Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net

Ölümsüzlük Teknolojiyle Mümkün mü?

Ana sayfa /

Mitolojiler ve eski hikayeler ölümsüzlük uğruna maceraya atılan insanları anlatır. İnsanoğlunun en büyük arzularından biri olan sonsuz yaşam için her ırk kendine göre bir çözüm üretti.

Piramitlerin yapılış nedeni bile aslında ölümsüzlük arzusuydu. Eski uygarlıklar piramitler sayesinde, ruhların geri dönebileceğini ve ölümsüzlüğün yakalanabileceğine inanıyordu. Her kültür ve din ölümsüzlük için farklı cevaplar veriyor.


Piramitler bu ilginç inanç uğruna yapıldı

Gerek rearkarnasyon inancı gerekse ruhun sonsuza kadar yaşayacağı tezi bu gizemli yolda karşımıza çıkan cevaplardan bazıları.

{pagebreak::Zihinsel ölümsüzlük mümkün mü?}

Zihinsel ölümsüzlük mümkün mü?

İlk insanlar sonsuza dek yaşamın sırrını, hiç yaşlanmamakta olduğunu düşünüyormuş, bu yüzden kan banyosu ve bakire kurban etme gibi özel ritüellerle ölümsüzlüğü aramışlar. Günümüzde bu arayış bilimin yardımında devam ediyor.

Ancak modern insan bu ilginç isteğe daha gerçekçi metotlarla bakıyor. Şu anda, zenginler insan klonlama, yaşamı ilaçlarla uzatma gibi projelere büyük yatırımlar yapıyor. Ancak bilim dünyası zenginlerin tam tersi bir projeyi favori gösteriyor.

Lifelike ya da çalışanların ona taktığı adıyla Avatar adlı bu projenin amacı insan bilincini gelecek nesillere saklamak. Bedeni, sonsuza dek yaşatamayacağının farkında olan EVL (Electronic Visulation Laborty) ekibi bu durumu zihin aracılığıyla yapmaya çalışıyor.

{pagebreak::Project Lifelike nedir?}

Project Lifelike nedir?

İngilizce yaşam gibi anlamına giren Lifelike, insan zihnini gelecek nesillere aktarmak için geliştiriliyor. Buradaki temel fikri aslında Superman filmlerinde görmüştük. İleri bir uygarlık olan Kriptonlular zihinleri bilgisayarlara aktarabiliyordu.

Bu sayede Superman‘in babası ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen oğlunu eğitmeye devam ediyordu. Lifelike’da ise bu sistemin daha prototip versiyonu geliştiriliyor.


Hollywood’un uçuk kuçuk bir hayali bugün gerçek oldu

Farklı ekiplerin üzerinde çalıştığı bu projede esas amaç bireylerin sanal kopyalarına oluşturmak. İşte bu kopyalara ekip Avatar adını vermiş.

Avatar adlı karakterin oluşturması için, üç adım gerekiyor. 2007 yılında başlayan projeye kısa sürede Amerikan Bilim Federasyonu tarafından desteklendi.

Şu anda projenin en iyi ürünü federasyonun o dönemki başkanı olan, Dr. Alex Schwarzkopf için geliştirildi. Lifelike için gönüllü olan Dr.Schwarzkopf projenin gelişimine büyük katkı sağladı.

{pagebreak::Avatar nasıl oluşturuluyor?}

Avatar nasıl oluşturuluyor?

Bu sistem için, yazılımcı, psikolog ve grafiker birlikte çalışıyor. Projenin ilk ayağında deneyin psikolojik profili hazırlanıyor. Deneyin sürekli üzerinde taşıdığı bir cihaz sayesinde, kişinin gün içerisinde yaptığı hareketler kontrol ediliyor.


Kişinin günlük hareketleri bu sistemle kaydediliyor

Konuşması, hissettikleri ve davranışları sürekli takip edildikten sonra ortaya deneyin psikolojik profili çıkıyor. Bu aslında Lifelike için en basit ve kolay adım. Projenin diğer kısmında ise Hollywood‘da kullanılan yöntemler tercih edilmiş.

Motion Capture (hareket yakalama) tekniği sayesinde deneyin yapabileceği hareketler belirleniyor. Üzerine, hareket sensorlarıyla dolu bir kıyafet giyen kişi bir oda içerisinde insanlarla konuşup günlük hareketlerine devam ediyor. Bilgisayar bu hareketleri kaydediyor ve projenin üçüncü adımına geçiyor.

{pagebreak::Psikologlar da işin içinde}

Psikologlar da işin içinde

Son etapta ise en büyük iş grafiker ve yazılımcılara düşüyor. Oluşturulan psikolojik profil grafikerler tarafından üç boyutlu animasyona getirilirken, Avatar’ın yapabileceği hareketler yazılımcılar tarafından hazırlanan özel bir programa kayıt ediliyor.

Oluşturulan yapay zeka, psikolojik profil, 3 boyutlu animasyon bir araya geldiğinde karşınıza deneyin sanal bir kopyası çıkıyor.


Kişinin yüz hareketleri tek tek modelleniyor

Projeye katılan üniversiteler tarafından geliştirilen yüz ve ses tanıma sistemi sayesinde Avatar akrabalarını ve arkadaşlarını tanıyabilecek. Onlara olan davranışları hiç tanımadığı kişilere kıyasla oldukça farklı olacak.

Eğer denek proje bitmeden önce ölmediyse, bu Avatar’ın seslendirmesini bizzat kendisi yapıyor. Dr. Alex Schwarzkopf geçtiğimiz aylarda kendi Avatar‘ıyla karşı karşıya gelip onunla sohbet bile etti. Schwarzkopf kendi kopyasından oldukça etkilendi.

{pagebreak::Karşısındakiyle sohbet edebiliyor}

Karşısındakiyle sohbet edebiliyor

Lifelike bilgisayarıyla oluşan Avatar‘lar gelecekteki insanlara kendi zamanlarını anlatacak. Bunun için kişi kendi için önemli olan anahtar kelimeler seçecek. Mesela bu kişi bir bilgisayarcıysa, bilgisayar anılarını anlatmak için ona bu konudaki bir anahtar kelimenin söylenmesi gerekiyor.


Avatar karşısındaki insanla sohbet edebiliyor. Gerekirse ona kızacak ya da hoş karşılayacak.

Özel ses yazılımı bu kelimeyi tanıyor ve bilgi bankası (database)‘de bulunan ilgili tüm konuşmalar taranıyor. Bu konuya en uygun konuşma ise Avatar tarafından anlatılmaya başlanıyor. Sohbet bittiği zaman ise bu sanal varlık gerçek bir insan gibi başka neler konuşmak istediğinizi soruyor.

{pagebreak::Ölümsüzlük değil hatıra}

Ölümsüzlük değil hatıra

Lifelike projesindeki en temel amaç kişiyi canlı yapan özellikleri bir bilgisayara yüklemek. Böylece makine çalıştığı sürece kişilik ve bilinç yaşamaya devam edecek. İnsanlar atalarının sadece resimlerin görmeyecek onlarla bizzat sohbet edebilecekler.


Gerçek denek ve Avatar’ı yan yana duruyor.

Bilgisayarda bulunan kameralar karşısındakinin davranışlarını da ölçüyor. Yazılım Avatar‘ın baz alındığı gerçek kişinin potansiyel hareketlerini tarayıp bu duruma karşı verebileceği en uygun yüz tepkisine karar veriyor. Avatar‘ların geleceği ise bilim kurgu filmlerini aratmayacak bir projede saklı.

Bilimadamları, insan bilincinin yedeğini alabilecek bir sistem üzerinde çalışıyor. Yani, ölmeden öncede beyninizi bir bilgisayar yükleyebileceksiniz. Bu bilgisayar sayesinde yaşamanız dijital olarak devam edecek. Uzmanlar bu projenin zor olduğunu ancak imkansız olmadığını vurguluyor.

:: Bu proje ölümsüzlük olarak mı değerlendirmeli yoksa amaç geriye anılar bırakmak mı olmalı?

 

 

Yorum Ekleyin