PlayStation Store, bu kez zamlarla gündemde!

Sony, Türkiye’de PlayStation oyunlarının fiyatlarını yeniden artırdı. Yapılan son zamla birlikte yeni AAA oyunlarından Death Stranding 2’nin standart sürümü 3449 TL’ye, özel sürümlerden Ghost of Yōtei Digital Deluxe versiyonu ise 3849 TL’ye kadar yükseldi. Önceki çıkış fiyatlarının 2800 TL civarında olduğu dikkate alındığında, fiyatlarda önemli bir artış yaşandığı görülüyor.

PlayStation Store, yeni zamlarla gündem oldu

Türkiye’de PlayStation oyunlarının fiyatlandırması artık bölgesel fiyatlandırma yerine doğrudan döviz kuru üzerinden yapılıyor. Bu durum, kurdaki dalgalanmalara paralel olarak fiyatların artmasına neden oluyor. Sony, Türkiye’nin yanı sıra Brezilya gibi bazı ülkelerde de oyun fiyatlarını yükseltme kararı aldı. Bu hamle, global çapta oyun fiyatlarının yükselmesi trendinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

PlayStation Store, yeni zamlarla gündem oldu

Özellikle Death Stranding 2, Ghost of Yōtei, Silent Hill f ve Metal Gear Solid Δ gibi popüler AAA oyunları 3449 TL bandında satılıyor. Bunun yanı sıra Dying Light: The Beast, Hell is Us, Ready or Not, Wuchang: Fallen Feathers ve The Alters gibi oyunlarda da fiyat artışı yaşandı.

Fiyat artışlarının temelinde, Sony’nin Birleşik Krallık ofisi tarafından pound baz alınarak fiyatlandırma yapılması yer alıyor. Üzerine eklenen vergilerle birlikte Türkiye’de oyun fiyatları küresel standartların da üzerine çıkmış durumda.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Güncel döviz kuru ile hesaplandığında, 3449 TL civarındaki oyun fiyatları yaklaşık 86,5 dolara denk geliyor. Bu fiyat, ABD’de oyunların 80 dolar seviyesine çekilmesi tartışılırken Türkiye’de oyunların 90 dolara yaklaşması oyuncular arasında sosyal medyada tepki topladı.

Sony’nin Türkiye’de PlayStation ofisini kapatması ve bölgesel fiyatlandırmadan tamamen döviz kuru bazlı modele geçişi, oyuncuların bütçesine doğrudan yansıyan artışlara yol açıyor. PlayStation Store’daki oyun fiyatlarının önümüzdeki dönemde de yükselmeye devam etmesi bekleniyor.

Google Pixel 10 Pro Fold için geri sayım: Neler sunacak?

Google, katlanabilir telefon pazarına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin bu kapsamda, teknik özellikleriyle öne çıkması beklenen Pixel 10 Pro Fold modeli üzerinde yoğun şekilde çalıştığı ifade ediliyor. Son detaylar ise katlanabilir telefonla ilgili son detayları gözler önüne seriyor. İşte konuyla ilgili ayrıntılar!

Google’un yeni katlanabilir telefonu Pixel 10 Pro Fold, selefine kıyasla daha ince ve dayanıklı bir yapıyla geliyor. Yeni raporlar, cihazın su ve toz direnci konusunda önemli iyileştirmeler sunacağını ve daha şık bir tasarımla kullanıcı karşısına çıkacağını ortaya koyuyor. Şu an için kesin olmasa da akıllı telefonun 6,4 inçlik bir kapak ekranına sahip olması bekleniyor.

Google Pixel 10 Pro Fold neler sunacak?

Google Pixel 10 Pro Fold, bu yıl daha ince bir menteşe mekanizmasıyla geliyor. Bu tasarım değişikliği, cihazın hem daha ince olmasını sağlıyor hem de Samsung Galaxy Fold 7 gibi rakipleriyle rekabet gücünü artıracak. Aynı zamanda telefonun elde tutulması da daha kolay hale gelecek. Cihazdaki en dikkat çekici yeniliklerden biri ise suya ve toza karşı dayanıklılığı simgeleyen IP68 sertifikası.

Eğer bu sızıntılar gerçeği yansıtıyorsa Pixel 10 Pro Fold, IP68 sertifikası alan ilk katlanabilir telefon unvanını alacak. Şu ana kadar piyasaya çıkan katlanabilir telefonların büyük bölümü yalnızca suya karşı IPX8 direnci sunarken, toza karşı herhangi bir koruma sağlamıyor. IP68 sertifikasına biraz daha yakından bakıldığında, “6” toza karşı tam koruma anlamına gelirken, “8” ise cihazın 1 metre derinlikte 30 dakika boyunca suya dayanıklı olduğunu gösteriyor.

Google, Pixel 10 Pro Fold modelini 20 Ağustos’ta dünya çapında tanıtmayı planlıyor. Son sızan görseller ise cihazın tasarım açısından Pixel 9 Pro Fold modeline oldukça benzeyeceğini gösteriyor.

Ryan Gosling’li Project Hail Mary geliyor! İşte fragmanı

Andy Weir’ın aynı adlı çok satan bilim kurgu romanından uyarlanan Project Hail Mary için ilk fragman yayınlandı. Amazon MGM tarafından sinemaseverlerle paylaşılan tanıtım, 20 Mart 2026’da vizyona girecek filmin ilk görsellerini gün yüzüne çıkardı. Başrolde Ryan Gosling’in yer aldığı yapım, hem kadrosu hem de yaratıcı ekibiyle dikkat çekiyor.

Project Hail Mary filmi karşımıza çıkacak

Film, The Martian’ın da yazarı olan Andy Weir’ın 2021 yılında yayımlanan ve eleştirmenlerden tam not alan romanına dayanıyor. Hikayenin merkezinde Ryland Grace adında bir öğretmen yer alıyor. Bilim kariyerinde parlak bir geleceğe sahipken üst düzey çevrelerle yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle akademiden uzaklaşan Grace, bir gün bilinçsiz şekilde bir uzay gemisinde uyanıyor.

Nerede olduğunu, nasıl oraya geldiğini ya da kim olduğunu hatırlamayan karakterin hafızası yavaş yavaş geri gelirken, izleyici de bu yalnız görevde insanlık tarihinin en büyük tehlikesiyle karşı karşıya olunduğunu keşfetmeye başlıyor.

Başrolde Ryan Gosling yer alıyor. Son dönemde Barbie ve Blade Runner 2049 gibi yapımlarda dikkat çeken Gosling’e, Sandra Hüller, Ken Leung ve Milana Vayntrub eşlik ediyor. Ancak The Martian örneğinde olduğu gibi Project Hail Mary de büyük ölçüde tek karaktere odaklanan bir anlatı sunacak. Film, karakterin içsel yolculuğunu bilimsel keşif ve hayatta kalma mücadelesiyle birleştiren bir yapıya sahip.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Yönetmen koltuğunda, The LEGO Movie, 21 Jump Street ve Spider-Man: Into the Spider-Verse gibi yapımlarıyla tanınan Phil Lord ve Christopher Miller ikilisi oturuyor. Senaryo ise yine The Martian filminde imzası bulunan Drew Goddard tarafından kaleme alındı. Yapım ekibinin bu tercihi, Project Hail Mary’nin sinema dili açısından da selefiyle benzer bir tonu yakalayabileceği beklentisini güçlendiriyor.

Film henüz bir yıl uzakta olmasına rağmen, yayımlanan ilk fragman sosyal medya platformlarında yoğun ilgi gördü. Ryan Gosling’in uzay boşluğunda geçen sahneleri ve hikâyenin ipuçlarını veren atmosferi, bilim kurgu seven izleyiciler arasında şimdiden merak uyandırdı. Amazon MGM’in tanıtım kampanyası ise filmin 2026’nın büyük gişe projelerinden biri olarak lanse edileceğini gösteriyor.

Android kullanıcılarına müjde: Google, Gmail’deki can sıkan sorunu çözüyor!

Her gün gerekli gereksiz onlarca e-posta alıyorsunuz. Bu, gelen kutunuzun dolmasına ve gerçekten önemli e-postaları gözden kaçırmanıza neden olabiliyor. Ancak görünüşe göre Google, bununla ilgili küçük ama kullanışlı bir yenilik üzerinde çalışıyor. Şirket, Gmail bildirimlerine Android cihazlar için “Okundu olarak işaretle” düğmesini eklemeye hazırlanıyor.

Android Authority’e göre Google, Android için Gmail uygulamasında önemli bir değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Bir X kullanıcısı tarafından paylaşılan ekran görüntüsü şirketin yeni özelliği test ettiğini ortaya koyuyor.

Gmail bildirimlerine Android cihazlar için “Okundu olarak işaretle” düğmesi gelecek

Bilindiği üzere, bugüne dek Android cihazlarda Gmail bildirimlerinde ‘Sil’ ve ‘Yanıtla’ seçenekleri yer alıyordu. Ancak, son ekran görüntüsü çok yakında bunlara ‘Okundu olarak işaretle’ düğmesinin ekleneceğini gösteriyor.

Bu sayede Android kullanıcılarının bir Gmail bildirimi aldıklarında eskiden olduğu gibi uygulamayı açmasına ve onlarca e-postanın arasında kaybolmasına gerek kalmayacak. Sadece tek bir tıkla ilgili e-posta okundu olarak işaretlenebilecek.

Yeni özelliği fark eden kullanıcı, Android için Gmail’in 2025.06.15 sürümükullandığını ifade etti. Fakat, aynı versiyonu kullanan diğer kullanıcılar bu yeniliği göremedi. Bunun nedeni şirketin yeni özelliği sınırlı sayıda kullanıcıyla test etmesi diyebiliriz.

iOS için Gmail’de halihazırda bulunan bu özelliğin Android’e de gelmesi kullanıcıların uzun zamandır beklediği bir gelişmeydi. Şu an için yapılması gereken tek şey özellinin kullanıma açılmasını beklemek.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!

İngiltere, sentetik insan DNA’sı üretecek!

İngiltere’de, insan DNA’sının sentetik olarak üretilmesine yönelik dünya çapında ilk araştırma çalışmaları resmen başladı. Bu çığır açıcı girişim, insan genomunu moleküler düzeyde sıfırdan inşa etmeyi hedefliyor.

İngiltere, sentetik insan DNA’sı üretmeyi planlıyor

Projenin arkasında, daha önce İnsan Genomu Projesi’ni de destekleyen dünyanın en büyük tıbbi yardım kuruluşlarından Wellcome Trust bulunuyor. Kurum, Cambridge merkezli MRC Moleküler Biyoloji Laboratuvarı tarafından yürütülen bu araştırmaya ilk etapta 10 milyon sterlin finansman sağladı.

İngiltere, sentetik insan DNA'sı üretmeyi planlıyor

Çalışmanın odağında, hasarlı hücrelerin ve organların onarımı, yaşlılıkla birlikte gelen dejeneratif hastalıkların yavaşlatılması ve tedavisi mümkün olmayan rahatsızlıklara çözüm bulunması yer alıyor. Araştırma ekibinden Dr. Julian Sale, bu teknolojinin, örneğin kalp, karaciğer veya bağışıklık sistemi gibi organların yeniden yapılandırılmasında kullanılabilecek hastalıklara dirençli hücreler üretmeyi mümkün kılabileceğini belirtiyor.

DNA, insan vücudundaki genetik bilgiyi taşıyan temel molekül ve dört nükleotid harfinden (A, T, G, C) oluşuyor. İnsan Genomu Projesi sayesinde bu dizilim barkod gibi çözüldü. Yeni başlatılan proje ise süreci bir adım ileri taşıyarak DNA’yı doğrudan sentezlemeyi amaçlıyor. İlk aşamada, insan DNA’sının giderek daha büyük bölümlerinin sentetik yollarla üretilebilmesini sağlayacak araçlar geliştirilecek. Uzun vadede ise hedef, tam bir insan kromozomunun laboratuvar ortamında üretilmesi.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Sentetik olarak inşa edilen bu DNA parçaları, bilim insanlarına genlerin vücut üzerindeki etkilerini doğrudan gözlemleme imkânı tanıyacak. Geleneksel genetik mühendisliği yöntemleriyle yalnızca mevcut DNA üzerinde küçük değişiklikler yapılabilirken, yeni yaklaşım sayesinde yapının tamamı yeniden tasarlanabilecek. Bu da daha isabetli tedavilerin ve hücre temelli terapilerin geliştirilmesini mümkün kılabilir.

Araştırmaların tamamı kontrollü laboratuvar ortamında yürütülüyor. Ancak projenin sağladığı teknolojik imkanlar, insan biyolojisi üzerinde daha önce hiç olmadığı kadar detaylı bir müdahaleyi mümkün kılıyor.

Bu da beraberinde ciddi etik soruları gündeme getiriyor. Bazı uzmanlar, çalışmanın kötü niyetli aktörler tarafından biyolojik silahlar, genetik olarak geliştirilmiş insanlar veya yeni canlı türleri üretme amacıyla kötüye kullanılabileceğinden endişe duyuyor.

İngiltere, sentetik insan DNA'sı üretmeyi planlıyor

Bu endişelere rağmen projeye finansman sağlayan Wellcome Trust, kararın dikkatli bir değerlendirme süreci sonunda alındığını ifade ediyor. Fon kararına onay veren Dr. Tom Collins, teknolojinin er ya da geç geliştirileceğini, bu nedenle şimdiden kontrollü ve şeffaf bir şekilde çalışmanın daha güvenli olduğunu savunuyor. Collins, “Hareketsiz kalmanın bedeli ne olurdu?” sorusunu sorarak, projeye erkenden dahil olmanın etik çerçevede ilerlemek için bir fırsat sunduğunu belirtiyor.

İngiltere’de yürütülen bu araştırma, insan DNA’sının laboratuvar ortamında tamamen yeniden inşa edilmesi yönünde atılmış ilk adım olarak kayda geçiyor. Gelişmelerin, tıp alanında devrim niteliğinde sonuçlar doğurabileceği kadar, biyoteknoloji ile ilgili uluslararası düzenlemelerin de yeniden şekillenmesine neden olması bekleniyor.

GeForce RTX 5070 Ti SUPER sızdırıldı! İşte özellikleri

Nvidia’nın yeni ekran kartı modeli GeForce RTX 5070 Ti SUPER’e ait ilk teknik detaylar ortaya çıktı. Donanım sızıntılarıyla bilinen Kopite7kimi tarafından paylaşılan bilgilere göre, kartın en dikkat çekici yeniliklerinden biri yüzde 50 oranında artırılmış bellek kapasitesi. 16 GB GDDR7 belleğe sahip RTX 5070 Ti’ın üzerine çıkan yeni model, 24 GB VRAM ile geliyor.

GeForce RTX 5070 Ti SUPER ortaya çıktı

Kart, Nvidia’nın GB203-350-A1 kodlu “Blackwell” mimarisine sahip GPU’sunu kullanıyor. RTX 5070 Ti ile aynı sayıda CUDA çekirdeği barındırıyor; toplamda 8960 adet. Ancak saat hızlarında yapılan iyileştirmeler ve artırılmış bellek kapasitesi sayesinde performansta belirgin bir artış bekleniyor. Güç tüketimi de yükselmiş durumda. Mevcut modelin 300W TDP değerine kıyasla, RTX 5070 Ti SUPER 350W seviyesine ulaşıyor.

24 GB GDDR7 bellek, 28 Gbps hızla çalışıyor ve 896 GB/s bant genişliği sağlıyor. Bu, bellek performansı açısından sınıfının üstünde bir yapı sunuyor. Kart, yalnızca oyun odaklı değil; aynı zamanda profesyonel içerik üretimi, yapay zeka uygulamaları ve yüksek bellek gereksinimi duyan iş yükleri için de uygun bir donanım profili çiziyor. 4K çözünürlükte oyun oynarken karşılaşılan VRAM sınırlamaları, bu modelde ortadan kalkıyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Fiyatlandırma tarafında ciddi bir artış öngörülmüyor. RTX 5070 Ti SUPER’in yaklaşık 749 dolar seviyesinden piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bu rakam, mevcut RTX 5070 Ti ile benzerlik gösteriyor. Yeni model, teknik olarak daha güçlü olmasına rağmen fiyat konusunda agresif bir yaklaşım sergiliyor.

Nvidia cephesinden resmi bir tanıtım yapılmış değil. Ancak teknik detayların netleşmesiyle birlikte RTX 5070 Ti SUPER’in yakın zamanda duyurulması bekleniyor.

Eski elektrikli araç bataryaları, veri merkezlerinde kullanılacak!

Amerika Birleşik Devletleri’nin Nevada eyaletinde kurulan yeni nesil bir veri merkezi, elektrikli araçlardan çıkan kullanılmış bataryalar ve güneş enerjisiyle çalışıyor. Bu merkez, yapay zeka çağında artan veri işleme ihtiyacına çevreci bir çözüm sunarken, enerji tüketimindeki artışa da sürdürülebilir bir yanıt oluşturuyor. Proje, Tesla’nın kurucu ortaklarından JB Straubel’in kurduğu Redwood Materials ve onun enerji girişimi Redwood Energy tarafından hayata geçirildi.

Eski elektrikli araç bataryaları, veri merkezlerinde kullanıldı

Veri merkezlerinin enerji talebi her geçen yıl hızla artıyor. Özellikle yapay zeka ve bulut bilişim altyapılarının yaygınlaşması, bu merkezlerin elektrik tüketimini kritik düzeylere taşıdı. Mevcut projeksiyonlara göre, 2028 itibariyle ABD’deki toplam elektrik tüketiminin yüzde 12’sinin yalnızca veri merkezleri tarafından kullanılacağı tahmin ediliyor. Bu artış; geleneksel elektrik altyapısının sınırlarına ulaşabileceğine işaret ederken, alternatif enerji çözümlerine olan ihtiyacı da net biçimde ortaya koyuyor.

Redwood’un geliştirdiği sistemde, doğrudan geri dönüşüme gitmek yerine elektrikli araçlardan çıkan bataryalar ikinci bir kullanım alanı buluyor. Yapılan testlerde, bu bataryaların çoğunun otomobil kullanımı için yeterli görülmemesine rağmen enerji kapasitelerinin yüzde 50’den fazlasını koruduğu belirlendi. Bu bataryalar, veri merkezleri gibi sabit ve kontrollü ortamlarda enerji depolama sistemlerine dönüştürülerek yeniden değerlendiriliyor.

Şirketin ABD genelinde kurduğu lojistik altyapı, her yıl Kuzey Amerika’daki kullanılmış batarya paketlerinin yüzde 70’inden fazlasını topluyor. Bu bataryalar detaylı olarak analiz ediliyor ve yeniden kullanılmaya uygun olanlar, üreticiden bağımsız şekilde çalışabilen modüler enerji ünitelerine dönüştürülüyor. Redwood’un geliştirdiği kontrol sistemi sayesinde farklı üreticilere ait bataryalar uyumlu bir şekilde entegre edilebiliyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Yeni sistem, yalnızca enerji temin etmiyor; aynı zamanda döngüsel ekonomi ilkesini de somutlaştırıyor. Kullanılan bataryalar, ikinci ömürlerini tamamladıktan sonra geri dönüştürülerek içerdikleri lityum, kobalt ve nikel gibi kritik materyaller tekrar ekonomiye kazandırılıyor. Böylece hem yeni batarya üretimi için ihtiyaç duyulan maden arayışı azalıyor hem de çevresel etkiler en aza indiriliyor.

Redwood’un yapay zeka altyapı şirketi Crusoe ile birlikte yürüttüğü mikroşebeke projesi, bu yaklaşımın ilk büyük ölçekli örneklerinden biri oldu. Dört ayda tamamlanan projede, 12 megavatlık enerji üretimi ve 63 megavat-saatlik depolama kapasitesi sağlandı.

Bu yapı, dünya genelinde ikinci ömür bataryaların kullanıldığı en büyük sistemlerden biri olmanın yanı sıra, Kuzey Amerika’daki en büyük mikroşebeke olma özelliğini de taşıyor. Bu merkez, hali hazırda 2.000 adet grafik işlem birimini (GPU) çalıştıran bir veri merkezine güç sağlıyor.

EA Games, sevilen oyun serisini yeniden çıkarıyor!

EA Games, 2009 yılında piyasaya sürdüğü NCAA Basketball ’10’un ardından uzun süredir sessiz kalan kolej basketbolu oyun serisini yeniden gündeme taşıdı. Şirket, resmi X hesabı üzerinden yaptığı kısa fakat dikkat çekici paylaşımla serinin geri döneceğini açıkladı.

NCAA Basketball serisi geri dönüyor

Paylaşımda sadece “Çılgınlığı geri getiriyoruz. Haydi tekrar başlayalım” ifadesi yer aldı. Görsel olarak ise üzerinde “EA Sports” logosu bulunan bir basketbol topu kullanıldı. Açıklamayla birlikte #CBB etiketi de dikkat çekti.

Bu gelişme, spor oyunları tutkunları arasında büyük bir heyecan yarattı. Paylaşımın ardından sosyal medya kullanıcıları yoğun ilgi gösterdi. “Bizi 2K’nın pençelerinden kurtardığınız için teşekkür ederiz” ve “Tembellik etmeyin de PC sürümünü de çıkarın” gibi yorumlar kısa sürede platformda öne çıkan mesajlar arasında yer aldı. Oyuncular, özellikle uzun yıllardır yalnızca 2K Sports’un sunduğu basketbol oyunlarıyla yetinmek zorunda kalmanın ardından yeni bir alternatifin geliyor olmasından memnuniyet duydu.

Kolej basketbolunun oyun dünyasına geri dönmesi yalnızca oyuncular için değil, EA için de önemli bir geri dönüş anlamı taşıyor. 2024 yılında piyasaya sürülen College Football 25 ile kolej futbolunu oyunseverlerle buluşturan EA, bu alandaki büyük talebi karşılayarak oyunun ilk haftalarında bir milyar doların üzerinde gelir elde etmişti. Benzer bir yaklaşımın şimdi basketbol tarafında da devreye alınması, şirketin kolej sporlarına yönelik stratejisinin devam ettiğini gösteriyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Yeni basketbol oyununun NCAA lisansına sahip olup olmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak sızan bir belgeye göre, Collegiate Licensing Company (CLC), yeni bir kolej basketbol oyunu için teklif çağrısı yaptı ve EA bu süreçte seçilen firma oldu.

Belgeye göre sadece erkek takımları değil, kadın takımları da oyunda yer alacak. Bu detay, geçmiş yapımlardan farklı olarak daha kapsayıcı bir deneyim sunulacağının işareti olarak değerlendiriliyor.

Oyunun geliştirme sürecinin halihazırda başladığı belirtiliyor. İlk sürümün çıkış tarihi için 2028 yılı hedeflenmiş durumda. Şu an için oyun hakkında resmi bir fragman, oynanış görüntüsü ya da daha kapsamlı açıklama paylaşılmadı.

Ancak sadece bir cümlelik duyuru bile serinin geri dönüşü için oyuncuların duyduğu özlemi yeniden gün yüzüne çıkarmış görünüyor. EA Games, 16 yıl sonra yeniden el attığı bu seride beklentileri karşılayıp karşılayamayacağıyla önümüzdeki yıllarda tekrar gündeme gelmeye devam edecek.

Android telefonlarda pil ömrünü artırma yolları!

Android işletim sistemine sahip telefonlarda sıkça karşılaşılan hızlı pil tüketimi sorunu, kullanıcıların günlük deneyimini doğrudan etkiliyor. Özellikle yoğun kullanımın yaşandığı günlerde, telefonun bir günü tamamlamadan şarj istemesi ciddi bir sorun haline gelebiliyor. Ancak, sistem ayarlarında yapılacak bazı değişiklikler ve kullanım alışkanlıklarında atılacak basit adımlarla bu sorun büyük ölçüde çözülebiliyor.

Android telefonlarda pil ömrü nasıl artırılır?

Pil ömrünü uzatmanın en etkili yollarından biri, ekran parlaklığının kontrol altına alınması. Ekran, telefonun en çok enerji tüketen donanımlarından biri olduğu için, parlaklık seviyesini orta düzeyde tutmak veya otomatik parlaklık ayarını devre dışı bırakmak, doğrudan pil tüketimini azaltıyor. Bununla birlikte, ekranın açık kalma süresini yani zaman aşımını kısaltmak da önemli katkı sağlıyor.

Telefonlarda yer alan güç tasarruf modu da cihazın pilini daha verimli kullanmasına yardımcı oluyor. Bu mod etkinleştirildiğinde arka plandaki gereksiz işlemler sınırlandırılıyor, işlemci performansı düşürülüyor ve ekran yenileme hızı gibi bazı teknik detaylar azaltılıyor. Böylece cihaz, şarjı daha uzun süre koruyabiliyor.

Kullanılmayan donanım özelliklerinin kapatılması da önerilen yöntemler arasında yer alıyor. Özellikle Bluetooth, konum servisleri ve mobil veri gibi özellikler kullanılmadığı anlarda kapatıldığında, cihaz arka planda enerji harcamayı bırakıyor. Aynı şekilde titreşim özelliğinin kapatılması da pilin daha yavaş tükenmesine yardımcı oluyor. Bu özellik, her bildirimde motorun fiziksel olarak çalışmasını gerektirdiği için göz ardı edilemeyecek düzeyde enerji tüketiyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

Uygulamalar tarafında ise, arka planda çalışan ve yüksek pil tüketen uygulamaların tespiti ve silinmesi öneriliyor. Bu işlem, telefonun ayarlar menüsünde yer alan uygulamalar bölümünden yapılabiliyor. Bunun dışında, aynı işlevleri sunan ancak daha az sistem kaynağı kullanan Lite sürümlü uygulamalar da tercih edilebiliyor. Bu sürümler, hem daha düşük internet tüketiyor hem de pil dostu çalışıyor.

Always-on Display (her zaman açık ekran) özelliği, bazı telefonlarda varsayılan olarak açık geliyor ve ekranın sürekli aktif kalmasına neden oluyor. Bu özelliğin kapatılmasıyla, cihaz ekranı yalnızca kullanıcı tarafından etkinleştirildiğinde yanıyor ve böylece önemli miktarda enerji tasarrufu sağlanıyor.

Pil ömrünü artıran bir diğer önemli unsur da koyu mod kullanımı. Özellikle OLED veya AMOLED ekranlı telefonlarda bu mod sayesinde siyah pikseller kapalı kalıyor, bu da ekranın enerji tüketimini ciddi şekilde düşürüyor. Sistem genelinde ve destekleyen uygulamalarda koyu modun aktif edilmesi, pil performansına doğrudan olumlu etki yapıyor.

Cihazın şarj alışkanlıkları da pil sağlığını etkiliyor. Telefonu tamamen boşalana kadar kullanmak yerine, pil seviyesi yüzde 30 civarındayken şarja takmak ve yüzde 100’e ulaşmadan şarjdan çıkarmak, bataryanın uzun vadede daha sağlıklı kalmasını sağlıyor. Ayrıca, yüksek ısıda şarjdan kaçınılması da pilin ömrünü korumada etkili.

Son olarak, telefonda yüklü ancak kullanılmayan uygulamaların silinmesi de şarjın daha uzun süre dayanmasına yardımcı oluyor. Bu uygulamalar, kullanılmasalar dahi arka planda veri senkronizasyonu ve bildirim kontrolü gibi işlemlerle sistem kaynaklarını tüketmeye devam ediyor.

Android cihaz kullanıcıları, bu adımları uygulayarak telefonlarının şarj süresini uzatabilir, gün içerisinde daha az şarj ihtiyacıyla karşı karşıya kalabilir. Basit ayarlar ve doğru kullanım alışkanlıkları, pil performansını gözle görülür ölçüde iyileştiriyor.

Yeni Windows 11 güncellemesi kullanıma sunuluyor!

Microsoft, uzun süredir devam eden Windows 12 iddialarına son vererek yeni işletim sistemi sürümünün Windows 11 25H2 olacağını açıkladı. Şirket, bu güncellemeyi 2025’in ikinci yarısında tüm kullanıcılara sunmayı planlıyor. Şimdilik yalnızca Windows Insider programına kayıtlı kullanıcılar için ön izleme sürümü erişime açıldı.

Windows 11 25H2 güncellemesi kullanıma açılıyor

Windows 11 25H2, teknik olarak önceki sürüm 24H2 ile aynı temel üzerinde çalışıyor. Bu yapı sayesinde, 24H2 kullanan sistemlerin yeni sürüme geçişi basit bir yeniden başlatma ile tamamlanabiliyor.

Geçmişteki sürüm geçişlerinde görülen kapsamlı dosya değişimleri ve sistemsel dönüşümler, bu güncellemede yer almıyor. Şu an yayınlanan ilk ön izleme yapısı, Beta kanalında daha önce 24H2 adıyla dağıtılan içerikle aynı. Henüz öne çıkan yeni bir özellik bulunmuyor.

Microsoft tarafından yapılan açıklamalarda, 25H2’nin çıkışıyla birlikte geliştirilecek yeniliklerin yalnızca bu sürümle sınırlı kalmayacağı, bazı özelliklerin 24H2 ve bazı durumlarda 23H2 sürümlerine de entegre edileceği belirtiliyor. Bu yapı, güncellemelerin aşamalı şekilde ve geniş tabanlı bir uyumlulukla dağıtılacağının sinyalini veriyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

25H2’nin kesin çıkış tarihi duyurulmuş değil. Ancak güncellemenin Eylül-Ekim 2025 döneminde yayınlanması bekleniyor. Bu tarih aralığı, Windows 10’un resmi destek süresinin sona ereceği Ekim 2025 ile çakışıyor.

Microsoft, yeni sürümle birlikte hem bireysel kullanıcıları hem de kurumsal yapıları ilgilendiren destek süresi planlarını da netleştirdi. 25H2, kurumsal sürümler için 35 ay, bireysel ve Pro sürümler için ise 24 ay destek alacak.

Yeni sürümde büyük arayüz değişiklikleri ya da köklü yapısal dönüşümler beklenmiyor. Windows 12’nin geleceğine dair söylentilere net bir cevap verilmiş durumda. Microsoft, mevcut platformu geliştirme yaklaşımını sürdürüyor ve kısa vadede tamamen yeni bir işletim sistemi sunma planı bulunmuyor.

Apple, uygun fiyatlı MacBook modeli ile geliyor!

Apple, iPhone işlemcili uygun fiyatlı bir MacBook modeli üzerinde çalışıyor. Yeni dizüstü bilgisayarın mevcut MacBook Air’dan daha düşük fiyatla satışa sunulacağı belirtiliyor. Cihazın Apple’ın dizüstü bilgisayar serisinde bugüne kadar kullanılmayan bir yongayla, yani iPhone 16 Pro modellerinde yer alan A18 Pro çipiyle geleceği ifade ediliyor.

Uygun fiyatlı MacBook modeli karşımıza çıkacak

Yeni modelin, 13 inç ekran boyutuna sahip olacağı, gümüş, mavi, pembe ve sarı olmak üzere dört renk seçeneğiyle kullanıcılarla buluşacağı söyleniyor. Cihazın tasarım açısından Air serisine yakın durması beklenirken, donanım tarafında M serisi yerine A serisi çipin tercih edilmesi, cihazı Apple’ın dizüstü segmentindeki en uygun fiyatlı model haline getirebilir.

Uygun fiyatlı MacBook modeli karşımıza çıkacak

A18 Pro çipi, Geekbench testlerinde tek çekirdek performansında yaklaşık 3500 puan alıyor. Bu skor, çipin Mac mini’de yer alan M4 işlemcisinden biraz daha düşük olduğunu gösteriyor. Çok çekirdekli testte ise A18 Pro yaklaşık 8780 puan alırken, M4 yaklaşık 15000 puanla öne çıkıyor.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

A18 Pro’nun bu alandaki performansı, Apple’ın 2020 yılında piyasaya sürdüğü M1 çipine yakın değerlerde seyrediyor. Bu durum, iPhone çiplerinin artık dizüstü bilgisayar seviyesinde günlük kullanım ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeye ulaştığını ortaya koyuyor.

Yeni MacBook’un seri üretiminin 2025 yılının son çeyreğinde veya 2026’nın ilk çeyreğinde başlaması planlanıyor. Cihazın satış tarihi veya fiyat bilgisi henüz netlik kazanmış değil. Apple, bu modelle birlikte ürün yelpazesini genişleterek daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı hedefleyen bir adım atıyor olabilir.

Mercedes EQS, önemli bir iddia ile gündemde!

Mercedes-Benz’in tamamen elektrikli amiral gemisi EQS, piyasaya çıktığı ilk günden bu yana özellikle tasarımıyla tartışma yarattı. Lüks otomobil segmentine öncülük eden S-Class’ın elektrikli versiyonu olarak konumlanan model, beklendiği ölçüde yüksek satış rakamlarına ulaşamadı. Mercedes-Benz tasarım şefi Gorden Wagener, yaptığı son açıklamada bu konuda nadir rastlanan bir özeleştiri getirdi: “EQS muhtemelen 10 yıl erken çıktı.”

Mercedes EQS, flaş bir iddia ile gündem oldu

Alman üreticinin en üst düzey tasarım kararlarını yöneten Wagener, verdiği röportajda EQS’in genel algısı ve başarısı hakkında samimi değerlendirmelerde bulundu. Wagener’a göre EQS, son derece ilerici bir otomobil olarak tasarlandı. Ancak model, hedef kitlesinin beklentilerine yeterince karşılık veremedi.

Mercedes EQS, flaş bir iddia ile gündem oldu

Wagener, “Bu sınıftaki birçok kişi uzun kaput ve statü bekler. EQS bu konuda tamamen farklı bir otomobil. Belki de onu farklı şekilde pazarlamalıydık; daha çok fütüristik bir CLS, S-Class Coupé veya o türden bir şey gibi,” diyerek aracın konumlandırma stratejisinin de yeniden düşünülmesi gerektiğini belirtti.

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom olarak ulaştı!

Tesla Model Y, fabrikadan müşteriye otonom bir şekilde teslim edildi. Bu gelişme, otomotiv sektörü için dönüm noktası olabilir.

EQS’in ilk versiyonu, elektrikli araçlara özgü aerodinamik yapısıyla öne çıkmış ancak bu yaklaşım, özellikle S-Class kullanıcılarının aradığı klasik zarafeti ve görsel itibarı yansıtmamıştı. 2025 yılında yenilenen modelde bu geri bildirimler doğrultusunda bazı tasarım revizyonları yapıldı. Yeni EQS, özellikle ön ızgarasında daha geleneksel ve S-Class’a yakın bir çizgi benimsedi. Mercedes’in ikonik yıldızı da yeniden araç tasarımına dahil edildi.