Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net
Reklam
Reklam

FIFA 12 İnceleme

Ana sayfa /

FIFA ile tanışmam oldukça eski senelere dayanır. 1995 yılında piyasaya sürülen FIFA International Soccer’ı bir arkadaşımın bana göstermesi ve evinde denememiz sonucunda, bir futbol oyununa bu denli bağlanabileceğimi düşünmemiştim açıkcası. Fakat aradan geçen tam 16 yılın ardından hala elimde FIFA isimli oyunu tutuyorum.

Tabii ki bu 16 yıllık süreçte ayran içip ayrı düştüğümüz yıllar oldu FIFA ile. Zira EA Sports’un en çok şikayetçi olunan özelliklerinden biri olan, “satıyorsa elleşmeyelim” mantığı FIFA’yı da vurmuştu. Karşısında rakibi olmadığını düşünen EA Sports, Konami’den bu denli sert bir tokat yemeseydi, bugün yazdığım bu yazı hiç olmayabilir ya da çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.

Reklam
Reklam

Fakat, şu anda elimde gerçek bir futbol simülasyonu tutuyorum sevgili okurlar. FIFA 12, gelmiş geçmiş en iyi futbol oyunu olabilir mi? Hep birlikte göreceğiz.

{pagebreak::fifa12-1}

“Futbol 90 dakika boyunca 22 kişi ve bir topla oynanır, sonucunda Almanlar kazanır.” – Gary Lineker

FIFA 12’nin çıkışını benim gibi sabırsızlıkla bekleyenlerdenseniz eğer, oyunun demosunu da oynamışsınız demektir. Eğer demoyu oynamışsanız, oyunla ilgili bazı temel yargılara sahip olmuşsunuz anlamına gelir. O zaman şöyle söyleyeyim, demoda gördüğünüz çoğu şeyi unutun. Zira FIFA 12, demodan bariz farklarla piyasaya sürüldü.

Oyunu yıllardır PlayStation 3 platformunda oynarım. Bu yıl da bu geleneği sürdürdüm ve taktım diski PlayStation 3’e. Hemen bir yama yapmamı istedi ve küçük bir yamalama işleminin ardından oyuna giriş yaptım. İlk olarak menülerin FIFA 11’e göre çok daha farklı ve işlevsel olduğu gözüme çarptı.

Menülerin yatay bir hal alması, eskisine oranla biraz işleri zorlaştırıyor gibi görünse de, aslında öyle değil. Bunun sebebi menüde gezinme işleminin oldukça hızlı bir hale getirilmesi ve gereksiz şeylerin kategoriler altında toparlanması olabilir.

Menüde yer alan seçenekler geçen yılın oyununa baktığımızda hemen hemen aynı. Zaten bu yıl oyun piyasaya sürülmeden önce yeni bir opsiyonun ekleneceği iddia edilmediğinden, bir problemimiz yok bu konuyla ilgili. Eskisi gibi hızlıca maç yapabileceğiniz “Kick-off” seçeneği, Online modlar için seçenekler, Virtual Pro adında kendi kariyerimizi yapabileceğimiz kariyer modu gibi seçenekler ile ayar menüsüne sahibiz.

Oyunun menülerini geride bırakırsak, önce grafikler, ses ve atmosfer ile devam edebiliriz. Çünkü asıl konuya, yani oynanışta yapılan değişikliklere uzun bir bölüm ayırmamız gerekiyor. Öncelikle grafiklere giriş yapalım. Geçen yıla oranla az da olsa geliştirilen grafikler, aslında çok büyük farklara sahip değil.

Oyuncuların bazılarının yüzleri gerçekten çok ama çok benzer olmuşken, bazılarını ise pek uğraşmadan hazırlamışlar gibi görünüyor. Zaten her yıl olduğu gibi futbolcuların ne kadar ünlü olduklarını derecelendirerek, yüzlendirme işlemini yapan EA Sports, bu yıl da bildiğinden şaşmamış. Bir tek Cristiano Ronaldo ile ilgili biraz sıkıntı var, o da muhtemelen rakip firmanın kapak yıldızı oluşundan kaynaklanıyor olsa gerek.

{pagebreak::fifa12-2}

Oyuncu yüzleri dışında en önemli konu aslında oyuncuların animasyonları. Bu yıl oyuna eklenen “Çarpışma Motoru – Impact Engine” sayesinde her ikili mücadelede bambaşka animasyonlar izleme fırsatına sahip oluyoruz. EA Sports, hiçbir ikili mücadele ya da çarpışma birbirinin aynısı olmayacak derken boşuna konuşmuyormuş aslına bakarsanız.

Tabii birkaç tekrar oluyor, özellikle oyuncuların bir düşüş animasyonu var ki evlere şenlik. Oyuncunuz bir anda havada yere paralel hale gelerek sanki şınav çekmeye hazırlanıyormuş gibi pozisyon alıyor. Sürekli olarak görünen bu animasyon oldukça can sıkıyor ama gözardı edilebilir diye düşünüyorum.

Bu ufak tefek hataların dışında, çarpışma motorunun getirdiği animasyon sıkıntıları da mevcut. Bazen öyle düşüşler veya çarpışmalar izleyeceksiniz ki, rahatsız olmaktan çok, komiğinize gidecek. Biz oynarken kahkahalara boğulduğumuz anlarımız oldu, eminim ki sizlerin de çok güldüğünüz anlar yaşanacak FIFA 12 ile birlikte.

Oyunun sesleri ve atmosferi ise her yıl olduğu gibi yine çok başarılı. Eğer müsait olursanız, yani evinizde rahatsız olacak kimse yoksa, sesi sonuna kadar açın ve oyuna başlayın. Kendinizi bir stadyumda maç izliyor gibi hissetmeniz çok olası bir durum. Hatta şöyle diyeyim, eğer sesi çok açarsanız, komşularınız oyun oynadığınızı değil, bir futbol müsabakası izlediğinizi düşünecektir.

Oyuncuların topa vuruş anlarında, ikili mücadelelerde çıkardıkları sesler çok iyi ve gerçekçi. Topun sesi ve direkten dönmesi gibi seslerin de çok başarılı olduğunu belirteyim. Tribünlerde yapılan tezahüratlar, stadyumlarda oyuncu değişikliklerinde oyuncu isimlerinin anonsları gibi detaylar da harika kotarılmış. EA Sports, atmosfer konusunda hiçbir zaman sıkıntı yaşamıyor zaten.

{pagebreak::fifa12-3}

“Ben futbol peygamberiyim. Tanrı beni gol atmam için gönderdi.” – Romario

Evet sevgili okurlar, şu anda sesleri, grafikleri, animasyonları geride bıraktık ve geldik zurnanın “zırt” dediği yere. Bu yıl EA Sports’un en önemli geliştirmelerinden biri az önce bahsettiğim çarpışma motoruydu. Diğerleri ise oyuna yeni eklenen “Precision Dribbling” ve “Tactical Defending” özellikleriydi.

Önce Precision Dribbling ile konuya giriş yapalım isterseniz. Geçtiğimiz yıllarda oynadığımız FIFA oyunlarında, 360 derecelik yön sistemi sayesinde oyuncularımızla her yöne koşabiliyor ve bu şekilde çalımlar, koşular yapabiliyorduk. Hatta topu istediğimiz noktaya sürmemiz oldukça kolay geliyordu ama hep bir eksik vardı. O da topa ufak müdahaleler ile yön değiştirmekti.

Bu yıl Precision Dribbling ile bu özelliğe kavuştuk. Yeni koşu sistemi o kadar başarılı ki, istediğimiz gibi hareket edip, istediğimiz an santimlik dönüşler yaparak savunmacıların belini kırmamız mümkün oluyor. Futbol tutkunlarının “Messi çalımları” olarak daha rahat anlayabileceği bu ufak top sürüş hareketleri, oyunun en büyük açığını kapatmış olurken, çalım atmayı da bir hayli kolaylaştırıyor.  Bu sistemin tek eksi yönü bu olsa gerek zaten.

Fakat, oyuna yeni eklenen Tactical Defending sistemi, oynanışa müthiş bir gerçeklik getirirken, oynanabilirlikten de bir o kadar şey götürüyor. Aslına bakarsanız, oynanışa getirdiği gerçeklik, maçların skorlarına baktığımızda götürdüğü gerçeklikten daha küçük. İlginç bir cümle oldu farkındayım ama bu konuda oldukça büyük sıkıntılar var ve sizlere anlatmam gerekiyor.

{pagebreak::fifa12-4}

“Eğer biraz çirkin olsaydım ne Pele’nin ne Maradona’nın adı hatırlanırdı.” – George Best

Öncelikle Tactical Defending’in en önemli olayı, eski oyunlardan hatırlayacağınız top çalma ve pres tuşlarına aynı anda sürekli basarak iki oyuncuyla alan daraltma özelliğini tamamen ortadan kaldırıyor olması. Bu dışarıdan bakıldığında büyük bir artı gibi görünürken, pratikte ise pek işlevsel değil diyebilirim.

Bunun sebebi, artık hiçbir şekilde yoğun pres yapamıyoruz. Hiçbir zaman iki tuşa aynı anda “spam” yaparak bu oyunu oynamadım ama ileri uçta pres yapmak istediğimde yanıma bir oyuncu daha çağırabiliyor olmak büyük bir artıydı. Şimdi ise çağırdığımız oyuncu, karşısındaki oyuncu ile arasında büyük bir mesafe bırakarak yalnızca “alan savunması” yapabiliyor.

Hal böyle olunca, yoğun pres yapmak mümkün olmuyor. Eh, alan savunması kabul edilebilir ve aslında gerçekten çok işe yarayan bir savunma türü olabilir ama tercihi bana bırakması gerekmiyor mu bu oyunun sizce de?

Tamam, alan savunmasını kabul ettik, bağrımıza bastık diyelim. Peki savunmada yapılan müdahalelerde gidilen değişiklik neyin nesidir? Tamam, her ikili mücadele bir satranç mücadelesine dönüşecek dediniz anladık, çok da sevindik ama bu satranç falan değil. Topa basmak istediğinizde, es kaza heyecanlanıp yanlış bir anda müdahale yapmayı denerseniz, yönettiğiniz adam boş yere bir müdahale yapıyor ve öyle bir çalım yiyor ki, geri dönüp oyuncuya basmaya utansa yeridir. Ha utanmasa da basamıyor zaten çünkü arasında 5 metre kadar bir mesafe oluşmuş oluyor o süreçte.

Hücum yapmak ne kadar kolaylaşmışsa, savunma yapmak o denli zorlaşmış. Çok iyiyim diyen bir FIFA oyuncusunu bile oyunu yeniden öğrenmek zorunda bırakmanıza tepki vermiyorum, aslında iyi bir şey yaptınız ama savunma yapmak bu denli “konsantrasyon” isterken, hücum yapmak “skill moves” ile abuk subuk hareketleri rastgele yaparak bile çalım atabildiğiniz bir hale gelmişse, burada büyük sıkıntılar var demektir.

Zaten altı dakikalık devreden toplamda on iki dakika oynadığınız maçların daha 30. dakikası 5-5 geçiliyorsa, savunma sisteminde gerçekten sıkıntılar var demektir. Her maç böyle olmuyor ama şu ana kadar aşağı yukarı 70-80 maç yaptım ve toplasanız 10 tanesinin devresi 0-0 bitmiştir. FIFA 12, bu dengesizliği ile en çok kalbimizi kıran özelliğine kavuşmuş oldu.

{pagebreak::fifa12-5}

Bu konuyla ilgili sıkıntıları şöyle özetleyeyim, eğer internetten Head to Head yani çevrimiçi maçlar oynarsanız, karşınızdaki oyuncuların savunma yapmayı beceremedikleri için sürekli olarak “Select” tuşuna basarak kaleciyi seçtiklerini ve savunmayı yapay zekaya bıraktıklarını göreceksiniz. Durumun vehameti de bu şekilde ortaya konuyor aslında.

Eh, yaklaşık beş paragraftır geçirdiğim Tactical Defending’in artıları hiç mi yok? Aslında bolca var ama hiçbiri tam olarak oturtulamamış. EA Sports, robot gibi defans yapmaktan çıkıp, nasıl hücum yapıyorsak, o şekilde defans yapmamızı istemiş ama bazı taşlar gerçekten yerine oturmamış aslında.

Oyuna getirdiği gerçekçilik hissi yadsınamaz ama düzeltilmesi gereken ve ayar çekilmesi gereken birçok noktası var henüz bu yeni defans sisteminin. Çok şikayetçi değilim, alıştım biraz da olsa ama yeni başlayan oyuncular için gerçekten büyük sıkıntılar doğuracaktır, benden söylemesi.

Eğer bir türlü alışamıyorsanız, yapay zekaya ya da evde yanınızdaki bir arkadaşınıza karşı oynayacağınız maçta, kontrol seçeneklerinden eski tür defans sistemine dönebilirsiniz. Fakat Online oyun oynayacaksanız, yeni defans sistemini kullanmak zorundasınız, belirteyim.

{pagebreak::fifa12-6}

“En güzel gol, boş kaleye atılan goldür” – Johan Cruyff

Bu gelişmelerin haricinde, oyuna yeni eklenen özellikler de var. Örneğin demin laf arasında bahsettiğim, maç içerisinde kaleciyi seçerek yönlendirme opsiyonu oldukça yerinde bir geliştirme olmuş. Bir anda kaleciyi seçerek pozisyonlara karşı koymaya çalışmak zevkli ve önemli bir özellik.

Ayrıca, çevrimiçi olarak oynadığımız maçlar, bir sezon kalıbı içerisine sokulmuş ve eskisi gibi bir maçtan 60-120 arası puan almamız gibi bir durum yok artık. Her maç, sonuca göre puan alıyoruz. Yani ya üç, ya bir ya da sıfır puan alarak maçı sonuçlandırıyoruz ve rakibimizle rövanş yapamıyoruz.

Aslında bu rövanş olayı can sıkıcı olabiliyor, yenebileceğinize inandığınız rakibinizle tekrar ancak bir sonraki sezonda maç yapabiliyorsunuz, o da kendisini onca zaman sonra hatırlayabilirseniz tabii.

Unutmadan, oyuna eklenen, “Support Your Club” özelliğinden de bahsedeyim. Oyuna başlarken seçtiğiniz takım, sizin desteklediğiniz kulüp haline geliyor ve oyunda yaptığınız her şeyden aldığınız deneyim puanları bu takımın hanesine de yazılıyor.

Dünyanın dört bir yanından oyuncuların puanlarıyla, en iyi takım belirlenmeye çalışılıyor. Teoride güzel ama taraftar sayılarını düşündüğümüzde, elbette iki takım, Real Madrid ve Barcelona öne çıkacaktır gibime geliyor.

Tüm bunların haricinde, Ultimate Team seçeneği, mutlaka denenmesi gereken bir mod. Bu modda bir takımı seçerek, tüm dünyadaki gerçek oyunculara karşı en iyi takımı oluşturmaya çalışıyorsunuz.

En iyi oyuncuları almak, oyuncu kartlarına sahip olmak gibi amaçlarınız var ve bir de üzerine o takımınızı yöneterek gerçek rakiplere karşı maç yapıyor olmanız da oldukça eğlenceli. Bir nevi kendi içerisinde menajerlik oyunu gibi olmuş diyebilirim.

Hazır menajerlik demişken, kariyer modunda yapılan geliştirmelerden de bahsederek, yazımı yavaş yavaş sonlandırmak istiyorum. Kariyer modu artık çok daha gerçekçi olmuş. Oyuncularınızla daha çok ilgilenebilir, onların tepkilerini ve düşüncelerini görebilirsiniz. Ayrıca kariyer modunun arayüzü tamamen değiştirilerek daha ilgi çekici ve kullanımı kolay bir hal almış.

{pagebreak::fifa12-7}

“Yapma Hayrettin, daha kadroları sayamadım.” – İlker Yasin

Geldik son sözlerimize, oyunun eksi ve artılarına. FIFA 12, belki çok iddialı bir yorum olacak ama gelmiş geçmiş en iyi futbol oyunu olmaya aday. Yeni defans sisteminin çok büyük eksileri mevcut belki ama yine de oyuna getirdiği gerçekçilik ve “futbol oynama” hissiyatı gözardı edilemez. Yeni “Precision Dribbling” sistemi de aynı oranda başarılıyken, FIFA 12, şu anda taçlandırılmamış bir kral olarak karşımızda duruyor.

Satın aldığınızda asla pişman olmayacağınızın ve bir senenizi bu oyunu sürekli olarak oynarak geçireceğinizin garantisini verebilirim. Tabii karşısında PES 2012 gibi bir rakibi var ama şöyle söyleyebilirim ki, ikisi çok farklı kulvarlarda yer alan futbol oyunları. FIFA 12 için ciddi anlamda bir futbol simülasyonu yakıştırmasını yapabilirken, PES 2012 için bir futbol oyunu demek daha doğru olacaktır.

Sonuçta amaç eğlenmek ve hangi birini beğenirseniz onu oynayacaksınız, zevklerinize kimse karışamaz. Sadece ikisini de mutlaka yeterli sürede denemeniz, yeterli şansı vererek karar vermeniz gerek diyebilirim. Sonucunda, doğru olan yolu seçeceğinize eminim. Hepinize iyi günler, iyi oyunlar dilerim.

Artılar: Yeni kontrol sistemi çok başarılı. Çarpışma motoru sayesinde animasyonlar göz dolduruyor. Uzun süreli oynanışa sahip.

Eksiler: Yeni defans sistemi sayesinde defans ile hücum dengesi bozulmuş. Hücum yapmak çok kolay ama defans sistemi bir o kadar zor. Yeni başlayanları oldukça zorlayacaktır.

:: FIFA 12, gelmiş geçmiş en iyi futbol oyunu olabilir mi?

Reklam
Reklam

Yorum Ekleyin


Reklam
Reklam