Microsoft, doktorlardan daha başarılı yapay zeka geliştirdi!

Microsoft, insan doktorlardan dört kat daha başarılı sonuçlar veren yeni yapay zeka sistemini tanıttı. “MAI Diagnostic Orchestrator (MAI-DxO)” adı verilen bu sistemin, teşhis süreçlerinde hem doğruluğu hem de maliyeti kökten değiştirebilecek kapasiteye sahip olduğu belirtiliyor. Yapay zeka sisteminin tıp dünyasında çığır açabileceği değerlendiriliyor.

Doktorlardan daha başarılı yapay zeka tasarlandı

Microsoft’un yapay zeka biriminin başında bulunan Mustafa Suleyman, sistemi “tıpta süper zekaya doğru atılmış gerçek bir adım” olarak tanımladı. MAI-DxO’nun dikkat çeken en önemli özelliği, sadece tek bir modelden oluşmaması.

Doktorlardan daha başarılı yapay zeka tasarlandı

Teşhis sürecinde OpenAI’ın o3 GPT’si, Google Gemini, Anthropic Claude, Meta Llama ve xAI Grok gibi farklı modeller adım adım görev alıyor. Her yapay zeka, sürecin farklı bir aşamasına katkı sunuyor ve bu sayede doktorlar arasında geçen çoklu tartışma ortamını taklit eden zincirleme bir karar mekanizması oluşturuluyor.

Sistem, New England Journal of Medicine’da yer alan 304 karmaşık vaka üzerinden test edildi. Her bir vakada belirtilerin analizi, yapılacak testlerin seçimi ve teşhis süreci, doktorların izlediği adımlara benzer şekilde sistem tarafından yürütüldü.

Test sonuçlarında MAI-DxO’nun teşhis doğruluğu %80 seviyesine ulaşırken, insan doktorların aynı vakalardaki teşhis başarısı %20 düzeyinde kaldı. Sistem yalnızca daha doğru sonuçlar üretmekle kalmadı, aynı zamanda düşük maliyetli testleri tercih ederek sağlık hizmetlerinde ekonomik çözümler sundu.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

MAI-DxO’nun bu başarısı, yapay zekanın sadece radyoloji gibi görüntüleme temelli alanlarda değil, genel tıbbi teşhis süreçlerinde de güvenilir şekilde kullanılabileceğini gösteriyor. Ancak bazı uzmanlar gerçek dünyadaki etkilerin yalnızca klinik uygulamalarla test edilebileceği görüşünde.

MIT’den David Sontag, araştırma sonuçlarının dikkat çekici olduğunu kabul etmekle birlikte, deney sırasında doktorlara herhangi bir yardımcı araç sunulmadığını ve bunun gerçek hayattaki uygulamaları yansıtmayabileceğini belirtiyor.

Microsoft henüz bu teknolojiyi ticari olarak sunma kararı almadı. Ancak şirketin sistemi, gelecekte Bing üzerinden sağlık danışmanlığı benzeri hizmetlerde kullanması ya da doğrudan doktorlara yönelik profesyonel araçlar geliştirmesi mümkün görünüyor.

Kablosuz kulaklıklarda güvenlik açığı bulundu!

Kablosuz kulaklıklar, hem kullanım kolaylığı hem de taşınabilirlik nedeniyle günlük hayatın vazgeçilmez teknolojik cihazları arasında yer alıyor. Ancak son yayınlanan bir siber güvenlik raporu, bu cihazların önemli bir tehdit kaynağı haline gelebileceğini gösteriyor. Almanya merkezli bir siber güvenlik firması tarafından yapılan analiz, Airoha markasına ait Bluetooth yongalarında üç kritik yazılım açığı bulunduğunu ortaya koydu.

Kablosuz kulaklıklarda güvenlik açığı ortaya çıktı

Raporda, söz konusu yongaların hem Bluetooth Low Energy (LE) hem de klasik Bluetooth bağlantılarında kullandığı protokollerde güvenlik zafiyetleri bulunduğu belirtiliyor. Bu açıklar, saldırganların yaklaşık 10 metrelik bir mesafeden cihazla hiçbir eşleşme yapmadan doğrudan belleğe erişmesini mümkün kılıyor.

Kablosuz kulaklıklarda güvenlik açığı ortaya çıktı

Bu da saldırganın cihazı kandırarak kendisini kulaklık gibi tanıtmasına ve cihazın kontrolünü ele geçirmesine neden olabiliyor. Mikrofonun uzaktan aktif edilmesiyle ortam dinlemesi yapılması da bu senaryolar arasında yer alıyor.

Airoha tarafından açıklar için bir yazılım yaması yayınlandı ancak kulaklık üreticilerinin bu yamayı henüz cihazlara entegre etmediği görülüyor. Güvenlik riski taşıyan modeller arasında önde gelen markaların çok sayıda popüler ürünü bulunuyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Listeye göre Beyerdynamic, Bose, Jabra, JBL, JLab, Marshall, MoerLabs, Sony ve Teufel gibi markalara ait onlarca model etkilenmiş durumda. Özellikle Sony’nin WF ve WH serisine ait modeller, Marshall’ın tüm güncel kulaklık ve hoparlör serileri ile Bose’un QuietComfort serisi doğrudan risk altında.

Uzmanlar, bu modellerden herhangi birine sahip kullanıcıların yazılım güncellemelerini düzenli olarak kontrol etmesini, üretici firmaların açıklamalarını takip etmesini ve halka açık ortamlarda kulaklıklarını kullanmadıkları zamanlarda tamamen kapalı tutmasını öneriyor. Açıkların saldırganlar tarafından aktif olarak kullanılıp kullanılmadığına dair somut bir vaka paylaşılmış değil ancak potansiyel tehdit seviyesi yüksek.

Çin, dünyanın en büyük çip üreticisi olabilir!

Pazar araştırma şirketi Yole Group’un verilerine göre Çin, küresel dökümhane üretim kapasitesinde ciddi bir artışla 2030 yılına kadar dünya genelindeki yarı iletken üretiminde lider konuma geliyor. Şu anda dünya çapındaki üretim kapasitesinin %21’ine sahip olan Çin’in, bu oranı %30’a çıkardığı takdirde Tayvan’dan liderliği alacağı belirtiliyor. Tayvan şu anda %23 ile en yüksek kapasiteye sahip ülke konumunda. Güney Kore %19, Japonya %13, ABD %10 ve Avrupa %8 seviyelerinde bulunuyor.

Çin, dünyanın en büyük yarı iletken üreticisi olacak

Çin’in bu hızlı yükselişinin arkasında, son yıllarda yarı iletken alanında devlet destekli büyük yatırımlar bulunuyor. Çin, 2024 yılında yarı iletken üretiminde aylık 8,85 milyon plaka üretim seviyesine ulaştı. Bu rakam bir önceki yıla göre %15’lik bir artış anlamına geliyor. 2025 yılında bu miktarın 10,1 milyon plakaya ulaşması bekleniyor. Çin’in bu artışı 18 yeni fabrika inşa ederek gerçekleştirdiği tespit ediliyor.

Dünya genelinde en fazla plakayı tüketen ülke ABD. Küresel talebin yaklaşık %57’si ABD tarafından oluşturuluyor. Ancak ABD’nin üretim kapasitesi toplamın sadece %10’unu karşılayabiliyor. Bu nedenle ülke ihtiyacının büyük kısmını Tayvan, Güney Kore ve Çin gibi üreticilerden sağlıyor.

Japonya ve Avrupa, kendi iç pazarlarını büyük ölçüde karşılayabilecek üretim kapasitesine sahip. Singapur ve Malezya gibi ülkeler ise toplam küresel kapasitenin %6’sını oluşturuyor. Ancak bu ülkelerdeki dökümhanelerin önemli kısmı yabancı şirketlere ait ve üretim büyük ölçüde ABD ile Çin gibi pazarlara yönelik yapılıyor.

Çin’in üretim kapasitesindeki artışa rağmen, en ileri teknoloji çiplerin üretiminde Batılı rakiplerine karşı halen bazı dezavantajları bulunuyor. ABD, Çin’in gelişmiş çip üretim ekipmanlarına erişimini sınırlamak amacıyla kapsamlı ihracat kısıtlamaları uyguluyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Bu durum, Çin’in en ileri düzey çip teknolojilerinde dışa bağımlılığını artırıyor. Bu açığı kapatmak isteyen Çin, litografi makineleri ve elektronik tasarım otomasyonu (EDA) yazılımları gibi stratejik alanlara milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıyor.

Raporda ABD’de devam eden üretim projelerine fazla yer verilmiyor. Ancak TSMC’nin Arizona’daki tesisinde ileri düzey üretimin %30’unu gerçekleştirmesi planlanıyor. Intel, Samsung, Micron, GlobalFoundries ve Texas Instruments da ABD’de yeni üretim tesisleri kuruyor. Bu projelerin tamamlanması durumunda, ABD’nin küresel yarı iletken üretimindeki payında ciddi bir artış yaşanması bekleniyor.

Çin’in üretim kapasitesi bakımından lider konuma gelmesi, küresel tedarik zincirinde önemli etkiler yaratıyor. Ancak teknolojik üstünlüğün hangi ülkede kalacağı, gelişmiş çip üretimi ve kritik ekipmanlara erişim gibi unsurlar nedeniyle hâlâ belirsizliğini koruyor.

Nothing Headphone (1) tanıtıldı! İşte tasarımı

Nothing, kablosuz ses ürünleri alanındaki yelpazesini genişletti ve şirket tarihindeki ilk kafa üstü kablosuz kulaklık modeli olan Nothing Headphone (1)’i resmi olarak duyurdu. 299 euro fiyat etiketiyle pazara çıkan kulaklık, tasarımıyla dikkat çekti. Alışılagelmiş çizgilerin dışına çıkan dış görünüm, tanıtımla birlikte farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Nothing Headphone (1) görücüye çıktı

Ürünün ses tarafındaki donanımı KEF iş birliğiyle geliştirildi. Ses mühendisliği konusunda güçlü referanslara sahip olan KEF ile yapılan bu ortaklık sayesinde Nothing Headphone (1), teknik özellikleriyle birlikte ses performansı açısından da öne çıkarılan bir model olarak lanse edildi.

Kulaklık 40 mm’lik sürücüler kullanıyor. Gövde ağırlığı 329 gram olan ürün, sınıfındaki bazı rakiplerle kıyaslandığında arada dikkat çekici farklar barındırıyor. Sony WH-1000XM6’dan 77 gram daha ağır olan Nothing Headphone (1), Apple’ın AirPods Max modelinden ise 55 gram daha hafif.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Bluetooth 5.3 üzerinden bağlantı kuran kulaklık, ses aktarımı konusunda AAC, SBC ve Hi-Res Audio (LDAC) standartlarını destekliyor. Cihazın aktif gürültü engelleme (ANC) özelliği de bulunuyor. Batarya performansı bağlantı formatına ve ANC kullanımına göre değişiyor.

AAC ile birlikte ANC açıkken 35 saatlik bir kullanım süresi sunulurken, ANC kapatıldığında bu süre 80 saate çıkıyor. LDAC bağlantı formatında ise ANC açıkken 30 saat, kapalıyken 54 saatlik bir batarya ömrü elde ediliyor.

Cihaz, Google Fast Pair ve Microsoft Swift Pair destekleriyle birlikte geliyor. Bu özellikler sayesinde kulaklık, kafadan çıkarıldığı anı algılayabiliyor ve bağlantı sistemleriyle senkronizasyon sağlıyor. Nothing Headphone (1)’in ilerleyen dönemlerde Türkiye’de de resmi olarak satışa sunulacağı aktarılıyor.

Nothing Phone (3) tanıtıldı! İşte özellikleri

Nothing tarafından uzun süredir üzerinde çalışılan ve hakkında birçok sızıntı yapılan Nothing Phone (3), bugün resmi olarak tanıtıldı. Şirketin önceki modeli Phone (2) ile kıyaslandığında tasarımı açısından beklenen etkiyi yaratmayan cihaz, özellikle arka bölümdeki tercihleriyle eleştiri topladı.

Nothing Phone (3) görücüye çıktı

İlk etapta iki farklı renk seçeneğiyle piyasaya sürülen telefon, arkasında yer alan ve “Glyph Matrix” olarak adlandırılan yuvarlak formlu ekranla dikkat çekiyor. Bu mini ekran üzerinden farklı içerikler görüntülenebiliyor. Ancak kameraların alışılmadık bir düzende yerleştirilmesi, genel estetik algıyı olumsuz etkileyen bir unsur olarak öne çıkıyor.

Nothing Phone (3) görücüye çıktı

Cihazın ön tarafında ise oldukça ince ekran çerçeveleri yer alıyor. Nothing Phone (3), gücünü Qualcomm’un Snapdragon 8s Gen 4 işlemcisinden alıyor. TSMC’nin 4 nanometre üretim süreciyle geliştirilen bu işlemci, Wi-Fi 7, Bluetooth 6.0, UFS 4.0 ve LPDDR5X bellek desteği sunuyor. Ancak işlemcide mmWave 5G desteği yer almıyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Snapdragon 8s Gen 3 ile kıyaslandığında yeni işlemci yüzde 49 oranında daha yüksek grafik performansı sağlıyor. CPU tarafında yüzde 31’lik bir performans artışı ve yüzde 39’luk enerji tasarrufu verisi paylaşılırken, yapay zeka görevlerinde kullanılan yeni NPU birimiyle de yüzde 44’lük bir gelişme elde edildiği belirtiliyor.

Telefon, 6,67 inç boyutunda 1.5K çözünürlük sunan LTPO OLED ekran taşıyor. Bu ekran 120 Hz yenileme hızına sahip. Cihaz, 65W hızlı şarj desteğiyle gelen 5.150 mAh kapasiteli bir batarya ile çalışıyor. Ön kamerası 50 megapiksel çözünürlük sunuyor.

Arka kamera kurulumunda ise yine üç adet 50 megapiksellik sensör bulunuyor: Geniş açı, ultra geniş açı ve periskop telefoto. Periskop kamera 3x optik ve 60x dijital yakınlaştırma sunarken, aynı zamanda 10 cm mesafeden makro çekim yeteneği taşıyor.

Suya ve toza dayanıklılığı IP68 sertifikasıyla belgelenen telefon, kablosuz şarj desteğinin yanı sıra NFC ve eSIM gibi donanımlarla birlikte geliyor. İlk olarak Avrupa’da 799 euro fiyat etiketiyle satışa çıkan modelin ilerleyen dönemde Türkiye’de de resmi olarak satışa sunulması planlanıyor. Cihaz, tasarım tercihleri nedeniyle eleştirilse de özellikleriyle dikkat çekmeyi başarıyor.

Apple’a kızıp yaptılar: Nothing Phone 3 ilk inceleme!

Nothing, teknoloji dünyasında ses getiren yeni modeli Phone 3’ü Londra’da gerçekleştirdiği etkinlikte tanıttı. ShiftDelete.Net kurucusu Hakkı Alkan’ın lansmandan aktardığı bilgilere göre, Nothing Phone 3, özellikle fiyat-performans dengesi, özelleştirilebilir arka ekranı ve Android 16 destekli Nothing OS 3.5 arayüzü ile dikkat çekiyor.

Apple’a kızıp yaptılar: Nothing Phone 3 ilk inceleme!

Yeni nesil Nothing Phone 3, Snapdragon 8s Gen 4 işlemci ile geliyor. Amiral gemisi sınıfına çok yakın olan bu çip, cihazın uygun fiyatlı kalmasını sağlarken, yüksek performanstan da ödün vermiyor. 12 GB ve 16 GB RAM, 256 GB ve 512 GB depolama seçenekleriyle sunulan cihaz, IP68 sertifikasıyla suya ve toza dayanıklılık sunuyor.

Telefonun tasarımında öne çıkan en büyük yeniliklerden biri ise arka yüzeydeki özelleştirilebilir Gri Matrix ekran. Kullanıcılar bu ekran üzerinden animasyonlar, oyunlar ve etkileşimli içerikler oluşturabiliyor.

Nothing Phone 3, üçlü kamera dizilimiyle geliyor:

• Ana Kamera: 50 MP, f/1.68, OIS ve EIS destekli
• Periskop Kamera: 50 MP, 3x optik zoom, 60x dijital zoom
• Ultra Geniş Açı: 50 MP, 114° görüş açısı

Ön kamera ise artık 4K video kaydını destekliyor. Arka kameralarla birlikte 4K 120 FPS video çekim yeteneği ve Ultra XDR gibi ileri düzey video özellikleri de mevcut.

Ekran tarafında 6.67 inç AMOLED panel, 120Hz yenileme hızı, 1260×2800 piksel çözünürlük ve Corning Gorilla Glass 7i koruması sunuluyor.

Cihazda kullanılan 5150 mAh’lik silikon-karbon batarya, önceki modele göre daha yüksek kapasite sunarken, 65W hızlı şarj, 15W kablosuz şarj ve ters kablosuz şarj desteği ile öne çıkıyor.

Kablosuz bağlantı konusunda da iddialı olan cihaz, Wi-Fi 7, Bluetooth 6 ve UFS 4.0 depolama desteğiyle güncel teknolojileri barındırıyor.

Nothing OS 3.5 arayüzü, sadeleştirilmiş tasarımı ve yeni Essential Space özelliğiyle dikkat çekiyor. Bu özel buton sayesinde yapay zeka ile ekrandaki içeriklerle doğrudan etkileşim kurulabiliyor. Ayrıca, kullanıcıların güvenliğini artırmak amacıyla video kaydı sırasında arka kamerada kırmızı LED ışık da aktif hale geliyor.

Nothing Phone 3, yaz sonunda Türkiye’de satışa sunulacak. Henüz resmi fiyatı açıklanmasa da, markanın fiyat-performans odağını sürdürmesi bekleniyor. Detaylı kutu açılış ve deneyim videoları ise ürün Türkiye’ye ulaştığında paylaşılacak.

Nvidia, bu GeForce modellerine veda ediyor!

Nvidia, GeForce ekran kartlarının üç büyük serisi için yolun sonuna gelindiğini açıkladı. Şirket; Maxwell, Pascal ve Volta mimarileri üzerine inşa edilmiş olan GTX 700, GTX 900 ve GTX 10 serisi ekran kartlarına yönelik sürücü desteğini 580 sürücü serisiyle birlikte tamamen sonlandırıyor.

Nvidia, bu GeForce modellerinin desteğini sonlandırıyor

Resmi açıklamaya göre bu karar, yalnızca Windows değil aynı zamanda Linux sistemleri için de geçerli olacak. Destek kesintisi, özellikle 2014-2016 döneminde piyasaya sürülen ekran kartlarını doğrudan etkiliyor. GTX 750, 960, 980, 1060, 1070 ve 1080 gibi modeller, uzun süredir devam eden güncelleme desteğiyle kullanıcıların beklentilerinin ötesine geçmişti. Ancak artık bu kartlara yönelik Game Ready sürücü güncellemeleri yayınlanmayacak.

nvidia-gtx-serisi-icin-yolun-sonu-destek-sona-eriyor

Desteğin kesileceği mimariler arasında Maxwell tabanlı 700 ve 900 serisi, Pascal mimarili 10 serisi ve sınırlı sayıda üretilmiş olan Volta tabanlı Titan V modeli bulunuyor. Nvidia, bu kartlara yönelik yeni sürücüler geliştirmeyeceğini belirtirken, halihazırda çalışan sistemlerin mevcut sürümlerle kullanılmaya devam edebileceğini de vurguluyor. Bu da kısa vadede doğrudan bir işlev kaybı yaşanmayacağı anlamına geliyor. Ancak ilerleyen dönemde yeni çıkan oyunlar ve sistem güncellemeleriyle uyumsuzluk riski artacak.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Öte yandan bu karar, tüm GTX serisini kapsamıyor. Nvidia, Turing mimarisiyle geliştirilen ve daha yeni olan GeForce GTX 16 serisine (GTX 1650, GTX 1660 gibi) desteğini sürdürmeye devam edecek. Şirket, bu modeller için sürücü güncellemelerine bir süre daha devam edeceğini açıkladı.

580 sürücü serisinin kesin çıkış tarihi henüz duyurulmadı. Ancak bu sürümle birlikte Nvidia, ekran kartı ürün gamındaki eski nesillere resmî olarak veda etmiş olacak. Özellikle uzun süreli yazılım desteğiyle bilinen Nvidia’nın bu hamlesi, donanım tarafında güncellemelerle rekabetçi kalmak isteyen kullanıcıları daha yeni modellere geçişe teşvik edebilir.

Steam, yeni özelliğini kullanıma sundu!

0

Valve, uzun süredir test ettiği oyun içi performans izleyicisini artık tüm Steam kullanıcılarına sundu. Yeni özellikle birlikte, PC oyuncuları yalnızca FPS değerlerini değil, aynı zamanda işlemci (CPU), ekran kartı (GPU), sistem belleği (RAM) kullanımı gibi performans verilerini de anlık olarak izleyebilecek.

Steam, oyun içi performans izleyicisini kullanıma açtı

Steam’in yeni performans izleyicisi, yalnızca sayısal FPS değeri göstermekle kalmıyor; aynı zamanda zaman içinde kare hızının nasıl değiştiğini grafiksel olarak sunuyor. Özellikle NVIDIA DLSS veya AMD FSR gibi kare üretim teknolojilerini kullanan oyuncular için önemli bir detay da yer alıyor: Sistem, bu tür teknolojilerle oluşturulan kareleri gerçek FPS değerlerinden ayırarak gösteriyor. Böylece oyuncular, sistemlerinin gerçek performansını daha doğru değerlendirebiliyor.

Steam, oyun içi performans izleyicisini kullanıma açtı

Performans izleyicisi ayrıca minimum ve maksimum kare hızı gibi kritik verileri de sağlıyor. Bunun yanında işlemci, ekran kartı ve RAM kullanım oranları grafiksel olarak takip edilebiliyor. Bu sayede bir oyundaki performans düşüşünün hangi bileşenden kaynaklandığı daha net bir şekilde anlaşılabiliyor.

Yeni izleyiciye Steam uygulamasının “Ayarlar” menüsündeki “Oyun İçi” sekmesinden erişilebiliyor. Bu panel üzerinden hangi verilerin gösterileceği, ekranın neresinde yer alacağı ve grafik biçiminin nasıl olacağı gibi seçenekler özelleştirilebiliyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Valve’ın sunduğu bu detaylı performans aracı, daha önce yalnızca üçüncü parti yazılımlarla yapılabilen sistem izlemesini Steam’in kendi arayüzüne taşıyor. Özellikle sistem bileşenlerinin sınırlarını zorlayan modern oyunlarda, oyuncular için donanımlarını daha etkin kullanma ve olası darboğazları tespit etme açısından önemli bir araç hâline gelmiş durumda.

NASA ile Netflix işbirliğine gidiyor! Peki neden?

NASA, uzay araştırmalarına olan ilgiyi artırmak amacıyla Netflix ile işbirliğine gidiyor. Kurumun canlı yayınları, bundan böyle Netflix platformu üzerinden de izlenebilecek. Böylece roket fırlatmalarından Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan yapılan canlı bağlantılara kadar tüm önemli görevler, dünyanın en büyük dijital yayın platformlarından biri aracılığıyla milyonlara ulaşacak.

NASA ve Netflix işbirliği yapıyor

NASA, 2023 yılında “NASA Plus” (NASA+) adıyla kurduğu dijital yayın platformu üzerinden astronot eğitimlerinden uzay yürüyüşlerine kadar pek çok içeriği canlı yayınlamaya başlamıştı. Ancak platformun erişim sınırları ve bilinirliği, hedeflenen kitle genişliğini yakalamakta yeterli olmadı. Bu nedenle NASA, yayınlarını daha geniş kitlelere ulaştırmak için yeni bir kanal arayışına girdi. Bu arayış, Netflix ile yapılan yeni anlaşmayla sonuçlandı.

Netflix, bugüne kadar canlı yayın formatına sınırlı sayıda içerikle adım atmıştı. Şirket, özellikle spor karşılaşmaları, reality show’lar ve stand-up gösterileriyle bu alanda ilk denemelerini yapmıştı. NASA ile yapılan bu yeni ortaklık, platformun canlı yayın kategorisini bilim ve teknoloji içerikleriyle çeşitlendirmesi anlamına geliyor.

Yapılan anlaşmaya göre, NASA+’ta yayınlanan tüm içerikler artık Netflix üzerinden de eş zamanlı olarak izlenebilecek. İzleyiciler, fırlatma rampasındaki anlık gelişmelerden uzaydaki görevlerin en kritik anlarına kadar NASA’nın resmi yayın akışını doğrudan Netflix platformu üzerinden takip edebilecek.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Netflix’in dünya genelinde 700 milyonu aşkın izleyiciye sahip olması, NASA için büyük bir fırsat sunuyor. Kurum, yayınladığı açıklamada bu iş birliği sayesinde uzay programlarına yönelik toplumsal ilginin artacağını ifade etti. Özellikle genç izleyicilerin dikkatini çekmek ve bilimsel farkındalığı artırmak, işbirliğinin temel hedefleri arasında yer alıyor.

Netflix, bu yayınların tek adresi olmayacak. NASA+, bağımsız bir platform olarak faaliyetini sürdürmeye devam edecek. Ayrıca NASA’nın resmi uygulamaları üzerinden de canlı yayınlara ücretsiz erişim sağlanabilecek.

Türkiye’deki elektrikli araç şarj altyapısı genişliyor!

Türkiye’de elektrikli araç kullanımındaki artışa paralel olarak şarj altyapısında da hızlı bir büyüme yaşanıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yayınladığı verilere göre, Mayıs 2025 itibariyle Türkiye genelindeki elektrikli araç şarj soketi sayısı 30 binin üzerine çıktı.

Türkiye’deki elektrikli araç şarj altyapısı büyüyor

Mayıs sonu itibarıyla toplam şarj soketi sayısı 30.680 olarak kayıtlara geçti. Bu sayı, Nisan 2025’te 29.496 idi. Bir ayda 1.184 yeni soketin devreye alınmasıyla birlikte soket sayısında yüzde 4 oranında artış yaşandı. Aynı dönemde AC (alternatif akım) şarj soketleri yüzde 3,2 artarak 17.783’e, DC (doğru akım) şarj soketleri ise yüzde 5,1 artışla 12.897’ye ulaştı.

Elektrikli araç emisyon

2024 yılı Mayıs ayında Türkiye genelinde toplam 19.034 şarj soketi bulunuyordu. Son bir yıllık dönemde, şarj altyapısında yüzde 61,18’lik bir artış gerçekleşti. Aynı zamanda, şarj istasyonlarının toplam kurulu gücü de 2.200 megavat seviyesine çıktı.

Türkiye yollarında 247.344 adet elektrikli araç bulunuyor. Bu sayılar dikkate alındığında, ülkede her 8 araca 1 şarj soketi düşüyor. Ancak bu oran DC soketler özelinde değerlendirildiğinde, her 19 araca yalnızca 1 adet hızlı şarj imkanı sunulabiliyor. Bu durum, özellikle uzun yolculuklar ve yoğun kullanım saatlerinde hızlı şarj noktalarındaki kapasiteye ilişkin planlama gerekliliğini ortaya koyuyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

EPDK verilerine göre, en fazla şarj soketine sahip firma 4.555 adet AC ve DC soketle ZES oldu. AC soket sayısında ise bin 843 soketle Eşarj birinci sırada yer alırken, onu bin 729 soketle Trugo ve bin 553 soketle ZES takip etti. Bu veriler, sektördeki firmalar arasında altyapı yatırımlarında rekabetin arttığını gösteriyor.

Elektrikli araç pazarındaki genişleme devam ederken, altyapının bu büyümeye ne ölçüde ayak uydurabileceği önümüzdeki dönemde belirleyici olacak. Özellikle hızlı şarj kapasitesinin artırılması ve mevcut ağın yaygınlaştırılması, elektrikli mobilitenin Türkiye genelinde sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesi açısından önem taşıyor.

Instagram, Spotify entegrasyonunu artırdı!

Instagram, uzun süredir kullanıcıların Spotify üzerinden dinledikleri şarkıları Hikayeler’de paylaşmalarına izin veriyordu. Ancak bu paylaşımlar yalnızca şarkı bağlantısını içeren sessiz bir çıkartma ile sınırlıydı. Şirketin yeni güncellemesiyle birlikte bu durum değişti. Artık kullanıcılar Spotify’daki parçaları Hikayeler’de sesli olarak paylaşabiliyor.

Instagram, Spotify entegrasyonunu artırıyor

Yeni özellikle birlikte, Spotify üzerinden paylaşılan parçalar 15 saniyelik sesli bir önizleme ile Hikayeler’de yer alıyor. Böylece takipçiler, paylaşımı yapan kişinin dinlediği şarkının küçük bir bölümünü Instagram üzerinden doğrudan duyabiliyor. Uygulama içinden çıkmadan şarkıdan bir kesit dinlenebilmesi, hem kullanıcı deneyimini iyileştiriyor hem de müzik paylaşımlarına etkileşim katıyor.

Instagram, Spotify entegrasyonunu artırıyor

Meta, bu değişikliğin Spotify ile iş birliği içinde geliştirildiğini belirtiyor. Önceden yalnızca görsel bir çıkartma ve yönlendirme bağlantısı sunan sistem, artık doğrudan ses destekli içerik sağlayarak kullanıcıların uygulama içinde kalma süresini artırmayı hedefliyor. Özelliğin hem iOS hem de Android cihazlarda aktif edildiği bildiriliyor.

Instagram, sadece sesli paylaşım özelliğiyle sınırlı kalmayarak, Hikayeler ve Reels için yeni yazı tiplerini de duyurdu. İlk olarak sanatçı Rosalía’nın el yazısından esinlenerek tasarlanmış, sınırlı süreli özel bir yazı tipi sunulacak. Bu yazı tipi, “:-)”, “<3” gibi karakterlerle birlikte özel olarak çizilmiş semboller de içeriyor. Kullanıcılar bu sembolleri yazarken Rosalía’nın el çizimi özel karakterlerine erişebilecek.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Instagram’ın bu adımı, platformu müzik keşfi açısından daha aktif bir merkez hâline getirme çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Müzik paylaşım deneyiminin zenginleştirilmesi, TikTok’un küresel müzik trendlerine yön veren etkisine karşı önemli bir hamle olarak görülüyor.

Yeni özellik, kullanıcıların içeriklerini kişiselleştirmesine olanak tanırken, aynı zamanda sosyal medya üzerinden şarkı keşfi ve paylaşımını da daha doğal ve etkili hâle getiriyor.

Microsoft, Windows’un ne kadar kullanıcı kaybettiğini açıkladı!

Microsoft, dünya genelinde 1 milyardan fazla aktif Windows cihazı bulunduğunu duyurdu. Ancak bu açıklama, sistemin üç yıl önceki 1.4 milyarlık kullanıcı tabanına kıyasla 400 milyonluk bir kaybı gizleyemiyor. Kayıp, sadece Windows 10’un 2025 sonbaharında sona erecek desteğiyle açıklanamıyor. Veriler, kullanıcıların farklı yönelimler içinde olduğunu gösteriyor.

Windows, 400 milyon kullanıcı kaybetti

Kullanıcıların önemli bir bölümü Apple’ın kendi geliştirdiği M serisi çiplere geçişiyle birlikte macOS ekosistemine yöneldi. IDC ve Canalys verileri, Mac satışlarının son yıllarda artış gösterdiğini ve Apple’ın küresel masaüstü işletim sistemi pazarındaki payını yüzde 8.7 ila 10.4 aralığına taşıdığını ortaya koyuyor. Özellikle M1, M2 ve M3 serisi işlemcilerin sunduğu yüksek performans bu geçişte etkili oldu.

Kurumsal alanda ise Linux tabanlı açık kaynak sistemlerin tercih edilmeye başlandığı görülüyor. Almanya’nın Schleswig-Holstein eyaleti, Danimarka Dijital İşler Bakanlığı ve Fransa’nın Lyon kenti gibi kamu kurumları, Windows’u terk ederek açık kaynak alternatiflere yöneldi. Bu geçişler, kamu sektöründe maliyet ve veri güvenliği konularının öncelik kazanmasıyla ilişkilendiriliyor.

Asıl büyük değişim ise bireysel kullanıcı tarafında yaşanıyor. Akıllı telefonlar ve tabletler, özellikle pandemi sonrası dönemde daha da güçlenerek kişisel bilgisayarların yerini almaya başladı. Artık gündelik dijital ihtiyaçların büyük bölümü mobil cihazlar üzerinden karşılanıyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Bu durum, bireysel kullanıcılar arasında masaüstü ve dizüstü bilgisayarlara olan talebi ciddi biçimde azalttı. Windows, özellikle tüketici segmentinde eski gücünü kaybetti.

Pandemi döneminde yaşanan bilgisayar talebi artışı geçici kaldı. Talep, pazarı doyuma ulaştırdıktan sonra yeniden düşüş eğilimine girdi. Günümüzde masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar daha çok profesyonel işlerde kullanılan yazılımlara ihtiyaç duyan kullanıcılar ve oyun odaklı sistemlere yönelenler tarafından tercih ediliyor.

Microsoft, Windows 10’un 14 Ekim 2025’te sona erecek desteği öncesinde Windows 11’e geçiş sürecinden yeni bir yükseliş bekliyor. Ancak Windows 11’e geçiş için birçok cihazda donanım yükseltmesi gerekmesi, bu beklentinin karşılanmasını zorlaştırıyor.

Kullanıcılar, yeni işletim sistemine geçmek için ekstra maliyetle karşı karşıya kalıyor. Bu durum da geçiş sürecini yavaşlatan başlıca etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.