Yeni ölçü birimleri bir platformun ne kadar güç tükettiğinden de öte, servis sağlayıcılara iş akışlarını değerlendirme ve altyapı yatırımlarını planlama doğrultusunda hizmet veriyor. Enerji maliyetleri yükselmeye devam ederken, enerji kullanımının operatörlerin işletim giderleri içindeki payı %50’ye kadar çıkabiliyor. Öte yandan IP teknolojisi, sayıları hızla artan sabit ve mobil abonelere bant genişliğine ihtiyaç duyan yeni servisler sağlıyor.
Bu nedenle de servis sağlayıcılar, spesifik platformların enerjiyi ne şekilde kullandığını ve sunulan servislerin olumsuz bir şekilde etkilenmeden nasıl daha fazla verimlilik elde edilebileceği gibi konularda yeni açılımlara ihtiyaç duyuyorlar. Abone trafiğinin ve bu trafiğin dağıtımını sağlayan devrelerin düzenlenmesi, şekillendirilmesi ve görüntülenmesinden sorumlu olan IP edge ve metro Ethernet platformları, servis sağlayıcıların hedeflemesi gereken alanlar olarak öne çıkıyor.
Her bir platformun fonksiyonlarını temel alan Ericsson’un yeni ölçü birimleri, aboneler ve devrelerin enerji kullanımını granüler olarak haritalıyor ve böylece enerji verimliliğine nesnel bir yaklaşım sağlıyor. Yeni ölçü birimleri, 2008’den itibaren 5 yıl içinde karbon salınımını ürün yelpazesi genelinde abone başına %40’a varan oranda azaltmayı hedefleyen Ericsson’un en yeni sürdürülebilirlik çabası olarak dikkat çekiyor.
Ericsson, IP edge ve metro Ethernet’e odaklanmanın yanı sıra WCDMA baz istasyonları, mobil softswitch çözümü ve saha güç yönetimi gibi alanlarda enerji tüketimi anlamında önemli düşüşler elde etmiş. WCDMA baz istasyonlarının enerji verimliliğinde 2001 ve 2008 arasında %80 iyileştirme kaydedilirken, mobil softswitch çözümünde ise abone başına %60 daha fazla verimliliğe ulaşmış.
:: Kullandığınız sistemin enerji verimliliğine dikkat ediyor musunuz?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}