Ozon tabakası, CFC (Kloroflorokarbonlar) adlı zararlı gazların yasaklanması sonrası toparlanmış ve 2060-2075 yılları arasında normal seviyesine döneceği hesaplanmıştı. Ancak bilinmeyen bir kaynak yasaklı gazları yeniden kullanmaya başladı.
Ozon tabakası CFC gazları nedeniyle delindi
Ozon tabakası, 1970’li yıllarda kullanılmaya başlayan CFC gazları nedeniyle delinmiş ve dünyaya Güneş’ten gelen zararlı Ultraviyole ışınlarının ulaşmasına neden olmuştu. Deodarantlarda itici güç olarak kullanılan gaz daha sonrasında yasaklanmıştı. Ancak son zamanlarda yapılan ölçümler atmosferde henüz zarar verecek boyutlara ulaşamayan CFC gazına rastlandı. Küresel ısınmanın tebel sebeblerinden de olan CFC gazları Dünya için tehdit oluşturuyor.
CFC’ler henüz zarar verecek seviyede olmasa bile Ozon tabakası için tehlike arz ediyor. Yetkililer gazın kaynağını bulmaya çalışıyor. Gaz seviyesi daha da artarsa şimdiye kadar bilim insanlarının tüm çabaları boşa gitmiş olacak. Ve Ultraviyole ışın tehlikesi insanlık için yeniden büyük bir sorun haline gelecek.
CFC gazları nedir, nasıl ortaya çıktılar
CFC yani Kloroflorokarbonlar,1970’li yıllarda yoğun olarak deodarantlarda ve soğutma depolarında kullanılıyordu. Bu gazlar özellikle zehirsiz ve alternatiflerine göre ucuz olduğu için tercih edildi. CFC gazlar nispeten kararlıdır. Bu yüzden serbest kaldıklarında stratosferde uzun süre kalabilirler. 1974’te yapılan bir araştırma sonrası CFC gazların Ozon tabakasının katili olduğu ortaya çıktı. Ancak bu verilen zararın Ozon tabakasında bir delik oluşturduğu ancak 1985 yılında fark edilebildi.
CFC gazları 1990 yılında Londra’da başlayan ve sonradan Montreal Protokolü adını alan bir Uluslararası anlaşma aracılığıyla yasaklandı. Ülkemiz 1991 yılında anlaşmaya taraf oldu. 2007 yılında ise anlaşma son şeklini aldı.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}