Sosyal medya platformlarında karşınıza çeşitli internet sitesi ya da bağlantı çıkabiliyor. Platformda gördüğünüz bir internet sitesi ya da bağlantıya girdiğiniz zaman sizi kullandığınız tarayıcıya yönlendirmiyor. Bunun yerine uygulama içi tarayıcıya yönlendiriyor. Söz konusu iddiaya göre ise Facebook ve Instagram, uygulama içi tarayıcı sayesinde kullanıcılarını takip ediyor. İşte detaylar!
Meta, hareketleri izlemek için Javascript kodunu kullanıyor
Araştırmacı Felix Krause”e göre Facebook ve Instagram, ziyaret ettiğiniz sitelerde hareketlerinizi izleyebilmek için Javascript kodunu kullanıyor. Araştırmacı, bu kod sayesinde Meta’nın sizi internet sitelerinde potansiyel olarak izlemesine izin verdiğini keşfetti.
Krause konuyu şu şekilde özetliyor: “Instagram uygulaması, reklamlara tıklanırken de dahil olmak üzere, gösterilen her web sitesine izleme kodunu enjekte ediyor. Dokunulan her düğme ve bağlantı gibi tüm kullanıcı etkileşimlerini; metin seçimleri, ekran görüntüleri, adresler ve kredi kartı numaraları bu sayede izlenebiliyor.”
ABD'de bir şirket; gençler, teknoloji ve sosyal medya kullanımı üzerine bir araştırma yaptı. Sonuçlar Facebook için korkutucu.
Araştırmada Krause, Instagram ve Facebook’un iOS sürümlerine odaklandı. Ancak, kodların Android’de de çalıştığı ortaya çıktı. Bu durumda uygulama izinleri ve kapsamlı gizlilik denetimi sağlayan Apple’ın iOS 15.4‘te getirmiş olduğu Uygulama İzleme Şeffaflığı (ATT) ihlali söz konusu olabilir.
Meta’ya göre izleme kodu, kullanıcıların ATT tercihlerine göre uyum gösteriyor. Bir sözcü iddiaya karşılık açıklama yaptı. “Kod, hedeflenen reklamcılık veya ölçüm amaçları için kullanmadan önce kullanıcı verilerini toplamamıza izin veriyor. Herhangi bir piksel eklemiyoruz. Piksellerden dönüşün olaylarını toplayabilmemiz için kod enjekte ediliyor. Uygulama için tarayıcı aracılığıyla yapılan satın alma işlemleri için otomatik doldurma amacıyla ödeme bilgilerini kaydetmek için kullanıcıdan onay istiyoruz.”
Ayrıca Krause, Facebook’un hassas verileri toplamak için mutlaka Javascript enjeksiyonunu kullanmadığını belirtti. Ancak uygulamalar Safari, Chrome ya da Firefox gibi kullanıcıların tercih ettiği tarayıcıyı açarsa kodun enjekte edilmesi mümkün olmazdı.
Peki, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu durumun nedeni ne? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
İki ay önce düzenlenen State of Play etkinliğinde duyurulan Marvel’s Spider-Man Remastered nihayet çıkış yaptı. PlayStation 5‘e ve Windows bilgisayarlara gelen Marvel’s Spider-Man Remastered’ın çıkış yapmasıyla kırılması bir oldu.
Marvel’s Spider-Man Remastered çıktığı gün kırıldı
İlk olarak 2018 yılında PlayStation’a özel olarak sunulan Marvel’s Spider-Man, yenilenmiş sürümüyle birlikte Windows ve PS5 oyuncularına sunuldu. 12 Ağustos’ta çıkış yapan oyun, bilgisayar korsanlarının elinden kaçamadı. Marvel’s Spider-Man Remastered çıktığı gün torrente düştü.
Steam ve Epic Games Store’dan satın alınabilen Marvel’s Spider-Man Remastered fiyatı 499 TL olarak belirlendi. Insomniac Games ve Nixxes Software tarafından geliştirilen süper kahraman oyunu, Peter Parker’ın New York’taki maceralarını ele alıyor.
Popüler video oyun motoru Unity, ABD ordusu ve hükümetine yardım için milyon dolarlık yeni bir anlaşma imzaladı.
Oyunun remastered versiyonu geçtiğimiz haftalarda yayınlanan bir teknik detay videosuyla detaylandırıldı. PlayStation PC ekibi, Spider-Man Remastered’ın gelişmiş gölgeler ve ray-tracing destekli yansımalara sahip olacağını belirtti.
PlayStation 5’e özel olarak sunulan Marvel’s Spider-Man Remastered, ayrıca DualSense desteğine de sahip. Geliştirici Insomniac, oyunu daha sürükleyici hale getirmek için dokunsal geri bildirim ve titreşim efektleri sunuyor.
Marvel’s Spider-Man Remastered sistem gereksinimleri
Minimum:
64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir
İşletim Sistemi: Windows 10 64-bit
İşlemci: Intel Core i3-4160, 3.6 GHz veya AMD eş değeri
Marvel’s Spider-Man Remastered 12 Ağustos tarihi itibarıyla torrente düşmüş olsa da, indirmenizi tavsiye etmiyoruz. Oyunu üçüncü taraflardan indirerek geliştiricinin telif haklarını ihlal edeceksiniz. Ayrıca oyun forumlarındaki dosyaların virüslü olma ihtimali bulunuyor.
Peki siz Spider-Man Remastered PC versiyonu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Ukrayna’ya yürüttüğü operasyon sonrasında Batılı ülkeleri karşısına alan Rusya, uzay ortaklıklarını da iptal etmeye karar verdi. Daha önce uçuşlarını Rusya’nın Soyuz roketleriyle gerçekleştiren Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ise ortada kaldı. ESA’nın gözünü SpaceX’e diktiği bildirildi.
Rusya’nın uzay anlaşmalarından çekilmesi sonrasında birçok ülkenin uzaya gitme planları değişti. Daha önce Rusya’nın Soyuz roketlerini kullanan Avrupa Uzay Ajansı ise farklı bir ortak arayışında. Japonya, Hindistan ve SpaceX’in masada olduğunu belirten ESA Yöneticisi Josef Aschbacher, Elon Musk’la görüşmek istediğini aktardı.
Reuters’a konuşan ESA yöneticisi, şu anda “iki buçuk” seçeneğin gündemde olduğunu ifade etti. Verdiği demeçte, “Biri SpaceX, bu açık. Bir diğeri muhtemelen Japonya’dır. SpaceX’in bunlardan daha işlevsel olduğunu söyleyebilirim ve kesinlikle ilgileniyoruz” şeklinde konuştu.
Rusya, ISS görevlerini iptal ediyor. Rusya, 2024'e kadar uzay istasyonundan ayrılacak ve kendi istasyonunu inşa edecek.
Henüz Rusya’ya alternatif bir roket bulamayan ESA, Fransız şirket Arianespace’in Ariane 6 roketini kullanmayı planlıyordu. Fakat Ariane 6’nın birçok sorunla karşılaştığını ve ESA için yeterli olmadığını söyleyen yetkililer, geçici çözümle ilerlemek istiyor.
Görüşmelerin keşif aşamasında kaldığını dile getiren ESA Yöneticisi Josef Aschbacher, “Uygun olduklarından emin olmamız gerekiyor. Otobüse binme gibi bir şey değil” dedi. Ariane 6’nın yük taşımak için kullanılamayacağının altını çizdi.
Avrupa şimdiye kadar küçük fırlatışlar için İtalyan Vega’ya, orta boyutlar için Rus Soyuz’a ve daha ağır görevler için Ariane 5’e güveniyordu. Yeni nesil Vega C roketi geçen ay test edildi ve Ariane 6 ise gelecek yıla kaldı.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Tüm dünyada görülen enflasyon krizi ve resesyon baskısı, bilgisayar satışlarını da etkilemiş gibi görünüyor. Yeni bir araştırmaya göre, x86 çiplerinin sevkiyatı (masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarda kullanılan işlemciler) 28 yıl sonra en büyük düşüşü yaşadı.
Bilgisayar satışları 1994’ten bu yana en büyük düşüşü gördü
Mercury Research tarafından hazırlanan yeni bir sevkiyat raporu, masaüstü ve mobil işlemcilerin durumunu ortaya koydu. Pandeminin ardından satış yüzdesi olarak sert düşüş yaşayan x86 çipleri, yaklaşık 30 yılın en düşük noktasına geriledi.
Şirket analisti Dean McCarron’un açıklamasına göre, hem masaüstü hem de dizüstü için işlemci sevkiyatı bir yıl öncesine göre önemli ölçüde azaldı. 1994’ten sonraki en büyük düşüşü yaşayan bilgisayar satışları, bu yıl boyunca gerilemeye devam edecek.
Çin ve Google arasında kuantum hesaplama yarışı çıktı. Çinli araştırmacılar, Google'In kuantum bilgisayarını yakaladıklarını söyledi.
x86 çiplerinin sevkiyatında gerileme yaşanmış olmasına rağmen, AMD’de yüzler gülüyor gibi görünüyor. Mercury Research’ün araştırması, son üç aylık süreçte AMD’nin masaüstü pazardaki hakimiyetini yüzde 3,7 oranında artırdığını gösterdi.
Fakat dizüstü satışları için benzer tabloyu görmek mümkün değil. Oldukça performanslı Ryzen 5000 ve 6000 modellerine rağmen dizüstü sevkiyatında düşüş kaydetti. AMD’nin ayrıca sunucu pazarındaki payı bir yıl öncesine göre yüzde 2,4 büyüdü.
Mercury Research Intel ve AMD’nin ürünlerine ek olarak ARM, Snapdragon ve Apple M1/M2’li modellerin pazarın yüzde 9,4’üne hitap ettiğini açıkladı. Bu ürünler arasında en çok uygun fiyatlı Chromebook’lar öne çıktı.
Siz bilgisayar satışları hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
ShiftDelete.Net ailesi olarak farklı konulardaki videoları sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Son olarak kurucumuz Hakkı Alkan, ABD‘deki çalışma odasını yenileyerek deneyimlerini sizlerle paylaştı. Her gün içerik üreten ve yeri geldiğinde Türkiye’deki şirketini okyanusın ötesinden yöneten Alkan, özellikle de profesyonel olarak içerik üretmekle ilgilenenlere adeta yol gösterdi.
Hakkı Alkan’ın çalışma odası
ShiftDelete.Net‘i globale açmak ve İngilizce içerikler üretmek için çalışmalarını sürdüren Hakkı Alkan, bir süredir İstanbul ve San Francisco arasında mekik dokuyor. Her ne kadar SDN’nin orada da bir ofisi olsa da bir çalışma odası pek çoğumuz gibi kendisinin de ihtiyacı. Dilerseniz sizi Hakkı Alkan’ın deneyimlerini anlattığı ve yeni çalışma odasının detaylarını anlattığı video ile baş başa bırakalım.
Hakkı Alkan’ın çalışma odasında kullandığı ekipmanların bazıları ise şunlar:
İş yeri tasarımının hayati bir rol oynadığı uzaktan çalışma döneminde, insanlarla iyi etkileşim kurmak, artık yöntemlerden sadece biri. Pandemiyle birlikte değişen şirket kültürü ne gibi fırsatlar yaratır? Ya da şirketlerin ayakta durabilmeleri için bu değişim gerçekten fırsat mıdır?
Sürdürülebilir değerli işletme kaynaklarını koruyarak, çalışanlarının güvenli bir ofise katılımlarını sağlayan sistemler, işveren tarafından nasıl yaratılır? İşyerinde başarılı olmak ve doğru çalışma koşullarını sağlamak için doğru araçlara sahip olmak söz konusu olduğunda, işverenler personeli nasıl destekleyebilir?
İş yerinde değişime liderlik edin
Ricoh Türkiye, “aynı çalışma dilini” konuştuğu global temsilcileriyle birlikte teknolojinin gücünü kullanarak sağladığı fırsatlar sayesinde, bugün insan potansiyelini açığa çıkaran, “İş Yerinde Değişime Liderlik Edin” manifestosunu sahiplendi. Hem sahada hem de uzaktan çalışma sürecinde, teknolojinin rolüne ilişkin, uzun vadeli hibrit çalışma stratejisinin bir parçası olarak, kurumların daha akıllı çalışma uygulamalarına sahip olmaları konusunda onlara yardımcı oluyor.
İş süreci yönetimi, siber güvenlik, grafik iletişim, bulut ve altyapı çözümleri, baskı teknolojisi ürünleri hizmetlerinin yanı sıra,dijital deneyim ve dijital çalışma alanı etkinleştirmede, geniş bir çözüm yelpazesi sunarak, müşterilerinin hibrit iş gücüne katkıda bulunuyor.
Otomobil sahipleri bugün yeni bir kötü haberle uyandı. Buna göre zorunlu trafik sigortası zammı yolda. İşte detaylar...
Ricoh Türkiye’nin, şirketlerin gerek duyacağı teknoloji ve bilgiye sorunsuz bir biçimde nasıl ulaştıklarını, “Geleceğin işyerlerini güçlendirmek adına” nasıl bir ekip ahlakına ve alt yapıya sahip olduklarını, modern ofis gerekliliğinde karşılaşılan zorlukların hangi sinerjileri tetiklediğini; iş birliğini nasıl kolaylaştırdıklarını, çalışma ortamlarının fiziki ve dijital altyapılarının niçin bu kadar önemli olduğunu ve sonuç olarak ne kadar değer yarattıklarını, Ricoh Türkiye Pazarlama Müdürü Erdem Başoğlu ve Dijital Hizmetler Direktörü İlker Akdoğan’ın değerli sunumları, Ricoh Türkiye CEO’su Selda Arpacı’nın değerli katılımı ile iş yerinde dijital dönüşümün izlerini süreceğiz…
Başarıya ulaşmak için öncelikle, çalışan ihtiyaçlarına dayalı insan odaklı bir yaklaşıma ihtiyaç var.
Günümüzde etkili çalışma uygulamaları basit bir önermeye dayanmaktadır. İster fiziksel ister sanal olsun, bir işyerinin her bileşeni, artık bilinçli bir değerlendirme ve aktif karar almayı gerektiriyor. Yarının en zorlu iş dünyası sorunlarının üstesinden gelmek için şirketlere, ihtiyaç duydukları yenilikçi teknoloji ve hizmetleri sunan ve dijital iş yerlerini güçlendiren Ricoh Türkiye, bugün bireylerin daha akıllı ortamlarda çalışmalarına olanak tanıyor.
“Hibrit çalışma, yakın gelecekte hayatımızda belirgin bir şekilde aktif rol oynayacak.”
Ricoh Europe, Opinium Araştırma Şirketi tarafından, İngiltere, İrlanda, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda ve İspanya’da 3.000 ofis çalışanıyla anket çalışması yaptırdı. Yapılan bu araştırma sonucunda fark edildi ki, işverenin iş yükleri ile ofis rezervasyon sistemlerinin eksikliği ve yetersiz iş akışı teknolojisi sayesinde, personelin deneyim kazanması sekteye uğradı. Çoğu Avrupalı çalışanın, ofislerde dijitalleşme sürecinin, verimlerini arttırdığı gözlendi. Oysa şu anki tabloya baktığımızda, ofis çalışanlarının yalnızca %11’i iş akışında otomasyon araçlarına erişebiliyorken, %44’ü geçen yıl içinde şirketlerinin görev veya süreçleri otomatikleştiren araçlara yatırım yapıldığında, herhangi bir değişiklik olmadığını bildirdi. Bu durum, %69’un otomatik çalışma sahasının işleri kolaylaştırdığını söylemesine rağmen geri kalan kesimin, pandemi öncesi dijital iş yerine geçişten şüphe duyduklarını kanıtladı. Yayınlanan raporda, çalışanların %49’unun bu idari yükün, üretkenliklerinin önüne geçtiği söylenirken, %42’sinin kullanmaları hedeflenen teknoloji platformlarının adedi ve çeşitliliği konusunda kafalarının hala karışık olduğunu ve bu durumun iş yüklerini arttırdığını ilettiler. İşverenler, çalışanların her ne kadar ofise geri dönmelerini istese de bu geçişi kolaylaştıracak uygun zemini hazırlamak hayati önem taşıyordu. Ancak, Avrupalı ofis çalışanlarının %54’ü, masa ve oda rezervasyon sistemlerine yapılan yatırımda değişiklik olmadığını iletirken, birçok işletme ofiste ayak izini küçültmek istediğinden, personelin çalışması için ofiste yeterli alanı sağlayamayacağından endişe duyuyordu. Bu, doğal olarak kötü bir deneyime yol açacağı için işyerine geri dönmek için caydırıcı bir sebep oldu.
Avrupalı ofis çalışanlarının anket sonuçlarında, manuel çalışma koşullarının dijital altyapıya sahip olması konusundaki ısrarcılığı, görünen o ki işverenlerin, iş akışlarını otomatikleştirmesi ve ofis alanlarının hibrit çalışma stratejilerine uyumlamasının elzem bir fırsat olduğunu gösterdi. Hibrit çalışmada başarılı olmak için, çalışan ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayacak araçlara uzak kalmak ise tüm fırsatların önünü kesiyor…
Ricoh Europe CEO’su Nicola Downing bu konu ile ilgili şöyle diyor: “Çalışanların görevlerinin, otomasyonla ‘değiştirilmesi’ konusunda endişe duydukları günler geride kaldı. Teknoloji ve otomasyonun değeri etkin bir şekilde kullanıldığında, daha yararlı konular üzerine çalışmak için zaman kazanılıyor. Sonuç olarak işverenler, otomasyonu uzun vadeli hibrit çalışma stratejilerine dahil edemezlerse tüm iş gücü genelinde moral ve üretkenliği arttıramayıp, operasyonları iyileştirme fırsatlarını kaçırabiliyorlar.” Hibrit çalışmaya yetersiz yatırım, Avrupalı işçiler için ofise başarılı bir şekilde geri dönüşü tehdit ediyor. Yine Opinium tarafından Ricoh Europe için yürütülen araştırmada, Avrupalı çalışanların %19’u, iş yerlerinin hibrit bir çalışma politikasına sahip olduğunu söylüyor. Aynı zamanda, yetersiz teknoloji ve yetersiz işbirlikçi çalışma ortamları, daha uyumlu çalışma yöntemlerinin gerçekleştirilmesini engelliyor. Yalnızca %45’i hibrit çalışmaya yardımcı olmak için toplantı odası iletişim teknolojisinde bir artış görürken, %23’ü, ofislerindeki iş birliği alanı miktarının azaldığını söylüyor. Buna ek olarak, %32’si, IT ekipmanlarını almak için kilitli dolaplar gibi ekipmanlara güvenli erişimde bir artış olduğuna inanıyor. Bu, ofise dönmek isteyen çalışanlar için önemli bir anlaşmazlığa neden olabileceği gibi onları düzenli olarak orada bulunmaktan da caydırabilir.
Yeteneğin, tüm zamanlar içinde en yüksek öneme sahip olduğu bir zamanda, çalışanların %36’sı ofise geri dönme baskısı hissederken, %64’ü, nasıl çalışacaklarını seçmek istiyor.
Ricoh Europe CEO’su Nicola Downing konuyla ilgili şöyle diyor: “İster ofisten, ister uzaktan çalışılsın, pandeminin getirdiği kısıtlamaların esnemesi ile herkes için olumlu bir çalışma deneyimi yaratmak ve doğru iş birliği araçlarını sağlamak, artık işverenlerin zaruri görevi.”
Bunu yapmamak, ofiste çalışanlarla uzaktan çalışanlar arasında bir deneyim farkı riskini yaratıyor. Daha da önemlisi, işletmeler ve onların işgücüne duyulan güven, pandemi boyunca daha da arttı. İki yıl sonra, yeniden kısıtlamalar gelirse bir yandan çalışma dünyası gelişmeye devam ederken, çalışanlar haklı olarak işverenlerinden bu değişime öncülük etmelerini bekleyebilirler. Yapılan bu araştırma, işverenlerin iş gücüyle güven inşa etmede uzun bir yol kat ettiğini gösteriyor. Şu anda hibrit çalışmaya yatırım yapmak, geleceğe yatırım yapmaktır.”
“Bir politikanız yok mu? Üzgünüz! Hibrit çalışmanız başarısız olacak.”
Caroline Bright, Pazarlama Bölümü Kıdemli Başkan Yardımcısı, Ricoh Europe
Politika, her ne kadar kural ve kısıtlamalara ilişkin sıkıcı bir çağrışımda bulunsa da çalışan bağlılığını artırmak için önemli bir bileşendir. Ancak görünen o ki çoğu Avrupa işletmesi, güncel bir hibrit çalışma politikasına sahip değil. Şayet evlerde olan teknolojiye kolay ulaşan bir personeliniz varsa ve bu yol etkiliyse, neden gerekli araçların bulunmadığı bir ofiste olalım? Teknoloji ve uygun alan eksikliği hem personele hem de şirket kültürüne zarar verir. Ofis tabanlı çalışmanın, iş birliğini ve yeniliği teşvik ettiği bir sır değil. Açık ve tutarlı bir politikadan yoksun olarak bunu neden tehlikeye atalım? Ricoh’ta, teknolojinin gücü ve fırsatları aracılığıyla insan potansiyelini açığa çıkaran değişime öncülük ediyoruz. Bu hem sahada hem de uzaktan işyeri süreçlerinde teknolojinin rolüne ilişkin derin anlayışımızı ifade ediyor. Uzun vadeli bir hibrit çalışma örneği olarak, EasyJet gibi önemli bir kurumun akıllı çalışma uygulamalarını benimsemesine yardımcı olduk. Bu süreç, yapılandırılmış ve güvenli masa rezervasyonu için kapsamlı bir iş yeri platformu oluşturmakla başladı. RICOH Spaces ile hibrit çalışmayı tanıttığından beri EasyJet, daha fazla esneklikte var olan personeli ile önemli ölçüde olumlu etkileşim gördü. Bu durum, 1.500 çalışanın, hayati iş arkadaşlarına yakın masa alanları seçmesini ve böylece daha etkili iş birliğini teşvik ederek, çok sayıda personeli ofise geri dönmeye teşvik etti.
Ricoh’taki dijital dönüşümümüz bir gecede gerçekleşmedi. Uzun yıllardır devam eden görüntüleme, tarama ve belge yönetimi hizmetlerimizi ele aldığımızda köklü bir dijital işletme olduğunu söylebiliriz. Bugün, baskı ve donanım sektörü üretiminde endüstri lideri olarak tanınıyoruz. İş süreci otomasyonundan bulut altyapı hizmetlerine ve siber güvenlik çözümlerine kadar dijital hizmetlerimiz sayesinde, müşterilerimizin güngeçtikçe bize daha çok yaklaştığını görüyoruz. Aynı zamanda robotik ve akıllı dolap alt yapımızla da esnek çözümler sunuyoruz.
Bizi başarılı bir dijital hizmetler şirketi olarak tanımlayan yalnızca müşterilerimiz değil. Sektör yorumcuları ve analistleri de aynı görüşü paylaşıyor…
“Ricoh, Gartner, Inc. tarafından Magic Quadrant for Outsourced Digital Workplace Services (Dış Kaynaklı Dijital İşyeri Hizmetleri için Magic Quadrant) (ODWS) Worldwide, 2022 raporunda yer alan dünyadaki 17 şirketten biridir. Gartner Inc. Ricoh dahil 17 sağlayıcıyı ODWS alanında “Kusursuz Vizyon” ve “Yürütme Yeteneği” değerlendirme kriterlerine göre değerlendirdi. Bu değerlendirme aşağıdaki tüm alanları kapsamaktadır.”
• Son kullanıcılara uzaktan destek veren (erken hizmet masası)
• Masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, mobil cihazlar, ODWS IoT’ler, çevresel satış, akıllı dolaplar, destek kioskları ve artırılmış gerçeklik (AR) tabanlı destek dahil olmak üzere son kullanıcı cihaz desteği (erken saha hizmetleri desteği)
• Hem fiziksel hem de sanal cihazlar için PC sağlama (PCaaS, DaaS ve VDI)
• UX merkezli hizmetler ve deneyim düzeyi anlaşmaları (XLA’lar)
• Kendi kendini iyileştiren analitik ve yapay zekâ tabanlı otomasyon kullanımı
• Kullanıcıların deneyimini dönüştürecek ve iş sonuçlarını iyileştirecek hizmetler vb…
Magic Quadrant, küresel çapta hizmet sunma becerisine sahip hizmet sağlayıcılardan oluşur.
Müşterileri ODWS ve yerel dağıtım özelliklerine sahip ayrıcalıklı hizmet sağlayıcılarından
Çin, Japonya ve Brezilya gibi ülkelerdir.
Yalnızca dijital değil, kaynak dönüşümü de ilgi alanımız.
“Ricoh, iklim değişikliğine karşı koyma çabalarında, yüksek hedefler belirledi. Örneğin, 2017 yılında şirket, operasyonlarının %100’ünü, yenilenebilir enerjiyle güçlendirmeyi taahhüt eden bir grup işletme olarak, uluslararası kurumsal ittifak RE100’e katılan ilk Japon şirketi oldu. Mart 2021’de şirket, 2030 mali yılı için yenilenebilir enerji hedefini %30’dan %50’ye yükselterek artırdığını duyurdu. Ricoh, kaynakların devridaiminin çevresel etkiyi azaltmanın anahtarı olduğuna inanıyor, 20 yıl sonra, ürünlerin yeniden kullanımını ve geri dönüşümünü artırmaya yönelik tüm girişimlerimizle çalışmaya devam ediyoruz…”
Güvenli kalmanın hayati önemi
Siber güvenlik ve veri korumasında daha fazla yatırıma ihtiyacımız var. Siber güvenlik, karşı karşıya olduğumuz en büyük risk ve tehditle sürekli artıyor. İşletmeler mağdur olmadıklarından emin olmalıdır. Bu nedenle, güvenliğe mümkün olduğunca fazla yatırım yapılması kilit nokta olacaktır. Evde yaratılacak güvenli bir ağın çalışanlar için ilk hedef olması gerekliliğinin anlaşılması ve kuruluşların en zayıf bağlantılarının nerede olduğunu tanıyarak, onları güçlendirmesi gerekiyor.
BT ve kamu sektöründe Ricoh
Uzaktan çalışma sürecinde mobil cihazların daha fazla kullanılması, özellikle hassas konular ve kişisel ayrıntılarla ilgilenen kamu sektörü kuruluşlarında çeşitli değişiklikler yarattı. Bu bağlamda, kamu sektörü çalışanları, istişare için Zoom veya Teams gibi platformları kullanmakta zorlandıklarını belirttiler. Ayrıca mobil cihazlara olan talepte aşırı bir artış gözlenirken, ülke genelindeki pop-up sitelerde birkaç temel zorluğa değinildi.
Kamu hizmetleri için teknoloji yatırımı kullanıldığında, masaüstü bilgisayarlar ve bant genişliği sorunlarının daha büyük yatırımların (tıbbi makineler, yerel altyapı vb.) arka planda kalması daha olasıdır. BT liderlerinin düşünmeye başlaması gereken şey, destek alanlarını onarmaktır. Daha sorunsuz çok yönlü hizmet sunabilmek ve kullanılan cihazlardan konferans araçlarına kadar her şeye bakıldığında, destek işlevi çalışanları herhangi bir engel olmadan çalışmaya devam edebilecektir.
Çalışanlarınızı nasıl güçlendireceğinizi ve İK süreçlerini dijitalleştirmenin büyümeyi nasıl getireceğini keşfedin.
İşverenlerin geleceği tasarlarken zorlu zamanlarda edindiği başarı, çalışan deneyimi üzerinde bir etki yaratıyor. Kuruluşların toparlanmaya ve büyümeye hazırlanırlarken, karma çalışmayı destekleyen, dijital, esnek ve ofis tabanlı çalışma uygulamalarını geliştirmenin yollarını aramaları lazım.
İşveren için çalışan, gelecekteki başarının merkezinde yer alan kişidir. Bu nedenle, yaratılacak hibrit bir çalışma sisteminde çalışan deneyimi yaratmak, güvenli bir bağ kuracak “her zaman, her yerde çalışma sistemi” yaratarak teknolojik araçlarla desteklenmesi sonucu hibrit çalışma platformu kurulmuş olacaktır.
Dijital işyerini yönlendirmede İK’nın rolü.
Ricoh İngiltere İnsan Kaynakları Kurumsal Sorumluluk Direktörü Rebekah Wallis
“Pandemi, her kuruluşta İK’nın önemini yeniden hatırlattı. Yalnızca iş gücü sağlığını korumakla kalmayıp, uzaktan çalışmaya, değişen hükümet yönergelerine, aşıların yaygınlaşmasına ve yakın zamanda, personelin beceri eksikliklerine hızlıca uyum sağlamak için bir öğrenim süreci geçirdik. İK, bir ömür boyu sürecek bir sınavdan geçti ve bu sınav aslında daha bitmedi.
Adecco Group’un Birleşik Krallık’ta yaptığı yakın tarihli bir araştırması, ofise geri dönme konusunda çalışanların (%52)’sinin iş arkadaşlarını görme konusunda heyecanlı olduklarını sunarken, (%48)’inin bu konuda endişeli olduğunu gözler önüne serdi.
Birkaç farklı bakış açılarını bir araya getiren Adecco Group’un bu raporu, İK yuvarlak masa toplantımızın hemen sonrasında sunuldu ve iş yerinde değişimi nasıl yönetebileceğimize dair somut bir tartışmaya zemin hazırladı. Çalışanlardan alınan tüm veri ve öneriler, üst düzey bütün liderler için büyük önem taşımaktadır.”
Avrupalı ofis çalışanları, iş yerlerinde geleceğin teknolojisine yatırım yapıldığına güveniyor. Dörtte üçü de teknolojinin yeni kariyer fırsatları yaratacağı konusunda iyimser.
Ricoh Europe tarafından yaptırılan ve Birleşik Krallık, İrlanda, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda ve İspanya’da 3.000 ofis çalışanının katıldığı yeni araştırma raporuna göre; çalışanların,
Yüzde 73’ü, işverenin geleceğin işgücü ihtiyacını karşılamak için teknolojiye yatırım yaptığına güveniyor,
Yüzde 75’i teknolojinin getirebileceği kariyer fırsatları konusunda iyimser – 2020’den bu yana %19’luk bir artış oldu.
Yüzde 34’ü önümüzdeki 5 yıl içinde iş yerlerinde robotlar veya yapay zekâ ile çalışacaklarını düşünüyor, geçen yıla göre %24’lük bir artış oldu.
Yüzde 85’i işverenlerin gelecek için teknolojiye yatırım yapmasını beklediklerini ortaya çıkardı. Ancak teknoloji geliştikçe kariyer desteği ve rehberlik de istiyorlar.
Yüzde 53’ü işverenlerinin doğru teknolojiyi sağladığına ve nasıl çalışmaları gerektiğini destekleyen bir kültür yarattığına inanıyor.
Yüzde 35’i iletişim / teknoloji sorunları nedeniyle uzaktan çalışırken motive olmanın zor olduğunu söylüyor, 2020’den bu yana %20’lik bir artış oldu.
Yüzde 44’ü şirket kültürlerinin koronavirüs kısıtlamalarından zarar gördüğünü düşünüyor…
Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp, gruplar için yeni özellikler almaya devam ediyor. Son zamanlarda grup yöneticilerine özel birtakım haklar tanıyan WhatsApp, şimdi de yöneticilere gruba kimin katılabileceğini belirleme imkanı sağlayacak.
WhatsApp’ta gruba katılmak için yönetici izni gerecek
Android için WhatsApp beta 2.22.18.8 sürümünde görülen yeni özellikler, sohbetleri karıştaracak gibi duruyor. Aşağıdaki ekran görüntüsünden de görüldüğü üzere bir gruba katılmak için yöneticileriden onay almak gerecek. Platform, yöneticilere “Yeni katılımcıları onayla” adlı yeni bir seçenek sunacak.
WABetaInfo tarafından ortaya çıkarılan ekran görüntüsüne göre, gruplara yönetici onayı ile katılma özelliğini devre dışı bırakmak mümkün. Yani günümüzde olduğu gibi, WhatsApp grup davetiyesi olan her kullanıcı gruba katılabilecek. Yeni özellik, grupları daha gizli hale getirmek isteyenler tarafından kullanılabilir.
Kullanıcılarına daha özgür bir alan sunmayı hedefleyen Meta, WhatsApp kullanıcıları için yeni gizlilik özelliklerini duyurdu.
Grupları ele alan yeni güncellemenin nasıl çalışacağı şimdilik bilinmiyor. Özellik aktif edilirse gruba katılmak isteyenlerin bir listesi oluşacağını ve yöneticilerin istedikleri kişileri gruba alacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca yöneticilerin gruba katılmak isteyenlerden bildirim alacağını düşünüyoruz.
Daha önce ortaya çıkan bir yenilik sayesinde grup yöneticileri başka bir katılımcı tarafından gönderilen mesajı silme hakkına sahip olacak. Beta aşamasındaki özelliğin ekran görüntüsünde “Yönetici olarak bu mesajı sildiniz” uyarısı görülüyor.
Bu özelliğin henüz test aşamasında olduğunu hatırlatalım. Yani ne zaman yayınlanacağını bilmiyoruz. Android için WhatsApp beta 2.22.18.8’da test edilen özelliğin diğer güncellemeler ile birlikte yayınlanacağını söylemek mümkün.
Siz WhatsApp grup özelliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Lütfen görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşınız.
Apple ürünlerinde avantajlı fırsatlar ve Apple Yetkili Servis Sağlayıcısı denildiğinde akla gelen ilk yer olan Gürgençler, yaz tatilin sona erdiği ve okula dönüş döneminin başladığı bu günlerde eğitim camiasına özel bir kampanya ile karşımıza çıktı. Türkiye’nin önde gelen Apple Premium Reseller mağazası, üniversite öğrencilerine ve akademisyenlere kaçırılmayacak bir kampanya sunuyor.
Gürgençler’den, kaçırılmayacak eğitim indirimi kampanyası!
Sık sık düzenlediği kampanyalar ile adını duyuran Gürgençler, okula dönüş döneminde pek çok Apple ürününde kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor. Öğrencilerin ihtiyaçlarını daha uygun fiyata karşılamasını amaçlayan kampanya, yüzde 12‘ye varan indirimler sunuyor. Üstelik tekliflerden yararlanabilmek için sadece üniversite öğrenci/akademisyen kimliğinizi veya YÖK aktif öğrenim belgenizi ibraz etmeniz yeterli.
Avantajlı fiyatlar, harika değiş tokuş teklifleri ve vade farksız taksit seçeneklerinin yanı sıra Gürgençler’in okula dönüş kampanyasında sunulan indirimler ise şu şekilde: Tüm Mac alımlarında yüzde 12 indirim veya;
Geçtiğimiz günlerde yeni katlanabilir telefonlarını duyuran Samsung, bu modellerin çok yakın zamanda ana akım ürünler haline geleceğini söyledi. Galaxy Z Fold ve Z Flip geliştirmek için Note serisini iptal eden şirket, katlanabilir cihazlarının Galaxy S serisini geçmesini bekliyor.
Galaxy Z modelleri 2025’e kadar Galaxy S serisini geçecek
Samsung Mobil Deneyim Başkanı TM Roh tarafından yapılan yeni açıklama, akıllı telefon dünyasını karıştırdı. Unpacked 2022 etkinliği kapsamında Galaxy Z Fold4 ve Z Flip4 modellerini duyuran Samsung, yol haritasını açıkladı.
Koreli şirketin yöneticisi, mevcut piyasa koşullarının üst düzey akıllı telefon almayı zorlaştırdığını ifade etti. Fakat TM Roh’a göre, katlanabilir ekranların ucuzlamasıyla birlikte Galaxy Z modelleri ana akım ürünler haline gelecek. Hatta üç yıl gibi kısa süre içinde Galaxy S serisinin önüne geçecek.
Samsung, Unpacked 2022 etkinliğinde tanıtımını gerçekleştirdiği Galaxy Z Flip 4 ve Z Fold 4 için bir ön sipariş kampanyası başlattı.
Samsung Mobil Deneyim Başkanı TM Roh, katlanabilir telefonların premium segmentteki yavaşlamayı durdurabileceğine inanıyor. Kendi ürünleri de dahil olmak üzere katlanabilir telefonların hızla benimsendiğini söyledi. Galaxy Z Flip3 ve Z Fold3‘ün sadece altı ayda 7,1 milyon adet satıldığını belirtti.
“Katlanabilir ürünler, 2025 yılına kadar Samsung’un toplam premium akıllı telefon sevkiyatlarının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturacak. Katlanabilir cihazlar, akıllı telefonların yeni standardı haline gelecek” ifadelerini kullandı.
7.6 inç ve 6.2 inçlik ekrana sahip olan Galaxy Z Fold4, 120 Hz yenileme hızı sunuyor. Galaxy Z Flip4 ise 6.7 inç boyutunda ana ekrana ve 1.9 inçlik ikincil ekrana sahip.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
2020 yılı başında Türkiye oyun pazarına hızlı giriş yapan Game Garaj, Intel 12. Nesil ile güçlendirilmiş WHALE 3T12-6500XT hazır sistemini sundu. Performansıyla dikkat çeken Game Garaj WHALE 3T12-6500XT inceleme videomuz ile karşınızdayız.
Gücünü Intel 12. Nesil CPU ve AMD grafik işlemcilerden alan WHALE 3T12-6500XT hazır sistem serisi, Intel 12. Nesil Core i3-12100F işlemci ve MSI RX 6500XT ekran kartına sahip. Bu konfigürasyon MSI PRO H610M-B anakart üzerine inşa edilmiş.
Çift kanal Crucial Ballistix 16 GB (2×8) 3200 MHz DDR4 CL16 belleğe sahip hazır sistem, MSI Spatium 500 GB 3300 MB/s okuma, 2300 MB/s yazma hızına sahip NVMe SSD depolama alanına sahip.
Tüm sisteme ev sahipliği yapan ve birçok kullanıcı tarafından sevilen MSI MAG Force 100M mATX gaming kasa olurken güç tarafında ise MSI MAG A550BN 550W 80+ Bronze sertifikalı PSU yer alıyor.
Monster Notebook, yeni Abra ve Tulpar model yüksek performanslı dizüstü bilgisayarlarını Intel’in en yeni teknolojisi 12. Nesil Intel Alder Lake Core işlemciyle satışa çıkardığını duyurdu. Yapay zekâ destekli 12. Nesil Intel Alder Lake Core işlemciler, hibrit mimariden oluşan yeni nesil çekirdek yapısıyla oyunculara, içerik üreticilerine, yayıncılara ve üst düzey teknoloji deneyimi arayan profesyonellere olağanüstü bir performans, hız ve verimlilik imkânı sunuyor. İşte ayrıntılar…
Düşük enerji tüketimi ve maksimum performans yeni Monster Notebook modellerinde
Üstelik, NVIDIA GeForce RTX 30 serisi ekran kartlarıyla donanımı zenginleştirilen yeni Monster Notebook dizüstü bilgisayarlar, pürüzsüz teknoloji deneyimini görsel bir şölenle buluşturuyor. Hibrit mimari ile akıllı iş gücü optimizasyonu 12. Nesil Intel Alder Lake Core işlemciler, hibrit mimari adı verilen yeni nesil çekirdek yapısında 8 adet verimlilik (E) ve 6 adet performans çekirdeği (P) olmak üzere toplam 14 fiziksel çekirdekten oluşuyor.
Gündelik kullanım için tasarlanmış olan verimlilik çekirdekleri (E) ısınmanın önüne geçerek sessiz bir deneyim sunarken, performans çekirdekleri (P) ise ağır programların çalıştırılmasında devreye girerek kesintisiz bir oyun keyfi ve üst düzey bir performans sağlıyor. Yapay zekâ destekli yeni nesil Intel işlemciler, oyun dışındaki arka plan uygulamalarını verimlilik çekirdekleri tarafından, oynanan oyunları ise performans çekirdekleri tarafından yöneterek performansı optimize ediyor ve üretkenliği artırıyor.
Bağımsız oyun stüdyosu Semruk Games, uluslararası bir oyun stüdyosu olma amacıyla yola çıktı. İlk etapta mobil oyun üretecek stüdyonun hedefleri çok daha büyük.
12. Nesil Intel Alder Lake Core işlemcilerin düşük enerji tüketimi sayesinde güç verimliliğini maksimum seviyeye çıkarması, oyun severlere kesintisiz oyun oynama vadediyor. Üstelik Intel Wi-Fi 6 Gig+ teknolojisiyle gelen yeni Abra ve Tulpar modeller; güvenli, güçlü ve hızlı internet bağlantısıyla düşük gecikmeyle birlikte yüksek indirme ve yükleme hızını kablosuz olarak sunuyor.
DDR5 bellek teknolojisi, gelişmiş iş akışına ve üretkenliğe olanak tanıyan hızlı frekansları, yüksek bant genişliğini ve verimliliği destekliyor. Bu teknoloji RAM performansını artırıyor, enerji sarfiyatını da ciddi oranda azaltıyor.
Güçlendirilmiş kasasıyla hem hafif hem dayanıklı yeni Abra ve Tulpar model Monster Notebook’lar kolay taşınabilir olmasıyla mobiliteyi ve uzun yıllar sürecek sorunsuz kullanımı aynı anda mümkün kılıyor. Diğer tüm Monster Notebook’lar gibi Ömür Boyu Ücretsiz Bakım Garantisi ile satışa çıkan 12. Nesil Intel işlemcili yeni Abra ve Tulpar model dizüstü bilgisayarlar hakkında daha fazla bilgi için www.monsternotebook.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Teknoloji devi Google, yeni bir davayla karşı karşıya. Şirket, konum geçmişi ‘kapalı’ olarak ayarlandığında dahi bazı Android telefon sahiplerinin kaydını tuttu. Kişisel konum verilerinin toplanması konusunda kullanıcıları yanılttığı için Google’ın Avustralya rekabet gözlemcisiyle uzun zamandır bir mahkeme durumu vardı. Sonucunda ise şirket, milyon dolarlık bir cezayla karşı karşıya kaldı.
Google, tüketici haklarını ihlalden 60 milyon dolarlık ceza aldı
Geçtiğimiz nisan ayında federal mahkeme, Google’ın bazı yerel kullanıcıları yanıltarak tüketici yasalarını ihlal ettiğini tespit etti. Şirket, Android işletim sistemi tarafından desteklenen mobil cihazlar aracılığıyla konumlarıyla ilgili kişisel verileri toplamadığına dair kullanıcıları inandırdı. Kullanıcılar ise Google konum verileri eylemini, konum bilgilerini ‘çalmak’ olarak kabul etti.
Dava, bir kullanıcının konum geçmişi ‘kapalı’ olarak ayarlandığında dahi Google’ın konum verilerini toplamaya devam edip etmemesiyle ilgiliydi. Şirketin kamuoyunu yanıltıcı davranışlar gösterdiği de bu durumun üzerine eklendi. Ayrıca bir hizmetin performans özellikleri hakkında da yanıltıcı ifadelerin olması Google’ın aleyhine oldu.
Google Pixel 6a, 60Hz ekran yenileme hızı ile tanıtılmış olsa da 90Hz ekran yenileme hızına kadar çıkabiliyor.
Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonu, o sırada dijital platformlara, verilerinin kullanımı konusunda tüketicilere karşı açık olmasını gerektiren bir mesaj gönderdiğini belirtti. Bugün ise mahkemede taraflar arasında bir anlaşma oldu. Taraflar, ‘adil ve makul’ olarak 60 milyon dolarlık bir cezanın kabul edildiğini belirtti. Bununla birlikte Google’ın iyileştirici önlemler aldığı da ortaya çıktı.
Mahkeme, cezanın ilerleyen zamanlardaki davranışı ‘ekonomik olarak mantıksız’ hale getirip getirmeyeceğiyle ilgili ihtimalleri de dinledi. Ayrıca Thawley, para cezasının uygun aralıkta olduğunu ve sonuçtan memnun olduğu belirtti.
Peki, siz Google konum verileri çalma konusu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu eylemin nedeni ne? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
