Ne garip değil mi, futbolun en popüler ve gelişmiş olarak oynandığı kıta Avrupa olmasına karşın, FIFA serisini Kanadalılar, PES serisini de Japonlar hazırlıyor. Avrupalılar olarak iyi oynadığımız bu sporu, piksellere dökemiyoruz. Neyse ki, farklı kıtalarda bizler için bunu çok iyi yapan ekipler var. Geçtiğimiz günlerde EA’nin FIFA 10‘un demosunu yayınlamasıyla beraber, gözler Uzak Doğu’ya, Konami’ye çevrilmişti.

Japonlar, fan’ların sesini duymuş olacaklar ki, Pro Evolution Soccer 2010‘un (PES) demosunu geçtiğimiz günlerde yayınladılar. Ben de, araya Need for Speed’i sıkıştırıp, incelemesini tamamladıktan sonra demonun başına geçtim. Yanıma da, PES’deki en büyük rakibim, Emre Demiray kuruldu.

Aykut Göker vs Emre Demiray

#video_4923#

{pagebreak::2}

İlk etapta menüler dikkatimizi çekti. PES 2009 ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir menü tasarımıyla ekrana geldi yeni oyun. Yalnızca “Exhibition” ve “Exit” seçeneklerinin aktif olduğu demoda, kulüp takımı olarak Barcelona ve Liverpool, milli takımlar arasında ise Almanya, İtalya, Fransa ve İspanya bulunuyor.

Maç ayarlarının yer aldığı kısımda, ilk şoku yaşadık. Öyle ki, eskiden ilgili tuşa her basışımızda yeni bir aşamasına geçtiğimiz maç öncesine, Game Plan, Strip, Stadium, Team Select ve eğer hiçbir şeyle uğraşmak istemiyorsanız “Kick-Off!” seçenekleri yerleştirilmiş. Böylelikle sahaya daha kolay çıkabiliyoruz fakat ayarları kurcalamak isteyenler için, menülere gir/çık fazla olacak.

{pagebreak::2}

Oynanışındaki değişim ile dikkat çeken yapımda, ilk etapta bir ağırlık dikkat çekiyor. Futbolcu animasyonlarında artış yaşanan PES 2010’da, çok fazla hareket olduğu için FIFA ile benzeşmeye başlamış. Zaten saha ekrana geldiğinde, futbolcularından tribünlerine kadar neredeyse FIFA kadar parlak renkleriyle PES 2010, EA’nin yapımını andırıyor. Bu animasyon bolluğu, oynanışta ciddi değişimlere yol açmış. Benim gibi çalım atarak oynamayı sevenler için işlerin biraz zorlaştığını söylemek yersiz olmaz.

Topu kapmanın kolaylaştığı yapımda, adam geçmek zorlaştığı için, ikili mücadeleler bir hayli zorlu görünüyor. Topun fiziğinin de geliştirildiğini ve gayet iyi göründüğünü belirtmek gerek. Ancak paslaşmalarda, futbolcularla topun arasında enteresan bir etkileşim oluyor. Bazen 1 metre yanında olan meşin yuvarlağa müdehale etmeyip, onla aynı hızla koşmaya devam eden futbolcular, saçma bir şekilde top kaptırıyor. Bu anlarda hangi tuşa basarsanız basın, kontrol sanki sizden çıkmış gibi oluyor.

{pagebreak::2}

Genel olarak bakıldığında PES 2010, beklentilerin biraz dışında gibi görünse de, alışma devresi atlatıldıktan sonra keyifle oynanacak bir oyuna benziyor. Daha yapımla ilgili söylenebilecek birçok şey olmasına karşın, 23 Ekim’de satışa sunulacak olan tam sürümde, daha ayrıntılı bir inceleme yapacağım. Son olarak, aşağıdaki videoda, bugün (18.09.09) Emre Demiray ile yaptığım PES 2010 demo maçını izleyebilirsiniz.

:: PES 2010 hakkında ne düşünüyorsunuz?