1960’lı yıllardan beri var olan Mockumentary isimli sahte belgesel türü, belgeselin parodisi şeklinde tanımlanıyor. Terim mock (sahte) ve documentary (belgesel) kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor. Son derece popüler olan bu film türü, kurmaca ve gerçeğin iç içe geçmesi anlamı taşıyor.
Mockumentary tarzı filmler teknik ve içerik açısından belgeselden kolaylıkla ayrılmaz. Filmde dış ses, röportaj hatta inandırıcılığın artması amacıyla arşiv ve güvenlik kamerası görüntülerine rastlanabilir. Ortaya çıkan eserin başarısı, izleyenlerin gerçek olduğuna inanmasıyla doğru orantılıdır.
Mockumentary türünün amacı ne?
Mockumentary, kameranın izleyici üzerinde etkisini artırmayı ve gerçeklik algısını üst noktaya çıkarmayı amaçlıyor. Bir noktada eleştiri yapmayı da amaçlayan bu tür parodilerle destelenerek komedi türüne yaklaştırılır.
Özellikle 2000’li yıllarda izleyici tarafından çok sevilen sahte belgesellerin arasında İngiliz yapımı The Office, Avustralya yapımı We Can Be Heroes: Finding The Australian of the Year ile ABD yapımı Modern Family gibi komedi dizisi örnekleri bulunuyor.
Öte yandan sahte belgesellerde kameraların ucuzlaması ya da güvenlik kameralarının yaygınlaşmasıyla toplumun gözünde çok aşina olunan görüntüler kullanılabilir. Blair Cadısı ya da Paranormal Activity gibi filmlerde kullanılan bu görüntülere benzetilen manipülatif karelerin izleyici üzerindeki etkisi, milyon dolarlar harcanmış prodüksiyonlarla yarışır bir düzeyde olması bunun en büyük örneklerindendir.
Sahte belgeseller neden bu kadar seviliyor?
Yapılan araştırmalara göre, günümüzde izleyiciler artık kurmaca yapımlardan çok gerçek hayat hikayelerini tercih ediyor. Magazin programlarından reality show’lara kadar geniş bir yelpazenin kapatamadığı bu boşluğu, haber bültenlerindeki güvenlik kamerası görüntüleri, kurmaca yarışma programları, sahte konuklarla yapılan gündüz kuşağı programları dolduruyor. Yani sahte-gerçek olgusu televizyonda dizi filmler gibi kurmaca yapımlarla sınırlı kalmıyor.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}