Arada bir sevilen bir diziyi izlemek veya bilgisayarı bir araç olarak kullanmak kesinlikle zararlı değil. Fakat başı boş bir şekilde bilgisayar kullanan çocuklar, zamanla bu makineyi farklı amaçlar için kullanacaklarını bilmelisiniz.
Gelişmiş ülkelerde bu çok büyük bir dert haline geldi. Ebeveynler çocukların susmaları için onları bilgisayarlara alıştırıyor. Sekiz yaşındaki çocuğun bilgisayarda ne yaptığını kimse bilmiyor.
Erkekler, makinenin yanında duran plastik tabanca ile aşırı şiddet içeren oyunları oynuyor ve internetten yasaklı içerikleri bilgisayarına indiriyor. Kızlar buna karşın, daha çok sohbet odalarına girip, amacı ve kim olduğu belli olmayan kişilerle haberleşiyor.
Çocukları erken yaşta bilgisayarla tanıştırabilirsiniz ama sakın alıştırmayın.
Hep bunu duymuşuzdur; çocukları erken yaşta bilgisayara alıştırmak, onların gelişimini sağlamak için mükemmel bir araç. Bu esasında çok da doğru. Fakat burada da dikkatli olmak lazım. Eskiden erkek çocukları az da olsa kitap okuyordu.
Bir konuyu araştırdıklarında birçok kitap açılırdı ve özet çıkarılırdı. Bilgisayarı farklı bir amaç için kullanan kişiler şimdi Wikipedia’yı açıyor. İhtiyacı duyduğu tek şey kopyala ve yapıştır. İstenilen özet Word dokümanında hazır. İçeriğini okumaya gerek yok. Hoca sorduğunda hiçbir şey anlamadan Word çıktısını sınıfın önünde okuyor ve ödevini de tamamlamış oluyor.
Şimdi birçok kişi, “Bu olayın bilgisayar ile alakası ne?” diye sorabilir. Bu daha çok eğitim sisteminin ve öğretmenlerin derdi diye düşünebilir. Fakat bu olay önemli bir tartışmayı başlattı. İnsanlar, özellikle temel eğitimde çocukları tembelleştiren bilgisayarlar görmek istemiyor. Anaokulunda, hazırlık sınıflarında ve ilkokullarda bilgisayarlı derslere karşı çıkıyorlar. Tabii kimse bilgisayarsız bir eğitim istemiyor fakat bu eğitim ortaokul ve liselere giden çocuklar için verilmeli.
{pagebreak::Bilgisayarlar Öğrenme Motivasyonunu Artırıyor}
Öğrenme motivasyonu gerçekten artıyor mu? Cevabını kısa ve öz söyleyeyim; Hayır! Günümüzde bu konu hakkında birçok araştırma bulmak mümkün. Bilgisayar kullanan çocuklar, okullarda daha iyi ve zeki olmuyor. Hatta bazı durumlarda bir gerileme bile görülüyor. Öğretmenler oldukça şikayetçi. Amerika’daki bazı okullar bu yüzden bilgisayarlı eğitimi sonlandırmış durumda. Yedi yıl süren eğitim sisteminden sonra bilgisayarları okullardan çıkardılar.
Peki gerçekten ne yapılmalı? Okula yeni başlayan bir çocuk haftada bir ya da iki kere ile bilgisayarla tanıştırılmalı. Bu işlem kesinlikle sürekli olmamalı. Tüm zamanı çocuğun fiziksel gelişimi için harcanmalı.
Bu oldukça önemli çünkü bilgisayar başında veya televizyonda saatlerini geçirmek, insanları şişmanlatıyor.
Gençlerin bu tarz bir eğitim almasını ister miydiniz?
1972/1973 doğumlu kişilerle yapılan bir araştırmaya göre, anaokulunda sürekli televizyon izleyen çocukların günümüzde (37-38 yaşlarına geldiklerinde) şişman olduklarını gösteriyor. Bu araştırmaya göre televizyondan kopamayan kişiler için, 20-30 yıl sonra sağlık açısından büyük bir risk oluşuyor. Sadece Almanya’da her sene 20.000 kişi, yukarda saydığımız nedenlerden dolayı, kalp krizi ve çeşitli hastalıklardan ölüyor.
Bu esasında oldukça mantıklı. Çünkü bilgisayar başında veya televizyon karşısında oturmak metabolizmamızı yavaşlatıyor. Metabolizmamızın yavaşlaması daha düşük bir enerji harcamamıza neden oluyor. Bu da kas yapısını olumsuz yönde etkiliyor. Kaslar gevşiyor ve bu da kalbe yansıtılıyor.
Beynin gelişimi bundan etkileniyor mu? Bu oldukça önemli bir soru. Bir fincan çay düşünün. Şekeri karıştırmak için kaşığın çıkardığı sese odaklanın. Cam bardak ile porselen bardağın farkını hemen anlarsınız. Peki bu olayı televizyonda veya bilgisayarda gördüğünüzü varsayın. Duyduğunuz sesten farkı anlayabilecek misiniz? Özellikle küçük çocuklar bu konuda çok hassas. Birden fazla bilgiyi toparlamakta güçlük çekiyor. Milisaniyelik bir gecikme, öğrenmeye açık olan beyni olumsuz yönde etkiliyor.
Elbette beynimiz inanılmaz bir potansiyele sahip. Ama şunu unutmayın, inanılmaz potansiyel gelişmiş bir beyin için geçerli. Bebeklerin beyni tam bir sünger gibi. Duyu organları beynin verileri depolamasını sağlıyor. Koklamak, görmek, ellemek ve tatmak gerekiyor. Sanal ortamda yapılan bir eğitim, duyu organlarını tembelleştiriyor. Bu şekilde gelişen bir çocuk ileride çok sorun yaşayabiliyor.
{pagebreak::Peki Ne Yapılmalı}
Çocuklar gelişimini kesinlikle tamamlamalı. Call of Duty oynayacaklarına spor yapsınlar. Bilgisayarlarla tanıştırın ama alıştırmayın. Ebeveynler, çocuklar bilgisayar kullandıklarında yanında olmalı. Çocuklar, bilgisayarı bilinçli tüketmeli.
Bilgisayarın elbette yaşı yok. Çocuklar tüm gün bilgisayarın başında geçirmek için, en azından Lise çağında olmalı.
Bilgisayarları günlük hayatın içine sokan ve en çok televizyon seyredenlerden olan Amerikalıları örnek verebiliriz. Dünyanın en gelişmiş bilgi hazinesi, en parlak beyinler Amerika Birleşik Devletlerinde. Yukarıdaki örneklere göre bu durumun böyle olmaması gerekiyordu. Yalnız kaçırdığımız bir olay var. Amerika Birleşik Devletleri, parlak beyinleri ithal ediyor. Kendi insanlarıyla bu başarıyı elde edemeyeceğini çok iyi biliyor.
9/11 olayı olduktan sonra yabancılar için ciddi kısıtlamalar söz konusuydu. Üniversiteler bu kısıtlamalara birlik olurmuşçasına karşı geldi. Yabancı akademisyenlerin kısıtlanmasını istemediler ve istediklerini de aldılar. Çünkü o kişiler gelmediklerinde ülkenin ne hal alacağını herkes çok iyi biliyordu.
:: Yorumlarınızı bizimle paylaşın
{{user}} {{datetime}}
{{text}}