Siz okurlarımız için, şans vermeniz gereken bağımsız oyunlar listesinin bir devamını hazırladım. Bağımsız oyunların yaygınlaşması ile birlikte karşımıza çok daha farklı yapımlar çıkmaya başladı. Bazı bağımsız oyunlar gözümüzden kaçabiliyor ve hak ettikleri değeri bulamıyorlar. Oyuncular farklı konuların peşine düşebiliyor. Bazen beğendiğiniz bir temanın bir bağımsız oyunda çok iyi yansıtıldığını görebilirsiniz. Yansıtılan tema, bilim-kurgu, orta çağ veya fantastik olabilir. Bağımsız oyunlar genellikle farklı şeyler düşünülerek yapılıyor.
Önceki yazımda da buna değinmiştim. İlk başlarda bağımsız oyun geliştiricileri kafalarındaki fikri daha iyi hale getirmeye çalışır ve bu bir para kaygısından daha çok, dünyaya bir iz bırakma amacına dönüşür. Geliştiriciler bağımsız oyunlarda her zaman farklı mekaniklere yer vermeye çalışır. Şans vermeniz gerektiğini düşündüğüm bağımsız oyunların 2. bölümünü siz sevgili okurlarımıza sunuyorum.
Platform, mitoloji ve simülasyon
Bağımsız oyunlar arasında oynamadığınız temada ve türde oyunlar kaldı mı ? Listeyi sizlere sunmak için oyunları tek tek oynayıp deneyimlemeye çalışıyorum. Bazı durumlar yüzünden bu oyunları birinci elden deneyim etmek zor oluyor. O durumlarda da oynanış videoları ile fikir sahibi olmaya çalışıyorum. Listedeki bazı oyunları daha önce görmüş ya da oynamış olabilirsiniz. Eğer listedeki oyunları daha önce gördüyseniz ve oynamadıysanız bir şans vermeyi düşünebilirsiniz. Keyifli okumalar.
My Summer Car
My Summer Car, daha önceki yazımda da yer verdiğim The Long Drive’a benzeyen araç mekaniklerine sahip. Oyun, The Long Drive’dan önce çıktı ve daha çok yaşam simülasyonu diyebileceğimiz bir yapıda. Karakterimiz ile gündelik işler yapıp para kazanıyoruz. Bu kazandığımız para ile aracımızı geliştirebiliyoruz. Ayrıca oyun içerisinde eğlenceli görevler de yer alıyor. Oyundaki araç mekanikleri ve fiziği gayet iyi. Fakat bazı durumlarda size saç baş yoldurabilir. Araç tamiri de oldukça keyifli olabiliyor bazen yarım saat boyunca aracınızla uğraşabiliyorsunuz. Oynanış olarak biraz sığ kalsa da sizi tatmin edecektir. Bu yüzden şans vermeniz gereken bir bağımsız oyun olarak bu listede yer alıyor.
Game Dev Tycoon
Game Dev Tycoon (GDT), basit grafiklere sahip bağımsız bir oyun geliştirme simülasyonudur. Grafiksel açıdan oyun hakkında yorum yapma gereği duymuyorum. GDT’de bir garajda oyun geliştirmeye çalışıyorsunuz, tabi bu başlarda böyle. Oyunda ilerledikçe daha büyük çalışma alanlarına geçiş yapabiliyorsunuz. Oyun içerisinde kendi oyunlarınızı, kendi oyun motorlarınızı ve kendi oyun konsollarınız geliştirebiliyorsunuz. Başlarda çok sınırlı sayıda oyun teması bulunuyor, oyunda ilerledikçe bunları artırabiliyorsunuz. Ayrıca oyun geliştirme sırasında size seçenekler sunuluyor ve oyununuzun geliştirme sürecinde söz hakkına sahip oluyorsunuz. Çalışma alanınız büyüdükçe yeni takım arkadaşlarını işe alarak geliştirme süreçlerini daha hızlı hale getirebiliyorsunuz. Oyun çok düşük bir depolama alanına ihtiyaç duyuyor. Oyuna girdiğim her seferde beni en az 1 saat başında tutabiliyor. Siz de bu tarz bir yapım arıyorsanız şans vermeniz gereken bağımsız oyunlar listenize kesinlikle girecektir.
Space Engineers
Space Engineers, uzayda geçen bir hayatta kalma oyunu. Oyun 2013 yılında erken erişim ile Steam’de çıkmıştı. Oyun tam sürüm güncellemesini 2019’da aldı. İlk çıktığı gün ile şu anki hali arasında büyük bir fark var. Space Engineers’a gezegenler de eklendiği için bir noktadan sonra No Man’s Sky’ı anımsatabilir. Oyun erken erişim ile çıktığında uzay boşluğu ile hayatta kalma mekaniklerini harmanlayıp size sunuyordu. Uzay boşluğunda asteroid madenciliği yapıp kendiniz ve ekibiniz için kaynak topluyordunuz. Daha sonra gemiler, üsler ve kullanabileceğiniz ekipmanlar yapabiliyordunuz. Oyunun şu anki hala eski sürümlere göre daha iyi durumda. Artık uzayda durmak zorunda değilsiniz, uzay boşluğundan sıkıldıysanız gezegenlere yerleşebilirsiniz.
Bad North
Bad North, rogue-lite türünde gerçek zamanlı bir taktik oyunudur. Vikinglere karşı bir destan yazmanızı sağlıyor ve sınırlı kaynaklara sahipsiniz. Bu kaynaklar sahip olduğunu savaşçılarınız oluyor. Öncelikle oyun size savunulması gereken bir ada veriyor ve elinizde bulunana az miktar savaşçılarla bu adayı savunuyorsunuz. Adaları savunarak Vikingleri krallığınızdan atmaya çalışıyorsunuz. İlerledikçe yeni tür savaşçılar ve o savaşçılar için yükseltmeler yapabiliyorsunuz. Oyun bir rogue-lite olduğu için savaşçılarınızı kaybettiğinizde baştan başlamanız gerekiyor. Okçular ile bir tepeyi tutabilir ve okçuların alt tarafına da mızraklı birliklerinizi koyarak çok daha iyi bir savunma elde edebilirsiniz. Savaşçılarınızın özel yetenekleri bulunuyor. Bu özel yetenekler ile büyük düşman gruplarını alt edebiliyorsunuz. Bad North’u daha önce oynamadıysanız şans vermeniz gereken oyunlar listenize ekleyin derim.
Path of Exile
Path of Exile, oynaması ücretsiz Aksiyon Rol Yapma Oyunu (Hack and Slash) türünde bir oyun. Oyun size hikayeden daha çok güzel bir aksiyon sunuyor. Özellikle Diablo hayranlarının denemesi gereken bir oyun. Path of Exile, devasa bir yetenek ağacına sahip. İlk başlarda bu yetenek ağacı gözünüzü korkutabilir fakat ilerledikçe bu korkuyu aşabiliyorsunuz. Path of Exile ücretsiz bir oyun olmasına rağmen Pay-To-Win değil. Oyun içerisindeki eşyaları satın alabileceğiniz gibi aynı içeriklere para vermeden ulaşabilirsiniz. Oyunun marketinde satışta olan neredeyse tüm eşyalara emek vererek de ulaşabiliyorsunuz. Oyun, Steam üzerinde oyuncular tarafından “çoğunlukla olumlu” yorumları almıştır. Şans vermeniz gereken bağımsız oyunlar listenize kesinlikle girmelidir.
Post Scriptum
Post Scriptum, bağımsız bir FPS Simülasyon oyunu. 2. Dünya Savaşı’nı konu edinen oyun, mekanikleri ile size keyif verecektir. Oyun özellikle 2. Dünya Savaşı’ndaki önemli operasyonlara değinerek oyunculara daha güzel anlar yaratmayı hedefliyor. The Bloody Seventh, Plan Jaune ve Day of Days gibi önemli operasyonlar oyun içerisinde yer alıyor. Büyük haritaları ile sizi içine çekebiliyor. Bir simülasyon olduğu için sunduğu gerçekçilik hissi sizi bazen gerebilir. Oyunda tek başınıza hareket etmemenizi öneririm, bu bir takım oyunu ve size verilen emirlere uymanız oyunu kazanmanız için önemli oluyor. Oyunda 2. Dünya Savaşı’ndaki ikonikleşmiş silahlar, zırhlar ve birlikler bulunuyor.
Cuphead
Cuphead, koş ve ateş et türünde bir oyun. Ağırlıklı olarak boss savaşlarına odaklanıyor ve sizi olabildiğince zorluyor. Görsel tarzı ve sesleri 1930’ların çizgi filmlerinden esinlenilmiş. Cuphead’i tek oyunculu ya da yerel co-op olarak oynayabiliyorsunuz. Oyundaki boss savaşları çoğu zaman zorlayıcı oluyor ve bazen sizi bıktıracak noktaya getirebilir (benim için öyle). Bu tarz oyunlarda size zorlayıcı bir mücadele sunulmasını seviyorsanız tam size göre.
Gris
Gris, sanatsal tarafı ile ön plana çıkan bir oyun. Ön plana çıkan bir diğer özellikleri ise diyalogların yer almaması ve görsellerinin elle çizilmesi. Gris, görsellerinin yanı sıra müzikleri ile de dikkat çekiyor. Ayrıca Gris’te akıllı ve yaratıcı bulmacalara da yer verilmiş. Yumuşak bir oynanışa sahip ve oynarken kendinizi rahatlamış bulabilirsiniz. Gris, bir platform oyunu ve bir bağımsız platform oyununun nasıl daha iyi hale gelebileceğini bizlere gösteriyor.
Hellblade: Senua’s Sacrifice
Hellblade: Senua’s Sacrifice, benim gibi İskandinav Mitolojisi seven oyuncular için “idare eder” bir seviyede. Yine de oyun bir şekilde sizi ekran başında tutmayı başarıyor. Ana karakterimiz Seuna zihninde yaşadığı problemler ile savaşırken bir yandan da ölmüş sevgilisinin ruhunu kurtarmaya çalışıyor. Ölmüş sevgilisini kurtarmaya çalışırken sık sık kavgaya tutuşuyoruz. Kavga esnasında dövüş mekanikleri biraz sığ kalıyor. Oyunda güzel bulmacalar yer alıyor ve bu oyunun temposunu bir miktar düşürüyor. Bir sonraki mekana ya da bölüme geçmek için bu bulmacaları çözmeniz gerekiyor. Oyundaki bulmaca mekaniklerini beğendiğimi söyleyebilirim. Düşman çeşitliliği oyunda oldukça az ve 3 boss bulunuyor. 3’ünü de asıl boss’a ulaşmak için yenmeniz gerekiyor. Son boss savaşı da tatmin edici değil ama oyunun iç karartan atmosferinden kurtulduğunuz için ister istemez seviniyorsunuz. Kısacası başlarda fena sayılmayan Hellblade: Senua’s Sacrifice sonlara doğru beni biraz sıktı. Yine de şans vermeniz gereken bağımsız oyunlar listenize girmeli.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}