Son 20 yılda telefon dünyasında sayısız işlevsel yenilikler gördük. Bu yararlı gelişmelerin yanında oldukça başarısız olan projelere de şahit olduk. Bu listemizde dünyanın en kötü telefonları olarak adlandırılan 7 telefonun yer aldığı bir yazıyı sizler için derledik.
Kimisi tasarım bakımından gerçekten başarısızlığın tanımını yaparken kimisi de verimsiz özellikleri veya zamanının ötesinde olması yüzünden başarılı olamadı. Bu bağlamda başarısızlık kriterini insanlığa sağlanan yarar ile yatırım – performans üzerinden değerlendirmeyi uygun bulduk.
Sesli asistanlar, GPS sistemleri, çok yüksek çözünürlüklü kameralar ve yüz binlerce kişiyi aynı anda buluşturan oyunlar derken yepyeni bir çağa tanıklık ediyoruz. Burada yer alan bazı telefonlar çağının ya ilerisindeydi ya da o özelliklere ihtiyaç yoktu.
Bu cihazlar ticari olarak başarılı olamasalar da kendilerinin günümüze ışık tuttuğu bir gerçek. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan yazımıza başlayalım. Son olarak sizin için dünyanın en başarısız telefonları hangileri bilmek isteriz.
Dünyanın en kötü telefonları arasında hangi cihazlar var?
Yazımıza Palm Treo 700W ile başlamak istedik. 2006 yılında piyasaya sürülen bu cihaz, Blackberry’e benzeyen yapısı ile dikkatleri üzerine çekmişti. Kimilerine göre geniş klavyesi ile şık bir duruşa sahip olan 14 yaşındaki telefon, istediğine ulaşamadı.
2005 yılında Palm tarafından düzenlenen bir basın konferansında Bill Gates ile bir araya gelen Palm Computing şirketi, Windows Mobile işletim sistemini tercih etmişti. Bu işletim sistemi, bir Treo model telefona yardımcı olacaktı.
O dönem aynı zamanda bu ikilinin arasında sıkı bir rekabet vardı. Zira Palm Computing’in de Palm OS adında bir işletim sistemi vardı. Palm OS, Treo modellerinin sembolü olarak görülüyordu ancak Palm Computing kendisini Microsoft’a teslim etmeyi seçti.
2006 yılında kullanıcıların beğenisine sunulan bu telefon, diğer Treo modellerinin yazılımsal özelliklerinden yoksundu. Bu durum, kullanıcıların birçoğuna Palm Treo 700W isimli telefonun bir ruhu olmadığını düşündürttü.
Bu model ile sık aradığınız kişileri belirlediğiniz özel bir tuşa atayarak hızlı arama özelliğinden yararlanabiliyorsunuz. Palm, 2006 yılının son günlerinde bu modelin daha gelişmiş bir versiyonunu piyasaya sürdü: 700wx.
2007 yılının ocak ayında iPhone’un gelmesi ile birlikte dengesi bir anda altüst olan Palm, iOS‘un Windows Mobile karşısındaki gücünü gördü. Bugün son derece popüler olan iOS, Windows Mobile’ı yenmeyi başardı. HP tarafından bünyesine katılan Palm, bundan böyle bir daha karşımıza çıkmadı.
AESIR AE+Y (2011)
Danimarkalı Aesir şirketinin başarısız bir ürünü olan AESIR AE+Y, üretim maliyeti konusunda çok farklıydı. Yüksek fiyatlı telefonların atalarından birisi olan bu model ile internete girilemiyordu.
Bu sebepten ötürü internete bağlı olan uygulamalar da kullanılamıyordu. Tasarımı ile dikkat çeken AESIR AE+Y, seramik kasa ve ayrık tuşları ile birçok kişiyi şaşırtmıştı. Aesir, plastik kasayı tercih etmiyordu.
Bu telefonun piyasaya çıkış fiyatı 8100 dolar olarak belirlenmişti. Buna ek olarak kendisinin altın kasalı hali ile 60.000 dolardan satıldı. Aesir, kendi telefonunun anten gücü ve ses kalitesi standartlarına göre tasarlandığını açıklamıştı.
Ünlü tasarımcı Yves Béhar ile bir iş birliğine giden Aesir’in kurucusu, cihazının on yıllık bir geleceği olduğunu ifade etmişti. Görünüşe göre bu öngörü pek de doğru değil. Şu an bu telefonu kendisinin kullanıp kullanmadığı da bilinmiyor. Dünyanın en kötü telefonları arasında böyle bir telefonun yer alması şaşırtıcı.
Vertu Constellation Quest Blue (2012)
Nokia’nın telefonlarına benzeyen bir yapısı ile bir dönem gündeme damgasını vuran Vertu Constellation Quest Blue, renk seçimi ile de birçok kişiyi büyülemeyi başarmıştı. Peki nasıl oldu da böyle bir telefon başarısız oldu?
1997’de ultra lüks telefon fikrini ortaya atanları bir araya getiren bu model, 1997 yılından 2002’ye kadar hiçbir modelini tanıtmadı. Bu markanın ilk telefonu, değerli malzemeler ve mücevherlerle donatılmış bir cihazdı.
19.450 dolara kadar alıcı bulan Vertu, teknoloji yerine tasarımı önemsedi. Bu stratejik hata, kendisine pahalıya patladı. iPhone’un gelmesi ile birlikte tozlu raflara karışma riski ile karşı karşıyaya kalan Vertu, şansını bir kez daha denedi.
İşletim sistemi konusunda çok eski bir Symbian yazılımını tercih eden Vertu Constellation Quest Blue, 2012 yılında dokunmatik bir ekrana sahip değildi. Kendisinin net maliyeti bilinmese de fiyatı talep üzerine şekilleniyordu.
Daha önce iflas eden ancak geçen yıl tekrar faaliyete geçen Vertu, “Bir telefon neden üst düzey bir saat kadar lüks olmasın?” sorusunun cevabını bulmaya çalışıyor. Ne yazık ki birçok kişi buna “Telefonlar uzun vadeli yatırımlar değil!” şeklinde bir tepki veriyor.
Amazon Fire Phone (2014)
Kendisinden ilk olarak 2011’de haber haldığımız Amazon Fire Phone, büyük umutlar ile piyasaya sürülmüştü. Birçok kullanıcı, bu modelin o dönem oldukça pahalı olan donanımları ve yazılımları bitireceğini düşünüyordu.
Bu rüzgar, “Amazon, Google’ın Android ekosistemini hedef alacak!” söylentilerini hızla yaygınlaştırmıştı. Fiyat konusunda o dönemin diğer amiral gemisi telefonlarından pek farklı olmayan Amazon Fire Phone, uygulamalar konusunda Google’ın rakibi olamadı.
İşlevsiz uygulamaları ve problem çözemeyen yazılımları ile bekleneni veremeyen bu model, derinlik sensörünün ve grafik efektlerinin kullanıldığı bir yüz izleme kamerası sistemini tercih ediyordu. Kendisi, gücünü Snapdragon 800’den alıyor. Son olarak bu cihazın bataryası 2400 mAh.
Ayrıca kendisinin gerçekte gördüğü objeleri tanımlayabilme gibi bir özelliği de vardı. Günümüzün artırılmış gerçeklik teknolojisi, o zamanın rüzgarını arkasına almış olan ancak başarılı olamayan Amazon Fire Phone’a borçlu.
Bu telefonı satın alanlar bir yıllık Amazon Prime üyeliği de kazanıyordu. Böylece kullanıcılar filmlerin, kitapların ve müziklerin keyfini sürüyordu. Görüntülü sohbet üzerinden anında bir Amazon temsilcisi çağıran “Mayday” isimli özellik de bu telefonu alanların elde ettiği bir avantajdı.
Modelinin başarısız olduğunu anlayan Amazon, Fire Phone’un üretimini aniden durdurdu ve satışları kesti. Bu proje yüzünden 170 milyon dolarlık bir zarara uğrayan deneyimli e-ticaret ve bilişim şirketi, hatalarından ders çıkartmayı başardı.
Bang & Olufsen Serene (2005)
Dairesel bir tuş takımına sahip olan Bang & Olufsen Serene, uzun bir isme sahip olması nedeniyle eleştirilmişti. Böylesine ilginç bir tasarıma ev sahipliği yapan bu model, Samsung ile ortak bir projeye imza attı!
1275 dolardan satışa sunulan bu cihaz, “en kötü telefonlar” adı altında hazırlanan listelerde yerini asla kaybetmiyor. Bu istikrarını telefon piyasasında gösteremeyen Bang & Olufsen Serene, alt tarafta bir ekrana ve yan tarafta bir kameraya yer verdi.
“Bir telefonun tuş takımı ekranın altında olmalıdır!” felsefesi ile yola çıkan bu ilginç ürün, ters çevrildiğinde birçok kullanıcının istediği ve alıştığı şekli alıyor. Kendisinin sadece 31 MB’lık bir hafızası vardı.
115 gram ağırlığında olan bu cihaz, 800 mAh’lik bir lityum iyon batarya kullanıyor. Yan kamerası 0.3 Megapiksel olan bu başarısız model, daha sonra yerini Ekim 2007 tarihinde piyasaya sürülen Serenata (2000 dolar) isimli bir modele bıraktı.
Dünyanın en kötü telefonları: Pantech Jest (2010)
Jenerik bir isim ile ortaya çıkan Pantech Jest, Güney Kore’nin imzasını taşıyor. Samsung gibi bir devin çıktığı topraklardan gelen bu model, tam bir hayal kırıklığı olarak ait olduğu yere döndü.
Küçük bir kaydırmalı klavyeye sahip olan bu model, kare bir tasarıma sahipti. Günümüzde alıştığımız tasarımlardan biri olan bu tasarım, gayet iyi bir şekilde karşılandı. 3 inç büyüklüğündeki bir ekrana ev sahipliği yapan bu ilginç ürünün genişliği 2 inç olarak tasarlanmıştı.
2 Megapiksel kamera ile hizmet veren Pantech Jest, Blackberry’e benzeyen klavye tasarımı ile başarılı olamadı. Kendisi, başarısız olan telefonların yer aldığı tozlu raflarda çürümeye bırakıldı. Bu telefon birçok şirket için bir tehdit olarak görülmüştü.
Son olarak finalde sizi bugün sıkça gördüğümüz bir telefonun atası karşılayacak.
Katlanabilir telefonların atası: Kyocera Echo (2011)
Günümüzde Samsung’un katlanabilir telefonlarını görmeye alışmış durumdayız. Galaxy Fold adı altında piyasaya sürülen cihazlar, diğer şirketleri de etkilemeyi başarmıştı. Aslında bu tasarım şekli daha önce denendi.
Dışa doğru katlanan ikincil bir ekrana sahip olan Kyocera Echo, kullanıcıların aynı anda iki uygulamayı birden kullanabilmesi için tasarlanmıştı. Böylece kullanıcılar bir uygulamayı kapatmadan diğer bir uygulama ile de vakit geçirebilecekti.
Ne yazık ki hantal bir donanıma sahip olan bu cihaz, zayıf pil ömrü ile de akıllı telefon piyasasında tutunamadı. Ayrıca kötü bir şekilde optimize edilmiş olan yazılımları kullanan Kyocera Echo, zamanının ötesinde çıkan telefonlar arasında yer alıyor.
İki ekranlı telefon konseptini hayata geçiren bu proje, ZTE’nin Axon M modeli yüzünden tozlu raflara karıştı. 193 gram ağırlığında olan bu işlevsel ürün, işletim sistemi konusunda Android 2.3 yazılımını kullanıyordu.
7 saatlik bir pil ömrü sunan Kyocera Echo, 5 Megapiksel bir kamera kullanıyordu ve bu kamera 720p görüntü kalitesi sunuyordu. Birçok kişi, bu modelin günümüze yetişememesinden dolayı üzgün olabilir.
Listemiz burada sona erdi. Sizin en kötü telefon adaylarınız hangisi ve neden? Sizce bu listedeki hangi telefon “en kötü telefon” unvanını hak ediyor? Dünyanın en kötü telefonları listenizi hazırlayabilirsiniz. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere. Hoşça kalın!
{{user}} {{datetime}}
{{text}}