ve rakip tanımayan Nehalem işlemcisi diz üstü sistemlerinde de kullanılacak. Üç farklı model olarak kullanıcılarla buluşacak olan Core i7 mobil işlemcisi diz üstü sistemlerinin aradıkları performansı sağlayacak.
Perlmutter yaptığı açıklamada, diz üstü sistemlerinde kullanılacak olan Nehalem işlemciler genel olarak ikiye ayrılacak. Bunlardan ilki bildiğimiz Core i7 Extreme işlemcinin diz üstü sürümü. 2 GHz sistem saat frekansı ile çalışacak olan Core i7 920XM, dört adet çekirdeğin yanı sıra HyperThreading teknolojisini desteklemesi ile birlikte toplam sekiz adet işlem birimine ulaşabiliyor. Bu işlemcinin diğer bir avantajı sistem saat frekansının 3.2 GHz‘e kadar çıkabilmesi.
Masaüstü sistemlerini kasıp kavuran Core i7 işlemcisi, diz üstü sistemlerinde de kullanılacak.
Diz üstü sistemlerde kullanılacak olan ikinci tür işlemci, Core i7 Quad Core olarak adlandırılıyor. İki farklı işlemci modeli ile oluşturulan bu kategoriye Core i7 820QM ve Core i7 720QM işlemciler dahil oluyor. Core i7 820QM, 3.06 GHz‘e kadar çıkabilen ve normalde 1.73 GHz‘lik bir sistem saat frekansına sahip olan dört çekirdekli ve HyperThreading teknolojisini üzerinde barındıran bir işlemci. Benzer özelliklere sahip olan Core i7 720QM, 2.8 GHz’e kadar çıkabilen 1.6 GHz‘lik bir ürün.
{pagebreak::Çekirdeklerin Gücü Adına}
Çekirdeklerin Gücü Adına
Sıra geldi diz üstü sistemlerinin teknik sunumuna. Dadi Perlmutter bu yüzden PC Client grubunun başkanı olan Mooly Eden‘i davet etti. Mooley Eden birçok kişin tanımadığı ama Intel’de oldukça önemli bir konumda olan bir kişi. Yıllar önce IDF toplantılara katıldığımızda Mooley Eden ile tanışmıştık. Diz üstü sistemlerin başında olan Eden, Centrino’nun geliştirilmesini anlatıyordu. Piyasayı kasıp kavuran Centrino platformu Mooley Eden ve onun teknik ekibinden çıktı. Dolaysıyla diz üstü ve Mooley Eden denildiğinde herkes dikkatlice dinlemeye başladı.
İşlemciye baktığınızda sol tarafa işlemci yongasını, sağ tarafta da grafik yongasını göreceksiniz.
Oldukça dobra olan Mooley Eden, yeni nesil diz üstü platformlarında bir devrim yaşanacağını söyledi. Nehalem işlemcisinin diz üstü sistemlerine gelmesi gerçekten önemli. Çünkü bu entegrasyon sayesinde diz üstü sistemler inanılmaz büyük bir performans değeri yakalamış oluyorlar. Tabi burada bellek kontrolörünün işlemcinin içinde olması, HyperThreading teknolojinin desteklenmesi ve en önemlisi işlemcinin TurboBoost teknolojisi ile tanışması.
Yeni nesil işlemciler TurboBoost özelliği sayesinde oldukça yüksek performans değerlerine ulaşabilecekler.
Mooley Eden bu teknolojileri anlatırken TurboBoost’un Overclock işleminden çok daha farklı olduğunu söyledi. TurboBoost işlemcide bulunan dört çekirdeği gerektiği zaman daha performanslı çalıştırabiliyor. Yaptığı iş güç sınırlarını zorlamak ve bu sayede de var olan sistem saat frekansının üzerine çıkmak. Bu esasında bildiğimiz bir şey. Fakat bu teknoloji güç değerlerini farklı çekirdeklere yayabiliyor.
Bir uygulama düşünün. Dört çekirdek teknolojisini kullanmıyor. İki çekirdek teknolojisine göre yazıldı. Yeni nesil işlemciler iki çekirdeği kapatıp var olan iki çekirdekle bu uygulamayı çalıştırabiliyor. Peki bu uygulama yüksek bir performans gerektiriyorsa ne yapılmalı? Intel’in bunun için de cevabı var. TurboBoost var olan iki çekirdekle de çalışıyor. Hatta işlemcinin sistem saat frekansını dört çekirdekli çalışmaya göre daha da yükseklere çıkartabiliyor.
Dört ekranlı diz üstü sistemine ne dersiniz. Üç küçük LCD ekran aynı zamanda dokunmatik.
Aynı durum tek çekirdekli uygulamalar için de geçerli. Clarksfield işlemcisi tek çekirdekle de çok yüksek bir performans gösterebiliyor. Bu da bu işlemciyi çok farklı hale getiriyor. Mooley Eden bu yüzden de Clarksfield işlemcisini en güçlü dört çekirdek, en güçlü iki çekirdek ve aynı zamanda en güçlü tek çekirdekli mobil işlemci olduğunu belirtiyor. Bu da işlemcinin olduğu platformu o kadar güçlü kılıyor ki, yeni nesil sistemler hem oyun makinesi, mültimedya veya bir iş istasyonu olarak çalışmasını sağlıyor.
Bu sadece yakın zamanda göreceğimiz değişimler. Mooley Eden, yakın bir gelecekte karşı karşıya kalacağımız değişimlerden de bahsetti. Clarksfield oldukça güçlü ve güven veriyor. Fakat Intel bu işlemci ile yetinecek değil. Mooley Eden bu yüzden bize bir sonraki jenerasyon olan Sandybridge işlemcisine kısaca değindi. 32 nm mimari ile üretilecek olan bu işlemci, daha yüksek bir performans, daha düşük güç tüketimi, işlemci ve grafik yongası ve yonga seti arasındaki güç dağılımını daha iyi yapabilen ve mültimedya uygulamalarında daha verimli çalıştırması ile dikkat çekti.
{pagebreak::Taşınabilir Internet Cihazları}
Taşınabilir Internet Cihazları
Mobil dünya demişken taşınabilir Internet cihazlarını unutmayalım. Mooley Eden sunumunu bitirirken, Dadi Perlmutter sunumuna devam etti. Menlow platformu ile 2008 yılında tanıştık. 2010 yılında ise 45 nm Moorestown platformu ile tanışacağız. Az güç tüketen, uygun maliyetli olan ve küçük bir yapıya sahip olan bu platform yeni nesil Atom işlemcilerini kullanacak. Peki sonra neler olacak? Esas değişim 2011 yılında 32 nm mimarisi ile üretilecek Medfield ile tanışacağız. Medfield hakkında pek fazla bilgi yok. Söylenenler bu platformun çok çok daha az bir güç tüketimine sahip olacağı. Hatta bunun için bazı demolar da hazırlanmış.
Taşınabilir internet cihazlarında bundan sonra yeni nesil Atom işlemciler kullanılacak.
Yapılan demoda güç tüketimin nasıl düşürülebileceği gösterildi. Ama esas ilgimizi çeken Menlow ve Moorestown platformlarının güç değerlerinin karşılaştırılmasıydı. 2010 yılında piyasaya çıkacak olan Moorestown uyku modunda neredeyse hiç güç tüketmemesi herkesi şaşırttı. 720P video gösteriminde Moorestown dörtte biri kadar daha az güç tüketiyor. Müzik çalmada fark çok daha fazla. Moorestown bazı uyglamalarda 50 kat fark atıyor.
Moorestown platformu 720p video gösteriminde gücünü gösteriyor.
Elbette canlı bir uygulama da gösterildi. Her iki platform’da yüksek çözünürlüklü videolar oynatıldı. 720P videolarda Menlow platformu az da olsa zorlandı, Moorestown platformunda videolar daha sürükleyiciydi. Fakat gördüğümüz kadar her iki platform kusursuz bir gösterim yapamadı.
Wi-Fi, WiMax, Bluetooth ve GPS teknolojileri tek bir üründe desteklenecek.
İsterseniz biraz da haberleşme standartlarından bahsedelim. Wi-Fi, GPS, Bluetooth ve WiMax standartlarına sahip olmak için farklı yongalara sahip olmak gerekiyor. 2010 yılında bu bağlantıların bazıları tek bir kart ile desteklenecek. Evans Peak adlı bir ürün Wi-Fi, WiMax, Bluetooth ve GPS teknolojilerine sahip olacak. Bu ürün taşınabilir internet cihazlarında ve dizüstü sistemlerde kullanılacak. 2011 yılında çok daha evrensel bir ürün geliyor. Fakat bu ürün hakkında detaylı bir bilgi yok. Intel sadece birçok haberleşme standardını birleştiren bir üründen bahsediyor.
{pagebreak::Bu Dizüstüler Uçuyor}
Bu Dizüstüler Uçuyor
IDF’de mobil dünyanın geleceğini gördük. Peki biraz da dizüstü sistemlerinin performansından bahsetmeye ne dersiniz?
Core i7 işlemcilerinin dizüstü sistemlerde kullanılması inanılmaz büyük bir performans artışı sağlayacağı kesin. Öyle ki Intel daha fazlasını isteyen kişiler için Core i7 Extreme Edition işlemcileri de kullanıyor. 2 GHz hızında Core i7 920XM Extreme Edition işlemcisi 3.2 GHz’e kadar çıktığını söylemiştik. Peki bu işlemciyi günümüzde kullanılan Core 2 Extreme QX9300 işlemcisi ile kıyaslamaya ne dersiniz.
Core i7 920XM, Spec uygulamasında Core 2 Extreme QX9300 işlemcisine %20 ile %50 arasında fark atıyor.
İlk testimiz işlemci performansını ölçen Spec uygulaması ile ilgili. SPECint_rate_base2006 sonucuna göre Core i7 920XM işlemcisi %22 daha iyi performans veriyor. SPECfp_rate_base2006’da durum biraz daha farklı. Core i7 burada %51 daha hızlı.
Diğer bir test programı olan Sandra‘da durum çok da farklı değil. Yapılan bellek bant genişliği ölçümlerinde Integer Bandwidth değeri Core i7’de neredeyse üç kat daha iyi olduğunu söylemeliyiz. Floating Point Bandwith test sonuçlarına göre Core i7, Core 2 Extreme QX9300 işlemcisine 2.91 kat fark atıyor.
Bellek bant genişliği testinde fark çok büyük.
Testleri yapmışken biraz da Arandale işlemcisinden bahsedelim. SDN olarak Intel’in test sonucu açıklamasını istemedik. Intel’de bizi özel bir odaya götürdü. Bu odaya sadece belirli başlı kişiler girebiliyor. Teknik düzeyi üst seviyede olan kişilere Arandale dizüstü sistemi gösterildi.
32 nm mimarisine göre üretilmiş olan Arrandale işlemcisi iki adet çekirdeğe sahip. HyperThreading desteği sayesinde dört çekirdek gibi çalışan bu işlemci düşük güç tüketimi ve TurboBoost özelliği ile ilgi çekiyor. Dolaysıyla biz de kendimizi tutamadık. Uzun yıllardır tanıdığımız Intel mühendisleri makinede yüklü olan test programlarını bizler için çalıştırdı.
Yüksek kapasiteli Winzip uygulaması ile yapılan testlerde Arandale işlemcisi resmen fark attı. Fark, iki katının üzerindeydi.
Diğer uygulama ise TurboBoost ile ilgiliydi. Picasa programı ile yapılan test işleminde birden fazla resim açıldı. Bu işlem sayesinde biz de işlemcinin sistem saat frekansını gördük. İşlemci tıpkı sunumlarda gösterildiği gibi sistem saat frekansını otomatik olarak yükseltip, sistem performansını olumlu yönde etkiliyor.
:: Core i7 işlemcili bir diz üsü sistemi size cazip geliyor mu?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}