Son birkaç yıldır kur değişimi ve enflasyon nedeniyle otomobil başta olmak üzere tüm teknolojik ürünlerin fiyatı yükseldi. Buna bağlı olarak insanlarda vergi indirimi gibi beklentiler oluştu. Nitekim tam olarak karşılık olmasa da bu yolda ÖTV matrah düzenlemesi gibi adımlar atıldı. Şimdiyse otomobilden alınan ÖTV üzerine bir açıklama geldi.
Bakan açıkladı: Otomobilden alınan ÖTV düşecek mi?
Otomobilden alınan ÖTV düşecek mi? Geçtiğimiz ayın son haftasında ÖTV matrah güncellemesi yapıldı. Bunun ardından vergiler dahil 600 bin TL altına satılan otomobillerin fiyatının yüzde 20’ye kadar düştüğünü gördük. Ancak bu durum henüz 1 ay geçmemesine rağmen etkinliğini kaybetmeye başladı.
Zira otomobil fiyatlarındaki yükseliş devam ediyor. Bu nedenle önümüzdeki tekrar canlandırılan matrah aralıkları işlevini kaybedecek gibi gözüküyor. Durumun farkında olan ve yakın zamanda otomobil almayı düşünen kişilerde ise bir kez daha vergi indirim beklentisi başladı.
Fakat Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati açık bir dille şu anda Türkiye’de otomobillerin henüz ülkeye girmeden satıldığını, talebin çok yüksek olduğunu ve araçların böyle zor bulunduğu bir dönemde ÖTV indiriminin söz konusu olmayacağını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından yapılan açıklamanın tamamı (İlgili kısım koyu renklidir) şu şekilde:
“Yıla çok daha güçlü bir şekilde gireceğiz. Önümüzdeki yıl seçimlere giriyoruz. Seçimlere giden Türkiye’nin, bütçede hiçbir şekilde disiplinden taviz vermediğini yılsonu rakamlarını açıkladığımız zaman göreceksiniz. Çok güçlü ve rekorlar kıran bir bütçe ile giriyoruz. 2022 yılı, dünya açısından son 100 yılın en zor yılıydı. Geçen yıl 20 Aralık’ta Cumhurbaşkanımızın manifestosu ile ortaya konan Türkiye Ekonomi Modeli doğrultusunda bir yıllık performansımıza baktığımız zaman bir istisna hariç tamamında hedeflerimizin ötesindeyiz.
Bizi tek yoran, enflasyon. Enflasyonla ilgili de geçen ay boynunu kırdık. İnşallah yılsonundaki hedefimiz olan yüzde 65 bandında yılı kapatmış olacağız. Toplumun her kesiminin net bir şekilde hissedeceği enflasyonun aşağı doğru hızla gittiğini birlikte yaşayacağız. Hazine tarafında uzmanlarımız sürekli arazideler. Gelen veriler, enflasyonun aralık ayında da çok iyi bir performans göstereceğini, hedeflerimize uygun bir şekilde gösteriyor.
Enflasyonla ilgili beklentimiz, bu aydan itibaren başlayan trendin önümüzdeki yıl hızlı bir şekilde devam etmesi. Aldığımız önlemlerle de yılsonunda önümüzdeki yılın hedeflerine uygun bir şekilde gerçekleştirileceğine olan inancımızı pekiştiriyor. Bütçe performansı, atmış olduğumuz adımlar, makroekonomik tedbirler, vergilere ilişkin adımlar ve finansal olarak da oluşturduğumuz performans, önümüzdeki yıla çok daha güçlü bir şekilde gireceğimizi gösteriyor.
ÖTV indirimi şu anda söz konusu değil. Araçların zor bulunduğu bir dönemde ÖTV indirimi söz konusu olamaz. Bize sunulan, özel şirket tarafından projesi getirilen ÖTV’nin sıfırlanması ile ilgili çalışma, bakanlığımızın yapmış olduğu bir çalışma değil. Özel sektörün kendi perspektifinden ortaya koymuş olduğu bir proje. Bunun uygulanıp uygulanmama noktasında bizim herhangi bir çalışmamız yok.
Gerek İsrail ile olan normalleşme ve Akdeniz’de olan ülkelerle iletişimimiz, Avrupa ile olan iletişimimiz, önümüzdeki sürecin sadece Körfez ile sınırlı olmadığını gösteriyor. Türkiye, salgın ve Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan biraz daha güçlenerek çıkmıştır. Adeta krizler, Türkiye’nin mevcut yapısını kuvvetlendiren bir fırsatlara dönüştü.
Makroekonomi göstergeleri başta olmak üzere tüm alanlardaki iyileşme bize bunu gösteriyor. İstanbul’u merkeze aldığımızda 3-4 saatlik bir mesafeyle 1,3 milyar insana rahat şekilde ulaşabiliyoruz. 26-27 trilyon dolarlık bir ticaret hacminin olduğu alanda Türkiye tam bir üretim merkezi haline dönüşmüştür. Çok kısa bir süre içerisinde tedarikleri karşılayabilecek önemli bir potansiyele haiz. Aynı zamanda Afrika ile olan ilişkilerimizi de biliyorsunuz.
Şu an Akdeniz başta olmak üzere Körfez ile Rusya ile İran ile Avrupa ilişkilerimiz, Balkanlar da dendiği zaman Türkiye tam bir üretim ve tedarik merkezi noktasına dönüşmüş durumda. Çok hızlı bir şekilde uyum sağlayabiliyoruz. Dolayısıyla da önümüzdeki dönemde her türlü reel sektör ve finansmanı sağlayacak önemli kazanımların olduğu bir sürece giriyoruz.
Operasyona operasyon karşılığı veririz. KGF için takvim hemen hemen netleşmiş durumda. 14 başlıkta bir KGF paketini paylaşacağız. Mesela EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ile ilgili özel kesimin kıdem tazminatlarının ödenmesinde, emekli olacakların ve çalışanların finansmanını sağlamak için EYT’yle destek vermiş olacağız.
Gerek gayrimenkulde gerekse de arazi, arsa üretiminde ve inşaat yapımında paketimizin ayrıntılarını paylaşmış olacağız. Çok özgün bir model olacak. Özellikle orta ve alt kesimlerin çok rahat şekilde ulaşabildiği bir çalışmamız var. Bunu neticelendirmeden önce de son 3 ayda gayrimenkul piyasasını tamamen mercek altına aldık.
Herhangi bir spekülatif veya manipülatif işlem yapan olursa tamamının da bilgileri, kayıtları takibimizde. 2020 yılındaki KGF’de kullandırdığımız paraların büyük bir kısmı döviz vesaireye gitmişti. Şimdi KGF paketimiz fatura merkezi oluyor. Buna izin vermeyeceğiz. Türkiye’de birilerinin kamu imkanlarını kullanarak kendi çıkarlarına uygun şekilde bu fırsatları değerlendirmesine izin vermeyeceğiz.
Elbette istismarlar vardır ama bunu en aza indirecek şekilde hareket ediyoruz. Bir önceki konut kredisinde de dairelerin, binaların, gayrimenkullerin fiyatlarının bir anda yükseldiği bir dönem yaşadık. 105 bin civarında mükellefi inceledik ve gereğini de yaptık. Şu anda verileri hazır olan yerlerde herhangi bir operasyona meyilli olacak kim varsa, açık söylüyorum tamamının verileri elimizde. Operasyona operasyon karşılığı veririz.
Cümlelerimi bilerek kullanıyorum. Enflasyondan özellikle etkilenen orta-aşağı gelirdeki vatandaşlarımızı rahatlatacak adımlar atacağız. En optimal nokta olacak. Asgari ücretin çalışan ve çalıştıranı tatmin edecek bir seviyede gerçekleştirilmesi ülkemizin faydasına olur. Türkiye ekonomisini aslında taşıyan KOBİ’lerdir.
KOBİ’leri, ufak üreticilerimizi, atölyelerimizi sıkıntıya sokmadan, çalışanlarımızın da alın teri kurumadan haklarını alabilecekleri uygun bir uzlaşı ile asgari ücretin ortaya çıkması, enflasyona olan etkisini de göz ardı etmeksizin bir en optimal nokta olacaktır.
EYT düzenlemesinde de önümüzdeki hafta sonrasında Cumhurbaşkanımız açıklamalarını yapar. Çalışma Bakanlığımızla çalışıyoruz. Bunun maliyetleri konusunda görüşmelerimizi yapıyoruz. Üretim tarafından olumsuz şekilde etkilenmemesi noktasında da gerek işverene gerekse de çalışana bizim tarafımızdan hangi tür destekler gelecekse o konuda da adımlar atma noktasında hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.
Vergi indirimlerinde oynayacak pek yerimiz kalmadı. Zaten makroekonomik tedbirler noktasında enflasyonla mücadelede biz mart ayından itibaren birçok alanda vergi indirimleri gerçekleştirerek enflasyon üzerindeki baskıyı hafifletme noktasında adımlar attık.
Son yaptığımız düzenlemelere göre bir miktar sanatçılarımıza da destek verme noktasında verilmiş olan sözümüzü gerçekleştirmiş olduk. Önümüzdeki yıl da 8+6, 6 aylık dönemde yapılan toplu sözleşmede bir kayıp var. Enflasyon farkını da vererek önümüzdeki yıl memur ve emeklilerimizin maaşlarında otomatikman bir iyileşme gerçekleşmiş olacak.
Bu yılı lütfen göz ardı etmeyelim. Bu yıl sadece asgari ücrete yüzde 95 oranında ve tarihinde ilk defa yılın ikinci yarısına girerken de bir artış sağladık. Görülüyor ki enflasyon yüzde 65 seviyesinde tamamlanmış olacak. + 30 puanlık bir iyileştirme gerçekleştirmiş olduk. Yine kamu çalışanlarımıza ocak ayında ve temmuzda yapılan artırımlarla da emeklilerimiz de dahil olmak üzere önemli bir artış sağladık ki bu yıl yüzde 80’in üzerinde bir iyileştirme sağlamış olduk.
2022 yılı, dünyanın en zor yıllarından birisiydi. Asgari ücretliye enflasyonun 30 puanı üzerinde, çalışanlarımıza da neredeyse 20 puanın üzerinde, emeklilerimize bir iyileştirme yaptık. 3600 gösterge ile çalışanlarımıza, memurlarımıza önemli bir katkı sağlamış olduk. Sağlık sektöründe de gerek ilaç üreticilerine gerekse de sağlık çalışanlarımızın tamamına da gerekli katkıları sağladık.
Yasa değişikliğini gerçekleştirdik ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlandı. 2023 sonuna kadar Kur Korumalı Mevduat, ülkedeki finansal araçların en önemli parçası olarak işlevine devam edecek. Kur Korumalı Mevduattaki miktar şu anda son 2 aydır yatay şekilde devam ediyor. Ülkeye katkısı, maliyetinden çok çok daha fazla. Hazineye 91,6 milyar liralık bir maliyeti var ama son 2 aydır da döviz kurlarındaki oynaklığın azalmasıyla da bu konuda Hazineye gelen bir yük yok.
Kur Korumalı Mevduat, toplam mevduatın neredeyse 4’te 1’ini taşıyor durumda. En önemli katkısı da; yüzde 70’lere kadar çıkan yabancı döviz ağırlığı, yüzde 50’nin altına gelmiş durumda. Bu, bu yıl için hakikaten bir başarı göstergesi. Önümüzdeki süreç, yabancıların Türkiye’yi güvenli liman olarak gördüğü bir alana dönüştüğüne bizzat şahit olduğumuz bir dönem olacak.
Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Yılda 200-250 bin civarında inceleme, denetim yapılırken bu yıl 1 milyonu aştık. Yılsonunda 1 milyon 100 bini aşan bir denetim gerçekleştirmiş olacağız. Şunu açıklıkla ifade edeyim; yaklaşık 1,5 milyar liralık da Gelir İdaremizin teknolojik altyapısını yenileyecek adımlar atıyoruz. Yani kayıt dışı ile hayatını idame ettiren tüm kesimlere sesleniyorum; az vaktiniz kaldı. Çünkü teknoloji geliştikçe kaçak da bize zor oluyor. Onlarla ilgili de adımlarımızı atıyoruz.
MTV’de yüzde 50 indirim yaptık ama başta ücretlilerin maaşlarında yapılan kesintiler olmak üzere tüm istisnalarda yeniden değerleme oranı sebebiyle vatandaşın lehine olan çok fazla bir imkanlar silsilesi var. Bunun avantajları, diğer harç ve cezalardaki artışın çok çok ötesinde olan kısım. Bunlarla ilgili paylaşımları gerçekleştirmiş olacağız. Bunun dışında herhangi bir indirim olmayacak.
Siz otomobilden alınan ÖTV hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
{{user}} {{datetime}}
{{text}}