Modern Warfare 2’den Örnek Davranış

Call Of Duty: Modern Warfare 2‘in piyasaya çıkışının üzerinden sadece birkaç gün geçti. Ancak bu oyunun hem satış rakamları hem de içeriğiyle ilgili her gün yeni haberler geliyor. Bu sefer yapım, şu sıralar çok konuşulan ‘Oyunlar Ve Şiddet‘ konusunda haber oldu. Amerika’da ve Avrupa’da endişeli ailelerin şiddet içerikli yapımları düşman ilan etmesi ve bu tarzın yasaklanması için çeşitli kampanyalar başlatması oyun üreticilerinin başlarını fazlasıyla ağrıtıyor.


Çocuklar şiddeti artık oyunlardan öğrenmeyecek

Infinity Ward, bu konuda örnek olacak bir sistem geliştirdi. Modern Warfare 2′de uygulanan bu sistem, aşırı şiddet içeren bölümlerden oyuncuları koruyor. Mesela toplu katliam yapılan bir bölümde, ekrana bir uyarı yazısı çıkıyor ve burada, oyuncuya ‘Psikolojinizi etkileyecek tecrübeler yaşayabilirsiniz bölümü atlamak istiyor musunuz?’ diye soruluyor. Bu ilginç sistem oyunlar ve şiddet konusundaki tartışmalara  farklı bir bakış açısı getirebilir.

:: Oyunlarda bu tarz sistemler yaygınlaşmalı mı?

Google’dan Yeni Bir Dil

Google, açık kaynak kodu kullanıcıları için yeni bir programlama dili yayınladı. Şu an için sadece deneysel bir çalışma olan Go adlı dil, Python gibi web uyumlu diller ile C++ gibi yüksek performanslı ve güvenli dillerin özelliklerini bir araya getirmeye çalışıyor.

Bunların arasına farklı bir üye eklenecek

Bundan iki yıl önce başladığı söylenen Go programlama dili projesi, Google’ın bilgi işlem altyapısında sağlam bir yer edinmek için attığı adımlardan biri olarak gösteriliyor. Google, Android ve Chrome OS işletim sistemleri ile de bu amaca doğru hareket ediyor, bir sonraki adım ise Go olabilir.

:: Bu yeni programlama dili sizce tutar mı?

Türkiye’de Bilgisayara Bakış Açısı

Ülkemizin 28 ili ve 55 ilçesini kapsayan “Bilgisayar Kullanımı ve Tutum Araştırması” sonuçlandı. Teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden biri olan Intel firması tarafından yapılan araştırma, oldukça ilgi çekici verileri ortaya koydu. 16 yaşından büyük 1134 kişiyle yapılan yüzyüze görüşmeler sonucunda ortaya çıkan rakamlara göre, son bir ayda bilgisayar kullanma oranı, erkeklerin %85 iken, kadınların %58 olduğu belirtildi.

Yapılan araştırmada, bugüne kadar hiç İnternet kullanmayanların da yer aldığı (Hatta %0.5’lik bir kısım İnternet’i hiç duymamış!), hatta rakamın %19 gibi büyük bir oran olduğu da ortaya çıktı. Katılımcıların %78’i kendi evinde, %47’si İnternet kafede, %33’ü başka birinin evinde ve %31’i ise iş yerinde bilgisayar kullandığını dile getirdi.

Kadınlar Bilgisayar Kullanmak İçin Fırsat Bulamıyor

Araştırmada dikkat çeken bir diğer veri de, kadınların ve erkeklerin arasındaki bilgisayar ve İnternet kullanım sürelerindeki fark. Özellikle evdeki İnternet’e bağlı bilgisayarın yetişkin erkeğin elinde olduğunu ortaya koyan araştırma, kadınların hem bu teknolojiyi aktif olarak kullanacak fırsat bulamadıklarını, bulanların da çekingen yaklaştıkları öne sürüldü.

Türkiye’de bilgisayarda en çok ne yapıldığı da araştırmanın konularından birini oluşturuyor. Ülkemiz insanları 16.9’luk bir oranla en çok müzik dinlemek, kaydetmek ve satın almak için bilgisayar kullanıyor. İkinci sırada %13.7 ile chat yapmak geliyor. Bu sıralamaya takip eden uygulamalar arasında, video izlemek, web sitesi dolaşmak, e-posta okumak ve göndermek yer alıyor. Şaşırtıcı bir şekilde, oyun oynamanın üst sıralarda yer almadığı araştırmada, ailelerin çocuklarına bilgisayar almamasının altındaki neden olarak da, oyun ve benzeri uygulamaların çocukları derslerinden uzaklaştıracağı görüşü hakim. Ancak rakamlar öyle demiyor…

Bilgisayara Para Ayıramıyoruz

“Bilgisayar satın almama sebepleriniz nelerdir?” sorusuna, katılımcıların %49.2’si “Para ayıramayız” şeklinde yanıt verirken, %19.2’si “Bizim için öncelik değil” cevabını verdi. “Evde kimsenin bilgisayarla ilgisi yok” ve “Evde bilgisayar olursa çocuklar ders çalışmaz” yanıtları da, en sık verilen diğer yanıtlar olarak göze çarpıyor…

Çıkan sonuçlarda bilgisayarın faydalarının yeterince bilinmediği de gözlerden kaçmadı. Temmuz ve Ağustos 2009 döneminde Intel tarafından yapılan bu araştırma, ülkemizin bilgisayara karşı tutumunu ve kullanım şekillerini ortaya koymuş oldu.

:: Araştırma ile ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşın.

AMD’nin Yeni Yol Haritası

AMD, üst düzey yöneticilerin ve CEO Dirk Meyer’ın katıldığı 2009 Mali Analist Günü’nde platform yol haritasını açıkladı. Önümüzdeki iki sene boyunca AMD’nin piyasya sürmeyi planladığı platformlar ve bunların sahip olduğu özellikler ortaya kondu. Sunucu, masaüstü ve dizüstü segmentlerinde atılıma hazırlanan AMD’nin planlarına tek tek bakalım.

Masaüstü platformu

Üst seviye için 2009’da Phenom II işlemcilerini geliştiren AMD, önümüzdeki sene içinde Leo platformuyla birlikte Thuban kod adlı altı çekirdekli masaüstü işlemcilerini bizlere sunacak. DirectX 11 destekli HD 5000 serisi ekran kartlarıyla beraber oluşturulacak olan Leo platformu ile AMD üst seviye kullanıcılara hitap edecek. 2011 yılında ise Scorpius platformu ile 32 nm’lik 4 ile 8 arası çekirdek sayısına sahip olacak Bulldozer işlemcilerini bizlere sunacak olan AMD, aynı dönemde yeni nesil ekran kartı serisini de piyasaya çıkaracak.

Orta seviye masaüstü platformlarına baktığımızda ise ömümüzdeki sene için çok büyük değişiklikler görmüyoruz. 2010’da piyasada olacak olan Dorado platformunda Athlon II serisi işlemciler ve HD 4000 serisi tabanlı yeni bir tümleşik grafik yongası bulunacak. 2011’de ise büyük değişiklikler olacak. Fusion programı kapsamında geliştirilen Llano kod adlı işlemcilerin yer alacağı Lynx platformu piyasaya sürülecek. Llano’nun en büyük özelliği bünyesinde bir grafik işlemci barındıracak olması.

{pagebreak::Sunucu platformu}

Sunucu platformu

Sunucu tarafında ise San Marino ve Maranello, yaygın sunucu pazarına yönelik tasarlanmış iki yeni DDR3 tabanlı sunucu platformu olacak. Sekiz ve on iki çekirdekli Magny-Cours işlemcisiyle birleşecek Maranello, AMD Opteron işlemcileri için watt başına performansta artış sağlarken, San Marino giderek daha da hızlı büyüyen web ve internet tabanlı bilgi işlem pazarına yeni bir enerji verimliliği anlayışı getiriyor.

2011 yılında ise AMD sunucularda 32 nm’ye geçecek. Interlagos ve Valencia adlı sunucu platformları hakkında çok fazla açıklama yok. 12 ya da 16 çekirdekli olacak Interlagos ve 6 ya da 8 çekirdekli Valencia’da Bulldozer işlemcilerinin gelişmiş modelleri yer alacak.

{pagebreak::Dizüstü platformu}

Dizüstü platformu

AMD’nin ilk mobil dört çekirdekli işlemcilerini içerecek yeni AMD genel kullanım dizüstü platformu olan Danube, yedi saatin üzerinde pil ömrü vaat ediyor. 2011′de ise Llano’nun dizüstü modellerini taşıyacak olan Sabine platformu piyasaya sürülecek. Bu platformda da pil ömrü için geliştirmeler yapılacak.

Ultra ince sınıfında yer alacak olan Nile, 7,5 saat pil ömrü sunmayı vaat ediyor. 2011′de ise bu sınıf için de Sabine platformlu ürünler olacak. Ayrıca Brazos platformuyla daha küçük dizüstü modelleri için fiyat performans oranı uygun ürünler çıkacak. Sabine gibi Brazos’ta da üzerinde grafik işlemci bulunan Llano işlemcileri kullanılacak.

:: AMD’nin iki senelik yol haritasında en çok hangi platform ilginizi çekti?

Turkcell’den Özel Açıklamalar

Turkcell bugün düzenlediği toplantıda yılın üçüncü çeyreğinin mâli sonuçlarını açıkladılar. 3G‘le birlikte artan ilgi ve satıştan memnun olan firma bu konudaki yatırımlarına devam edecek. Şirket adına konuşan Turkcell Genel Müdür’ü Süreyya Ciliv, Türk Telekom davasıyla ilgili sorulara da cevap verdi. Ciliv, 2005 yılında Telekomünikasyon Üst Kurulu’nun verdiği karar doğrultusunda uygulamayı yaptıklarını, bu yüzden haklı olduklarını dava bittikten sonra da temyize gideceklerini söyledi.


Sureyya Ciliv mobil teknolojinin geleceğini yorumladı

Turkcell, yurtdışındaki bir şirketle ara bağlantı anlaşması yaparak, konuşmaları ses taşımasını bu şekilde yapıyordu. Firmanın bu şekilde vergi kaçırıldığı iddia edilmişti. Süreyya Ciliv devletin yurt dışı üzerinden yapılan servislere KDV ve ÖTV alınmayacağı konusunda bir kararının olduğunu ancak daha sonra bundan vazgeçip, geçmişe yönelik vergi cezası kestiğini söyledi. Ciliv mobil teknolojinin geleceğiyle ilgili de fikirlerini anlattı.

Turkcell’in Genel Müdürü‘ne göre, iPhone ve onu takip edecek olan cihazlar geleceğin sahibi olacak. Ciliv önümüzdeki 10 yıl içerisinde ülkemizde yaklaşık 30 milyon kişinin bu türevdeki telefonları kullanacağını düşünüyor. Turkcell iPhone ve türevi telefonlar için daha fazla yatırım yapmaya hazırlanıyor. Baz istasyonları konusundaki endişelere de açıklık getiren yönetici, güneşin bile baz istasyonlarından fazla emisyon yaydığını açıkladı. Almanya’daki istasyonların ülkemize göre çok daha fazla emisyon yaydığı da şirket yöneticileri tarafından belirtildi.

:: Turkcell’in açıklamalarını nasıl buldunuz?

Eğlence Teorisi

Volkswagen sponsorluğunda, Ekim ayında, dört jüri üyesi tarafından İsveç’te başlatılan The Fun Theory (Eğlence Teorisi) aslında bir yarışma. 15 Aralık tarihine kadar katılımların süreceği yarışmada birinciye 2500 Euro para ödülü verilecek. Yarışmanın amacı ise oldukça ilginç. Sıradan, sıkıcı fakat önemli işlerin bir şekilde daha eğlenceli hale getirildiğinde, insanlar tarafından daha sık yapıldığını kanıtlamaya çalışan The Fun Theory’ye çok enteresan projeler katılmış.

Cam kumbaraları daha eğlenceli olsaydı, onları daha sık kullanmaz mıydınız?

Yarışmanın resmi sitesinde videolarını ve çizimlerini görebileceğiniz eğlenceli tasarımların arasında piano merdivenlerden, oyunlu çöp kutularına kadar birbirinden ilginç projeler mevcut. Egzersiz, geri dönüşüm, çevre temizliği gibi önemli fakat sıkıcı ve çoğu insanın yapmaktan uzak durduğu şeyleri eğlenceli hale getirmeye çalışan yarışmanın resmi sitesine buradan girebilirsiniz.

:: Yarışmada en beğendiğiniz proje hangisi?

Office 2010 Beta Çıktı!

2

Son dönemin en fazla merakla beklenen yazılımlarından Office 2010, sonunda beta sürümüyle kullanıcıları karşılıyor. Office 2010 beta, p2p (peer to peer) ortamlarında görülmeye başladı. Henüz resmi olarak Microsoft’un sitesinde duyurulmamış olmasına rağmen, çeşitli ortamlarda Beta 2 adıyla 14.0.4514.1009 sürümü yayınlandı.


Office 2010 kurulum ekranı

 

Beta’nın linkini veren siteler, Microsoft’un uyarısı üzerine linkleri kaldırmış olsa da, beta sürüm giderek internette yayılıyor. Office 2010 beta kullananların ilk izlenimleri ise, yazılım paketinin oldukça başarılı olduğu yönünde. Resmi açıklamanın da kısa süre içerisinde yapılması bekleniyor.

 

{pagebreak::PowerPoint 2010}

PowerPoint 2010


PowerPoint 2010’dan bir görüntü

 


Bir görüntü daha

{pagebreak::Excel 2010}

Excel 2010


Excel 2010


Excel 2010
 

{pagebreak::Outlook 2010}

Outlook 2010


Outlook 2010

:: Office 2010 Beta’dan beklentileriniz nelerdir?

Full HD YouTube

NewTeeVee Live adlı konferansta bi açıklama yapan YouTube Ürün Müdürü Hunter Walk, sitenin Full HD ya da diğer deyişle 1080p çözünürlükte içerik sunmaya başlayacağını belirtti. Şu an için sitede bulunan “yüksek kalite” seçeneğinde 720p’lik videolar görüntüleniyordu. Walk birkaç hafta içinde yeni içeriğin sitede yayınlanmaya başlayacağını söyledi.

Şu an için en yüksek 720p çözünürlükte videolar var

YouTube’da bulunan videoarın sadece %10’u yüksek kalitede. Walk bunun nedeni olarak izleyicilerin büyük kısmının donanım ve bant genişliği açısından uygun sistemlere sahip olmamasını gösteriyor. Bir diğer sebep ise son dönemde siteye taşınabilir cihazlardan girişlerin artması. Yüksek kaliteli videoları kaldıramayan bu cihazlardan siteye girişin 2009 yılında %2000 arttığı belirtiliyor.

:: YouTube’da 1080p içeriğe gerek var mı?

XP, Windows 7’den Daha İyi Çıktı!

Windows 7 piyasaya çıktığından beri el üstünde tutuluyor. Netbook platformunda ise işler biraz değişik. Windows XP, netbook’larda en sık tercih edilen işletim sistemlerinin başında bulunuyor ve yeni yeni Windows 7 kurulu netbook’lar yaygınlaşmaya başlıyor. Fakat, kullanıcılar Windows 7 kurulu netbook’lardan şikayetçi. Şikayetlerin temelinde ise, Windows 7’nin, hızlı pil tüketimine sahip olması yatıyor.


Windows 7’ye netbook’larda yer yok gibi gözüküyor

Bu şikayetleri muhakkak üreticiler de kaale alacaktır ve netbook’larında XP‘yi tercih etmeye ağırlık vereceklerdir. Zira XP, Windows 7’ye nazaran çok daha az enerji harcıyor ve pil tüketimi konusunda çok daha iyi. İki işletim sisteminin arasındaki fark ise ortalama 47 dakika. Bu fark ile birlikte Windows 7, neredeyse 10 sene önce piyasaya çıkan dedesinin karşısında yenilgi almış oldu.


Hepimizin çok aşina olduğu bir görüntü olsa gerek

ASUS 1008HA gibi modellerde ise, aradaki fark 57 dakikaya yaklaşıyor. Yani yaklaşık 1 saatlik bir fark oluyor. Windows XP böylece Windows 7‘ye %16‘lık bir fark atmış oluyor. Microsoft, Windows 7 piyasaya çıkmadan önce her ne kadar “Windows 7’nin netbook’larda yaygınlaşacağına eminiz. Güç tüketimi konusunda bir sıkıntı yaşamayacağız” dese de, bu tür sorunların baş göstermesi, kullanıcıların tepki göstermesine yol açtı.

:: Windows 7 kurulu netbook’ların akıbeti sizce ne olacak?

Windows 7, Mac OS’tan mı Esinlendi?

Microsoft Partner Group yöneticilerinden Simon Aldous, İngiltere’de PCR adlı bir siteye verdiği röportajda öyle bir şey söyledi ki ortalık fena karıştı. Aldous röportaj esnasında Microsoft’un yeni işletim sistemi Windows 7′nin tasarımında Mac OS’tan esinlenildiğini ve ona benzetilmeye çalışıldığını söyledi. Microsoft’un çok şey beklediği Windows 7’nin, en büyük rakip Apple’ın ürününe benzetilmesi haberi hemen tüm dünyaya yayıldı.

Microsoft, Mac OS X’ten esinlenmiş olabilir mi?

Bu lafların duyulmasından hemen sonra Microsoft yetkilileri harekete geçti. Windows Team Blog’da tasarımcılardan Brandon LeBlanc’ın yazdığı “Windows 7’nin görüntüsünü gerçekte nasıl tasarladık?” başlıklı yazıda “Windows 7’nin tasarımıyla ilgili gerçek olmayan sözler dolaşıyor. Tasarımda Mac OS X’ten esinlendiği söyleniyor. Gerçekle alakası olmayan bu sözler ne yazık ki bir Microsoft çalışanının ağzından çıkmış. Kendi bünyemizde çalışan biri için bunları söylemekten nefret ediyorum ama Windows 7’nin tasarımıyla ilgili hiçbir süreçte payı olmayan bu kişinin söyledikleri kesinlikle yanlıştır.” ifadelerini kullandı.

:: Sizce Windows 7, Mac OS X’e benziyor mu?

Tam Donanımlı LCD

1280×800 piksel çözünürlüğüne ulaşan Webcam, 640×480 çözünürlüğünde video kaydı, ortam gürültüsünü filtreleyen mikrofon, birçok USB cihazını bağlayabileceğiniz USB Hub ve Video konferans da yapabileceğiniz 2×1 Watt hoparlör seti. Üstelik 1920×1080 (16:9) Full HD desteği.

24 inç büyüklüğünde Acer H243HXB ile yapamayacağınız şey yok. Video konferansından tutun, multimedya uygulamaları veya oyun oynamak. H243HXB, kullanıcılara oldukça farklı bir deneyim sunuyor.

 

Acer H243HXB, 299 Euro’dan satışa sunuluş durumda.

 

Hoş bir görünüme sahip olan bu ürün, TN-Panel (Twisted Nematics) sayesinde 2 ms tazeleme oranına ulaşıyor. Bu özellikle oyun ve sinema sevenlerin tam istedikleri bir değer.

80000:1 dinamik kontrast değerine sahip olan Acer, 300 Candela parlaklık değerine ulaşıyor. Ürünün diğer bir özelliği 176 derecelik bir açı ile bakıldığında görüntüyü bozmaması.

:: Bu ürün ilginizi çekti mi?

Görgü Tanığı Facebook!

Facebook‘un bir gün mahkemede görgü tanığı olarak kullanılabileceği aklınıza gelir miydi? Amerikalı Rodney Bradford, bize bunun mümkün olabileceğini gösterdi. Harlem‘de yaşayan Bradford, hırsızlık suçundan mahkemeye verilmişti. Dava sürerken Bradford’un, suçun işlendiği esnada orada olmadığını kanıtlaması gerekiyordu. O da, aklına gelebilecek en güvenilir yolu seçti ve Facebook’u görgü tanığı olarak gösterdi.

Suçun işlendiği esnadan bir süre önce, Bradford, Harlem’deki babasının evinden Facebook iletisini (status) pankeklerle ilgili bir cümleyle güncellediğini iddia etti. Savcı, bu iddianın üzerine Facebook ile iletişime geçti ve zanlının o esnada girdiği iletinin gerçekten de Harlem’deki evinden girilip girilmediğini soruşturmaya başladı. Facebook da bu bilgiyi onaylayınca Bradford, suçun işlendiği esnada, Harlem’deki evinden suç mahaline gelemeyeceğini ispatladı ve dava düştü.

Sosyal ağların gücü böylece bir kez de hukuki meselelerde ortaya çıktı. Facebook’un bu tür bilgileri herkesle her an paylaşmaması, mahkemenin talebi üzerine paylaşması da olayın etikliğinin sorgulanmamasına sebep oldu. Zira Facebook, deyim yerindeyse mahkemede görgü tanıklığı yapmış ve Bradford’u aklamış oldu.

:: Sizce Facebook’un görgü tanığı olarak kullanılması, ülkemizde de mümkün olabilir mi?