Günün bir kısmını internet üzerinde geçiren kişiler, sosyal paylaşım siteleri sayesinde sadece okuyucu değil, aynı zamanda içeriği üreten kişiler oldular. Facebook ve Twitter gibi adreslerin popüler olmasının nedeni, kullanıcıların ürettiği içeriklerin yine kullanıcılar tarafından daha fazla tercih edilmesi.
İnternet kullanıcıları, ilk zamanlarda ekran başında geçirdikleri zamanın büyük kısmını, profesyonel içerik üreticileri tarafından hazırlanan adreslerde geçiriyorlardı. Bunların başında ise haber siteleri yer alıyordu.
Şimdi ise durum daha farklı
Hem internet kullanıcısı, hem de haber siteleri bu değişimden nasibini aldılar. Önce internet kullanıcılarından bahsedelim.
Profesyonel içeriklerin mutlaka okunması gerektiği anlayışı, amatörler tarafından hazırlanan içeriklerin lezzetinden sonra daha az tercih edilir oldu.
O nedenle yapılan araştırmalarda kişiler, günde birkaç saatini Facebook gibi sitelerde geçiriyorlar ve bu zamanın daha azını haber okumak veya araştırma yapmak gibi faaliyetlere ayırıyorlar.
Kullanıcı, kendisi gibi kişilerin ürettiği içeriği daha gerçekçi ve daha değerli buluyor. Yorumluyor, paylaşıyor ve tavsiye ediyor.
Haber sitelerine gelelim
Kullanıcının sosyal ağlara göç etmesiyle beraber, başta yorumlar olmak üzere interaktif alanları bünyelerine taşımakla işe başlayan haber siteleri, kullandıkları haber dilinde de köklü değişikliğe giderek daha samimi başlıklar ve daha samimi görsellerle içerikleri sunmaya başladılar.
Haber sitelerindeki bu değişiminle birlikte bu sitelerin, sosyal paylaşım sitelerinde geçirilen zamandan ne şekilde nasipleneceği konusu henüz netlik kazanmış değil. O nedenle ayakta kalmak isteyen haber sitelerindeki ekipler, daha iyi haber yapmanın dışında haberi ne şekilde sunacaklarına kafa yoruyorlar.
Bu rekabeti bir kenara bırakarak önemli bir tavsiyede bulunmak istiyorum
Sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcıların büyük bir hevesle ürettiği içeriklerin, birkaç gün içinde kaybolduğu ortada. Bundan birkaç ay önce attığınız Twit’i veya Facebook’ta paylaştığınız yorumu bulmak, tam bir işkence.
Kullanmayın demiyorum ama bu içeriklerin olduğu bir blog’unuzun olması konusunda sizlere tavsiyede bulunmak istiyorum.
Günün büyük kısmını Friendfeed’e ayıran arkadaşlarım belli etmeseler de şu anda çok pişmanlar. Aylarca MySpace’e içerik yükleyenlerin durumu da Friendfeed kullanıcılarından farklı değil. “Bu paylaşımları, sosyal paylaşım sitelerinde değil de blog’larımızda yapsaydık, ayrı bir kazanç kapısı bile oluşturabilirdik” diyenlerin sayısı da az değil.
Firmalar, konusunda uzman olan blog’cularla iş yapmak için çok ciddi bütçeler ayırırken, maalesef ülkemizde bu blog’culara ulaşamıyorlar.
Çektiğiniz fotoğraf, kafa patlattığınız yorumlar, gülümseten konular ve daha fazlası blog’larınızda yer alsın. Sosyal paylaşım sitelerini ise bu içeriklere yönlendirme yapan hatırlatmalar için kullanmanızı öneririm.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}