“Dört yıl daha“… (Four more years…) Bu sosyal medya tarihinin en popüler fotoğrafının aynı zamanda en popüler tvitin altındaki üç kelimesi. ABD Başkanı Barack Obama, 2012 yılında tekrar seçilince, eşine sarılarak verdiği fotoğrafı 6 Kasım 2012 günü Twitter‘da paylaşması, hala konuşuluyor.
Four more years. pic.twitter.com/bAJE6Vom
— Barack Obama (@BarackObama) 7 Kasım 2012
Reklam
Reklam
//platform.twitter.com/widgets.js
Diğer iki popüler tvit ise, Emmy Ödül töreninde sanatçıların Samsung telefon ile verdikleri selfie ve Super Bowl gecesinde elektrik kesilince, Oreo‘nun attığı tvitler olduğunu hatırlatalım.
“Siyasi Liderler” deyince protokol akla gelir. Devlet yönetimi ve makamın kuralları gereği kontrollü hareketler ve yazılar zorunluluk halinde etrafa yansıyor. Çoğu liderin sosyal medya yansımaları da resmi, soğuk ve kontrollü olduğu hissediliyor. Ancak yukarıdaki üç örnekte de göründüğü gibi anlık, doğal ve yaratıcı bir iletişim yaşandığı da başka bir gerçektir.
Şu an Antalya‘da yılın en büyük liderler zirvesi devam ediyor. Bir ülke için milyarlık sayılabilecek bir iletişim fırsatı da doğmuş durumda.
Özellikle Paris ve Beyrut‘taki vahim olaylardan sonra bütün dünyanın gözü daha bir dikkatle Antalya’ya yöneldi. Dikkat ve hassaslık beklenmedik iletişim hatalarını da doğurabilir. Doğurdu da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ABD Başkanı Barack Obama ile ayaküstü konuşması sırasında verdiği bir enstantane, Erdoğan’ın Obama’nın yanağına dokunmuş gibi yansıdı. Halbuki fotoğraf açısıyla ilgiliydi ve açıklama geldi. Ancak, bu fotoğrafı yandaşların veya karşıtçıların kullanmaması düşünülemez.
Facebook, Twitter, Instagram veya diğer bütün sosyal medya alanı habercilik açısından, bütün geleneksel medyanın önüne geçmiş durumda.
Eğer uzman dijital medya uzmanları ve iletişimciler ile çalışıldığında başarılı sonuçların da alınacağına dair ilginç örnekleri de beraber yaşayacağız.
Liderlerin popülaritesine girmeden önce, G20 Zirvesine katılan liderlerden Hindistan Başbakanının başarılı sosyal medya uygulamasına bir örnek vermek istiyorum.
Bu örnek, siyasi protokol tarihine giren ve başarılı bir diplomasi olarak sunuluyor.
Hindistan’ın bir yıl önce seçilen Başbakanı Narendra Modi de Twitter’ı yoğun kullanan liderlerden biridir. Başbakanın @narenramodi adresini 16 milyondan fazla takipçisi var. Facebook takipçi sayısı ise 31 milyona yaklaştı. 1.1 milyonu aşkın Instagram izleyicisi, oldukça sıcakkanlı olan fotoğraflarını görme fırsatı buluyor.
Modi, sosyal hayatının yanı sıra devlet görüşmelerini de anında Twitter gibi diğer sosyal medyada paylaşmasıyla ünlendi.
Asıl ilginç olanı ise şudur: 26 Ocak, Hindistan’ın Bağımsızlık Bayramı ile Mahatma Ghandi’nin doğum günü ile birlikte kutlanan en önemli günü kabul ediliyor.
Modi, Twitter üzerinden ABD Başkanı Obama’ya mesaj atarak, ulusal günlerine davet etti. Ne arada dışişlerinin monşerleri var, n büyükelçilikler ne de kriptolu özel telefonlar…
Obama da, mesajı görür görmez, hemen yine Twitter üzerinden “Gelirim” diyor. Protok görevlilerinin halini bir düşünsenize…
Bakalım, bu yeni sosyal medya usulünü başka liderler ne zaman kullanacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın daha önce Twitter aleyhindeki ifadelerini bir kenara bırakın. Malum Çin’de de yasaklı olan bir mecra ve Devlet Başkanı da Twitter’da yer almıyor. Ama Çin’de internet üzerinden takipçisi olan ve 100 milyonu geçen popüler sosyal liderler var.
Aynı şekilde İngiltere Başbakanı Cameron‘un da sosyal medya üzerine sert mesajları var. Dünyanın süper güçleri ABD, Hindistan, Rusya, Japonya veya Brezilya liderleri bu alanı kullanıyorsa, gelecekte kimse sosyal medyaya kayıtsız kalamayacaktır. Sosyal medya stratejilerini oluştururken, doğallığı kaybetmememiz gerekiyor.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu tür fotoğraflara önem verirdi. Batı Afrika’da bir balıkçı ile konuşması veya Erciyes’te bir çobanla sohbeti unutulacak fotoğraflar değildir. Daha da ötesi, bu tarz, artık herkese örnek olarak sunulan bir sosyal medya stratejisi olmuştur.
Barack Obama da 65 milyonu aşan Facebook ile 46 milyonu aşan Twitter takipçisine günlük yaşamındaki doğal anları, kitlelere ulaştırmak için kullanıyor. Buna 5.3 milyon Instagram takipçisini de ekleyin.
Oval ofiste bir çocuğun onu kovalaması, köpeği ile Beyaz Saray bahçesinde oynaşması veya ceketini omuzuna atıp, parkta gezinenlerle diyalogu başarılı örneklerdir.
Diğer liderlere kıyasla, Barack Obama‘nın iletişim stratejisinde capsler de var. Tasarımı, özlü ifadeleri ve istatistik paylaşımlarıyla ayrı bir açılım sunuyor. Unutmayalım ki capsler ve infografikler birkaç yıldır en etkili tarzların başında geliyor.
G20, dünya ekonomisinin yüzde 80’ini yönetenlerin buluşmasıdır. Malum zirvenin yapıldığı yer Belek, turizmimizin de merkezidir. Haliyle işin ekonomisi, siyaseti kadar magazini de sosyal medyaya yansıyacaktır.
Suudi Kralı Salman‘ın, Mardan Palace otelini kapatması bu bağlamda ele alabilirsiniz. Aynı şekilde Kanada’nın yeni Başbakanı Justin Trudeau da yakışıklılığı ile sosyal medyaya malzeme olmaya devam ediyor.
Bütün bunları bağımsız şekilde takip edebilirsiniz ama zirvenin sosyal medyaya yansımalarını, liderlerin popülaritesini g20life.com adresinden rahatlıkla anlık olarak izleyebilirsiniz.
Bu yazıyı tamamlarken G20 ile ilgili tvit sayısı 2 milyonu geçmişti. Dakikada 400 civarı mesaj atılıyor. Mesajların hangi konumdan gönderildiğini gösteren haritası ve infografiklerle ileride de kullanılabilecek bir portalı incelemenizi tavsiye ediyorum.
Şimdilik liderler Periscope‘u pek kullanmıyor ama gelecek yıl Çin’de yapılacak G20‘deki sosyal medya ile bugün arasındaki en bariz fark bu olacaktır.
Sonuçta, ne kadar güvenlik tedbiri, ne kadar da protokol sınırlaması olursa olsun, sosyal medya liderleri halka yaklaştıran en önemli araçlardan biridir. Bunu kullanabildikleri ölçüde de iletişim stratejilerinde başarılı olacaklardır.
:: Sizce sosyal medyada en başarılı dünya lideri hangisi?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}