Mobil oyun dünyasının devi, PUBG Mobile Ferrari iş birliği ile otomotiv efsanesi Scuderia Ferrari HP’yi bir araya getiren heyecan verici yeni ortaklığını resmen duyurdu. Bu küresel iş birliği, 2026 yılından itibaren Ferrari’nin ikonik performansını ve tasarım mirasını doğrudan savaş alanlarına taşıyacak.
PUBG Mobile Ferrari İş Birliği Neler Sunacak?
Bu dev ortaklık kapsamında oyuncular, 2026 yılından itibaren Ferrari’nin efsanevi spor otomobil serisinden bazı modelleri oyun içinde kullanma fırsatı bulacak. Yapılan açıklamaya göre, markanın köklü mirası ilk kez bu denli kapsamlı bir şekilde bir mobil oyunda yer alacak. Ayrıca, iş birliğine özel olarak tasarlanmış Ferrari ve Scuderia Ferrari HP temalı birçok özel içerik de oyuncuların beğenisine sunulacak.
Tencent Games PUBG MOBILE Yayıncılık Başkanı Vincent Wang, bu ortaklığın Ferrari’yi tanımlayan hassasiyet ve yüksek performans ruhunu PUBG MOBILE evrenine taşıyacağını belirtti. Wang, “Dünyanın dört bir yanındaki oyunculara 2026 yılında oyunun içinde mükemmelliğin özünü deneyimleme fırsatı sunmaktan gurur duyuyoruz,” dedi.
İki Dev Marka Güçlerini Birleştirdi
Ferrari Baş Yarış Gelirleri Sorumlusu Lorenzo Giorgetti ise bu iş birliğinin performans ve yenilikçilik anlayışıyla hareket eden iki markayı bir araya getirdiğini vurguladı. Giorgetti, “Bu sayede oyuncular, Ferrari’nin mühendislik mükemmeliyetine olan bağlılığını tamamen yeni ve etkileşimli bir ortamda deneyimleyebilecek,” şeklinde konuştu. Bu ortaklık, her iki markanın da sınırları zorlama tutkusunu ve işçiliğe verdiği önemi yansıtıyor.
Bununla birlikte, oyuncular Ferrari mühendisliğinin arkasındaki yenilikçi yaklaşımı ve teknik ustalığı, sürükleyici oyun içi unsurlar aracılığıyla bizzat tecrübe etme şansı yakalayacak.
Peki, bu PUBG Mobile ve Ferrari iş birliği hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Teknoloji dünyasında yapay zeka odaklı altyapı yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Yarı iletken devi Qualcomm, bu alandaki konumunu güçlendirmek adına stratejik bir hamle yaparak Alphawave Semi’yi satın alma sürecini başarıyla tamamladı. Başlangıçta öngörülen tarihten yaklaşık bir çeyrek önce sonuçlanan bu anlaşma, Qualcomm’un veri merkezi pazarındaki iddialı planlarının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Yapay zeka altyapısında yeni dönem: Qualcomm ve Alphawave Semi güçlerini birleştirdi
Alphawave Semi, teknoloji sektöründe yüksek hızlı kablolu bağlantı teknolojileri sağlayan önemli bir tedarikçi olarak biliniyor. Şirketin uzmanlık alanları arasında, büyük hacimli verilerin taşınmasını sağlayan özel silikonlar, bağlantı ürünleri ve yonga tasarımları yer alıyor. Bu satın alma ile birlikte Alphawave Semi resmen Qualcomm’un kurumsal yapısına dahil oldu ve şirketin yapay zeka altyapı pazarlarındaki genişleme çabalarının merkezi bir parçası haline geldi.
Bu birleşme, Alphawave Semi’nin varlıklarını Qualcomm’un mevcut işlemci yol haritasına entegre ediyor. Özellikle Oryon CPU ve Hexagon NPU mimarileri, bu yeni teknolojilerle desteklenecek. Qualcomm CEO’su Cristiano Amon, Alphawave’in uzmanlığının kendi işlemcilerini tamamlayacağını belirterek, bu hamlenin yeni nesil yapay zeka veri merkezleri için performansı artıracağını vurguladı.
Qualcomm, 2nm sürecine geçmeye hazırlanıyor. Bu hamle, sektördeki dengeleri değiştirebilir.
Anlaşmanın temel amacı, Qualcomm’un bilgi işlem yeteneklerini bağlantı teknolojileriyle tek bir portföy altında birleştirmek olarak öne çıkıyor. Şirket, etkisini geleneksel pazarların ötesine taşıyarak kurumsal ve hiper ölçekli ortamlara girmeyi hedefliyor. Alphawave Semi’nin sunduğu yüksek hızlı bağlantılar, işlem birimleri ile bellek katmanları arasındaki hızlı veri akışına dayanan yoğun iş yüklerini desteklemek için kullanılacak.
Qualcomm, bu teknolojilerin bağımsız ürünler olarak değil, işlemci tasarımlarını tamamlayıcı unsurlar olarak kullanılacağını işaret etti. Şirket, ölçeklenebilir yapay zeka eğitimi ve çıkarım iş yükleri için uygun platformlar oluşturmayı amaçlıyor. Bu vizyon, gecikme süresi ve güç verimliliğinin kritik olduğu bulut barındırma ortamlarındaki sektör trendleriyle de doğrudan örtüşüyor.
Qualcomm, Snapdragon X Elite işlemcisindeki yapay zeka özellikleri ile Windows 11'e seviye atlatacak. İşte detaylar.
Veri merkezi sağlayıcıları, sürdürülemez enerji maliyetleri olmadan yatay olarak ölçeklenebilen mimarilere yatırım yapmaya devam ediyor. Bu bağlamda, entegre bağlantı ve bilgi işlem tasarımları artık isteğe bağlı bir özellikten ziyade temel bir gereksinim olarak görülüyor. Satın almanın bir parçası olarak, Alphawave Semi’nin kurucu ortağı ve CEO’su Tony Pialis, Qualcomm’un veri merkezi işini yönetecek.
Liderlikteki bu geçiş, Alphawave Semi’nin teknoloji yönünün korunurken Qualcomm’un kurumsal stratejisiyle uyumlu hale getirileceğini gösteriyor. Tony Pialis, yüksek hızlı bağlantı konusundaki liderliklerini veri merkezi inovasyonunun geleceğini şekillendirmek için kullanacaklarını ifade etti. Anlaşmanın erken tamamlanması, konunun şirket içindeki önceliğine işaret etse de Qualcomm henüz belirli bir ürün takvimi paylaşmadı.
Tencent Nvidia yasağını deldi. Çinli şirket kiralama yöntemiyle yasaklı Blackwell B200 çiplerine erişim sağlamayı başardı.
Bu hamle Qualcomm’un teknik kapsamını genişletiyor ancak başarısı, son derece rekabetçi olan yapay zeka altyapı pazarındaki uygulamalara bağlı olacak. Şirketin bu varlıkları ne kadar hızlı rekabetçi ürünlere dönüştüreceği ise merak konusu. Qualcomm’un veri merkezi ve yapay zeka altyapılarına yönelik bu agresif büyüme stratejisi hakkında siz neler düşünüyorsunuz?
Microsoft’un Call of Duty serisini Nintendo Switch platformuna getirme taahhüdü nihayet somut adımlara dönüşüyor gibi görünüyor. Ortaya çıkan yeni bir rapora göre, Switch için geliştirilen bir Call of Duty oyununun piyasaya sürülmesine oldukça az bir zaman kaldı. Sektörden gelen bilgilere göre, oyunun Switch versiyonu tamamlanmaya çok yakın.
Microsoft sözünü tutuyor: Call of Duty Switch için gün sayıyor
Ünlü muhabir Jez Corden, ilk CoD Switch sürümünün neredeyse bittiğini belirterek oyunun “birkaç ay içinde” çıkış yapabileceğini ifade etti. Ancak Corden, daha sonra yaptığı bir paylaşımda çıkış tarihinin o kadar yakın olmayabileceğini, oyunun 2026 yılı için yolda olduğunu da ekledi. Geliştirme sürecinin “önemli aşamaları geçtiği” belirtiliyor, bu da yapımın sorunsuz ilerlediğini doğruluyor.
Şu an için bu yapımın Black Ops 7 veya Warzone gibi mevcut bir oyunun portu mu, yoksa tamamen yeni bir başlık mı olduğu belirsizliğini koruyor. Microsoft Gaming CEO’su Phil Spencer, 2022 yılında oyunun Switch’te çalışması için teknik düzenlemeler gerektiğini söylemişti. O zamandan bu yana Nintendo’nun daha güçlü donanıma sahip Switch 2’yi piyasaya sürmüş olması bu teknik engelleri hafifletmiş olabilir.
Call of Duty yaratıcısı Vince Zampella trafik kazasında hayatını kaybetti. Efsane isim 55 yaşında sevenlerine veda etti.
Microsoft, 2023 yılındaki mahkeme sürecinde Nintendo oyuncuları için 10 yıllık bağlayıcı bir yasal anlaşma imzaladığını duyurmuştu. Bu anlaşma, oyunların Xbox ile aynı gün, tam özellik ve içerik eşitliğiyle yayınlanmasını garanti ediyor. Activision sözcüsü de Haziran 2025’te seriyi Switch’e getirme konusunda kararlı olduklarını yinelemişti.
Eğer oyun gerçekten geliyorsa, resmi duyuru için en olası tarihin Ocak 2026’daki Xbox Developer Direct etkinliği olabileceği düşünülüyor. Activision, on yılı aşkın bir süredir Nintendo platformlarını pas geçiyordu. Nintendo konsoluna gelen son ana oyun, 2013 yılında Wii U için yayınlanan Call of Duty: Ghosts olmuştu. Yıllar süren bu ayrılığın ardından serinin geri dönüşü büyük bir olay olabilir.
Nintendo Switch 2 kartuş tartışması büyüyor. Game-Key Card yerine fiziksel kartuş kullanımı oyun fiyatlarını 10 dolar artırabilir.
Microsoft, Activision’ı satın aldığından beri seriyi PlayStation’da da Xbox ve PC ile eş zamanlı yayınlamaya devam ediyor. Yıllar süren bekleyişin ardından Nintendo platformunda rekabetçi bir FPS deneyimi yaşamak heyecan verici olabilir. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, Call of Duty serisini taşınabilir bir konsolda oynamayı tercih eder misiniz?
Oyun dünyası hafta sonu gelen acı bir haberle sarsıldı. Birinci şahıs nişancı yani FPS türünün bugünlere gelmesinde en büyük pay sahiplerinden biri olan Vince Zampella 55 yaşında hayatını kaybetti. Kariyeri boyunca Call of Duty serisinin yaratılmasından Apex Legends ve Star Wars Jedi serilerinin başarısına kadar pek çok dev projeye imza atan ünlü yapımcının ani ölümü sektörde şok etkisi yarattı.
Trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı
Basına yansıyan raporlara göre Respawn Entertainment kurucu ortağı ve Battlefield serisinin lideri olan Zampella 21 Aralık Pazar günü Los Angeles kuzeyinde gerçekleşen bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Tek aracın karıştığı kazada araç sürücüsünün olay yerinde yolcunun ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği belirtildi. Yetkililer kazanın kesin nedenine dair incelemelerin sürdüğünü belirtirken Zampella’nın hangi koltukta oturduğuna dair net bir bilgi paylaşılmadı.
Oyun dünyasına adını altın harflerle yazdırdı
Zampella kariyerine 90’lı yıllarda Atari bünyesinde başladı ancak asıl çıkışını 2015 Inc. firmasında Medal of Honor: Allied Assault oyununun baş tasarımcısı olarak yaptı. 2003 yılında Jason West ile birlikte Infinity Ward stüdyosunu kurarak Call of Duty efsanesini başlattı. Medal of Honor serisine rakip olarak geliştirdikleri bu oyun kısa sürede dünyanın en popüler markalarından biri haline geldi. 2010 yılında olaylı bir şekilde Infinity Ward’dan ayrılan ikili daha sonra kendi yollarını çizdi.
Gelen son bilgiler, Half-Life 3 oyununun yakında karşımıza çıkacağını gösteriyor.
Respawn ve Battlefield dönemleri
Ayrılığın ardından Respawn Entertainment stüdyosunu kuran Zampella burada da Titanfall serisi Apex Legends ve Star Wars Jedi: Fallen Order gibi başarılı yapımlara imza attı. 2017 yılında Electronic Arts tarafından satın alınan stüdyodaki başarısı onu şirketin en önemli isimlerinden biri yaptı. 2021 yılında Battlefield serisinin başına getirilen Zampella vefatına kadar hem Respawn CEOsu hem de Battlefield markasının lideri olarak görev yapıyordu.
Peki siz Vince Zampella imzalı oyunlar arasında en çok hangisini seviyordunuz? Bu efsane ismin oyun dünyasına katkıları hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Yapay zeka alanının lideri OpenAI, popüler sohbet botu için merakla beklenen ChatGPT yıllık özet özelliğini resmen duyurdu. Tıpkı diğer dijital platformlarda olduğu gibi, kullanıcılar artık yıl boyunca yapay zeka ile olan etkileşimlerinin kişiselleştirilmiş bir dökümünü görebilecekler.
ChatGPT Yıllık Özet Özelliği Neler Sunuyor?
OpenAI tarafından sunulan bu yeni özellik, kullanıcıların 2025 yılındaki ChatGPT maceralarını gözler önüne seriyor. Bellek ve sohbet geçmişi ayarları açık olan kullanıcılar için hazırlanan bu özetler, oldukça ilginç veriler içeriyor. İşte bu özetlerde bulabileceğiniz bazı önemli bilgiler:
Öne Çıkan Konular: Yıl boyunca en çok hangi konular hakkında sohbet ettiğinizin bir dökümü.
Toplam Mesaj Sayısı: ChatGPT’ye gönderdiğiniz toplam mesaj adedi.
En Aktif Gün: Yapay zekayı en yoğun kullandığınız gün.
Kişisel Görsel: En çok konuştuğunuz konulara göre oluşturulmuş özel bir Pixel-art tarzı görsel.
Bununla birlikte, bu özellik şimdilik sadece ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’daki kullanıcılara sunulmuş durumda. Özelliğin Türkiye dahil diğer ülkelere ne zaman geleceği ise henüz belirsizliğini koruyor.
ChatGPT’ye Gelen Diğer Yenilikler
OpenAI, yıllık özetin yanı sıra platforma sürekli yeni yetenekler ekliyor. Yakın zamanda kullanıma sunulan kişiselleştirme seçenekleri sayesinde kullanıcılar artık ChatGPT’nin cevaplarındaki samimiyet, heyecan düzeyi ve emoji kullanımı gibi özellikleri kendi tercihlerine göre ayarlayabiliyor. Bu ayarlara “Kişiselleştirme” menüsünden ulaşılabiliyor.
Ayrıca, ChatGPT’nin Adobe Photoshop, Acrobat ve Adobe Express entegrasyonu da büyük dikkat çekmişti. Bu entegrasyon sayesinde kullanıcılar, doğrudan ChatGPT arayüzünden yazılı komutlarla fotoğraf düzenleyebiliyor, PDF dosyaları oluşturabiliyor veya çeşitli tasarımlar hazırlayabiliyor. Bu özellik, özellikle tasarım programlarına hakim olmayanlar için büyük kolaylık sağlıyor.
Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp kanallar özelliğini daha dinamik bir yapıya kavuşturmak için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Android beta sürümünde ortaya çıkan test oluşturma özelliği şimdi de iOS kullanıcıları için test edilmeye başlandı. TestFlight üzerinden yayınlanan son güncelleme ile kanal yöneticileri takipçileriyle etkileşimli bilgi yarışmaları düzenleme imkanına kavuştu.
Bilgi yarışması dönemi resmen başlıyor
Kanal yöneticileri artık güncelleme paylaşım menüsü üzerinden Test seçeneğine ulaşabilecek. Bu yeni format görünüş olarak anketlere benzese de işleyiş açısından önemli bir fark barındırıyor. Yöneticiler soruyu ve şıkkı hazırlarken mutlaka bir doğru cevap belirlemek zorunda kalacak. Bu yapı sayesinde kanallarda sadece görüş toplamak yerine takipçilerin bilgisini ölçen veya eğlenceli yarışmalar düzenleyen içerikler üretilebilecek. Ayrıca sorulara görsel ekleme desteği de sunuluyor.
Doğru cevap verene konfeti sürprizi
Kullanıcı deneyimini ön planda tutan WhatsApp testi çözen takipçiler için görsel bir geri bildirim sistemi geliştirdi. Kullanıcılar doğru şıkkı işaretlediğinde ekranda beliren konfeti animasyonu ile kutlanacak. Bu küçük ama etkili detay kullanıcıların kanalla olan etkileşimini artırmayı ve içeriklere katılımı teşvik etmeyi amaçlıyor. Yanlış cevap verildiğinde ise doğru şıkkın hangisi olduğu kullanıcıya gösterilecek.
GeForce NOW platformu, aylık 100 saat sınırını aşan oyunculara ekstra ücret uygulayacak.
Gizlilik odaklı sonuç ekranı
Test sonuçları kanal yöneticilerine detaylı bir rapor halinde sunulacak ancak gizlilikten ödün verilmeyecek. Yöneticiler rehberlerinde kayıtlı olmayan katılımcıların telefon numaralarını göremeyecek. Bu kişilerin sadece profil fotoğrafları ve verdikleri cevaplar anonim bir şekilde listelenecek. Şu an sadece beta kullanıcılarına açık olan bu özelliğin test süreci tamamlandıktan sonra tüm iPhone kullanıcılarına sunulması bekleniyor.
Peki siz takip ettiğiniz WhatsApp kanallarında anketlerin yanı sıra bu tarz testlerin yapılmasını ister misiniz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Xiaomi, 25 Aralık’ta Çin’de tanıtılacak olan yeni amiral gemisi telefonu için heyecanı artırmaya devam ediyor. Marka tarafından yayınlanan yeni bir video, merakla beklenen Xiaomi 17 Ultra tasarımı hakkında önemli ipuçları veriyor ve cihazın rekor düzeydeki inceliğini gözler önüne seriyor.
Xiaomi 17 Ultra Tasarımı: Rekor İncelik Dikkat Çekiyor
Yayınlanan kısa tanıtım videosu, Xiaomi 17 Ultra’nın şimdiye kadar üretilmiş en ince ‘Ultra’ model olacağını doğruluyor. Cihaz, sadece 8.29mm kalınlığa sahip olacak. Bu değer, bir önceki model olan Xiaomi 15 Ultra’nın 9.4mm’lik kalınlığı ile karşılaştırıldığında önemli bir incelme anlamına geliyor. Bu incelik, telefonun hem estetik hem de ergonomik açıdan kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi hedefliyor.
Bununla birlikte video, cihazın ekran özelliklerine de ışık tutuyor. Xiaomi 17 Ultra, dört tarafı da son derece dar çerçevelerle çevrili bir ekrana sahip olacak. Ön panelden bakıldığında, tasarımın Xiaomi 17 Pro Max modeliyle büyük bir benzerlik taşıdığı görülüyor. Bu durum, her iki modelin de aynı ekran panelini kullanıyor olabileceği ihtimalini akıllara getiriyor.
Renk Seçenekleri ve Kamera Vurgusu
Xiaomi, yeni amiral gemisi için kullanıcılarına zengin renk seçenekleri sunacak. Gelen bilgilere göre Xiaomi 17 Ultra; siyah, beyaz, “Yıldızlı Gök” ve mor olmak üzere dört farklı renk seçeneğiyle piyasaya sürülecek. Bu çeşitlilik, kullanıcıların kişisel zevklerine uygun bir model bulmasını kolaylaştıracak.
Tasarım ve inceliğin yanı sıra, cihazın ana satış noktalarından birinin kameraları olması bekleniyor. Marka daha önce cihazla çekilmiş bazı fotoğraf örneklerini paylaşarak kamera yetenekleri konusunda iddialı olduğunun sinyallerini vermişti.
Merakla beklenen yeni OnePlus Turbo özellikleri, popüler performans testi platformu AnTuTu’da ortaya çıktı. PLU110 model numarasıyla görülen cihaz, yakında tanıtılması beklenen Snapdragon 8s Gen 4 yonga seti ve etkileyici donanımıyla teknoloji dünyasında heyecan yarattı.
İşte Sızdırılan OnePlus Turbo Özellikleri
AnTuTu listesine göre, OnePlus Turbo gücünü henüz duyurulmamış olan Snapdragon 8s Gen 4 yonga setinden alacak. Bu güçlü işlemciye, 16 GB LPDDR5x RAM ve 512 GB UFS 4.1 depolama alanı eşlik ediyor. Cihazın Android 16 tabanlı ColorOS 16 arayüzüyle çalışması ve 165Hz gibi oldukça yüksek bir ekran yenileme hızına sahip olması bekleniyor.
Performans testlerinde ise OnePlus Turbo, adının hakkını verecek gibi görünüyor. Cihaz, AnTuTu’da toplamda 2.609.327 puan almayı başardı. Bu puanın alt kırılımları ise şu şekilde:
CPU: 847.590 puan
GPU: 846.597 puan
Bellek: 347.105 puan
UX (Kullanıcı Deneyimi): 568.035 puan
Ekran, Tasarım ve Diğer Sızıntılar
Diğer sızıntılar, cihazın teknik özelliklerini daha da detaylandırıyor. Buna göre OnePlus Turbo, 6.78 inç boyutunda, 1.5K çözünürlüğe ve 165Hz yenileme hızına sahip bir BOE OLED LTPS ekranla gelecek. Bu ekran teknolojisi, hem canlı renkler hem de akıcı bir görsel deneyim vaat ediyor.
Ayrıca cihazın yaklaşık 217 gram ağırlığında olacağı ve farklı RAM/depolama seçenekleriyle sunulacağı belirtiliyor. Beklenen konfigürasyonlar arasında 12GB+256GB, 12GB+512GB ve 16GB+512GB gibi seçenekler bulunuyor. Renk seçenekleri ise Benzersiz Siyah, Okyanus Yeşili ve Işık Kovalayan Gümüş olarak sızdırıldı. Cihazın ilk olarak Çin’de piyasaya sürülmesi, ardından küresel pazara açılması bekleniyor.
Korku oyunları genellikle Cadılar Bayramı sezonuyla anılsa da, yılın her döneminde keyifle oynanabilir ve 2025 yılı bu türün hayranlarına birbirinden harika seçenekler sundu. 2025’in en iyi korku oyunları listemiz, AAA kalitesindeki büyük yapımlardan bağımsız geliştiricilerin sürpriz hitlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Elbette korku, geniş bir kavram. Bu nedenle listemizdeki oyunlar hafif ürkütücü atmosferden, koltuğunuzdan zıplatacak ani korku anlarına kadar farklı deneyimler vaat ediyor. Korku eşiğiniz ne olursa olsun, bu listede kendinize göre bir oyun bulacaksınız. Gelin, bu yılın en dikkat çeken yapımlarına birlikte göz atalım.
2025’in En İyi Korku Oyunları Listesi
2025, hem bilinen serilerin yeni oyunlarıyla hem de taze fikirlerle korku türüne damgasını vurdu. İşte oynamanız gereken en iyi 8 oyun.
8. Bye Sweet Carole
Bye Sweet Carole, uzun zamandır beklenen bir bağımsız korku oyunuydu. Oyunda, yakın zamanda ortadan kaybolan Carole Simmons’a ne olduğunu bulmaya çalışan Lana Benton karakterini yönetiyorsunuz.
Oyun, hikaye anlatımına büyük önem veriyor ancak asıl cazibesi animasyon tarzında yatıyor. Bye Sweet Carole, sizi eski Disney animasyon filmlerinin klasik tarzına götüren, tamamen elle çizilmiş bir oyun. Tabii bu Disney filminin korku türünde olduğunu hayal edin. Görsel estetiği o kadar nefes kesici ki, hikayeyi daha da keyifli hale getiriyor. Bazı oynanış sorunlarına rağmen, oyunun kendine özgü tarzı onu, kusurlarına rağmen kaçırılmaması gereken bir yapım yapıyor.
7. That’s Not My Neighbor
Bu oyun, listedeki en az korkutucu seçenek olabilir. Sizi yerinizden zıplatacak veya uykularınızı kaçıracak bir şey yok, ancak oyun boyunca devam eden huzursuz edici bir teması var. Adından da anlaşılacağı gibi, That’s Not My Neighbor’da bir kapıcı olarak, binaya girmeye çalışan kişinin gerçekten orada yaşayıp yaşamadığını tespit etmeniz gerekiyor.
Yakalamaya çalıştığınız suret değiştirenler (doppelganger), binanın gerçek sakinlerine çok benziyor. Bu nedenle size sunulan ince detayları değerlendirerek onları içeri almak veya geri çevirmek size kalmış. Eğer Paper’s Please oyununa aşinaysanız, bu oyunun benzer bir konsepte sahip olduğunu göreceksiniz. Oyunun tam sürümünün 2025’te Steam’de yayınlandığını da belirtelim.
6. I’m On Observation Duty 8
I’m on Observation Duty, size başlangıçta sakin bir atmosfer sunan ancak sonrasında sizi aldatan bir seridir. Ana göreviniz, güvenlik kameralarını izleyerek evde meydana gelen değişiklikleri veya anormal aktiviteleri tespit etmek. Belki bir tablonun yeri değişmiş ya da tuvalet havada süzülüyor olabilir. Ama kesinlikle korkunç bir şeyin aniden karşınıza çıkmayacağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Siz kameraları tararken, hiç beklemediğiniz anlarda ortaya çıkan ani korku sahneleriyle (jump scare) ödünüz kopacak. Hiçbir uyarı olmaması, oyun boyunca sürekli gergin kalmanıza neden oluyor. Eğer iyi bir hafıza bulmacası oyunu arıyorsanız ve ara sıra kalp krizi geçirmeye hazırsanız, bu oyun tam size göre.
5. Phasmophobia
Phasmophobia teknik olarak 2025’te çıkmadı. Ancak, sürekli olarak güncellemeler alması ve 2025’te PS5’e gelmesi nedeniyle bu listede yer almayı hak ediyor. Eğer daha önce duymadıysanız, Phasmophobia en üst düzey hayalet avcılığı deneyimini sunuyor.
İster arkadaşlarınızla ister tek başınıza, paranormal araştırma ekipmanları kullanarak seçtiğiniz mekandaki hayaletin türünü belirlemeye çalışıyorsunuz. Hayalet türleri her seferinde rastgele belirleniyor ve çok sayıda seçenek mevcut. Bu yüzden tahminle başarıya ulaşmayı beklemeyin. Ayrıca, birkaç kez ölmeye hazır olun, çünkü o evde avlanan tek kişi siz değilsiniz.
4. Little Nightmares 3
Little Nightmares 3, üçlemenin son oyunu olarak Low ve Alone’un hikayesini anlatıyor. Oyuncular, co-op veya tek oyunculu modda oynama seçeneğine sahip. Oldukça küçük olan bu ikili, kendilerini yakalamaya çalışan rahatsız edici canavarlardan kaçarak çeşitli bölümlerde bir maceraya atılıyor.
Gerçek korku faktörü oldukça az olsa da, oyunun genelindeki ürkütücü atmosfer her zaman mevcut ve her bölümün sonundaki bölüm sonu canavarları kesinlikle kabus gibi. Eğer karanlık ve kasvetli bir atmosfere sahip, hikaye odaklı bir oyun arıyorsanız, Little Nightmares 3 sizin için mükemmel bir seçenek. Özellikle serinin önceki iki oyununu sevdiyseniz, bu oyun da neredeyse aynı oynanış mekaniklerine sahip.
3. R.E.P.O.
R.E.P.O., bu yıl duymamış olmanızın imkansız olduğu bir oyun. Sizin ve birkaç arkadaşınızın tehlikeli bir ortamda bir görevi tamamlamaya çalıştığı bu türde birçok oyun var. Content Warning, Escape The Backrooms ve Lethal Company gibi oyunları oynadıysanız, konsept size tanıdık gelecektir.
Buna rağmen, R.E.P.O. bu kalabalık türde öne çıkmayı başarıyor. Belki de ilginç karakter tasarımları, yarattığı kaos veya gerçekten eğlenceli oynanışı sayesinde. Eğer korku ve co-op oyunlarını seven bir arkadaş grubunuz varsa, R.E.P.O. 2025’te mutlaka oynamanız gereken bir yapım.
2. No, I’m Not A Human
No, I’m Not A Human, kimsenin beklemediği bir bağımsız korku harikası. Dünyanın sonu gelmişken evinizde mahsur kalmış durumdasınız ve kapınıza gelen ziyaretçileri içeri alıp almamaya karar vermek size kalmış. Doğal olarak, kapıyı herkesin yüzüne kapatmak en güvenli seçenek gibi görünebilir, ancak yalnız kalmak da her zaman güvenli değildir.
Doğru kişileri içeri alın ve içeri girdiklerinde onlara göz kulak olun. Size nelere dikkat etmeniz gerektiği söylenecek, bu yüzden her misafiri dikkatlice inceleyin ve sizinle kalanların göründükleri gibi olduğundan emin olun. Değillerse, onlardan kurtulun. Şanslıysanız, geceyi sağ atlatabilirsiniz.
1. Silent Hill f
Yeni bir Silent Hill oyunu çıktığında neyle karşılaşacağınızı asla bilemezsiniz, ancak Silent Hill f, serinin uzun zamandır ürettiği en iyi yeni oyunlardan biri olabilir. Geleneksel bir Japon korku atmosferini yansıtan Silent Hill f, sizi 1960’ların Japonya’sında Hinako rolüne sokuyor.
Hinako’nun evi, canavarlarla dolu gizemli bir sis tarafından istila edilmiştir ve kasabasını ve içindekileri kurtarmayı umuyorsa, hem gerçek dünyada hem de ruhlar aleminde onlarla savaşması gerekecek.
Silent Hill f, psikolojik bir korku oyunu olarak pazarlansa da, bolca kan ve geleneksel korku unsurları da barındırıyor. En İyi Performans, En İyi Anlatı ve En İyi Ses Tasarımı gibi dallarda Oyun Ödülleri’ne aday gösterilmesi de bunun bir kanıtı. 2025’in en iyi korku oyununu oynamak istiyorsanız, aradığınız oyun bu.
İnternet altyapı devi Cloudflare, merakla beklenen yıllık raporunu yayımladı. Cloudflare 2025 sıralaması, teknoloji dünyasındaki güç dengelerini bir kez daha gözler önüne sererken, Apple’ın en popüler internet servisleri arasındaki yerini de netleştirdi.
Cloudflare 2025 Sıralaması Ne Durumda?
Cloudflare’in küresel DNS verilerine dayanarak hazırladığı İnternet Servisleri sıralamasına göre Apple, yılı üçüncü sırada tamamladı. Rapora göre Apple, yılın başlarında popüler sosyal medya platformu TikTok’u geride bırakarak bu pozisyona yerleşti. Ayrıca, yılın ortalarına doğru Microsoft ile üçüncülük için yer değiştirse de, yılı Microsoft’un hemen arkasında bitirmeyi başardı.
Bununla birlikte, Microsoft’un araçlarının 2024’e kıyasla daha iyi bir performans sergilediği belirtiliyor. TikTok ise yaşadığı düzenleyici sorunların ardından yılı 10. sırada tamamladı. Bu veriler, en popüler servisler arasındaki rekabetin ne kadar dinamik olduğunu gösteriyor.
iOS ve Android Trafik Oranları Ne Durumda?
Raporun dikkat çeken bir diğer bölümü ise mobil işletim sistemlerinin internet trafiğindeki payı oldu. Cloudflare verilerine göre, iOS cihazları küresel mobil cihaz trafiğinin %35’ini oluşturdu. Bu oran, geçen yıla göre iki puanlık bir artış anlamına geliyor ve Apple’ın mobil ekosistemdeki gücünü pekiştiriyor.
Geriye kalan %65’lik dilim ise Android cihazlara ait. Raporda, Monako gibi bazı ülkelerde iOS kullanımının %70’e ulaştığı, ancak Papua Yeni Gine, Sudan ve Bangladeş gibi 27 ülkede Android’in pazar payının %90’ı aştığı vurgulanıyor.
Cloudflare’in 2025 raporundan diğer bazı önemli başlıklar şunlardır:
Küresel internet trafiği 2025’te %19 oranında büyüdü.
Starlink’in internet trafiği, 20’den fazla yeni ülkenin katılımıyla iki katına çıktı.
Samsung’un merakla beklenen yeni amiral gemisi serisiyle ilgili ilk detaylar gelmeye başladı ve Galaxy S26 Exynos 2600 işlemcili modeller hakkında ortaya atılan bir iddia, teknoloji dünyasında şimdiden endişelere yol açtı. Samsung’un ilk 2nm mobil işlemcisi olması beklenen Exynos 2600’ün, entegre bir modem yerine harici bir modemle geleceği konuşuluyor. Bu durum, cihazın güç verimliliği ve pil ömrü konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Galaxy S26 Exynos 2600 Neden Endişe Yaratıyor?
Günümüzdeki modern akıllı telefon işlemcilerinin büyük bir çoğunluğu, hücresel bağlantıyı sağlayan modemi yonganın içine entegre bir şekilde barındırır. Bu tasarım, veri iletim mesafesini kısaltarak hem güç tüketimini azaltır hem de ısıyı en aza indirir. Ancak sızıntılara göre Exynos 2600, bu standart yaklaşımın dışına çıkarak harici bir modem (Exynos 5410 olduğu düşünülüyor) kullanacak.
Harici modemler, genellikle entegre çözümlere göre daha az verimlidir. Benzer bir durumu 2020 yılında Qualcomm’un Snapdragon 865 işlemcisinde görmüştük ve bu yonga, özellikle mobil veri, arama veya hotspot gibi bağlantı odaklı görevler sırasında yüksek güç tüketimi nedeniyle eleştirilmişti. Eğer Exynos 2600’de de benzer bir durum yaşanırsa, Exynos işlemcili Galaxy S26 modelleri, özellikle zayıf sinyal koşullarında daha fazla pil tüketebilir.
Samsung’un Bu Kararının Arkasındaki Neden Ne?
Samsung’un bu alışılmadık tercihi, muhtemelen bir maliyet düşürme stratejisinin parçası. 2nm gibi son derece yeni ve karmaşık bir üretim sürecinde, yonga üzerine daha az bileşen entegre etmek, üretim verimliliğini artırabilir ve maliyetleri düşürebilir. Ayrıca, bu tasarım yonga setinde diğer bileşenler için daha fazla alan açılmasına olanak tanıyabilir.
Bununla birlikte Samsung, bu kurulumun gerçek dünya kullanımında pil ömrünü nasıl etkileyeceğine dair henüz resmi bir açıklama yapmadı. Nihai sonuç, ancak Exynos işlemcili Galaxy S26 cihazları piyasaya çıktığında netleşecek. Şimdilik, bağlantı verimliliğine ve pil ömrüne öncelik veren kullanıcılar için Snapdragon işlemcili versiyonlar daha güvenli bir seçenek gibi görünüyor.
Mozilla cephesinde sular durulmuyor. Şirketin yeni CEOsu Anthony Enzor-DeMeo göreve gelir gelmez Firefox tarayıcısını modern bir yapay zeka platformuna dönüştürme vizyonunu açıklamıştı. Ancak bu vizyon gizlilik odaklı kemikleşmiş kullanıcı kitlesi tarafından hiç de hoş karşılanmadı. Reddit üzerinde organize olan binlerce kullanıcı açık bir mektup yayınlayarak tarayıcının özüne sadık kalmasını talep edince şirket yönetimi radikal bir karar almak zorunda kaldı.
2026 başında yapay zeka fişi çekilebilecek
Gelen yoğun tepkilere kayıtsız kalamayan CEO Anthony Enzor-DeMeo kullanıcı geri bildirimlerini dikkate aldıklarını ve Firefox tarayıcısının her zaman kullanıcı kontrolünde kalacağını belirtti. Bu taahhüdün bir parçası olarak 2026 yılının ilk çeyreğinde tarayıcıya bir yapay zeka kapatma anahtarı eklenecek. Bu özellik aktif edildiğinde tarayıcıdaki tüm yapay zeka fonksiyonları tek seferde devre dışı kalacak. Geliştirici Jake Archibald ise özelliğin isminin muhtemelen daha yumuşak bir ifadeyle sunulacağını ekledi.
Gizlilik ve hız endişesi ön planda
Firefox kullanıcılarının yapay zekaya karşı bu kadar mesafeli olmasının temelinde gizlilik hassasiyeti yatıyor. Google Chrome ve Microsoft Edge gibi rakipler yapay zeka özelliklerini dayatırken Firefox kitlesi tarayıcılarının sade hızlı ve gizlilik odaklı kalmasını istiyor. Kullanıcılar yapay zeka özelliklerinin hem veri güvenliğini riske atacağından hem de tarayıcıyı hantallaştıracağından endişe ediyor. Mevcut durumda Chrome veya Edge tarayıcılarında tüm yapay zeka özelliklerini tek bir tuşla kapatmak mümkün değilken Firefox bu hamlesiyle fark yaratmayı hedefliyor.
Alphabet yapay zeka altyapısını güçlendirmek için Intersect firmasını 4.75 milyar dolara satın aldığını resmen duyurdu.
Mevcut yapay zeka özellikleri neler sunuyor
Şu an için Firefox rakiplerine kıyasla daha sınırlı yapay zeka özellikleri sunuyor. Bunlar arasında sekme önerileri gruplandırma tavsiyeleri ve iOS sürümünde bulunan salla özetle gibi araçlar yer alıyor. Ayrıca şirket kullanıcıların bir yapay zeka asistanıyla sohbet edebileceği özel bir yapay zeka penceresi üzerinde de çalışıyor. Yeni gelecek anahtar işte tüm bu özellikleri istemeyenler için kökten bir çözüm sunacak.
Peki siz bir tarayıcıda yapay zeka özelliklerini yararlı buluyor musunuz yoksa Firefox kullanıcıları gibi gizliliği mi tercih edersiniz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!