Telefonla YouTuber olunur mu?

Bu videoda, YouTube’da en çok sorulan sorulardan birine net bir cevap arıyoruz: Sadece bir cep telefonuyla YouTuber olmak mümkün mü? Pahalı kameralara, profesyonel ekipmanlara ve karmaşık kurgu yazılımlarına ihtiyacınız olmadan da yüksek kalitede içerik üretebileceğinizi kanıtlamak istedik. Bizim tercihimiz, son model iPhone 15 oldu ve tüm çekimlerimizi saf 4K kalitesinde gerçekleştirdik. Eğer YouTube’a başlamak istiyor ancak ekipman maliyetleri gözünüzü korkutuyorsa, bu video tam size göre!

Tüm video çekim sürecini sadece iPhone 15’in sunduğu olanaklarla yürüttük. Telefonun Sinematik Modu ve 4K/60fps çekim yetenekleri sayesinde gerçekten şaşırtıcı sonuçlar aldık. Ancak, yüksek kalitede çekim yapmak işin sadece yarısı. Kurgu için ise tamamen ücretsiz ve mobil odaklı bir uygulama olan Capcut‘ı kullandık. Capcut ile renk düzenlemesi (Color Grading), akıcı geçişler, ses iyileştirmeleri ve efekt ekleme gibi profesyonel seviyedeki tüm adımları nasıl uyguladığımızı adım adım gösterdik. Bu bölümde, hem iPhone 15’in kamerasından en iyi verimi alma tüyolarını hem de Capcut’ın gizli kalmış pratik özelliklerini bulacaksınız.

iPhone 15 ile YouTuber olabilirsiniz: https://app.hb.biz/sfEGSivyxTkx

Telefonla içerik üretirken kaliteden ödün vermemek için dikkat etmeniz gereken kritik noktalar var. Bunlar; iyi bir ışıklandırma (doğal ışık dahil), net ve temiz bir ses kalitesi (basit bir yaka mikrofonu bile fark yaratır) ve doğru kadrajseçimi. Videonun sonunda, tüm bu deneyimlerimizi bir araya getirerek “Telefonla YouTuber olunur mu?” sorusunun kesin yanıtını veriyoruz. Cevabımız: Evet, olunur! Ancak bilmeniz gerekenler var. Yeni başlayanlara özel altın değerinde tavsiyelerimizi kaçırmayın. İzledikten sonra hemen kendi ilk videonuzu çekmeye başlayacağınıza eminiz!

Horizon evreninde geçen oyun geliyor

Oyun dünyasının dev isimleri Sony ve Kore merkezli oyun şirketi NCSoft, popüler Horizon serisinin evreninde geçen yeni bir kitlesel çok oyunculu çevrim içi rol yapma oyunu (MMO) geliştirdiğini resmen duyurdu. Duyurulan bu yeni oyunun adı Horizon Steel Frontiers olarak belirlendi. Oyun, PC, iOS ve Android platformları için çapraz platform desteği ile ücretsiz oynanabilir yapıda tasarlanıyor.

Horizon Steel Frontiers karşımıza çıkıyor

Horizon Steel Frontiers, serinin ana fikri olan dev mekanik yaratıkları avlama deneyimini, binlerce oyuncunun aynı anda etkileşime girdiği çok oyunculu bir ortama taşıyor.

Yaklaşık on dakikalık duyuru videosunda hem sinematik görüntülere hem de oyunun pre-alpha aşamasından alınan oynanış görüntülerine yer verildi. Videoda, oyuncuların dev makinelerle mücadele ederken doğal ortamlar ve seriden tanıdık metal yapılar arasında dolaştıkları gösterildi.

Oyuncular, oyunda Deathlands olarak adlandırılan ve coğrafyası Arizona ile New Mexico bölgelerinden esinlenilen geniş bir alanda makine avcısı rolünü üstleniyor.

Bu bölgede binlerce oyuncu ile aynı anda bulunmak mümkün olacak. Oyuncular hem iş birliği yaparak makineleri avlayabilecek hem de kaynaklar üzerinde çıkan anlaşmazlıklar sonucu rakip kabilelerle çatışmaya girebilecek.

Oyunun yönetici yapımcısı Sung-Gu Lee, oyuncuların avladıkları makinelerden düşen silahları alıp binekleriyle taşıyarak sonraki mücadelelerde kullanabilecekleri yeni mekanikler üzerinde çalıştıklarını da açıkladı.

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi, Formula 1 aracı ile karşımıza çıkıyor. Konsept tasarım, yenilikçi hatlarıyla dikkat çekiyor.

Duyuru videosunda ayrıca oyunun karakter özelleştirme özellikleri de gösterildi. Artık oyuncular, serinin bugüne kadarki ana karakteri olan Aloy yerine, oyunda kendi özgün karakterlerini yaratma imkanına sahip olacak.

Sony ve NCSoft, merakla beklenen Horizon Steel Frontiers için henüz net bir çıkış tarihi paylaşmadı. Ancak Yönetici Yapımcı Lee, videoda geliştirici ekibin oyunu mümkün olan en kısa sürede oyuncularla buluşturmayı amaçladığını belirtti.

Fallout 2. sezonundan fragman paylaşıldı

İlk sezonuyla izleyiciden tam not alan Fallout dizisi, yeni sezonuyla izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Yapım, bu yıl bitmeden, 17 Aralık tarihinde Amazon Prime Video platformunda yayınlanacak. Amazon, 17 Aralık’ta başlayacak olan ikinci sezon için tanıtım çalışmalarını yoğunlaştırdı ve dün diziye ait yeni bir fragman yayınladı.

Fallout, 2. sezonu ile geliyor

Westworld’ün yaratıcıları olan Jonathan Nolan ve Lisa Joy ikilisi, dizinin yapımcılığını üstleniyor. Dizi, temel aldığı oyun serisine sadık kalarak bir yeraltı sığınağı olan Vault’ta başlıyor. Hikâyenin merkezinde yer alan Lucy (Ella Purnell), Vault’tan ayrılıyor ve kendisini kıyamet sonrası dünyanın tehlikeli yüzüyle karşı karşıya buluyor.

Yeni sezon, hikâyeyi tam olarak ilk sezonun kaldığı yerden devam ettiriyor. Ana karakter Lucy, bu kez Mojave’nin çorak ve zorlu topraklarından geçerek önemli bir yerleşim yeri olan New Vegas’a ulaşmaya çalışıyor.

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi, Formula 1 aracı ile karşımıza çıkıyor. Konsept tasarım, yenilikçi hatlarıyla dikkat çekiyor.

Bu yolculuk sayesinde, oyun serisinde büyük bir öneme sahip olan New Vegas bölgesi, dizide de yer alacak. Başrol oyuncusu Ella Purnell’in yanı sıra Aaron Moten, Walton Goggins, Kyle MacLachlan, Moisés Arias ve Frances Turner da ilk sezonda canlandırdıkları rollerle yeni sezonda ekranlara geri geliyor.

Karakterler, tehlikeli dış dünyada hayatta kalma mücadelesi verirken, izleyici de Vault yaşamının güvenli sığınaklarından çıkıp nükleer yıkımın ardından oluşan bu yeni dünyanın kurallarını öğreniyor.

Vivo X500 Serisi bataryası sızdırıldı!

Vivo’nun en yeni X300 serisi henüz piyasaya sürülmüşken ve şirket X300 Ultra modelinin üzerindeki sır perdesini bile aralamamışken, X300 serisinden sonra gelecek telefonlar hakkındaki erken dedikodular şimdiden hız kazanmaya başladı. Weibo’nun tanınmış sızıntı kaynağı Digital Chat Station’dan gelen bir paylaşım, Vivo’nun bir sonraki amiral gemisi neslinde pil kapasitelerinde büyük bir sıçrama yapmaya hazırlandığını öne sürüyor.

Mevcut duruma bakıldığında, standart X300 modeli 6.040 mAh’lik bir pil taşırken, X300 Pro bu kapasiteyi 6.510 mAh’e çıkarıyor. Yeni sızıntı ise şirketin, gelecek X telefonlarında kapasiteleri 7.000 mAh seviyesine çıkarmayı hedeflediğini iddia ediyor.

vivo x300 serisi

Vivo’nun normal isimlendirme mantığını takip etmesi durumunda, yaklaşan serinin doğrudan “X500” adını alarak X400’ü atlaması mümkün görünüyor. Asya’nın bazı bölgelerinde “4” rakamından kültürel nedenlerle yaygın olarak kaçınılması nedeniyle, X400 serisinin atlanması şaşırtıcı olmayacaktır.

Intel MacBook getirdi ücretsiz M5 MacBook aldı!

Intel MacBook getirdi ücretsiz M5 MacBook aldı!

2019 Intel MacBook Pro'sunun bataryası değişmeyen kullanıcıya Apple, ücretsiz olarak yeni M5 MacBook Pro verdi.

Mevcut serinin en büyüğü olan Vivo X300 Ultra’nın diğer iki kardeşinden daha büyük bir pile sahip olabileceği düşünülse de, sızıntı kaynağı yorumlarda bunun 7.000 mAh’lik bir pil olacağı söylentilerini yalanladı. Pil yükseltmeleri sadece üst segmentle sınırlı kalmayabilir. Aynı sızıntı, Vivo’nun orta segment cihazlarında da kapasiteleri daha da yukarı çekmeyi planladığını iddia ediyor. Bazı modellerin iddialara göre 8.000 mAh ve hatta 9.000 mAh’lik pillere odaklandığı söyleniyor.

Çinli telefon üreticilerinin çoğu, zaten silikon-karbon pillere geçiş yapmış durumda ve bu değişim hızla gerçekleşiyor. Tasarımları giderek daha hacimli hale gelmesine rağmen amiral gemilerinde hala yaklaşık 5.000 mAh’lik pillere güvenen Samsung ve Apple’ın da aynı yolu takip etmesini istememek elde değil.

Elbette, Vivo X500 serisi hakkında ciddi konuşmak için henüz çok erken. Bu telefonların gelecek yılın Ekim veya Kasım aylarına kadar beklenmesi öngörülmüyor.

Ray-Ban Meta ile içerik üretmek daha kolay

İkonik Wayfarer tasarımının içine gizlenmiş 12MP kamera, açık kulak hoparlörler ve yapay zeka asistanı… Bu gözlükler dünyayı nasıl algıladığımızı değiştirmeye geldi. Ama buna hazır mıyız? Gözlüğümün sağ üst köşesindeki küçük beyaz LED ışık, “kayıttayım” dercesine yanıp sönmeye başlıyor. Artık dünyayı tam da benim gördüğüm gibi, birinci şahıs nişancı (POV) modunda kaydediyorum. Bu, Ray-Ban Meta’nın temel vaadi: anı yaşarken belgelemek.

Yüzünüzdeki Kumanda

Bu bir telefon değil. Bu, yüzünüzün bir uzantısı. Gözlüğün sapındaki dokunmatik yüzeye (touchpad) hafifçe dokunarak sokakta yürürken dinlediğim podcast’i duraklatıyorum. Sesi artırmak için parmağımı geriye doğru kaydırıyorum. Spotify’a hızlıca erişmek için bir dokunuş yetiyor.

Ama asıl sihir, fiziksel düğmede. Sağ taraftaki “Yakalama Düğmesi” (Capture Button), anı dondurmanın en hızlı yolu. Bir kez basmak, o anı 12 megapiksellik ultra geniş açılı bir fotoğrafa dönüştürüyor. Düğmeye basılı tutmak ise videoyu başlatıyor.

Bunu parkta köpeğinizle oynarken, iki eliniz de onunla meşgulken yaptığınızı düşünün. Teknoloji, sizinle deneyim arasına girmek yerine aradan çekiliyor.

Paralaks Gerçeği: “Gördüğün Gibi Çek” Tam Olarak Doğru Değil

Ancak bu “gördüğünü çek” deneyimi, öğrendiğim kadarıyla kusursuz değil. İlk denemelerim… garipti. Gözlerimin baktığı yerin, kameranın kaydettiği yer olmadığını acı bir tecrübeyle fark ettim.

İşte teknik gerçek: Ray-Ban Meta’nın kamerası sağ tarafta. Bu yüzden, önümdeki fincanın mükemmel simetrik fotoğrafını çekmek için kafamı içgüdüsel olarak hafifçe sola çevirmem gerekti. Yaklaşık 1.5 metreden (5 feet) daha yakın nesnelerde bu sapma bariz hissediliyor. Uzak manzaralarda ise sorun yok.

Kılavuzun da önerdiği gibi, sol gözünüzü kapatmak, kameranın ne gördüğünü anlamanıza ve çerçeveyi doğru ayarlamanıza yardımcı oluyor. Evet, bir süre sokakta tek gözünü kapatarak gezen o tuhaf kişi bendim.

Ayrıca, kafanızı çok hızlı çevirmeyin. Kimse sarsıntılı, mide bulandırıcı bir POV videosu izlemek istemez. Gözlükler, izleyiciye sizinle birlikte o anı yaşatma sözü veriyor; bu yüzden yumuşak, sinematik hareketler şart.

Dünya Susturulmuyor, Sadece Fon Müziği Ekleniyor

Gözlükler sadece kaydetmiyor; aynı zamanda ‘dinliyor’ ve ‘konuşuyor’. Yeni özel hoparlörler, sesi şaşırtıcı derecede iyi bir bas ve yüksek volümle doğrudan kulağınıza veriyor. Bu bir kulak içi kulaklık deneyimi değil; dışarıdaki gürültüyü engellemiyor. Bu bir ‘açık kulak’ (open-ear) ses deneyimi. Dünyayla bağınızı koparmadan podcast dinliyorsunuz, bisiklete binerken kornaları duyuyorsunuz.

En sürreal an ise bir WhatsApp araması geldiğinde yaşandı. Sadece sesli bir komutla aramayı yanıtladım ve karşımdaki kişiyle gözlüklerim aracılığıyla konuştum.

Ve sonra Meta AI var. Yurt dışında bir restorandasınız ve menü… anlaşılmaz. Gözlükler size anlık çeviri yapmayı vaat ediyor. “Hey Meta, bu ne anlama geliyor?”. Bu, gözlükleri basit bir kameradan, akıllı bir asistana dönüştüren kritik eşik.

Geleceğin İçerik Üreticisi İçin Notlar

Ray-Ban Meta, ‘içerik üretici’ tanımını demokratikleştiriyor. Artık herkes bir POV yönetmeni. Gözlükler, izleyiciye sizinle birlikte o ana özel bir erişim sağlıyor.

Kılavuz, “gözlük kaydırma” veya “ayna selfie’leri” gibi geçişler için yaratıcı yollar öneriyor. Ancak asıl potansiyel, iki elin de kadrajda olduğu anlarda ortaya çıkıyor: bir müzik aleti çalmak, karmaşık bir yemeği hazırlamak veya sadece birine el sallamak.

Peki ya pil? Kâğıt üzerinde, orta düzey kullanımda (yaklaşık 100 video veya 500 fotoğraf çekip senkronize ederek) 4 saate kadar dayanıyor. Tamamen ses dinlerseniz bu süre 5 saate çıkıyor. Bu, tüm gün süren bir macera için yeterli değil, ancak kilit anlar için ideal.

Neyse ki, şık deri şarj kutusu gözlükleri 75 dakikada tam şarja ulaştırıyor. Hatta 22 dakikalık hızlı şarj ile %50 doluluk elde etmek mümkün.

Gün sonunda, Ray-Ban Meta’yı yüzümden çıkardığımda, dünyayı ‘kaydedilebilir anlar’ olarak çerçevelemeye devam ettiğini fark ettim. Bu, sadece giyilebilir bir kamera değil. Bu, algımızı değiştiren bir filtre.

LiDAR sensör devri bitiyor mu?

Amerika Birleşik Devletleri merkezli teknoloji girişimi Teradar, otomotiv sensör teknolojilerini kökten değiştirebilecek iddialı bir yenilikle gündeme geldi. Şirket, mevcut LiDAR ve radar sistemlerinin en güçlü özelliklerini tek bir yapıda birleştiren, terahertz tabanlı katı hal sensörü geliştirmesiyle dikkat çekiyor.

LiDAR sensör devri bitebilir

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Matt Carey, birkaç yıldır üzerinde çalıştıkları bu sensörün elektromanyetik spektrumun mikrodalgalar ile kızılötesi ışınlar arasında yer alan terahertz bandını kullandığını belirtiyor.

Bu yeni teknoloji, radar sensörlerinin yağmur ve sis gibi olumsuz hava koşullarında bile çalışabilme yeteneğini, LiDAR sistemlerinin sunduğu yüksek çözünürlük kapasitesiyle birleştiriyor. Üstelik Teradar, tüm bu yetenekleri hareketli parça içermeyen katı hal bir yapı ile ve nispeten uygun maliyetli bir şekilde sunmayı amaçlıyor.

Carey’nin “Modüler Terahertz Motoru” adını verdiği bu sensör, özellikle ileri sürücü destek sistemleri (ADAS) ve tam otonom sürüş çözümleri için tasarlandı. Sensörün farklı otomotiv senaryolarına göre kolayca özelleştirilebildiği belirtiliyor.

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi, Formula 1 aracı ile karşımıza çıkıyor. Konsept tasarım, yenilikçi hatlarıyla dikkat çekiyor.

Cihazın fiyatının ise radar ve LiDAR teknolojilerinin arasında, birkaç yüz dolar seviyesinde olacağı ifade ediliyor. Bu fiyatlandırma, gelişmiş görüş yeteneğini uygun bir maliyetle sunmayı hedefliyor.

Şirketin şu an itibarıyla ABD ve Avrupa’daki beş büyük otomobil üreticisiyle sensör doğrulama sürecinde olduğu bildiriliyor. Ayrıca üç farklı üretim ortaklığı üzerinde de aktif olarak çalışmalar yürütülüyor. Teradar, bu iş birliklerinin tamamlanmasının ardından, sensörünün kullanılacağı ilk sözleşmeyi 2028 model bir araçla imzalamayı planlıyor.

Türk Telekom’dan 1.8 milyar dolarlık uluslararası finansman

Dijitalleşme vizyonunu çevresel sorumlulukla birleştiren Türk Telekom, yeşil dönüşüm, 5G teknolojisi ve altyapı yatırımlarını uzun vadeli ve maliyet etkin kaynaklarla destekleyerek yalnızca bugünü değil, gelecek nesilleri de gözeten finansal stratejilerini sürdürüyor.

Türk Telekom, bir aylık kısa bir süre içinde toplam 1,8 milyar USD tutarında uzun vadeli finansman programını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda 600 milyon USD’lik yeşil eurobond ihracı, 612 milyon USD eşdeğerinde uzun vadeli kredi anlaşmaları ve 600 milyon USD’lik sukuk ihracı gerçekleştiren şirket, küresel yatırımcıların Türk Telekom’a duyduğu güveni bir kez daha ortaya koydu.

Yeşil tahvil ve sukuk ihracına 3 kattan fazla talep

Türk Telekom’un 600’er milyon USD’lik yeşil eurobond ve sukuk ihracı, 3 katın üzerinde talep alarak büyük ilgi gördü. 109 yatırımcıya tahsis edilen yeşil eurobond ihracının, yüzde 75’ini sürdürülebilir odaklı yatırımcılar karşıladı.  Bu işlemle birlikte yeşil finansman portföyü 1,1 milyar USD’yi bulan Türk Telekom, sektöründeki en büyük yeşil finansman hacmine ulaştı. Finansman çeşitliliğini artırmak amacıyla, finans dışı sektörün uluslararası sermaye piyasalarında yapılan ilk sukuk ihracını gerçekleştiren Türk Telekom, 5 yıl vade ile 600 milyon USD’lik ilave bir kaynak oluşturdu.

Ayrıca, biri Finlandiya ECA (Export Credit Agency – İhracat Kredi Ajansı) kuruluşu Finnvera destekli, biri Çin ECA kuruluşu Sinosure destekli, diğeri ise Industrial and Commercial Bank of China’dan temin edilen krediler olmak üzere toplam 612 milyon USD eşdeğerinde üç uzun vadeli kredi anlaşması imzalandı. Dijital geleceğin inşasına öncülük eden Türk Telekom, bu kaynaklarla 5G altyapısının geliştirilmesi, sabit şebeke imtiyazının uzatılmasına yönelik finansal planlamalar ve sürdürülebilirlik odaklı projelerin finansmanını hedefliyor. 

Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardımcısı Ömer Karademir, yapılan finansman adımlarına ilişkin şunları söyledi: “Türk Telekom olarak dijitalleşme vizyonumuz doğrultusunda; yeşil dönüşümü, sabit hat imtiyaz sözleşmesinin yenilenmesi ve 5G frekans alımları gibi stratejik yatırımları destekleyecek bir finansman dönemini başarılı bir şekilde sonuçlandırdık. Eylül–Ekim 2025 döneminde, bir aylık bir sürede toplam 1,8 milyar USD büyüklüğünde bir finansmanı temin ettik. Küresel ölçekte farklı piyasalardan uzun vadeli ve maliyet etkin kaynaklar yaratarak hem yatırımlarımızı hızlandırıyor hem de sürdürülebilir büyüme vizyonumuzu güçlendiriyoruz. Bu süreçte gerçekleştirdiğimiz 600 milyon USD’lik 7 yıl vadeli yeşil eurobond ihracı, yalnızca finansal değil, çevresel sürdürülebilirlik açısından da önemli bir eşik oldu. 3 kattan fazla talep gören bu ihraçla birlikte yeşil finansman portföyümüz 1,1 milyar USD’ye çıkardık ve telekom sektöründeki en büyük yeşil finansman hacmine ulaştık. Finansman kaynağı çeşitliliğimizi artırmak için, finans dışı sektörde uluslararası sermaye piyasalarında yapılan ilk sukuk (kira sertifikası) ihracını 5 yıl vadeli, 600 milyon USD tutarındaki işlem ile gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra toplamda 612 milyon USD tutarındaki uzun vadeli kredi anlaşmalarımızla finansman paketimizi tamamlayarak dijitalleşme ve altyapı odaklı yatırımlarımızın sürdürülebilir şekilde finanse edilmesini güvence altına aldık. 1 ay gibi kısa bir zaman diliminde gerçekleştirdiğimiz bu işlemler, uluslararası finans kuruluşlarının Türk Telekom’un sağlam bilançosuna, disiplinli mali yönetimine ve uzun vadeli stratejisine duyduğu yüksek güvenin somut bir göstergesi niteliğinde. Dijital geleceğin inşasına yönelik yatırımlarımıza ara vermeden devam ederken, çevresel ve finansal sürdürülebilirliği bir arada yürütmeye kararlıyız.

Samsung Galaxy S26 Serisinde Öncelik Değişti!

Samsung’un 2025 ürün gamı, neredeyse tüm akıllı telefonlarının (amiral gemileri dahil) belirgin şekilde incelmesi üzerine kuruluydu. Bu durum, merakla beklenen yeni Galaxy S26 ailesinin de aynı incelik formülünü takip edeceği beklentisini yaratmıştı. Ancak gelen son raporlar, Samsung’un bir sonraki premium telefon nesli için önceliklerini değiştiriyor olabileceğini gösteriyor. Sektördeki son fısıltılara göre, şirket artık aşırı inceliğin peşinden koşmak yerine, fiyatları sabit tutmaya odaklanmış durumda.

İddialara göre ana hedef, Galaxy S26 serisini Galaxy S25 serisiyle aynı fiyat etiketleriyle piyasaya sürmek. Özellikle Samsung’un, temel modeli tıpkı geçen yılki giriş seviyesi Galaxy S25 gibi 799 Dolar seviyesinde tutmaya kararlı olduğu belirtiliyor. Bu fiyat stratejisi, önemli yükseltmelere rağmen iPhone 16’nın başlangıç maliyetini koruyan Apple’ın iPhone 17 fiyatlandırmasıyla da paralellik gösteriyor.

İlginç bir detay olarak, içeriden gelen bilgilere göre Samsung’un temel Galaxy S26 modelini, selefinden 0.3 mm daha ince olacak şekilde, yalnızca 6.9 mm kalınlığında neredeyse kesinleştirdiği söyleniyordu. Daha da şaşırtıcı olanı ise başlangıçta pil kapasitesini dramatik bir şekilde artırma planıydı. S25’teki 4.000 mAh’den 4.900 mAh’e yükseltme hedefi vardı. Ancak bu iddialı hedefin geri çekilerek 4.300 mAh seviyesine düşürüldüğü bildiriliyor. Bu hala bir iyileşme olsa da, ilk hedefin oldukça gerisinde.

Intel MacBook getirdi ücretsiz M5 MacBook aldı!

Intel MacBook getirdi ücretsiz M5 MacBook aldı!

2019 Intel MacBook Pro'sunun bataryası değişmeyen kullanıcıya Apple, ücretsiz olarak yeni M5 MacBook Pro verdi.

Elbette tüm bu bilgiler henüz doğrulanmış değil. Samsung’un telefonu daha ince yaparken (6.9 mm) aynı anda neredeyse 1.000 mAh ekstra pil kapasitesi (4.900 mAh) eklemeyi amaçlaması, silikon karbon pil teknolojisine geçilmediği sürece zaten pek olası görünmüyordu.

Şirket, Galaxy S26 serisi kesinleşmeden önce yönünü hala değiştirebilir. Ancak şimdilik, dedikodu değirmeni Samsung’un 2026 için cesur tasarım değişiklikleri yerine uygun fiyatlandırmaya öncelik verdiğini öne sürüyor. Şirketin nihayetinde hangi kararı aldığını, söylentilere konu olan Şubat 2026 lansman tarihine yaklaştıkça daha net göreceğiz.

Honor 500 serisinin tasarımı sızdı

Honor’un yeni akıllı telefon serisi Honor 500 ve 500 Pro’ya ait görseller ve detaylı özellikler, markanın resmi çevrimiçi mağazasındaki güncellenmiş listeler üzerinden sızdı.

Honor 500 serisinin tasarımı ortaya çıktı

Bu sızıntılar, iki modelin tasarımını, renk seçeneklerini ve bellek yapılandırmalarını ayrıntılı biçimde gözler önüne seriyor. Şirket henüz bir lansman tarihi açıklamasa da, sızan bilgilere göre serinin tanıtımı 24 Kasım tarihinde gerçekleşebilir.

Honor 500 ve 500 Pro, deniz mavisi, yıldız tozu, obsidyen siyah ve açık gümüş olmak üzere dört farklı renk seçeneğiyle satışa sunuluyor. Bellek yapılandırmalarına bakıldığında, her iki model için de 12 GB RAM + 256 GB depolama, 12 GB RAM + 512 GB depolama ve 16 GB RAM + 512 GB depolama seçenekleri listelenmiş durumda.

Serinin en üst versiyonu olan Honor 500 Pro ise ek olarak 16 GB RAM + 1 TB depolama yapılandırması sunuyor ve böylece serinin en yüksek depolama kapasitesine sahip modeli oluyor.

Sızan ürün görselleri, her iki telefonda da ince çerçevelere sahip, düz bir ekran ve merkeze yerleştirilen delikli ön kamera tasarımının kullanıldığını doğruluyor. Arka yüzeye bakıldığında ise yatay olarak konumlandırılmış bir kamera adası yer alıyor.

Honor 500’ün arkasında iki büyük halkadan ve eşlik eden daha küçük kesitlerden oluşan bir kamera modülü bulunuyor. Honor 500 Pro’da ise bir adet ek kamera barındıran daha gelişmiş bir modül dikkat çekiyor. Bu ekstra birimin periskop kamera olduğu düşünülüyor. Ayrıca 500 Pro’nun güç tuşunun altında yeni bir ek buton bulunduğu ve bu butonun özelleştirilebilir bir işlev sunacağı öngörülüyor.

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi, Formula 1 aracı ile karşımıza çıkıyor. Konsept tasarım, yenilikçi hatlarıyla dikkat çekiyor.

Serinin teknik özellikleri henüz resmi olarak doğrulanmadı. Ancak mevcut bilgilere göre her iki telefon da 6,55 inç OLED ekranla geliyor ve bu ekranlar 1.5K çözünürlük ve 120 Hz yenileme hızı sunuyor.

Ön tarafta ise 50 megapiksel çözünürlüklü bir selfie kamerası bekleniyor. Gücünü Snapdragon 8s Gen 4 işlemciden alacağı ileri sürülen Honor 500’ün arka kamerası, 200 megapiksel ana kamera ve ultra geniş açı kameradan oluşuyor.

Serinin üst modeli Honor 500 Pro ise Snapdragon 8 Elite platformu üzerine kuruluyor ve yine 200 megapiksel ana kameranın yanı sıra ultra geniş lens ve 64 megapiksel periskop kamera ile birlikte geliyor.

Rotawatt ile Elektrikli Araç Şarjında Yeni Bir Dönem Başlıyor

Arvento Mobil Sistemler’in sürdürülebilir teknoloji vizyonuyla geliştirdiği Rotawatt, elektrikli araç şarjında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. 12 Kasım’da İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen lansmanda tanıtılan Rotawatt, elektrikli araç şarj istasyonlarını tek bir platformda buluşturarak kullanıcıların istasyon bulma, şarj başlatma ve ödeme işlemlerini tek bir uygulama üzerinden zahmetsizce gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Lansmana sektör profesyonelleri, teknoloji liderleri, elektrikli mobiliteye yön veren kurum temsilcileri ve basın mensupları yoğun ilgi gösterdi.

Tüm Şarj İstasyonları Tek Platformda

Rotawatt, farklı marka şarj işletmelerini tek bir çatı altında birleştirerek kullanıcıların istasyon bulma, şarj başlatma ve ödeme işlemlerini tek uygulama üzerinden kolayca gerçekleştirmesini sağlıyor.

Her geçen gün büyüyen iş ortaklığı ağı ve yaygınlaşan şarj noktalarıyla, Türkiye’nin en kapsamlı roaming altyapılarından birini oluşturma yolunda hızla ilerleyen Rotawatt, sektörde yeni bir standart tanımlıyor. Rotawatt, istasyonların müsaitlik durumunu görüntüleme, şarj başlatma, ödeme ve faturalandırma gibi tüm süreçleri uçtan uca yönetilebilir hale getirerek, şarj ekosistemini tek sistem altında birleştiren ilk yerli uygulamalardan biriolarak konumlanıyor.

Şarj Ağı İşletmecileri İçin Güçlü Altyapı, Kullanıcılar İçin Kolay Deneyim

Arvento Mobil Sistemler’in 20 yıllık teknoloji birikimiyle geliştirilen Rotawatt, hem elektrikli araç kullanıcıları hem de şarj ağı işletmecileri için entegre ve güvenli bir altyapı sunuyor. Şarj ağı işletmecileri, Rotawatt Yönetici Paneli üzerinden ödeme ve faturalandırma süreçlerini merkezi biçimde yönetebiliyor, EPDK veri iletimini otomatik olarak gerçekleştirebiliyor ve kampanya ya da duyurularını doğrudan platform üzerinden paylaşabiliyor.

Ek bir yazılım geliştirme sürecine ihtiyaç duymadan sisteme entegre olabilen şarj ağı işletmecileri, yazılım maliyetlerinden tasarruf ederek operasyonlarını hızlı ve güvenli şekilde yönetebiliyor. Tüm bu sistemin arkasında ise 7/24 erişilebilir çağrı merkezi desteğiyle ihtiyaçlara anında çözüm sunan güçlü bir destek mekanizması yer alıyor.

Elektrikli Mobilitede Rotawatt Farkı

Rotawatt, farklı sistem ve platformları uyum içinde çalıştırarak kullanıcıların farklı uygulamalara geçiş yapmadan kesintisiz bir şarj deneyimi yaşamasını sağlıyor.

Bu bütüncül yaklaşımıyla, Türkiye’de elektrikli mobilite alanında erişim, yönetim ve kullanıcı deneyimi açısından yeni bir standart oluşturuyor.

Arvento’nun teknoloji vizyonuyla geliştirilen Rotawatt, elektrikli ulaşımın altyapısını sadeleştiriyor; erişilebilir, sürdürülebilir ve merkezi bir şarj ağıyla mobilitenin geleceğini bugünden şekillendiriyor.

Rotawatt Kurucu Ortaklarından Mazlum Tunç, lansmanda yaptığı açıklamada şunları söyledi: Rotawatt’ı, elektrikli araç kullanıcılarının farklı sistemler arasında geçiş yapmadan, tüm işlemlerini tek bir uygulama üzerinden gerçekleştirebileceği sade ve güçlü bir yapı olarak tasarladık. Bugün bu vizyonun sahada karşılık bulduğunu görmek bizim için büyük bir motivasyon.

Kurucu ortaklardan Abdullah Azarkan ise, altyapı gücüne dikkat çekerek şunları söyledi: “Rotawatt, OCPP ve OCPI gibi uluslararası protokollerle uyumlu yapısı, EPDK ve GİB entegrasyonlarıyla hem kullanıcılar hem de işletmeciler için sürdürülebilir ve güvenli bir sistem sunuyor.

Arvento CEO’su Özer Hıncal lansmanda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Türkiye’de elektrikli araç ekosisteminde enerji yönetiminin dijitalleşmesine katkı sunmak için yola çıkıyoruz. Amacımız sadece bir şarj platformu sunmak değil; sürdürülebilir mobilitenin temel yapısını oluşturmak.” Elektrikli araç sayısının hızla arttığı filo pazarına da değinen Hıncal sözlerine şöyle devam etti: “Arvento olarak filoların yalnızca araç takibini değil, operasyonel verimlilikten, sürücü güvenliğine, bakım planlamasından enerji yönetimine kadar tüm ihtiyaçlarını tek bir ekosistemden yönetebilmelerini hedefliyoruz. Bir anlamda filoların dijital garajı olmaya adayız. Rotawatt, yerli teknoloji gücümüz ve Arvento’nun deneyimiyle bu yolda attığımız en büyük adımlardan biri.” Rotawatt’ın kısa sürede ulaştığı büyümeye de dikkat çeken Hıncal, “Bugün Türkiye genelinde 450’nin üzerinde lokasyonda 1.400’ün üzerinde soketle 7.000’in üzerinde kullanıcıya hizmet vermeye başladık. Enerjinin, mobilitenin ve dijital teknolojilerin iç içe geçtiği bu yeni dönemde Rotawatt’ı geleceğin ihtiyaçlarına yanıt verebilecek şekilde sürekli geliştireceğiz. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte akıllı şarj yönetimi, veri analitiği ve enerji verimliliği çözümlerinin öneminin daha da artacağına inanıyoruz. Kullanıcılarımız için kolaylık, şarj ağı işletmecileri için verimlilik, ülkemiz için sürdürülebilir bir gelecek hedefliyoruz.” dedi.

Yapay zeka yarışı kızışıyor: Sektördeki son durum

San Francisco’da bu yıl üçüncüsü düzenlenen Cerebral Valley konferansı, yapay zeka sektörünün geleceğine dair önemli ipuçları sundu. Etkinliğin en dikkat çekici kısmı, sektörün önde gelen isimlerinin katıldığı anonim bir anketin sonuçlarıydı. Çoğunluğu yapay zeka kurucuları, yatırımcılar ve mühendislerden oluşan 300’den fazla katılımcının verdiği yanıtlar, sektörün yakın gelecekteki beklentilerini ortaya koydu.

Sektörün gizli anketi: Neden herkes Anthropic’e yatırım yapıp Perplexity’yi ‘Short’luyor?

Anket sonuçlarına göre, katılımcıların 2026 yılı sonunda OpenAI’ın yıllık geliri için medyan tahmini 30 milyar dolar oldu. Bu rakam, şirketin bu yıl sonunda 20 milyar dolar gelir beklentisiyle karşılaştırıldığında, büyümenin eskisi kadar katlanarak artmayacağı şeklinde yorumlandı. Nvidia’nın 2026 sonundaki değeri için medyan beklenti ise tam 6 trilyon dolar olarak belirlendi.

yapay zeka, OpenAI, Nvidia, Anthropic, Perplexity

Sektörün en çok tartıştığı konulardan biri olan yapay genel zekaya (AGI) ne zaman ulaşılacağı sorusuna verilen en popüler yanıt 2030 yılı oldu. Bu durum, uzmanların yakın vadede yapay zeka modellerinde devrim niteliğinde bir ilerlemeden ziyade, daha kararlı bir gelişim beklediğini gösteriyor. Microsoft ve OpenAI arasındaki AGI tanımının karmaşıklığı da bu tahmini etkiliyor olabilir.

yapay zeka, OpenAI, Nvidia, Anthropic, Perplexity

Yatırım tercihleri de anketin önemli bir bölümünü oluşturdu. Katılımcılara “Hangi özel teknoloji şirketine yatırım yapmak isterdiniz?” diye sorulduğunda, Anthropic ilk sırada yer alırken, OpenAI ikinci sırada kaldı. Buna karşılık, “Hangi girişime karşı (short) pozisyon alırdınız?” yani hangisinin başarısız olacağını düşünüyorsunuz sorusunda Perplexity ilk sırada, ilginç bir şekilde OpenAI ise ikinci sırada yer aldı.

Windows 11 kullanıcıları yapay zeka yüzünden öfkeli

Windows 11 kullanıcıları yapay zeka yüzünden öfkeli

Microsoft yöneticisinin Windows 11 "agentic OS" olacak açıklaması kullanıcıları kızdırdı. Yapay zeka ısrarı büyük tepki topluyor.

2026 sonunda hangi küresel şirketin modelinin zirvede olacağı sorulduğunda sıralama OpenAI, Anthropic, Gemini, Grok ve Qwen şeklinde oluştu. Bu listede Meta’nın (Llama) yer almaması dikkat çekti. Ayrıca, Alibaba’nın Qwen modelinin ilk beşte olması, Çinli modellerin yükselişini ve açık kaynak alanında Llama yerine tercih edilmeye başlandığını gösteriyor.

yapay zeka, OpenAI, Nvidia, Anthropic, Perplexity

Konferanstan çıkan bir diğer önemli sonuç ise sektörün odağının değiştiğiydi. İlk yıllarda ana tartışma konusu olan yapay genel zeka (AGI), bu yıl neredeyse hiç gündeme gelmedi. Bunun yerine, tüm odak yapay zekanın iş uygulamaları, pazar payı kazanma ve kârlı ürünler geliştirme üzerine yoğunlaştı. Sektörde bir “yapay zeka balonu” korkusu hissedilse de, genel hava iş geliştirmeye odaklanmış durumdaydı.

Çinliler GPT-5’i sollayan yapay zeka geliştirdi

Çinliler GPT-5’i sollayan yapay zeka geliştirdi

Baidu, Robin Li liderliğinde Baidu Ernie 4.0 yapay zeka modelini tanıttı. Modelin, GPT-5'ten daha üstün olduğu iddia ediliyor.

Etkinlikte öne çıkan bir başka konu da “tersine yetenek alımları” (reverse acquihires) oldu. Büyük teknoloji şirketlerinin (Big Tech) artan antitröst denetimleri nedeniyle tam satın almalar yerine, kilit yetenekleri transfer etmek için küçük girişimlerle özel anlaşmalar yaptığı belirtildi. Sektörde “sonsuz paraya” sahip olduğu düşünülen bu devler, kısıtlı yetenek havuzunu rakiplerinden önce kapatmak için adeta bir yarış veriyor.

Cerebral Valley konferansında ortaya çıkan bu tablo, yapay zeka endüstrisinin artık daha olgun ve ticari odaklı bir döneme girdiğini açıkça gösteriyor. Peki, sizce yapay zeka yarışında hangi şirket öne çıkacak ve Perplexity hakkındaki olumsuz beklentiler sizce haklı mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Samsung Galaxy Tab A11+ duyuruldu

Samsung, bütçe dostu tablet segmentindeki yeni modeli Galaxy Tab A11+’ı tanıttı ve belirli ülkelerde satışa sundu. Tab A11+ modeli, aynı ailenin temel modeli olan Tab A11’den bir aydan fazla bir süre sonra piyasaya çıktı. Yeni Plus model, temel modelden farklı olarak güçlü özellikler ve önemli yazılım desteği sunuyor.

Galaxy Tab A11+ görücüye çıktı

Galaxy Tab A11+, kutusundan Android 16 tabanlı One UI 8 ile çıkıyor. İşlemci tarafında ise standart Tab A11 modelindeki Helio G99 yerine daha iyi bir seçenek olan MediaTek Dimensity 7300 yonga seti yer alıyor.

Tablet, 8 GB’a kadar RAM seçeneği ve 256 GB’a kadar depolama alanı ile geliyor. Depolama alanını micro SD kart ile 2 TB’a kadar genişletmek mümkün oluyor. Ayrıca, Tab A11+ modelini temel modelden ayıran en önemli özelliklerden biri Samsung DeX desteği sunması.

Tablet, 90 Hz yenileme hızı ve 1920×1200 çözünürlük sağlayan daha büyük 11 inç LCD ekran taşıyor. Cihaz, gücünü 7040 mAh bataryadan alıyor ve standart modelden daha hızlı, 25W kablolu şarj desteğine sahip.

Samsung, amiral gemisi modellere benzer bir destek politikası uyguluyor ve Tab A11+’ın yedi büyük Android sürümüne (Android 23’e kadar) ve yedi yıl güvenlik güncellemesine sahip olacağını belirtiyor.

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi Formula 1 aracını tanıttı

Audi, Formula 1 aracı ile karşımıza çıkıyor. Konsept tasarım, yenilikçi hatlarıyla dikkat çekiyor.

Galaxy Tab A11+’ın arka yüzeyinde 8 MP otomatik odaklamalı bir kamera ve ön yüzeyinde 5 MP selfie kamerası bulunuyor. Bağlantı seçenekleri arasında Wi-Fi 5, Bluetooth 5.3 ve 5G yer alıyor. Tablet, Dolby Atmos ses özellikli dörtlü stereo hoparlörlerle donatılmış durumda ve aynı zamanda 3.5 mm kulaklık girişine de sahip.

Samsung Galaxy Tab A11 Plus, belirli ülkelerde 328 dolar başlangıç fiyatıyla satışa çıktı. Bağlantı ve depolama seçeneklerine göre fiyatlandırma ise şöyle sıralanıyor: 128 GB Wi-Fi modeli 328 dolar, 256 GB Wi-Fi modeli 394 dolar, 128 GB 5G modeli 394 dolar ve 256 GB 5G modeli 461 dolar.