Google, arama sonuçlarında kullanıcıya en doğru sonuçları vermek için çok ince hesaplar yapıyor. Hazırladığı algoritmadaki hesaplamalar, müthiş detaylar içeriyor. İşin daha ilginci, Coca-Cola‘nın formülünden bile daha değerli olan bu formülü, Google mühendislerinden başka bilen yok.
Peki bu algoritma neden önemli? Google, dünyanın en çok ziyaret edilen web sitesi. İnternetteki tüm siteler, kullanıcıyı daha fazla süre kendi adresinde tutmak isterken Google, bunun tam tersini yapıyor. Mümkün olan en kısa sürede, ziyaretçisini hedeflediği siteye göndermek için çalışıyor.
Böylece Google, dünyadaki tüm internet trafiğinin en önemli dinamosu oluyor. İnternet siteleri, ziyaretçilerinin büyük kısmını Google üzerinden misafir ediyor. Bir web sitesi, Google‘dan ne kadar fazla ziyaretçi alırsa, o kadar iyi konumlara yükseliyor.
Hile Yapanlar Çok!
İnternet sitesini idare eden kişiler tarafından Google arama sonuçlarında üst sıralarda çıkmak için her yol mubah sayılıyor. Google’ı kandırmak için türlü hilelere başvuruluyor. Bu işler için harcanan paraların miktarı milyonlarca dolar.
Google mühendisleri, hem bu hileleri işe yaramaz hale getirmek hem de en doğru arama sonuçlarını kullanıcıya sunmak için kendi algoritmasını yenilemeye devam ediyor. İnce hesaplar için sayısız kriter ekleniyor.
Yapılan her güncellemeye bir isim veren Google, en son değişiklikler için “Panda” adını kullandı. Peki Panda ile beraber bilinmesi gereken neler var? Aslında bu soruya yanıt vermek, birkaç cümleyle yeterli olmayacaktır.
Yine de özetlemeye çalışalım.
Google, Panda ile beraber kaliteli içeriklerin üretilmesi için hesaplarını yenilemiş durumda. Kaliteli içerikten kasıt, hem yazı hem de görseller olarak amacına hizmet eden içeriklerin sitelerde yer alması.
{pagebreak::Google Panda}
Google Panda, Nasıl Anlar?
Başka yerde olan bir içeriği kendi sitesine alarak Google‘dan trafik elde eden siteler, bu güncelleme ile beraber darbe almış oldular. İyi ama kaliteli içerik, nasıl anlaşılır? Daha doğrusu, Google bunu anlar mı?
Google arama motoru, bir robot olduğu için satır satır okuyup “Helal olsun, döktürmüş” diyemeyeceği için bazı kurallar ile bunu belirliyor. İçeriğin daha önce başka bir yerde yayınlanmaması, yazım hatalarının olmaması, yazı içeriğine uygun görsellerin bulundurulması, yazınıza sosyal paylaşım sitelerinden bağlantıların verilmesi gibi çok sayıda kriter var.
İnternet sitenizdeki reklamlar da artık bu kaliteyi belirlemede etkin rol oynuyor. Çok sayıda reklam varsa ve bu reklamlar, Google Adsense gibi performansa dayalı reklamlardan oluşuyorsa, reklam hesapları çok sayıda benzer sitede de aktifse o zaman kötü. İçerik hırsızlığı yaparak gelir elde etmek isteyen site sahiplerinin yaptığı şey de tam olarak bu.
Niyetiniz kötü değilse ama bu tanıma uyuyorsanız, sitenizi reklam çöplüğünden kurtarmanız gerekiyor.
Alışveriş Sitelerinin İşi Çok Zor
Tüm bu değerlendirmeden sonra kurunun yanından yanan yaşlardan, yani alışveriş sitelerinden bahsedelim biraz da. Durumları gerçekten de çok kötü. Neden derseniz, alışveriş siteleri, haber siteleri gibi her gün yüzlerce farklı içeriğin girildiği bir yapıya sahip değiller.
Bir sitede iPhone 4 satılıyorsa, bu sayfa için kullanılan içerikler (ürün fotoğrafları, teknik özellikleri gibi) diğer sitelerde de aynı şekilde yer aldığından dolayı Google’dan eksi not alıyorlar.
Eskisi gibi aramalarda üst sıralarda çıkmıyorlar. Ya da çıkmaları için bu içeriklere fena halde takla attırmaları gerek. Ürünle ilgili uzman yorumları, farklı videolar, kullanıcı yorumları gibi içerikle beslemek zorundalar.
Yazının başında da söylediğimiz gibi, internet trafiğinin büyük kısmını Google üretiyor. Bu trafikten nasiplenmemek, zamanla yok olmak anlamına geliyor. O nedenle Google ne derse o!
Google‘ı küstürmemeye çalışın.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}