İnternette de araştırma yapanlar bilir, cümleler genelde şöyle başlar “GNU/Linux, açık kaynak kodlu bir işletim sistemidir”. Bu cümle, insanları korkutan, insanların GNU/Linux’tan uzak durmasına yol açan başlıca etkenlerden biridir. Fakat okudukça birlikte anlayacağız ki, GNU/Linux korkulacak bir sistem değil, tam tersine çok uysal bir kedi gibidir.
Ben de aynı cümleyle başlayacağım, GNU/Linux, açık kaynak kodlu bir işletim sistemi çekirdeğidir. Bu cümle bu kadar kısa olmasına rağmen, aslında birçok şeyi ifade ediyor. Biraz anlam kazandıracak olursak, önce şu soruya cevap vermemiz gerekiyor:
Kaynak Kod nedir?
Mobil bir cihazda, bir bilgisayarda veya herhangi bir işletim sistemi olan aygıtta çalışan ve işlem yapmamızı sağlayan kod yığınlarının derlenmiş haline uygulama denir.
Bir uygulamayı yaratmak için, komutlar kullanırız. Daha sonra bu komutlarımızı makine dili dediğimiz dile çevirmeye yarayan derleyiciler kullanırız ve bunu bilgisayarımızın anlayabileceği dile getiririz. Daha sonra ise karşımıza çıkan şu anda bu yazıyı okurken kullandığınız tarayıcı bile olabilir.
Uygulama yaratırken kullandığımız komutlar bütününe ise kaynak kod denir. Bir uygulamanın kaynağı da buna dayanır.
Kaynak kodu açıkladık, peki ama “açık kaynak kod nedir?” diye soralım.
Onu da şöyle bir örneklendirmeyle anlatayım:
Bir apartman düşünün. Dışarıdan baktığınızda pencereleri olan, çatısı ve bacası olan bir yapı olarak bizlere görünür.
Bir apartman daha düşünün. Dışarıdan baktığınızda çivilerinin, betonunun hangi marka olduğundan tutun da, yapım aşamalarına kadar bizlere kendini gösteren, kimin hangi çiviyi nasıl çaktığını bizlere gösteren ve “gel bir çivi de sen çak” diyebilen bir apartman. Gün geçtikçe büyüyebilen, katkılara açık olan, reddetmeyen bir apartman.
Bazı şeyler daha da netleşmeye başlıyor.
Bilgisayar uygulamaları her zaman arka planda bizden gizli bir şeyler yaparlar. Bizler, nasıl bir inşaatın çivilerini göremiyorsak, aynen uygulamaların da arkamızda neler çevirdiğini ve mimarisini göremeyiz.
İşte açık kaynak, bize bunları görme imkanı sağlar. Yani bir uygulamayı, bir sistemi tam randımanlı kullanma imkanını bizlere sunar.
GNU felsefesi, çivilerini görebildiğiniz bir inşaatı simgeler. Linux da, GNU felsefesi üzerine inşa edilmiş bir işletim sistemi olarak karşımıza çıkıyor.
Bir sonraki yazıda, bu konunun biraz daha derinlerine ineceğiz ve Linux’un kısa bir tarihine göz atacağız.
Şimdilik hoşçakalın…
Barış Şekerciler
{{user}} {{datetime}}
{{text}}