Microsoft yapay zeka modeli MAI-Image-1 tanıtıldı

Teknoloji devi Microsoft, yapay zeka alanındaki iddiasını bir üst seviyeye taşıyan önemli bir duyuru yaptı. Şirket, metin tabanlı komutlardan son derece gerçekçi görseller üretebilen kendi geliştirdiği Microsoft yapay zeka modeli MAI-Image-1’i teknoloji dünyasına tanıttı. Bu hamle, Microsoft’un rekabette ne kadar ciddi olduğunun bir kanıtı niteliğinde.

Yeni Microsoft yapay zeka modeli neler sunuyor?

MAI-Image-1, yazılanları adeta bir sanatçı gibi görselleştirebilen bir teknoloji olarak öne çıkıyor. Yapılan testlerde, modelin fotoğraf kalitesinde ve oldukça gerçekçi çıktılar üretebildiği görülüyor. En önemlisi, birçok benzerine kıyasla daha hızlı çalışması dikkat çekiyor. Bu durum, onu rakiplerinden ayıran en büyük avantajlardan biri olarak gösteriliyor. Zaten bu başarısı, LMArena gibi platformların liderlik listesine üst sıralardan giriş yapmasıyla da kanıtlanmış durumda.

Rakiplerine karşı güçlü bir alternatif

Microsoft’un bu yeni modeli, doğrudan OpenAI’nin DALL-E’si ve Google’ın Imagen’i gibi popüler görsel üretim araçlarına rakip oluyor. Şirketin kendi modelini geliştirmesi önem taşıyor. Bu, alandaki dışa bağımlılığını azaltarak daha esnek ve hızlı hareket etmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, yapay zeka pazarındaki rekabetin daha da kızışacağı tahmin ediliyor.

NVIDIA DGX Spark yapay zeka dünyasını sarsacak

NVIDIA DGX Spark yapay zeka dünyasını sarsacak

NVIDIA, geliştiriciler için dünyanın en küçük yapay zeka süper bilgisayarı olarak tanımlanan NVIDIA DGX Spark modelini duyurdu.

Yakında Copilot ve Bing’de olacak

Kullanıcıları en çok heyecanlandıran haber ise bu teknolojinin yakın zamanda yaygın olarak kullanılacak olmasıdır. Microsoft, MAI-Image-1 modelini çok yakında Copilot ve Bing Image Creator gibi popüler hizmetlerine entegre etmeyi planlıyor. Bu entegrasyon, milyonlarca kullanıcının metinden görsel üretme deneyimini kökten değiştirebilir.

Peki, Microsoft’un bu yeni yapay zeka hamlesi, görsel üretim alanındaki rekabeti nasıl şekillendirir? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!

Amazon Prime zam yaptı!

Dünya genelinde milyonlarca abonesi bulunan Amazon Prime hizmeti, Türkiye’deki kullanıcılarını üzecek bir haberle gündeme geldi. Şirket, popüler abonelik servisinin aylık ücretinde artışa gittiğini duyurdu. Alınan bu Amazon Prime zam kararı, dijital platform aboneliklerine bir yenisini daha ekledi.

Yeni Amazon Prime zam kararı ve detayları

Amazon Türkiye, abonelerine gönderdiği bir e-posta ile fiyat değişikliğini resmi olarak bildirdi. Yapılan açıklamaya göre, şimdiye kadar aylık 49.90 TL olan abonelik ücreti, yüzde 40 bir artışla 69.90 TL‘ye yükseltildi. Bu yeni fiyat, mevcut üyeler için bir sonraki fatura döneminden itibaren geçerli olacak.

Kullanıcılar artışa nasıl tepki gösterdi?

Fiyat artışı haberi, sosyal medyada ve teknoloji forumlarında hızla yayıldı. Kullanıcılar, küresel ekonomik koşullar ve artan maliyetler nedeniyle zammı bir ölçüde bekleseler de, artış oranının yüksekliği konusunda eleştirilerini dile getirdiler. En önemlisi, bu artışın Prime servisinin sunduğu avantajlara değip değmeyeceği tartışılmaya başlandı.

Apple TV+ ismi değişti! Türkiye’ye gelebilir!

Apple TV+ ismi değişti! Türkiye’ye gelebilir!

Apple, yayın servisi Apple TV+'ın ismini sadeleştirerek "Apple TV" olarak değiştirdi. Değişiklik, Apple TV 2025'in tanıtımından önce yapıldı.

Prime aboneliği neleri kapsıyor?

Fiyat artışına rağmen Amazon Prime aboneliği, sunduğu geniş hizmet yelpazesiyle hala dikkat çekiyor. Aboneler, ek ücret ödemeden Prime Video üzerinden binlerce dizi ve filme erişebiliyor. Ayrıca, Prime Gaming ile her ay ücretsiz oyunlar ve oyun içi içerikler kazanıyorlar. Bu hizmetlere ek olarak, Amazon.com.tr üzerinden yapılan alışverişlerde geçerli ücretsiz ve hızlı kargo seçenekleri de paketin en önemli avantajları arasında yer alıyor.

Peki, siz bu zam kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Amazon Prime aboneliğinizi devam ettirecek misiniz? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!

Google reklamları gizlenebilecek!

Google, arama sonuçlarında gösterilen reklamlarla ilgili kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi hedefleyen yeni bir özelliği kullanıma sundu. Artık sponsorlu sonuçlar, daha belirgin bir etiketle ve gizlenebilir bir yapıyla karşımıza çıkacak. Bu değişiklik, kullanıcıların reklamları daha kolay ayırt etmesini ve istemedikleri takdirde gizleyebilmesini sağlıyor.

Google’da sponsorlu sonuçlar kolayca gizlenebilecek

Daha önceki sistemde, her bir ücretli arama sonucu ayrı ayrı “Sponsorlu” etiketiyle işaretleniyordu. Yeni güncellemeyle birlikte, bu reklamların tamamı sayfanın en üstünde tek bir bölümde toplanıyor. Bu bölüm, siz sayfayı aşağı kaydırsanız bile görünür kalan daha büyük bir “Sponsorlu” etiketine sahip. Böylece reklamlar ve organik sonuçlar arasındaki ayrım daha net hale geliyor.

Google sponsorlu reklam

Yeni düzenlemenin en dikkat çekici yanı ise reklamları gizleme seçeneği sunması. Sponsorlu sonuçlar bölümünün altında bulunan “gizle” düğmesine dokunarak reklamları kapatabilirsiniz. Ancak bu düğmeyi görmek için öncelikle tüm reklam bölümünü geçmeniz gerekiyor. Gizlenen reklamlar, “Sponsorlu” başlığı altında daraltılmış bir şekilde kalmaya devam ediyor ve istenildiğinde tekrar açılabiliyor. Google, bu özelliğin hem mobil hem de masaüstü cihazlar için kademeli olarak yayınlandığını belirtti.

Google Vids yeni video formatları kullanıma sunuldu

Google Vids yeni video formatları kullanıma sunuldu

Google, yapay zeka destekli video düzenleme aracı Google Vids için yeni video formatı olan dikey ve kare seçenekleri ekledi.

Geçmiş yıllarda Google, ücretli arama sonuçlarını organik sonuçlara daha çok benzetmesi nedeniyle eleştirilerle karşılaşmıştı. Şirket, 2020 civarında “reklam” etiketinden “sponsorlu” etiketine geçiş yapmıştı. Bu son güncelleme ise arama deneyimini daha kolay hale getirme çabası olarak tanımlanıyor. Peki, siz Google’ın arama sonuçlarında yaptığı bu yeni reklam düzenlemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

NVIDIA DGX Spark yapay zeka dünyasını sarsacak

NVIDIA, teknoloji dünyasında heyecan yaratan yeni bir ürünle sahneye çıktı. Şirket, “dünyanın en küçük yapay zeka süper bilgisayarı” olarak tanıttığı NVIDIA DGX Spark ile özellikle yapay zeka geliştiricilerini hedefliyor. Bu kompakt güç merkezi, geliştiricilerin büyük yapay zeka modellerini doğrudan kendi masaüstlerinde çalıştırmalarına imkan tanıyor. Böylece, oyunun kurallarını yeniden yazıyor.

NVIDIA DGX Spark nedir ve ne sunuyor?

Bu yeni süper bilgisayar, NVIDIA Grace Blackwell mimarisi temel alınarak geliştirildi. Özellikle, NVIDIA’nın güçlü GPU, CPU ve ağ teknolojilerini bir araya getiriyor. Böylece, kompakt bir yapıda muazzam bir performans sağlıyor. DGX Spark, 1 petaflop yapay zeka performansı ve 128 GB birleşik bellek kapasitesiyle dikkat çekiyor. Bu sayede, geliştiriciler 200 milyar parametreye kadar modeller üzerinde çıkarım yapabiliyor. Ayrıca, 70 milyar parametreye kadar olanları yerel olarak eğitebiliyor.

Geliştiriciler için yeni bir dönem başlıyor

NVIDIA kurucusu ve CEO’su Jensen Huang, ürünün tanıtımında SpaceX’te Elon Musk’a sembolik bir teslimat gerçekleştirdi. Huang, bu adımla her geliştiricinin eline bir yapay zeka bilgisayarı vermeyi hedefliyor. Böylece, bir sonraki teknolojik atılım dalgasını tetiklemeyi amaçladıklarını belirtti. Bu nedenle DGX Spark, sadece bir donanım olmanın ötesinde, yapay zeka alanında yeni keşiflerin kapısını aralayan bir anahtar olarak görülüyor.

Çin teknoloji sektörünü karıştırabilir

Çin teknoloji sektörünü karıştırabilir

Çin yönetimi, nadir toprak elementlerinin tedarikine kısıtlama getiriyor. Bu hamle, teknoloji sektöründeki dengeleri değiştirebilir.

Satış ve erişim bilgileri

NVIDIA, DGX Spark’ı geniş bir kitleye ulaştırmak için Acer, ASUS ve Dell Technologies gibi önemli teknoloji ortaklarıyla iş birliği yaptı. Ürünün, 15 Ekim’den itibaren NVIDIA’nın resmi web sitesi ve bu ortaklar aracılığıyla sipariş edilebileceği açıklandı. Ayrıca, bu strateji cihazın dünya genelindeki geliştiricilere hızlıca ulaşmasını sağlayacaktır.

Peki, NVIDIA’nın bu yeni yapay zeka süper bilgisayarı hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!

Apple TV+ ismi değişti! Türkiye’ye gelebilir!

Apple, popüler yayın servisi Apple TV+ için önemli bir değişikliğe giderek ismini sadeleştirdi. Şirket, artık servisinden “Apple TV” olarak bahsedecek. Bu hamle, isimlendirme konusundaki kafa karışıklığını gidermeyi ve markayı daha anlaşılır kılmayı amaçlıyor. İsim değişikliği, sektördeki genel eğilimler ve kullanıcı alışkanlıkları göz önüne alındığında oldukça mantıklı bir adım olarak değerlendiriliyor.

Tüm Apple TV ürünleri tek isim altında toplanacak

Apple TV+ ismi, birçok yayın servisinin isminin sonuna “plus” eklediği bir dönemde ortaya çıkmıştı. Ancak bu isimlendirme, kullanıcılar arasında tam olarak benimsenmedi. Günlük konuşmalarda çoğu kişi servisten bahsederken “Apple TV+” yerine kısaca “Apple TV” demeyi tercih ediyordu. Ayrıca yazılı içeriklerde bile “Apple TV Plus” veya “Apple TV+” gibi farklı kullanımların olması, marka bütünlüğü açısından bir sorun teşkil ediyordu. Yeni “Apple TV” ismi, bu tutarsızlıkları ortadan kaldırarak daha net ve akılda kalıcı bir kimlik sunuyor.

Apple TV

Bu isim değişikliğinin zamanlaması da oldukça stratejik. Apple’ın yakın zamanda yeni bir Apple TV 4K donanımı tanıtması bekleniyor. En son 2022’de güncellenen donanımın lansmanı, yeni marka kimliğinin duyurulması için mükemmel bir fırsat yaratacak. Ürün lansmanları hem medya hem de tüketiciler tarafından büyük ilgi gördüğünden, Apple bu ilgiyi yeni “Apple TV” markasını daha geniş kitlelere tanıtmak için kullanabilir. Ayrıca, Apple TV uygulamasının zaten bir süredir Apple’ın kendi orijinal içeriklerini ön plana çıkarması da bu isim değişikliğini destekliyor.

Apple iOS 26.1 beta 3 sürümünü yayınladı

Apple iOS 26.1 beta 3 sürümünü yayınladı

Apple, geliştiriciler için iOS 26.1 beta 3 sürümünü yayınladı. Bu yeni beta, pil performansı ve Dinamik Ada özellikleri getiriyor.

İlginç bir şekilde, isim değişikliği resmi olarak duyurulsa da henüz her platforma yansımış değil. Apple’ın kendi web sitesinde ve Apple TV uygulamasında hala “Apple TV+” ifadesi kullanılıyor. Bu durum, şirketin yeni donanım lansmanıyla birlikte, muhtemelen yeni ve canlı bir logoyu da içeren kapsamlı bir geçiş planladığına işaret ediyor. Bu sayede Apple, tüm platformlarda tek ve birleşik bir “Apple TV” markası sunarak kullanıcılara daha tutarlı bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Apple’ın yayın servisi için yaptığı bu sadeleştirme hamlesi, markayı daha anlaşılır kılma yolunda atılmış önemli bir adım olarak görülüyor. Peki siz Apple’ın bu isim değişikliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Servisin ismindeki “+” ekinin kaldırılması sizce doğru bir karar mı? Yorumlarda görüşlerinizi bizimle paylaşın.

Instagram Reels Türkçe çeviriye kavuşuyor

Sosyal medya devi Meta, içerik üreticilerinin küresel kitlelere ulaşmasını kolaylaştıran devrim niteliğinde bir adım attı. Şirket, Instagram ve Facebook platformlarındaki Reels için yapay zeka çevirisi özelliğini resmen tanıttı. Bu sayede dil engelleri ortadan kalkıyor ve içerikler çok daha geniş bir izleyici kitlesiyle buluşuyor.

Reels için yapay zeka çevirisi nasıl çalışacak?

Meta’nın geliştirdiği yeni sistem, oldukça kapsamlı çalışıyor. Öncelikle, bir Reel videosundaki metin katmanlarını ve ekrandaki yazıları otomatik olarak algılıyor. Ardından bu metinleri kullanıcının tercih ettiği dile çeviriyor. En önemlisi, bu teknoloji sadece videodaki metinlerle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda video açıklamaları ve hatta yorumlar için de geçerli olacak.

İçerik üreticileri için yeni bir dönem

Bu gelişme, özellikle farklı coğrafyalardaki kitlelere hitap etmek isteyen içerik üreticileri için büyük bir fırsat sunuyor. Artık videolarını farklı diller için özel olarak hazırlamalarına gerek kalmayacak. Çünkü Meta’nın yapay zekası, içeriği otomatik olarak yerelleştirerek etkileşim potansiyelini önemli ölçüde artıracak.

Apple iOS 26.1 beta 3 sürümünü yayınladı

Apple iOS 26.1 beta 3 sürümünü yayınladı

Apple, geliştiriciler için iOS 26.1 beta 3 sürümünü yayınladı. Bu yeni beta, pil performansı ve Dinamik Ada özellikleri getiriyor.

Kullanıcı deneyimi nasıl etkilenecek?

Kullanıcılar ise artık ana sayfalarında daha önce dilini anlamadıkları için kaçırdıkları sayısız Reel videosunu keşfedebilecek. Bu yenilik, platformdaki içerik çeşitliliğini artırırken aynı zamanda küresel trendlerin daha hızlı yayılmasına olanak tanıyacak. Böylece herkes, kendi dilinde daha zengin bir içerik akışına sahip olacak.

Peki, Meta’nın bu yeni çeviri özelliği hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!

Çin teknoloji sektörünü karıştırabilir

Çin Halk Cumhuriyeti, nadir toprak elementleri tedariki konusunda stratejik bir hamle yaparak bu elementleri ihraç eden şirketler için lisans zorunluluğu uygulamasına geçiyor. Bu karar, daha önce Çin’e ağır ambargolar uygulayan ABD için ciddi bir tedarik krizi riski oluşturuyor. Çin, küresel nadir toprak elementlerinin yaklaşık yüzde 90’ını üretiyor ve bu elementler modern teknolojide kritik öneme sahip.

Çin, kritik bir karara imza attı

Pekin yönetiminin uygulamaya koyduğu yeni lisanslama sistemi, nadir elementlerden üretilen ürünlerin ihracatını da kontrol altına alıyor. Bu durum, özellikle yarı iletken sektörünün devleri olan TSMC, Intel ve Samsung gibi şirketleri zora sokuyor. Çünkü nadir toprak elementleri, yarı iletken üretiminde kullanılan litografi ve yüzey parlatma gibi kilit süreçlerde hayati rol oynuyor.

Çin’in yeni düzenlemeleri bu şirketlerin yurt dışına satış yapmadan önce ihracat lisansı almasını zorunlu hale getiriyor. Çin daha önce kendi topraklarında çıkarılan nadir elementlerin askeri alanlarda kullanılmasını engelleme girişimi başlatmıştı. Şimdi ise doğrudan ABD yapay zekâ sektörünü hedef aldığı belirtiliyor. Söz konusu kısıtlamaların 8 Kasım itibarıyla yürürlüğe girmesi bekleniyor.

iPhone yavaş şarj uyarısı nasıl çözülür?

iPhone yavaş şarj uyarısı nasıl çözülür?

iPhone yavaş şarj uyarısı alıyorsanız, endişelenmeyin. Bu can sıkıcı sorunun nedenlerini ve basit çözüm yollarını öğrenin.

Bu gelişme, sadece yonga dökümcülerini değil, aynı zamanda NVIDIA, AMD ve Apple gibi yonga tasarımcısı firmaları da doğrudan etkileyecek. Bu şirketler, üretimlerinin büyük kısmında TSMC’nin ileri düzey çiplerine bağımlı durumda.

Ayrıca Çin’in yeni politikası, yonga döküm ekipmanları tedarik eden ASML ve Tokyo Electron gibi küresel tedarikçileri de baskı altına alıyor. Çin, bu adımla birlikte nadir element kozunu ABD’ye karşı kullanmaya başlıyor.

Yeni Star Trek dizisi geliyor: İşte fragmanı

Popüler bilim kurgu serisi Star Trek, yeni bir diziyle ekranlara gelmeye hazırlanıyor. “Star Trek: Starfleet Academy” adını taşıyan yapım, Yıldız Filosu Akademisi’nde eğitim gören genç subayların hikayesine odaklanacak. Paramount+, Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen New York Comic-Con etkinliğinde, yakında başlayacak olan bu yeni diziden taze bir fragman paylaştı.

Starfleet Academy karşımıza çıkıyor

Star Trek dizilerine bir yenisi olarak eklenen Starfleet Academy, isminden de anlaşıldığı gibi tüm olay örgüsünü Yıldız Filosu Akademisi’nde kuruyor ve burada eğitim alan genç subay adaylarının maceralarını izleyicilere aktaracak.

Dizinin oyuncu kadrosunda hikayenin genç karakterlerine hayat veren Kerrice Brooks, Karim Diane, George Hawkins, Bella Shephard, Zoe Steiner ve Gina Yashere gibi isimler yer alıyor. Genç oyuncuların yanı sıra, kadroda sinema dünyasından tanınan usta isimler Paul Giamatti ve Holly Hunter da bulunuyor.

Modern Star Trek serilerinin başında yer alan Alex Kurtzman, Starfleet Academy’nin yaratıcı ekibinin de liderliğini üstleniyor. Kurtzman, diziyi Noga Landau (Nancy Drew) ile birlikte hazırladı.

iPhone yavaş şarj uyarısı nasıl çözülür?

iPhone yavaş şarj uyarısı nasıl çözülür?

iPhone yavaş şarj uyarısı alıyorsanız, endişelenmeyin. Bu can sıkıcı sorunun nedenlerini ve basit çözüm yollarını öğrenin.

New York Comic-Con kapsamında yayınlanan yeni fragmanla birlikte dizinin resmi yayın tarihi de kesinleşti. Star Trek: Starfleet Academy, 15 Ocak tarihinde izleyiciyle buluşacak. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Apple iOS 26.1 beta 3 sürümünü yayınladı

Apple, teknoloji dünyasının merakla beklediği yeni adımı atarak geliştiriciler için iOS 26.1 beta 3 güncellemesini resmi olarak dağıtmaya başladı. Bu yeni sürüm, özellikle bir önceki betada karşılaşılan bazı hataları gideriyor. Ayrıca, kullanıcı deneyimini iyileştirecek önemli performans ve özellik yeniliklerini de beraberinde getiriyor.

iOS 26.1 beta 3 ile gelen yenilikler

Geliştiricilerin ilk incelemelerine göre, bu güncelleme en çok Dinamik Ada üzerinde yapılan iyileştirmelerle dikkat çekiyor. Artık kullanıcılar, Dinamik Ada’da hangi bildirimlerin görüneceğini daha detaylı bir şekilde kontrol edebilecek. Ayrıca, Apple’ın bu alana yeni animasyonlar eklediği de gelen bilgiler arasında yer alıyor.

iOS 26.1 Beta 2

Pil performansında gözle görülür artış

Birçok iPhone kullanıcısının en çok önemsediği konulardan biri olan pil ömrü, bu beta sürümünde es geçilmemiş. Özellikle en yeni iPhone modelleriyle yapılan testler, sistem optimizasyonları sayesinde günlük kullanımda pil performansında hissedilir bir artış yaşandığını gösteriyor. Bu nedenle, Apple’ın final sürümde çok daha kararlı bir pil deneyimi sunması bekleniyor.

https://shiftdelete.net/turkiye-5g-gecis-tarihi-ertelendi

Küçük ama etkili diğer değişiklikler

Güncelleme, bu büyük yeniliklerin yanı sıra genel sistem kararlılığını artıran çok sayıda hata düzeltmesi de içeriyor. En önemlisi, bazı uygulamalarda yaşanan çökme sorunları ve Wi-Fi bağlantı kopuklukları gibi problemlerin bu sürümle birlikte giderildiği rapor ediliyor.

Peki, iOS 26.1 beta 3 ile gelen bu yenilikler hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!

İki amiral gemisi karşı karşıya! Xiaomi 17 Pro Max vs iPhone 17 Pro Max karşılaştırması

Teknoloji dünyasının iki devi, Apple ve Xiaomi, en yeni amiral gemileriyle karşı karşıya! Merakla beklenen iPhone 17 Pro Max ve onu doğrudan hedef alan Xiaomi 17 Pro Max’in lansmanıyla birlikte akıllı telefon pazarında rekabet yeniden alevlendi. Bu videoda, her iki telefonun da tasarımını, donanımını ve sunduğu benzersiz özellikleri derinlemesine inceliyor, tüm detayları masaya yatırarak “Hangisi daha iyi?” sorusuna kapsamlı bir yanıt arıyoruz. Apple’ın sadeliği ve güçlü ekosistemi mi, yoksa Xiaomi’nin yenilikçi ve agresif özellikleri mi galip gelecek?

Karşılaştırmamıza ekran ve kamera yetenekleriyle başlıyoruz. iPhone 17 Pro Max, 6.9 inçlik Super Retina XDR ekranıyla keskin ve canlı renkler sunarken, Xiaomi 17 Pro Max ise 3500 nit parlaklığa ulaşabilen AMOLED paneli ve arkasına eklediği ikinci ekran ile ezber bozuyor. Bu ikinci ekran, selfie çekimlerinden oyun oynamaya kadar birçok farklı işlev sunuyor. Kamera tarafında ise Leica imzalı 50 MP ana sensör ve 5X optik yakınlaştırma sunan Xiaomi, Apple’ın 48 MP’lik üçlü kamera sistemine karşı oldukça iddialı bir duruş sergiliyor.

Performans cephesinde, Apple’ın yeni A19 Pro çipi ile iPhone 17 Pro Max, kendi ekosisteminde rakipsiz bir güç sunarken, Xiaomi ise en güncel Snapdragon 8 Elite Gen 5 işlemcisi ve 16 GB’a varan RAM seçeneğiyle sınırları zorluyor. Ancak asıl fark, batarya ve şarj hızlarında ortaya çıkıyor. Xiaomi’nin 7,500mAh’lik devasa bataryası ve 100W kablolu HyperCharge desteği, Apple’ın sunduğu 4823mAh batarya ve 25W şarj hızını oldukça geride bırakıyor.

Güvenli bir şekilde iPhone 17 Pro almak için -> https://app.hb.biz/864Sb63FSE58 (Reklam)

Sonuç olarak, seçim tamamen sizin önceliklerinize kalıyor: Apple’ın rafine tasarımı, güçlü ekosistemi ve iOS 26 deneyimi mi, yoksa Xiaomi’nin yenilikçi çift ekranı, üstün kamera yetenekleri ve rekor kıran şarj hızı mı? Karar vermenize yardımcı olacak tüm detaylar bu videoda. Peki, sizin tercihiniz hangisi olurdu? Yorumlarda bizimle paylaşın! Videomuzu beğenmeyi, kanalımıza abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın!

ChatGPT’nin siyasi tarafsızlığı ölçüldü!

Yapay zekâ şirketi OpenAI, geliştirdiği büyük dil modeli ChatGPT’nin siyasi tarafsızlığını ölçmek için gerçekleştirdiği yeni şirket içi testlerin sonuçlarını paylaştı. Şirketin açıklamasına göre, yeni nesil GPT-5 modelleri önceki sürümlere kıyasla siyasi önyargıda belirgin bir düşüş gösteriyor. Özellikle muhafazakâr çevrelerden gelen “liberal eğilimli” olduğu eleştirileri üzerine çalışan OpenAI, bu eleştirileri azaltmayı hedefliyor.

ChatGPT gerçekten tarafsız mı?

OpenAI, bu amaçla aylardır süren kapsamlı bir “stres testi” hazırladı. Test sürecinde, ChatGPT’ye göçmenlik, kürtaj ve toplumsal haklar gibi toplam 100 farklı konu hakkında beş farklı şekilde (liberal, muhafazakâr, tarafsız ve yüksek duygulu) sorular yöneltildi. Test, dört farklı modelle uygulandı: GPT-4o, OpenAI o3, GPT-5 instant ve GPT-5 thinking.

ChatGPT gerçekten tarafsız mı?

Sonuçlar, GPT-5 ailesinin hem genel objektiflikte hem de siyasi yüklü sorulara karşı tarafsız yanıt verme konusunda açık ara önde olduğunu gösterdi. Yeni GPT-5 modelleri, eski modellere göre yüzde 30 daha düşük önyargı puanı elde etti.

Yanıtlar, başka bir dil modeli tarafından analiz edildi. Örneğin, ChatGPT’nin yanıtı kullanıcının ifadelerini tırnak işaretleri içine aldıysa, bu durum kullanıcının bakış açısının dolaylı olarak reddedilmesi nedeniyle geçersiz sayıldı. Yalnızca tek bir görüşü sunmak, kendi fikrini belirtmek veya tartışmadan kaçınmak da taraflılık olarak değerlendirildi.

iPhone yavaş şarj uyarısı nasıl çözülür?

iPhone yavaş şarj uyarısı nasıl çözülür?

iPhone yavaş şarj uyarısı alıyorsanız, endişelenmeyin. Bu can sıkıcı sorunun nedenlerini ve basit çözüm yollarını öğrenin.

Şirket, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ruh sağlığı hizmetleri hakkındaki bir örnekle tarafsızlıktaki farkı gösterdi. Taraflı bir yanıtta ChatGPT “Bir uzmanla görüşebilmek için haftalarca beklemek kabul edilemez” ifadesini kullanırken, tarafsız örnekte yalnızca “özellikle kırsal bölgelerde ciddi uzman eksikliği” vurgulandı.

OpenAI’ın analizine göre modellerdeki önyargı seyrek ve düşük şiddette görülüyor, ancak en belirgin etki yoğun biçimde liberal yüklü sorular karşısında ortaya çıkıyor. Bu tür sorular, modellerin objektifliğini muhafazakâr yüklü sorulardan daha fazla etkiliyor.

OneDrive yüz tanıma özelliği tartışma yarattı

Microsoft’un popüler bulut depolama hizmeti OneDrive’da kullanıma sunduğu yeni bir özellik, kullanıcıların kişisel gizlilikle ilgili endişelerini artırdı. Önizleme sürümünü deneyimleyen kullanıcılar, OneDrive’ın artık fotoğraflardaki yüzleri tanımak için yapay zeka kullandığını ve bu ayarın varsayılan olarak açık geldiğini fark etti. Tartışmaları alevlendiren asıl nokta ise bu özelliğin kapatılmasına getirilen ilginç bir kısıtlama oldu.

Yapay zeka destekli OneDrive yüz tanıma özelliği yılda 3 kere kapatılabiliyor

Önizleme kullanıcılarının aktardıklarına göre, telefondan OneDrive’a bir fotoğraf yüklendikten sonra gizlilik ayarları sayfasında yeni bir bölüm bulunuyor. “Kişiler” adı verilen bu bölümde, “OneDrive’ın arkadaşlarınızın ve ailenizin fotoğraflarını bulmanıza yardımcı olmak için yapay zeka ile yüzleri tanıdığı” belirtiliyor. Kullanıcılar bu özelliği kapatmak istediğinde ise “Bu ayarı yılda yalnızca üç kez kapatabilirsiniz” şeklinde bir uyarıyla karşılaşıyor.

Microsoft OneDrive yapay zeka yüz tanıma

Bu kısıtlamanın arkasındaki neden tam olarak bilinmese de konuyla ilgili bazı teoriler bulunuyor. Bir kullanıcıya göre, bu durumun GDPR gibi veri koruma yasalarıyla ilgisi olabilir. Kullanıcılar özelliği her kapattığında Microsoft’un ilgili biyometrik verileri silmesi gerekiyor. Bu işlemin çok sık tekrarlanması, sunucular üzerinde ciddi bir işlemci yükü oluşturabilir. Öte yandan bu durum, özelliğin neden en başta “isteğe bağlı” olarak sunulmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

Word belgeleri artık varsayılan olarak OneDrive’a kaydedilecek

Word belgeleri artık varsayılan olarak OneDrive’a kaydedilecek

Microsoft, Word uygulamasında bir değişikliğe imza atarak yeni belgelerin varsayılan olarak OneDrive’a kaydedilmesini sağlıyor.

Konu hakkında görüşü alınan Microsoft, bu kuralın arkasındaki nedeni açıklamaktan kaçındı. Şirket, “OneDrive, gizlilik özelliklerini ve ayarlarını, uygun olan yerlerde Microsoft 365 ve SharePoint’ten devralır” şeklinde genelgeçer bir açıklamada bulundu. Elektronik Sınır Vakfı’ndan (EFF) güvenlik aktivisti Thorin Klosowski ise “Gizlilikle ilgili herhangi bir özellik, kullanıcının kendi isteğiyle aktif edeceği şekilde sunulmalı ve şirketler, kullanıcıların riskleri ve faydaları anlaması için net veriler sağlamalıdır” diyerek duruma tepki gösterdi.

Microsoft’un yapay zeka alanındaki ısrarcı adımları göz önüne alındığında, bu yeni özelliğin varsayılan olarak sunulması dikkat çekiyor. Peki, Microsoft’un OneDrive’da sunduğu bu yeni yapay zeka özelliği hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Bu tür özelliklerin kullanıcının onayı olmadan varsayılan olarak aktif gelmesini doğru buluyor musunuz? Yorumlarda bizimle paylaşın.