Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net

Operation Raccoon City İnceleme

Ana sayfa /

Yaklaşık bir buçuk ay önce ön inceleme sürümünü sizlere tanıttığımız Operation Raccoon City‘nin bu kez inceleme sürümü elimize ulaştı. Şahsım adına konuşmam gerekirse merakla beklediğim bir oyundu ama yapılan incelemelerde aldığı puanlar yüzünden hayal kırıklığı yaratacağını düşünmeye bile başlamıştım.

Bu düşüncemin yersiz olup olmadığını yazının ilerleyen bölümlerinde zaten anlayacağınızı düşündüğümden öncelikle incelemede Resident Evil serisine olan saygımdan arınacağımı belirtmek istiyorum. Yazının son sayfasında ise serinin bir hayranı olarak düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım.

Raccoon City’de neler oluyor?

Aslına bakarsanız Operation Raccoon City‘de pek de iyi şeyler olmuyor. Çünkü William Birkin, G-Virus’u kendine enjekte ediyor ve T-Virus’de tüm şehre hızla yayılıyor. Alternatif bir evrende geçiyor olmasına rağmen Resident Evil 2 ve 3’te yaşanan bazı olayları da yeniden yaşama fırsatı sunduğundan serinin hayranlarının dikkatini çekecektir diye düşünüyorum.

Biz konuya ön inceleme sürümünde olduğu gibi USS Force olarak dahil oluyoruz ve G-Virus’ü elde edemeyişimizle birlikte olaylar daha da karışmaya başlıyor. Çünkü şehirde zombi saldırısı tam anlamıyla kontrolden çıkmış durumda. Bir de olaylara Nemesis, Birkin, Leon Kennedy ve askeri güçler ile şehrin polisleri eklendiğinde yaşanan kargaşayı tahmin edebilirsiniz.

{pagebreak::2}

Bizim amacımız Birkin’i durdurmak ve Raccoon City‘de yaşanan T-Virus faciasının duyulmasını önlemek. Zaten gözlerden uzak olan bir şehri bombalamanın problem olmayacağını zaten Resident Evil 3‘te de görmüştük hatırlarsanız. “Eh… İş başa düştü.” diyerek elimize silahımızı alıp yedi görev boyunca Leon Kennedy’nin ve Raccoon City’nin şehir arşivlerinin peşine düşüyoruz. Geride hiçbir kanıt bırakmamamız gerekiyor. Yaşanan kargaşa sırasında bu görevleri gerçekleştirmek de kolay değil haliyle.

Konudan bahsettiğimde eğer oyunu hiç oynamadıysanız, umut vaat eden bir yapım olarak dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor aslında. Fakat davulun sesinin uzaktan hoş geldiğini oyuna başladığınızda direkt olarak anlıyorsunuz. Operation Raccoon City tam olarak çoklu oyunculu oynanışa göre hazırlanmış bir oyun ve eğer tek başınıza oynamak zorundaysanız, yapay zeka diğer oyuncuların yerini dolduruyor.

Tabii doldurur doldurmaz sizi pişman etmeyi başarıyor. Çünkü ön inceleme sürümünde bahsettiğim yapay zeka saçmalıkları aynen korunmuş. Yanınızda savaşan yoldaşlarınız kelimenin tam anlamıyla hiçbir işe yaramıyor.

Sürekli savaş halinde olduğunuz düşman askerlerinin yapay zekalarının da bir zombiyle aynı zeka seviyesinde olduğunu görmek oldukça üzücü ama onlara ayrıca değineceğim. Önce yanımızdakilerin kimseyi vuramadıklarını ve neredeyse yedi bölüm boyunca toplamda 20-25 düşmanı öldürmeyi başarabildiklerini mi söylesem acaba? Tabii benim bu yedi bölüm boyunca binden (rakamla 1.000) fazla canlının yaşamına son verdiğimi de belirteyim.

Ayrıca sağlıkları tükendiğinde yere düşüp kaldırılmayı bekliyorlar. Yani ölüp gitmek gibi bir seçenekleri yok. Fakat nedense yere düşenleri sadece siz kaldırıyorsunuz. Gidip bir el atayım demiyorlar. Saçma sapan yerlere koşup düşmanların arasına giriyor ve üç santimden birbirlerini öldüremiyorlar. Boşa yumruklar atıp bir kutunun köşesine takıldıkları için yanarak ölüyorlar. Yani ölmeyi bayılmak zannediyorlar bir nevi.

{pagebreak::3}

Gelelim düşmanlarımıza. Zombiler oldukça başarılı. Çünkü özel bir zekaya ihtiyaç duymuyorlar. Gördükleri yerde canlılara saldırmak gibi bir işlevleri var. Zombilerin bana sürekli olarak kaplanları çağrıştırdığını da buradan cümle aleme duyurayım yeri gelmişken.

Fakat düşman askerlerinin yapay zekası da zombilerle tamamen aynı seviyede. Durum böyle olunca ortaya gerçekten komik görüntüler çıkabiliyor. Sizi diken üzerinde tutması gereken bir oyun için ne kadar büyük bir kötülük aslında değil mi? Kesinlikle öyle ve atmosferi baltalayan olaylar silsilesi yüzünden sürekli olarak koşup, herkesi öldürdüğünüz bir oyuna dönüşüyor Operation Raccoon City.

Arada Leon falan dinlemiyoruz. Spoiler olduğunu düşünenler için şaka yaptığımı belirteyim. Leon’a ne olduğunu söylemeyeceğim tabii ki. Yapımı oynadığınızda kendiniz zaten görürsünüz Leon’un başına neler geldiğini. Onun da yapay zekası pek iyi değil zaten.

Atmosferi ortadan ikiye ayıran bu olaylar silsilesinden biraz bahsedelim. Mesela normal şartlarda düşman askerleri aynı zamanda zombilerle de savaşmak durumundalar çünkü zombiler ağız tadı konusunda pek seçici değiller. Fakat bir odaya girdiğimizde zombilerle askerlerin bir arada mutlu mesut durduklarını görmek gerçekten etkileyiciydi. Tabii sonradan ne olduysa aralarındaki bu barış hali bozuldu. Artık birbirlerine ters mi baktılar bilemiyorum.

{pagebreak::4}

Bu gibi olayları yaşadığımızda haliyle oyundan kopuyoruz. Uzun zamandır bir oyunu, ihtiyaç halleri dışında durdurup sonra devam ettiğimi hatırlamıyorum. Operation Raccoon City‘de bu başıma geldi. Ara vererek oynadım çünkü gerçekten sinir bozucu durumlarla bolca karşılaştığımı söyleyebilirim.

Sonuç olarak yapay zekası olmayan bir oyun olmuş Operation Raccoon City. Saçma sapan hatalar sinir bozuyor. Bu yüzden oyunu kesinlikle online olarak arkadaşlarınızla ya da internet üzerinden rastgele insanlarla oynamanızı tavsiye ediyorum. Resident Evil 5’te de olduğu gibi çok daha etkileyici bir oyun deneyimi oluyor.

Gelelim görsel öğelere. Bu konuda da Operation Raccoon City‘nin tembel sanat yönetmenleri tarafından hazırlandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Resident Evil 2’yi oynadıysanız, birçok mekanı tekrar gördüğünüzde gösterilmeyen özene lanet edeceksiniz. Slant Six’in bölüm tasarımcılarını kovmalarını tavsiye ediyorum dersem, konunun vehameti ortaya çıkacaktır.

Tabii yiğide hakkını teslim etmemiz gereken yerler de var. Örneğin dış mekanlarda şehirde yaşanan kargaşayı ve zombilerin şehri ele geçirişine tanıklık etmenize yardımcı olan tasarımlar sayesinde atmosferden bir puan daha kazanıyor Operation Raccoon City.

Camları kapatılmış ya da kırılmış dükkanlar, parçalanmış insanlar, yanmış ya da ezilmiş araçlar ve zombilerin istilası gerçekten iyi anlatılmış. Keşke aynı şeyi iç mekanlar için de söyleyebilseydim. Resident Evil 2’de her girdiğimiz odanın kendine has bir alt metni vardı. Yani aslında her odanın hikayesi bile farklıydı. Operation Raccoon City‘de odalar ruhsuz ve boş. Tasarımcılar iş iç mekan tasarımına gelince pek de yetenekli değillermiş galiba. Belki de pek çalışmak istememişlerdir tabii bilemiyorum.

{pagebreak::5}

Karakterlerin tasarımları ise göreceli olarak güzel olarak adlandırılabilir. Zombiler ve düşman askerleri birbirinin kopyası. Zombiler için kullanılan birkaç tane ayrı tasarım sürekli olarak kombin şekilde karşımıza çıkıyor. Düşman askerleri ise özenle seçilmişler anlaşılan. Hepsinin boyu kilosu aynı. Allah’tan yüzleri kapalı. Akıllı tasarımcılar yüz tasarlamaktan yırtmanın en kolay yolunu seçmişler kısacası.

Ekibimizin ve önemli karakterlerin grafikleri de oldukça güzel hazırlanmış. Fakat William Birkin’in ekran görüntülerinde görünen detayları kesinlikle PlayStation 3 sürümünde yok. Çok daha özensiz bir görünümü var ama bunun grafiksel kesintilerden kaynaklı mı olduğunu bilemiyorum. Belki PC sürümünde daha detaylı görünüyor olabilir, hakkını yemeyeyim.

Bu detay özellikle oyunda gözlerimizi Birkin’in saldırısıyla açtığımız için dikkatimi çekti aslında. Hazır konuyu buraya getirmişken hemen oynanış konusuna bağlayayım. Operation Raccoon City‘nin oynanışı oldukça kolay. Çünkü yapay zeka kötü ve haliyle rahatlıkla düşmanları öldürebiliyorsunuz. Zaten tek yapmanız gereken çoğu zaman üzerinize gelen zombi ve asker ordusunu öldürmek olduğundan zorlanacağınızı düşünmüyorum.

Kontroller konusunda da başarılı bir iş çıkarmış Slant Six. Hedef alma sistemi başarılı ve pistolle ateş ettiğinizde otomatik hedef alması oynanışı kolaylaştıran bir etken olmuş. Bunların haricinde Resident Evil serilerindeki gibi çözmeniz gereken bulmacaları falan hiç hayal etmeyin. Ediyorsanız da hayal dünyasından gerçek dünyaya dönmenizin vakti gelmiş demektir.

{pagebreak::6}

Zombilerden kendinize kalkan yapmak, tekme tokat dalmak, silahlarınızı kullanmak ve bombalar yağdırmak düşmanlarınıza sunacağınız çeşitli ölümler için seçenekleriniz ve bu eylemleri gerçekleştirerek sayısız yaratığı ve askeri öldürüyorsunuz. Zombilerden kalkan yapma fikri aslında biraz mide bulandırıcı. Pis pis kokuyordur yahu o zombi ne tutuyorsun. Yarandan falan bulaşacak mikrop. Zaten zombi saldırılarına karşı da pek akıllıca bir savunma şekli değil.

Zombi demişken zombi kardeşlerimizin de kan kokusunu almak konusunda oldukça başarılı olduklarını söylemem gerekiyor. Slant Six oyuna eklediği Infection ve Bleeding sistemleri ile birlikte yepyeni bir detayı da Resident Evil dünyasına kazandırmayı başarmış. Bu detay ne diye merak mı ediyorsunuz? Hemen söyleyeyim, koşan zombiler.

Normalde farklı farklı çeşit virüs bulaşmış yaratık bulunuyor Operation Raccoon City‘de. Fakat zombiler koşmak için programlanmış canlılar değiller biliyorsunuz. Aslında canlı değil de ölü mü demem gerekiyor karar veremedim bu arada. Konumuza geri dönersek, zombilerin siz Bleeding yani kanama sistemi sayesinde kan kaybetmeye başladığınız anda çılgınlar gibi üzerinize depar attığını görmek beni tam anlamıyla benden aldı diyebilirim.

Kanamayı durdurmanız için ise sprey kullanmanız gerekiyor. Oyunda farklı farklı spreyler var ve bunlardan biri First Aid Sprey. Tahmin edebileceğiniz gibi sağlığınızı artırıyor ama kanamanızı da durduruyor. Diğer bir sprey ise mavi renkteki Infection spreyi. Panzehir işlevi görüyor ve enfeksiyon kapmanız durumunda bunu düzeltmeye yarıyor.

{pagebreak::7}

Bu sistemlerin dışında bazı zombilerde nedense vurup patlatabildiğiniz bir boru ve ucunda hedef tahtası gibi duran bombastik şekilli bir şey var. Ne olduğunu tam olarak çözemedim ama zombiler toplu halde dururken tek mermiyle hepsini yok etme fırsatı sunduklarından oldukça sık kullandım. Gördüğüm ilkandan itibaren çok saçma bir fikir olduğunu düşünüyorum bu arada. O ne yahu öyle.

Genel olarak arkasına saklanacak bir siper bulup oradan karşımızdaki insanları ve zombileri vurduğumuz için bir de siper alma sistemimiz var. İlginçtir ki oyundaki karakterimiz diğer tüm oyunlarda olduğu gibi siperin sonuna geldiğimizde otomatik olarak durmuyor. Siperin ucundan yarınızı dışarıda bırakacak şekilde durabiliyorsunuz. Kazayla yaralanmalar da sürekli oluyor böyle olduğunda.

İnternette yapılan tüm incelemelere göz attığımda, yazılarda bir kelime çok dikkat çekiyor. Sıkıcı kelimesi incelemelerde o kadar çok kullanılmış ki, insan şaşırmadan edemiyor. Belki biraz abartı bir tabir çünkü en nihayetinde bir Resident Evil kendisi.

Gerçi ara vererek oynadığımı belirtmiştim az önce de. Yani biraz sıkıcılık söz konusu. Bunun sebebi de oynanışın oyuncuyu içine alan bir yapıya sahip olmaması ve atmosferdeki eksiklikler. Bu yazıda da fazla sayıda atmosfer kelimesinin kullanıldığı gözünüze çarpmıştır. Çünkü Operation Raccoon City‘i hazırlarken Slant Six’in yaptığı hatalar resmen kendi kafasına sıkmasına yol açmış.

Koş, ateş et, siper al, ateş et, bomba at, sağlığını düzelt. Oyunun özeti bu denebilir. Kendini çok tekrar eden bir yapısı olduğundan sürekli aynı şeyi yapıyor gibi hissediyoruz. Görevler birbirinden farklı ama özgün değil. Daha önce görmediğimiz ve bize “a-ah” dedirtecek hiçbir yenilik yok oynanış konusunda. Hatta direkt yıllar öncesinin SOCOM’u ile aynı bile denebilir. Ekstra olarak kıyafet satmak gibi para kazanma yolları eklenmiş hali gibi düşünün.

{pagebreak::8}

Son sözlere geldik. Artık yazısını okuduğunuz kişi saf bir Resident Evil hayranı. Kendimden böyle üçüncü tekil şahıs olarak bahsetmek de çok havalı oluyormuş.

Operation Raccoon City‘i beğendin mi?” diye soran birine vereceğim cevap aslında bu incelemenin ve oyun hakkındaki düşüncelerimin de özeti olacaktır. Cevap açık ve net. Beğenmedim. Fakat nefret de etmedim diyebilirim. Sıradan çerezlik bir TPS olmuş Operation Raccoon City.

Resident Evil dünyasından yalnızca karakterleri almışlar ama bunu yaparken serinin hayranlarının düşüncelerini hiç umursamamışlar. Hal böyle olunca da çığ gibi tepkiler almaya hazır olmaları gerekiyor. Zaten hazır olup olmamaları da hayranların pek umurunda değil açıkcası.

Slant Six firması Operation Raccoon City‘i hazırlarken içerisine binlerce düşmanı doldurup bir Left 4 Dead tadı yaratmak istemiş ama ortaya “eh işte” denebilecek bir yapım dahi çıkmamış. Sanki öylesine oturup bir oyun yapalım içerisinde Resident Evil’dan düşmanlar olsun denmiş ve hiç planlama yapılmadan oyun hazırlanmış.

Resident Evil serisi yanlış stratejilerle hazırlanan saçma sapan ara oyunlara sahip bir seri ve Outbreak kadar olmasa da yine kötü bir oyun bu halkaya eklenmiş oldu. Güzel fikirler Capcom’un yanlış stratejileri yüzünden etkileyicilikten çok uzak ve Resident Evil adını kirleten yapımlara dönüşüyor.

Para kazandıran serilerin devam oyunlarının çok kaliteli olmadıkça yapılması, o serinin gerçekten iyi oyunlarına saygısızlık etmekten başka bir şey değil. Capcom bunu sürekli olarak Resident Evil serisine uyguluyor. Para kazanıyor mu? Bu kez pek değil…

Şu sıralar piyasada çok fazla yeni oyun olmadığının farkındasınızdır. Daha doğrusu kaliteli seçenek sayısının çok az olduğunu söyleyebilirim. Eğer kaliteli seçenekleri tükettiyseniz ve canınız sıkılıyorsa alın Operation Raccoon City‘i oynayın. Fakat Resident Evil serisini sevmiyorsanız çok tahammül edebileceğinizden şüpheliyim.

Bol ateşli, zombili, savaşlı günler diliyorum. İyi oyunlar.

5/10

:: Operation Raccoon City’i oynamayı düşünüyor musunuz?

Artılar: Resident Evil dünyasında geçiyor olması. Sesleri başarılı hazırlanmış. Çok sayıda silah seçeneği var.

Eksiler: Oynanış kendini sürekli tekrar ediyor. Yapay zeka berbat. Çok kısa. Atmosferi başarısız.

 

 

Yorum Ekleyin