2021’in sonlarına doğru kullanıma sunulan Windows 11, yeni bir sürüm olması nedeniyle ilginç hatalarla gündeme gelebiliyor. Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan Nisan 2022 güvenlik güncellemesinin ardından Chrome ve Edge gibi tarayıcıların 0xc0000022 hatası nedeniyle çalışmadığı işletim sistemi, doğal olarak kullanım oranlarında da Microsoft’u memnun edemiyor. AdDuplex‘e göre Windows 11, yaygınlaşma hızı konusunda beklentilerin altında kaldı.
Windows 11 için yayınlanan son güncellemeden sonra, .NET Framework 3.5 tabanlı bazı uygulamaların çalışmadığı ortaya çıktı.
Windows 11 sürümüne geçiş hızları azaldı
Aylık yayınladığı raporlarla Windows sürümlerinin kullanım oranlarını gözler önüne seren AdDuplex, kısa süre önce Nisan 2022 verilerini paylaştı. Rapora göre geçtiğimiz ay Windows 11’in aksine Windows 10’un kullanım oranlarında ciddi bir artış yaşandı.
Windows 11 kullanım oranları
Nisan 2022’de en çok tercih edilen sürüm Windows 10 21H2 oldu. İki aydır zirvede bulunan 21H2‘nin kullanım oranı nisan ayında yüzde 6,5 oranında arttı ve toplamda yüzde 35 seviyelerine çıktı. En çok kullanılan ikinci Windows sürümü ise Windows 10 21H1 diyebiliriz. Bu da geçtiğimiz ay yalnızca yüzde 0,1’lik bir düşüş yaşadı ve genel anlamda kullanıcılarını korudu.
Son zamanlarda yaşanan güncelleme sorunları nedeniyle gündemden düşmeyen Windows 11, kullanım oranlarında Microsoft’u memnun edemedi. Gerek donanım gereksinimleri gerekse hatalarla kullanıcıları biraz tedirgin eden sürüm, nisan ayında yalnızca yüzde 0,3 lük bir artış yaşadı. İşletim sisteminin toplam kullanım oranı da yüzde 19,4.
Not: Bu veriler, AdDuplex SDK v.2 ve üstünü kullanan 5 bin Windows Store uygulamasından alınıyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce kullanıcıların Windows 11’e temkinli yaklaşmasının ana nedeni ne olabilir? Görüşlerinizi yorumlar kısmından ya da SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Volkswagen ve Microsoft, artırılmış gerçeklik gözlükleri ile sürücülere trafik bilgilerinin, hava koşullarının, alışveriş önerilerinin ve mimari vurguların yol boyunca holografik olarak aktarılacağı bir geleceği bizlere şimdiden sunuyor.
Volkswagen artırılmış gerçekliği geleceğin mobilitesinin temel bileşenlerinden biri olarak görüyor. Alman firma bu üdşünce doğrultusunda Microsoft ile birlikte çalışmaya başladı. İki büyük şirket ,yapılan çalışmalarda HoloLens 2 gözlüklerinin araç içinde kullanılması üzerine yoğunlaşıyor.
Snapchat, AR teknolojisini popüler hale getirmek istiyor. Şirket, kullanıcıların hayatını kolaylaştırmak için kolları sıvadı
Arttırılmış gerçeklik ile yollar daha güvenli!
Volkswagen ilk olarak 2015 yılında Race Trainer Golf R otonom aracında HoloLens teknolojisini kullandı. Ancak arttırılmış gerçeklik gözlüğü beklendiği gibi çalışmayınca Alman firma Microsoft ile ortak çalışma kararı aldı. 2018 yılından beri birlikte çalışan iki şirket, bu anlamda önemli yol kat etmiş görünüyor.
HoloLens, ilk etapta insanların hareketlerini sensörler aracılığı ile takip etmek için tasarlandığı için bir otomobilin hızına yetişemiyordu. Bu durumu çözmek adına Hareketli Platform modu geliştiren araştırmacılar ayrıca otomobil ve HoloLens arasında daha sağlıklı bir bağlantı kurmayı başardılar.
Tüm bu gelişmeler HoloLens’in sürücüye ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri aktarmasına mümkün kılıyor. Henüz markaların bu teknoloji ile ne yapacaklarını bilmiyoruz ancak paylaşılan görseller oldukça dikkat çekici. Sürücü arttırılmış gerçeklik gözlükleri ile navigasyon bilgilerinin yanı sıra yaya ve yol bilgilerine de ulaşabiliyor.
Şirket ayrıca, kullanıcıların iklimlendirme elemanlarını fiziksel düğmelere dokunmadan kontrol edilmesini sağlayan “karma gerçeklik” sistemini de ortaya koydu. Bu sistem geliştirilerek ilerleyen dönemde çok daha fazla bilgiyi kullanıcılara aktarabilir.
Arttırılmış gerçeklik ile yapılabilecek şeylerin sınırı yok gibi görünüyor. Peki siz HoloLens 2 teknolojisinin araçlarda kullanılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ya da SDN Forum‘da bizimle paylaşabilirsiniz.
Spaces ile Clubhouse benzeri sesli sohbet odalarına uyum sağlayan Twitter, güncellemelere de tüm hızıyla devam ediyor. Son aylarda Spaces platformunu geliştirmek üzere çeşitli güncellemeler duyuran Twitter, podcastler için de çeşitli kolaylıklar getirmişti. Ayrıca 30 saniyelik ses kayıtlarını paylaşma imkanı da yine sosyal medya uygulamasının sunduğu yenilikler arasındaydı. Şirket, bu hafta ise Spaces için bir dizi yeni özellik sunacağını duyurdu.
Twitter, bundan böyle sunuculara kendi alanlarıyla ilgili analizlere erişim olanağı sağlayacak. Yeni analiz özelliği, ilk olarak Mart ayında test sürecine sokuldu. Şimdi ise platformdaki tüm kullanıcılara bu yeni özellik kullanıma açılmış durumda.
Yeni özellik sayesinde kullanıcılar yaptıkları yayın hakkındaki istatistiklere ulaşabilecekler. Buna göre, Twitter Spaces, artık yayını toplamda kaç kişinin canlı takip ettiği, yayının kaç kez tekrarlandığı ve Space sırasında kaç kişinin konuştuğu hakkındaki bilgileri kullanıcısına sunacak.
Ayrıca Twitter, sunucular bir Space başlattığında bunun otomatik olarak paylaşılmasına olanak sağlayan bir özellik üzerinde de çalışıyor. Twitter, yeni özelliğin kullanıcıların Spaces ile etkileşim kurmasını ve paylaşmasını kolaylaştıracağını söylüyor.
Şirket ayrıca, kullanıcıların Spaces sunucularını takip etmesini kolaylaştırıyor. Bundan böyle, bir Space sona erdiğinde kullanıcılar yardımcı sunucuların ve konuşmacıların bir listesini görecek ve bunları takip etme seçeneğine sahip olacak. Yeni özellik hem iOS hem de Android kullanıcıları için sunulacak.
Twitter, Spaces platformuna büyük özen gösterirken ilerleyen dönemde daha fazla özellik ile birlikte uygulamayı geliştirecek gibi görünüyor. Peki siz Twitter Spaces hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ya da SDN Forum‘da bizimle paylaşabilirsiniz.
Facebook ana şirketi Meta, kısa süre önce ilk kez tarihi bir düşüş yaşadı. Bunun üzerine şirket, genişleme planlarını yeniden gözden geçirmeye başladı. Planlara göre Meta, 2022’de belirli bir işe alım hedefinesahipti. Ancak son haberlere göre bu durum beklendiği gibi olmayacak.
Çarşamba günü yöneticilerin bildirdiğine göre Meta, hemen hemen şirketteki pek çok takımı etkileyecek olan ‘Facebook işe alım dondurması‘nı duyurdu. Çalışanlara kararın arkasında pek çok faktörün olduğunu belirten şirket, bunlardan ilkinin Apple’ın Uygulama Takibi Şeffaflığı (ATT) özelliği olduğunu söyledi.
Meta, önümüzdeki 2 yıl içerisinde Cambria, Funston, Stinson ve Cardiff adını verdiği dört farklı VR donanımıyla karşımıza çıkacak.
Meta, işe alma planlarını yavaşlatan dört farklı neden sundu
Bir habere göre, Meta tarafından tüm çalışanlara gönderilen bir not ortaya çıktı. Şirketin finans direktörü David Wehner, yazdığı mektupta şirketin, “önceliklerini bir kez daha gözden geçirmesi ve hem kısa hem de orta vadede hangi projelerin peşinden gideceği konusunda bazı zorlu kararlar alması” gerektiğini belirtti. Ayrıca notun içinde, gelir artışını yavaşlatmaktan ve artan maliyetlerden sorumlu dört faktör yer alıyor. Bunlar şu şekilde:
iOS değişikliklerinden (ATT) gelen sinyal kaybı.
Ukrayna’da savaş.
“Genel makroekonomik ortam.”
Kilitlenmelerin hafifletilmesi, insanların internette daha az zaman harcamasına neden oluyor.
Wehner’in bu notu, Meta’nın Apple’ın ATT ile ilgili sorununun, şirkete zarar vermekten çok küçük işletmelere zarar vermesiyle ilgili olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Notta ise şu sözler yer alıyor:
Yılın başında beklenenden daha yavaş gelir artışı da dahil olmak üzere ters rüzgarlarla karşı karşıyayız. Bu, iOS değişikliklerinden kaynaklanan sinyal kaybı, Ukrayna’daki savaştan kaynaklanan ticari zorluklar ve genel makroekonomik ortam gibi bir dizi faktörden kaynaklanmaktadır.
Bunun yanı sıra küresel işe alım şefi Miranda Kalinowski, Meta’nın mühendislerin işe alınmasını derhal donduracağını belirten bir not gönderdi. Bu notta ise şu sözler yer alıyor:
Hâlâ bunun her kuruluş için ne anlama geldiğini bulmaya çalışıyoruz, ancak bu, şirket genelindeki hemen hemen her ekip için işe alım hedeflerini etkileyecek. Bu yenilenen kılavuza dayanarak, işe alım hedeflerimizi baştan sona ayarlamamız gerektiğini biliyoruz.
Peki, siz Meta’nın bu suçlaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce haklı mı? Görüşlerinizi yorumlarda veya SDN Forum’da paylaşabilirsiniz.
Google, son yıllarda güvenlik açığı sorunlarıyla gündeme gelmeye başladı. Özellikle Google Play’de yaşanan sorunlar şimdi de bulut hizmetlerinde karşımıza çıktı. Buna göre araştırmacılar Google Bulut hizmeti Cloud için kişisel veri tehlikesi yaratan kritik bir açığa rastladı. Google ise açığın şu an için kişisel veri için tehlikeli olmadığı görüşünde.
Apple, Google ve Microsoft'un da arasında bulunduğu yüzlerce şirket, parolasız oturum açma yöntemleri üstünde çalışıyor.
Google bulut hizmeti Cloud kişisel veri açığı için davetiye mi çıkarıyor?
Bulut hizmetleri özellikle 2010’lı yılların nimetleri arasında. Bugünün birçok teknolojisinin arkasında bulut tabanlı sunucular yer alıyor. Bulut hizmetleri ise sanılanın aksine teknoloji devinin profesyonel hizmetleri arasında. Buna karşın son ortaya çıkan açık sonrası Google’ın başını ağrıyabilir.
Mitiga adlı araştırma şirketi, bulduğu açığın kritik seviyede olmadığı görüşünde. Buna karşın bulut hizmetleri arayüzünde kullanıcılara verilen bazı yetkilerin kötüye kullanılabileceği ortaya çıktı. Buna göre saldırganlar bu açık üzerinden kolayca Google Bulut hizmeti Cloud için oluşturulan güvenlik duvarını aşabiliyor.
Mitiga araştırmacıları, yine de bu kritik açığın saldırganlar tarafından kullanılmasının zorluğuna işaret ediyor. Google Bug Hunters ekibini de hatadan haberdar eden araştırmacılar, açığın kısa sürede kapatılacağı görüşünde. Ancak hem Mitiga araştırmacıları hem de Google bunun bir güvenlik açığı olmadığı görüşünde. Buna göre Google ve Mitiga, kişisel veri tehlikesi yaratan bu durumu tehlikeli işlevsellik olarak tanımlıyor.
Bunun temel sebeplerinden biri ise saldırganların bu tehlikeli işlevselliği tek başına kullanıp güvenlik duvarını geçmesinin zor olması. Buna karşın Mitiga araştırmacıları, Google ekibine bu tehlikeli işlevselliği ortadan kaldırması tavsiyesinde bulundu.
Bulut hizmetleri her ne kadar yüksek güvenlik önlemleri ile öne çıkıyor. Buna karşın kullanıcılara verilen yetkiler teknoloji devlerinin bile dev bulut hizmetlerini tehlikeye atabiliyor. Ancak Google gibi firmalarda kullanıcı dostu bir arayüz için istemeden de olsa güvenlikten ödün verebiliyor.
Bununla birlikte bulut hizmetlerinin yaygınlığı sayesinde bugün e-posta hizmetlerinden akıllı telefon verilerinin eşitlenmesine kadar birçok veri transferi çok daha kısa sürede gerçekleşiyor.
Peki sizce Google Bulut hizmetleri dahil olmak üzere, bulut sistemleri ne kadar güvenilir? Bulut hizmetleri gerçekten de kişisel veri güvenliği için tehdit olabilir mi? Yorumlarınızı haberin altına ve SDN Forum sayfalarına bekliyoruz.
2020 yılında çıkış yapan Mafia: Definitive Edition’ı saymazsak aslında Mafia III’ten bu yana yeni bir Mafia oyunu görmedik. Ancak ortaya çıkan son iddialar, serinin yepyeni bir yapımla geri döneceğini söylüyor. İlk sızıntılara göre oyun Unreal Engine 5 ile geliştirilecek.
2K Games’ten yeni bir açıklama, Mafia geliştiricisi Hangar 13’ün Stüdyo Başkanı Haden Blackman ve COO Matthew Urban’ın şirketten ayrıldığını doğruladı. Ancak bu ayrılıkları önemli hale getiren şey, yeni Mafia’nın geliştirilme aşamasında olduğunu ortaya çıkarması oldu.
Sensor Tower, 2022'nin ilk çeyreğinde en çok para kazanan mobil oyunlar listesini paylaştı. Peki listede hangi yapımlar var?
Unreal Engine 5’li Mafia “Nero” nasıl olacak?
Kotaku tarafından hazırlanan rapora göre, yeni Mafia’nın kod adı Nero olarak belirlendi. Oyunun geliştirilme aşamasına girdiğini iddia eden rapor, Mafia üçlemesinin öncesini ele alacak bir hikayeye sahip olacak.
Mafia: Definitive Edition, Mafia II: Definitive Edition ve Mafia III için kullanılan motorun aksine, Unreal Engine 5 ile geliştirilecek Mafia Nero, hem grafikleri hem de oynanışıyla şimdiden merak uyandırıyor.
Mafia serisinin geliştiricisi olan Hangar 13, bu projeden önce başka yapımlara başlamış, ancak birtakım sorunlardan dolayı iptal etmek zorunda kalmıştı. Şirketten bu yapımlar ile ilgili resmi açıklamalar gelmemiş olsa da; Rhapsody, Volt ve Mosaic ismindeki üç oyun geliştirilme aşamasındayken rafa kaldırıldığı belirtildi.
Hangar 13 üç başarısız projeden sonra, nihayet daha köklü Mafia serisine dönüyor gibi görünüyor. Yine de resmi bir açıklama gelmediğini ve oyunun hangi aşamada olduğunu bilmediğimizi hatırlatalım.
Hangar 13 COO’su Matthew Urban ve Stüdyo Başkanı Haden Blackman’ın şirketten ayrılmasının şirket içinde domino etkisi yaratabileceği düşünülüyorken, yeni Mafia’nın bundan etkilenme potansiyelini de göz ardı etmemek lazım. Yine de Unreal Engine 5’li Mafia oyuncuların dikkatini çekmeyi başaracaktır.
Peki siz Unreal Engine 5 ile geliştirilecek Mafia hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında veya SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Android ve iPhone kullanıcıları genellikle çeşitli açılardan karşılaştırılıyor. Sonucunda ise iOS kullanıcıları çoğu zaman daha pahalı olması ve gelişmiş özellikler göstermesi bakımından üstünlük elde ediyor. Buna rağmen Android kullanıcılarının iOS kullanıcılarından daha iyi olduğu bazı konular da yer alıyor.
Bir sigorta platformu, iOS kullanıcıları mı yoksa Android kullanıcılarının mı daha iyi sürücü olduğunu gösteren bir araştırma yaptı. Bu araştırma sonucunda ise Android kullanıcılarının daha dikkatli sürücüler olduğu ortaya çıktı. İşte detaylar!
Apple, Google ve Microsoft'un da arasında bulunduğu yüzlerce şirket, parolasız oturum açma yöntemleri üstünde çalışıyor.
Android kullanıcıları, çalışma boyunca daha dürüst oldu
Sigorta platformu olan Jerry bu araştırmada, toplam 13 milyon kilometreden fazla yol kat eden 20 bin sürücünün davranışlarını inceledi. Sonucunda ise Android kullanıcılarının genellikle hızlanma, dikkatin dağılması, viraj alma ve frenleme de dahil olmak üzere her kategoride iOS kullanıcılarından daha yüksek puan aldı.
Jerry
Genel güvenli sürüş puanı ile ilgili Android kullanıcıları 75 puan alırken, iPhone kullanıcıları 69 puan aldı. Bu da Android kullanıcılarının daha dikkatli sürücüler olduğunu ortaya koydu. Ayrıca şirket, yaş, eğitim düzeyi ve medeni durum gibi güçlü belirleyicilere rağmen Android sahiplerinin hala iyi sürücüler olduğunu belirtti.
İstatistiklerden en dikkat çekeni ise dikkat dağıtma kategorisinde oldu. Bu kategori ise Android kullanıcılarının sürüş sırasında telefonlarını eline alma olasılıklarının daha düşük olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra lise mezunu olmayan Android kullanıcıları, lisans, yüksek lisans ve doktora derecesi olan iOS kullanıcılarından daha iyi bir performans gösterdi.
Şirket, tüm çalışması boyunca Android kullanıcılarının daha dürüst, açık ve alçakgönüllü olmasının yanı sıra sosyal statü ve lüks yaşamla daha az ilgilendiğini de ekledi. Jerry, daha önceki çalışmalara da atıfta bulundu. 2016’da Android sahiplerinin daha yüksek düzeyde dürüstlük sergiledikleri ve iPhone sahipleri kadar ‘kuralları çiğneme’ ihtimalinin olmadığı keşfedildi.
Peki, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce kim daha iyi araba kullanıyor? Görüşlerinizi yorumlarda veya SDN Forum’da paylaşabilirsiniz.
SpaceX’in uydudan internet hizmeti Starlink, mobilite çözümlerine ayak uydurmaya başladı. Karavanda kamp yapan veya hafta sonu gezintilerine çıkan kullanıcılar, artık yanlarında Starlink internet ağını da götürebilir.
Portability (Taşınabilirlik) adlı yeni özellik, kullanıcıların evden uzakta olduklarında Starlink hizmetini kullanmalarına fırsat veriyor. Ayda 135 dolar ödeyen (110 dolar abonelik, 25 dolar Portability) tüm Starlink müşterileri, Portability özelliği sayesinde yoldayken bile uydudan internete bağlanabilir.
Elon Musk'ın yaklaşık bir ay önce Ukrayna'ya yaptığı Starlink desteği, savaşta büyük rol oynadı! İşte detaylar...
Starlink’i başka konumlarda kullanmak artık mümkün
SpaceX, Starlink internet hizmetinin uydu antenlerini yeniden konumlandırma fırsatı sağlayan Portability özelliğini duyurdu. Aylık 25 dolar ödeyen müşteriler, bu özellik sayesinde antenlerini farklı konumlara götürebilecek. 5-6 kg arasındaki antenler, müşterilere daha fazla esneklik sağlayacak.
SpaceX’in açıklamasına göre Portability, müşterilerin Starlink hizmetini “geçici olarak” yeni konumlara taşımalarına ve Starlink’in aktif kapsama alanı sağladığı her yerde yüksek hızlı internet almalarına olanak tanıyor.
Ancak Starlink, henüz aktif hareket halinde kullanımıdesteklemiyor. Bu yüzden de konumunu değiştirmek isteyen kullanıcılar, hizmet alanı içinde kalan ve gökyüzünü net bir şekilde gören sabit bir yer bulmak zorunda.
“Starlink’i yeni bir konuma götürmek, özellikle kullanımın yoğun olduğu veya ağ tıkanıklığı zamanlarında hizmet kalitesinin düşmesine neden olabilir.”
Tatil dönemlerinde veya kamp gezilerinde bile yüksek hızlı internet imkanı sunan bu özellik ile aylık internet faturası da kabaracak gibi duruyor. Daha önce enflasyonu sebep göstererek fiyatlarda artış yaşatan Starlink, Portability ile müşterilerinden 135 dolar alacak.
Aslında geçtiğimiz yıldan bu yana aktif olan Portability, nihayet tüm kullanıcılara genişletilmiş durumda. Uzaydan internet projesi, altyapısı olmayan bölgelere genişbant sunmasıyla daha fazla benimsendi, ancak aylık ödemenin 135 dolara çıkması bu esnekliği tartışmalı hale getirdi.
Peki sizin yeni özellik hakkındaki düşünceleriniz neler? Görüşlerinizi yorumlar kısmında veya SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Kripto para madenciliğinin ve çip krizinin ekran kartı stoklarına yarattığı baskı, iki yılın ardından nihayet geri çekiliyor. GPU’lar mağaza stoklarını doldurmaya başladı ve hem AMD hem de Nvidia’nın ekran kartları tavsiye edilen satış fiyatının (MSRP) altına düştü.
Yapılan son araştırma, birçok ekran kartının tekrardan stoklara geldiğini ve satışa sunulduğu ortaya koydu. Ayrıca bu ekran kartlarından bazıları MSRP veya MSRP’nin altında fiyat etiketlerine sahip olduğu ifade edildi. Peki Türkiye’deki ekran kartı fiyatları ne zaman düşecek?
Sızdırılan bilgilere göre AMD RDNA 3 mimarisi, gelişmiş özellikleri ve düşük güç tüketimiyle Nvidia'yı geride bırakacak.
Ekran kartı fiyatları 2022’de nasıl değişti?
Bildiğiniz üzere ekran kartı fiyatları, son birkaç yıldır arzdaki kıtlık nedeniyle rekor seviyelere çıkmıştı. Bu süre içerisinde ikinci el ekran kartı bulmak bile güç hale geldi. Ancak son haftalarda stoklar dolmaya başladı ve başta oyuncular olmak üzere bilgisayar kullanıcılarının yüzünü güldürecek çok sayıda rapor var.
Ortaya konan son araştırma, AMD’nin giriş seviyesi Radeon RX 6500XT‘nin Mart ayı ortasından bu yana MSRP’nin altından satışta olduğunu gösteriyor. Ayrıca Asus, birkaç hafta içerisinde ekran kartlarının fiyatlarını düşürmeyi planladığını açıkladı.
Son aylarda üst seviye ekran kartlarının stoklarında daha fazla artış yaşandığı ortaya koyulurken, makul fiyatlardaki modellerde ise bulunabilirlik sorunu yaşanmaya devam ediyor. Örneğin daha önce 1549 dolardan satışa sunulan RTX 3080 Ti, halihazırda 1199 dolara kadar geriledi.
Ancak ABD’deki bazı satış mağazalarının indirimler yapmaya başlaması da ilgi çekici görünüyor. Rapora göre Micro Center isimli bir mağaza MSI RTX 3080’i 930 dolar yerine 880 dolardan satışa sundu. Asus’un üç fanlı RTX 3080’i ise 850 dolar fiyat etiketiyle geliyor.
AMD tarafında özellikle RX 6000 serisinin bulunması hala zor olsa da, hem Nvidia hem de AMD kartları nispeten stoklara gelmeye başlamış durumda.
Tüm bunlar oyun dünyası için güzel gelişmeler olsa da, Türkiye pazarını etkileyip etkilemeyeceği belirsizliğini koruyor. Önümüzdeki haftalarda durumun daha iyiye gitmesi ve orta-giriş seviye ekran kartının indirimli fiyatlarla satılması bekleniyor.
Peki siz 2022 yılındaki ekran kartı fiyatları hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda veya SDN Forum’da paylaşabilirsiniz.
Apple, Google ve Microsoft, interneti daha güvenli bir hale getirebilmek için ortak bir karar aldı. Bununla birlikte bugün, FIDO Alliance ve World Wide Web Konsorsiyumu tarafından oluşturulan parolasız oturum açma standardına gösterdikleri desteği artıracaklarını söylediler.
Elon Musk, Apple'ın App Store komisyonu politikasını ağır ifadelerle eleştirmeye devam ediyor. Şimdide kazancın haksız olduğunu ima etti.
Parolasız oturum açma dönemi başlıyor
Bu özelliğin hayata geçmesi durumunda web siteleri ve uygulamalar, insanlara cihazları ve kullanmış oldukları platformlar için tutarlı, güvenli ve de parolasız oturum açma imkanı sağlayacak. Zira halihazırda kullandığımız şifre ile kimlik doğrulama sistemi aslında internet üzerindeki en büyük güvenlik sorunları arasında yer alıyor.
Bu sebeple Apple, Google ve Microsoft’un da aralarında bulunduğu tüm dünyadan yüzlerce teknoloji şirketinin katılım sağladığı FIDO Alliance ve W3C hayatımıza sandığımızdan daha fazla etkide bulunabilir. Üstelik bu ortaklığa öncülük eden büyük şirketlerin bir kısmı artık geliştirilen yeni güvenlik teknolojilerini kendi platformlarına taşımanın planlarını yapmaya başladı.
Hatta kullanıcılar halihazırda cihazlarında parolasız oturum açmayı etkinleştirmek için FIDO Alliance’ın bu yeni özelliğini kullanabilirler. Fakat şu an için istenen seviyede olmadığını belirtelim. Zira her bir cihazla her bir web sitesinde ve uygulamada tek tek oturum açılması gerekiyor. Ancak bu gereksiz iş yükünün ortadan kalkması için çalışmaların hızlandırıldığını söyleyelim.
Konuyla alakalı açıklama yapan FIDO Alliance’ın CMO’su Andrew Shikiar şunları söyledi:
‘Daha basit, daha güçlü kimlik doğrulama’ sadece FIDO Alliance’ın sloganı değil. Aynı zamanda spesifikasyonlarımız ve dağıtım yönergelerimiz için yol gösterici bir ilke olmuştur. Her yerde kullanılabilirlik, çok faktörlü kimlik doğrulamanın geniş ölçekte benimsendiğini görmek için kritik öneme sahiptir. Platformlarında ve ürünlerinde bu kullanıcı dostu yeniliği destekleme taahhüdünde bulunarak bu hedefi gerçeğe dönüştürmeye yardımcı oldukları için Apple, Google ve Microsoft’u alkışlıyoruz.
Konuyla alakalı açıklama yapan bir diğer isim, Apple’ın Platform Ürün Pazarlama Kıdemli Direktörü Kurt Knight, şunları söyledi:
Ürünlerimizi sezgisel ve yetenekli olacak şekilde tasarladığımız gibi, özel ve güvenli olacak şekilde tasarlıyoruz. Daha iyi koruma sunan ve parolaların açıklarını ortadan kaldıran yeni, daha güvenli oturum açma yöntemleri oluşturmak için sektörle birlikte çalışmak, maksimum güvenlik ve şeffaf bir kullanıcı deneyimi sunan ürünler oluşturma taahhüdümüzün merkezinde yer alıyor.
Google Ürün Yönetimi Kıdemli Direktörü Mark Risher da şunları paylaştı:
Bu dönüm noktası, korumayı artırmak ve eski parola tabanlı kimlik doğrulamasını ortadan kaldırmak için sektör genelinde yapılan ortak çalışmanın bir kanıtıdır. Google için, şifresiz bir geleceğe yönelik sürekli inovasyonumuzun bir parçası olarak FIDO ile birlikte yaptığımız yaklaşık on yıllık bir çalışmayı temsil ediyor. FIDO tabanlı teknolojiyi Chrome, ChromeOS, Android ve diğer platformlarda kullanıma sunmayı dört gözle bekliyoruz. Uygulama ve web sitesi geliştiricilerini bunu benimsemeye teşvik ediyoruz. Böylece dünyanın dört bir yanındaki insanlar şifre riskinden ve karmaşasından güvenli bir şekilde uzaklaşabilirler.
Son olarak da Microsoft Kimlik Programı Yönetimi Kurumsal Başkan Yardımcısı Alex Simons işbirliğini şu sözlerle ifade etti:
Şifresiz bir dünyaya tam geçiş, tüketicilerin onu hayatlarının doğal bir parçası haline getirmesiyle başlayacak. Geçerli herhangi bir çözüm, bugün kullanılan parolalardan ve eski çok faktörlü kimlik doğrulama yöntemlerinden daha güvenli, daha kolay ve daha hızlı olmalıdır. Platformlar arasında bir topluluk olarak birlikte çalışarak sonunda bu vizyona ulaşabilir ve şifreleri ortadan kaldırmaya yönelik önemli ilerlemeler kaydedebiliriz. Hem tüketici hem de kurumsal senaryolarda FIDO tabanlı kimlik bilgileri için parlak bir gelecek görüyoruz ve Microsoft uygulamaları ve hizmetleri arasında destek oluşturmaya devam edeceğiz.
Siz parolasız oturum açma hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da veya yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Kia Sportage, dünyanın en çok sevilen otomobilleri arasında yer alıyor. Sunduğu özellikleri ve aynı özellikleri sunan diğer araçlara kıyasla daha uygun fiyatı ile hem ülkemizde hem de dünyada çok iyi satış rakamlarına ulaşıyor.
Kia Sportage, geçtiğimiz aylarda Türkiye’de satışa sunulmuştu. İlk başta çok daha az seçeneklerle karşımıza çıkan araç, her geçen gün seçeneklerini artırarak kullanıcıların taleplerini karşılayabiliyor. Geçtiğimiz günlerde uygun fiyatlı paketlere kavuşan araç, şimdi de merakla beklenen Kia Sportage Hibrit versiyonuna kavuştu.
Yeni Kia Sportage, Plug-in hibrit motoruyla birlikte elektrikli dönüşümde önemli bir adımı simgeliyor. İşte detaylar...
Kia Sportage Hibrit özellikleri
Kia Sportage Hibrit, ülkemizde Prestige Smart adı verilen bir donanım paketiyle satışa sunuldu. Bugüne kadar aracın Cool, Elegance Konfor ve Prestige paketleri satılıyordu. Yeni hibrit versiyon, en üst donanım paketi olan Prestige’e ek olarak bazı özellikler içeriyor. Bu sayede araç, kullanıcılarına birçok teknolojik özellik sunuyor.
Kia Sportage GT-Line
Kia Sportage Hibrit, Prestige Smart paketiyle birlikte Prestige’e ek olarak Harman Kardon Ses Sistemini standart olarak sunuyor. Buna ek olarak Uzaktan akıllı park asistanı (RSPA) da bu araçta bulunuyor. Bu özellik sayesinde girmekte zorlandığınız dar park alanlarına araçtan inip aracın kumandası üzerinden giriş yapabiliyorsunuz.
Ayrıca araçta 19 inç jant yerine 18 inç boyutunda jantlar sunuluyor. Aracın teknik özelliklerine baktığımıza Kia Sportage Hibrit, 1.6 litrelik benzinli ve 44.2 kW’lik bir elektrikli motora sahip. Bu motorlar toplam 230 beygir güç ve 350 Nm tork üretebiliyor. Araç, bu motorlar sayesinde 193 km/saat maksimum hıza ulaşabiliyor.
Aracın 2 tekerlekten çekişli versiyonu 0/100 km/saat hızlanmasını 8 saniyede tamamlarken 4 tekerlekten çekişli versiyonu 8.3 saniyede tamamlayabiliyor. Araç şehir içinde ortalama 2WD versiyonunda 5.6 litre yakıt tüketirken 4WD versiyonunda ise 6.3 litre yakıt tüketiyor. Aracın fiyatı 1.139.900 TL‘den başlıyor.
Kia Sportage 2022 Fiyat Listesi
Versiyon
Yakıt Tipi
Donanım
Fiyat
Yeni Sportage 1.6L 150 PS DCT (Otomatik)
Mild Hybrid – Benzin
Cool
749.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 136 PS DCT (Otomatik)
Mild Hybrid – Dizel
Cool
809.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 150 PS DCT (Otomatik)
Mild Hybrid – Benzin
Elegance Konfor
849.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 150 PS DCT 4×4 (Otomatik)
Mild Hybrid – Benzin
Elegance Konfor
889.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 136 PS DCT (Otomatik)
Mild Hybrid – Dizel
Elegance Konfor
909.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 136 PS DCT 4×4 (Otomatik)
Mild Hybrid – Dizel
Elegance Konfor
949.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 150 PS DCT (Otomatik)
Mild Hybrid – Benzin
Prestige
959.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 150 PS DCT 4×4 (Otomatik)
Mild Hybrid – Benzin
Prestige
999.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 136 PS DCT (Otomatik)
Mild Hybrid – Dizel
Prestige
1.019.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 136 PS DCT 4×4 (Otomatik)
Mild Hybrid – Dizel
Prestige
1.059.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 230 PS Otomatik
Hibrit
Prestige Smart
1.139.900 TL
Yeni Sportage 1.6L 230 PS Otomatik 4×4
Hibrit
Prestige Smart
1.179.900 TL
Peki, sizin düşünceleriniz neler? Sizce yeni Kia Sportage Hibrit nasıl olmuş? Görüşlerinizi yorumlar kısmında veya SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Geçtiğimiz günlerde Elon Musk, Twitter’ın belli bir bölümünü satın alarak şirketin ortakları arasına girmişti. Bu satın alımın ardından daha da fazlasını isteyen Musk, elinden gelen her şeyi yaparak Twitter’ı 44 milyar dolar satın alacağını duyurmuştu.
Bu satın alma haberi sonrasında herkes detayları merak ediyordu. Yapılan açıklamalarda 44 milyar doların 21 milyar dolarını ünlü iş insanının kendi öz sermayesinden karşılanacağı belirtilmişti. Geriye kalan miktar için taahhütler verildi ve bazı yollara başvuruldu. Elon Musk, kredi haricinde kendini destekleyenlerden 7.1 milyar dolarlık destek buldu.
Ortaya atılan iddialara göre satın alma işleminin tamamlanmasının ardından Elon Musk, Twitter şirketinde CEO görevini üstlenecek.
Elon Musk, 19 farklı yatırımcıdan 7,1 milyar dolarlık taahhüt aldı!
Elon Musk, Twitter’ı satın alabilmek için hem yatırımcılarla konuştu hem de kredi çekmeye başvurdu. Ortaya çıkan bilgilere göre Elon Musk, Twitter satın alımında ona yardımcı olabilecek 19 farklı yatırımcıdan 7,1 milyar dolarlık taahhüt almayı başardı. Bu yatırımcılar arasında birçok ünlü isim ve şirket bulunuyor.
Bu desteğin 5.2 milyar doları nakit para olarak yapılacakken 1.9 milyar dolarlık kısmı ise Twitter hisseleri ile yapılacak. Bu yatırımcılardan en ilgi çekeni Elon Musk’ın yakın arkadaşı ve Oracle’ın kurucu ortağı Larry Ellison. Musk’ın yakın arkadaşı Twitter’ı satın almak için ünlü iş adamına 1 milyar dolar taahhüt etti.
Bu yatırımcılardan bir diğeri de Suudi Prens Alwaleed bin Talal. Yapılan açıklamalara göre Suudi Prens, nakit para yerine Elon Musk’a yaklaşık 1.9 milyar dolar değere sahip 35 milyon adet hissesini devredecek. Talil, yaptığı açıklamalarda “Elon Musk, Twitter için mükemmel bir lider olacak.” diye belirtti.
Ayrıca yatırımcılar arasında Binance’in kurucusu ve CEO’su Changpeng Zhao da bulunuyor. Zhao, Elon Musk’a 500 milyon dolar taahhüt etti. Diğer yatırımcılar arasında Sequoia Capital gibi ünlü yatırım şirketleri bulunuyor. Peki, sizin düşünceleriniz neler? Sizce Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması doğru mu? Görüşlerinizi yorumlar kısmında veya SDN Forum‘da bizlerle paylaşabilirsiniz.
