Yıllar 2007’yi gösterirken Warhawk adında bir yapım piyasaya sürülmüştü. Lightbox ve Santa Monica Studios tarafından hazırlanan TPS türündeki bu aksiyon oyunu istenen etkiyi yaratmamıştı diyebilirim rahatlıkla.
#video_1660#
Aradan geçen beş koca yılda oyun dünyasında birçok şey değişti ama Warhawk’ın devam oyunu niteliğindeki Starhawk’ta değişen çok büyük bir şey yok aslında. Özellikle çoklu oyunculu modlara yoğunlaşıldığı ve senaryo modu bu yüzden geri planda kaldığı için tek kişilik oyunları sevenlere fazla hitap etmediğini söyleyebilirim.
Tabii ki oyunun senaryo modunun içi bomboş değil ama çok iyi bir kurguya ya da oyunseverleri tatmin edecek derecede bir uzunluğa sahip olmadığı da bir gerçek. Sonuçta çoklu oyunculu modlarla tek kişilik modların dengesini iyi kuramayan oyunların akıbetinin ne olduğunu da biliyoruz.
O zaman önce oyunun hikayesinden başlayalım ve bakalım Starhawk bize ne anlatmak istiyormuş. Kısa ve öz senaryo modumuzda başımıza nelerin neden geldiğini merak ediyosanız (Oyunun 5N1K’sı oldu bu da yahu) hemen bir sonraki sayfaya geçin ve merak ettiklerinizi öğrenin.
Unutmadan hatırlatalım, oyunun çoklu oyunculu modlarını Turkcell Superonline Fiber İnternet ile denedik ve oldukça başarılı sonuçlar aldık. Turkcell Superonline Fiber İnternet’in oyun deneyimi konusunda kesinlikle başarılı olduğunu düşünüyorum.
{pagebreak::2}
Bana bir masal anlat baba, içinde Rift enerjileri olsun
Oyunumuz günümüzden uzak, hatta çok uzak bir gelecekte geçiyor. Her yerde gördüğünüz mavi renkli ışıklar aslında Rift adındaki bir enerjiye ait ve görüp görebileceğiniz en değerli şeylerden biri.
Çünkü içerisinde hem devasa bir güç potansiyeli barındırıyor, hem de silahların ve binaların geliştirilip yapılmasında kullanılıyor. Zaten silah dediğimiz anda Rift’in ne kadar değerli olabileceğini hemen anlamanız gerekiyor.
Hal böyle olunca, Rift kaynaklarını ya da daha doğrusu Rift enerjisini kontrol edebilen kişilerin eline nasıl bir güç geçtiğini tahmin edebiliyorsunuzdur.
İşin bana saçma gelen kısmı, Rift enerjisi zaten oyunda yönetimin elindeyken, bu yönetimi devirmek ve enerjinin kontrolünü ele geçirmek için kurulan tüm klanlara da oyunda kötü karakterler muamelesi yapılıyor.
Kimilerine bu durum normal gelebilir ama bana pek normal gelmediğini vurgulayarak senaryomuzu anlatmaya devam edeyim. İşte bu kötü olarak nitelendirilen klanları durdurma görevi de güvenlik güçlerine ve tabii ki bize düşüyor.
Bize düşmesinin en önemli nedeni, karakterimizin kolundan da anlayabileceğiniz gibi Rift enerjisini kontrol edebilmek konusunda büyük yeteneklere sahip. Hele ki bir de enerjinin kaynağını bulursa değmeyin keyfine yani. İnanamayacağınız şeylere tanıklık edeceksiniz diyerek merak içerisinde bırakıyorum sizi ve geçiyorum oyunun grafiklerine ve oynanışına.
{pagebreak::3}
Starhawk’un TPS yani üçüncü kişi görüş açısından oynanan bir aksiyon oyunu olduğunu yazının başında belirtmiştim. Belirtmediysem ve yanlış hatırlıyorsam da şimdi söylemiş oldum en azından.
Doğal olarak tüm çevreyle etkileşim halindeyiz ve çevre tasarımlarının düzgün olma zorunluluğu var. Starhawk bu konuda gayet başarılı bir iş çıkarmış denebilir. Zaten Borderlands’e olan benzerliği hatta Rage ile sanki uzaktan akrabaymış gibi görünen tasarımlarıyla güzel bir iş çıkarılmış.
Grafikler ne iyi ne kötü denebilecek düzeyde olmuş. Karakterler yeterince detaylı tasarlanmamış olsa da, oyunda yüksek bir noktaya çıkıp şöyle bir etrafıma baktığımda karşılaştığım tablo aslında hoşuma gitti. Karaktlerin tasarımlarına yeterince özen gösterilmemesi, animasyonlarının da sönük ve donuk kalmasına neden olmuş.
Patlamalar çatlamalar sonucunda araçlardan ya da çevreden çok az şey sağa sola dağılıyor ve bu yüzden de gerçekçilik hissiyatı kayboluveriyor. Tamam bilim kurgu olarak adlandırılabilecek bir senaryoya ve oyuna sahibiz ama bu kadar da değil yani.
Sonuç olarak grafikler ve animasyonlar konusunda ‘orta şekerli’ olarak adlandırabileceğimiz bir yapım olmuş diyebilirim. Hiçbir özelliği yok ama kötü de değiller.
{pagebreak::4}
Geldik oynanış ve atmosfere. Atmosfer konusunu hemen hızlıca aradan çıkarmak adına seslerin ve müziklerin de grafiklerin yolundan gittiğini ve vasatın biraz üzerinde olduklarını belirtmem gerekiyor.
Doğal olarak oyunun atmosferi de pek işlevli olamıyor. Yine de tek kişilik modda oldukça eksik kalan atmosfer, çok oyunculu modlarda yaşanan heyecan ile gaz hissiyatı yaratıyor bünyede.
Oynanış ise oldukça basit. Serbestçe etrafta dolaşırken karşınıza gelen ‘saldırı var Ahmet Abi koş’ mesajını görüyorsunuz ve o yöne doğru aracınıza atlayıp gidiyorsunuz. Üzerinizde sonsuz silah taşıyabildiğinizden ve oyunda Stamina barı diye bir şey bulunmadığından ‘at gibi’ koşturabiliyorsunuz.
Saldırının olduğu bölgeye vardığınızda ise yapmanız gereken şey çok basit. Herkesi yok etmek. Tabii düşmanları yok etmeniz gerekiyor ama etrafınızdaki dost sayısı oldukça az diyebilirim.
Bu yüzden neredeyse gördüğünüz her canlıyı öldürüp ardından yıkılan binaları tamir etmeniz gerekiyor. Çok işlevli bir karakter olduğumuzu anlamışsınızdır herhalde değil mi?
{pagebreak::5}
Durun o zaman daha bitmedi çünkü. Eğer bulunduğunuz yerde bina yoksa, istediğiniz binaları o bölgeye dikebiliyorsunuz.
Oyunun Gerçek Zamanlı Strateji bölümleri de burada başlıyor. Üçgen tuşuna basarak açtığınız menüden istediğiniz binayı seçerek o bölgeye dikebiliyorsunuz. Tabii bunu belli bir Rift enerjisini feda ederek yapıyorsunuz.
Feda ettiğiniz Rift enerjisini geri kazanmak da oldukça kolay aslında. Etrafta gördüğünüzü variller, düşmanları yok ettikçe ortaya çıkan mavi topçukları toplamanız gerekiyor. El oğlu bu topçuklara Orb adını veriyor tabii ama topçuk daha samimi bir kelime bence.
Topladıkça Rift barınız doluyor ve doldukça siz de başlıyorsunuz sağa sola saldırmaya. Böylelikle Rift enerjiniz daha da artıyor ve savaşın sonunda binalar ya da savunma sistemleri dikebilecek kadar enerji sahibi oluyorsunuz.
{pagebreak::6}
Son sözler
Starhawk’ın çoklu oyunculu modları da, tek kişilik oyunda yaptıklarınızı 32 kişiye kadar gerçek oyunculara karşı yapabilmenizi sağlıyor.
Bu da oyunun asıl noktasını oluşturuyor aslında. Gerçek insanlarla iletişim halinde olmak önemli açıkcası. Hem de tek kişilik modda yalnız başınıza yaptığınız bir sürü işi gerçek oyuncuların desteği ile yapmak çok daha keyifli olmuş.
Zaten Starhawk’ı kurtaran en önemli etken de çoklu oyunculu modları oluyor. Eğer bu mod oyunda yer almasaymış, 5’in üzerinde bir puan alması imkansızmış diyebilirim. Fakat çoklu oyunculu modları sayesinde oynanabilir bir oyun haline gelmiş bariz bir şekilde.
Yaz aylarına girdik, kuraklık yine başladı. Bu yaz tabii ki Diablo 3 ve Max Payne 3 sayesinde keyifli geçiyor ama ekstra bir şeyler arıyorsanız ya eski oyunlara dönmek durumundasınız ya da Starhawk’a şöyle bir göz atabilirsiniz.
İyi oyunlar dilerim.
7/10
Artılar: Çoklu oyunculu modları eğlenceli. Tempolu oynanış ve gaza getiren müzikler
Eksiler: Tek kişilik modu çok kısa ve keyifsiz. Karakter modellemeleri üzerinde durulmamış. Sesler başarılı değil. Fizik motoru kötü.
:: Starhawk’ı oynamayı düşünüyor musunuz?
{{user}} {{datetime}}
{{text}}