Antik Sümerler, bazı yönlerden Silikon Vadisi’nin eski eşdeğeri gibi bir medeniyet inşa etti. Bu gelişmiş uygarlık M.Ö. 4000 ile M.Ö. 2000 yılları arasında Mezopotamya‘da yaşadı. Yeni teknolojiler icat ettiler ve mevcut olanların geniş ölçekli kullanımını mükemmelleştirdiler. Bu süreçte, insanların yiyecek yetiştirme, konut inşa etme, iletişim kurma ve bilgi ve zamanı takip etme şeklini değiştirdiler.
Sümerler günümüz teknolojisine ışık tutan birçok aracı ve bilgiyi geliştirmiştir. Geliştirdikleri araçlar arasında savaş arabaları, testereler, sulama kanalları, tekerlek, sandaletler, yelken, zıpkın yer alıyor. Bunların haricinde çivi yazısını icat ederek günümüzdeki alfabelere de öncülük etmiştir. Ayrıca aritmetik ve geometride de oldukça gelişmişlerdi.
Sümerlerin teknoloji kullanımına dair günümüze ulaşan belli başlı bilgileri sizin için derledik.
Sümerler günümüze çivi yazısı sayesinde birçok bilgi bıraktı
Sümerler hakkında çok fazla bilgiye sahip olmayabiliriz. Ancak yine de yaşadıkları dönemi düşündüğümüzde diğer uygarlıklara kıyasla daha fazla şey biliyoruz. Bunu çivi yazısını geliştirmelerine borçluyuz. Zira yazılı birçok Sümer kil tableti bulunmuştur. Başlangıçta piktogramlar kullanılmış, ardından çivi yazısı ve daha sonra ideogramlar kullanılmıştır. Piktogramlar kısaca resimle ifade etme biçimi iken ideogramlar ise Çince ve Japonca’daki gibi bir fikri veya sözcüğü grafikle ifade etmektir.
Kelimeler çivi benzeri bir kalemin nemli kile basılması ve ardından kurutulmasıyla yazılmıştır. Bu sebeple çivi yazısı ismini aldı. Elbette bu ismi Sümerler vermedi; bu modern bir isim. Çivi yazısı Sümer’den yayıldı ve sonunda Mezopotamya ve Anadolu’nun diğer büyük medeniyetleri tarafından kullanıldı.
Çivi yazısıyla yazılmış birçok Sümer kil tableti keşfedilmiştir. Yazının en eski örneği değil ama yine de insanlığın tarihi kaydetme ve edebiyat oluşturma yeteneğinde büyük bir ilerlemeyi temsil ediyor. Mektuplar, makbuzlar, ilahiler, dualar ve hikayelerin tümü kil tabletlerde bulundu.
Sümerlerin ikinci muhteşem icadı; tekerlek
Bilim camiasının en önemli kabul ettikleri iki Mezopotamya icadı yazı ve tekerlektir (M.Ö. 3500 civarı). Bazı bilim insanları tekerleğin Orta Asya‘da ortaya çıktığını iddia etseler de (çünkü dünyanın en eski tekerleği orada bulundu), kavramın seramik üretimi nedeniyle Sümer’de ortaya çıktığı genel bir görüştür. Sonunda, bir savaş arabası oluşturmak için tekerlekleri birleştirdiler. Bugün, bu tekerlek dünya çapında yayılmış ulaşım sistemlerine hitap ediyor.
Bilim insanları, tekerleğin daha kısa sürede daha iyi ve daha fazla çömlek yapma ihtiyacından geliştiğini düşünüyor. Çömlekçi çarkı daha sonra arabaların inşasına yol açarak bunları malların taşınmasında kullandılar. Araştırmacılar, aynı paradigmanın yelkenin icadı için de geçerli olduğunu ileri sürüyor. Büyük olasılıkla rüzgarın bir bez parçası üzerindeki etkisinin gözlemlenmesiyle yelkeni icat ettiler.
Daha büyük bir kumaş, daha fazla rüzgar yakalayacak ve nehirlerde daha kolay ve daha hızlı seyahate yardımcı olacaktı. Bu, ticarette özellikle önemli. Çünkü söz konusu uygarlık su yollarını tercih ediyordu. Ama akıntıya karşı nehirde ilerlemek aşağı gitmekten daha zor ve daha yavaştı. Yelken, kürekçileri desteklemek veya değiştirmek için rüzgar gücü sağlayarak bu sorunu çözebilirdi.
Yelkenlerin sade bir tasarımı vardı ve kare şeklinde kumaştan yapmışlardı. Üstelik bunu 5 bin yıl önce yaptılar.
Takvim, matematik ve tarım
Sümerler, bağımsız surlarla çevrili şehir devletlerinde yaşayan ilk Mezopotamya uygarlığıydı. Ticaret için harita da icat etmişlerdir. Matematik muhtemelen ticarette muhasebe için bir gereklilik olarak gelişti. Ancak şehirlerin ve tapınaklarının planlanması ve inşasında mimarlığın bir yönüydü.
World History‘nin içeriğine göre, bu büyük şehirleri ve büyük yapıları inşa etme sürecinde, Sümerler Pisagor Teoremi‘nin matematiksel paradigmasını Pisagor’un doğumundan yüzyıllar önce icat etmiş görünüyor.
Oldukça karmaşık olan altmışlı sayı sistemini M.Ö. 3000‘de icat ettiler. Bu sistem toplama, çıkarma, çarpma, bölme, cebir, geometri ve birçok denklemi içeriyordu. Altmışlık taban, onlara 60 kavramına dayalı zaman icat etme konusunda ilham verdi. Bu nedenle bir saat, 60 dakika ve bir dakika 60 saniye olarak tanımlandı. Zaman bir güneş saati veya su saati ile ölçülmüştür. Güneşin doğuşundan batışına ve yeniden doğuşuna kadar geçen süre 12 gün ışığı ve 12 karanlık dönemlerine bölünerek 24 saatlik iş günü oluşturulmuştur.
Günleri daha sonra bir yılı oluşturacak şekilde hesapladılar. Yılın hangi zamanlarının hangi faaliyetler için en uygun olduğunu yıldızların haritasını çıkararak buldular. Mevsimleri belirlemek için astronomi gelişti ve bu da Ay takvimini icat etmelerine yol açtı.
Bakırla muazzam işçilik
Aynı zamanda Sümerler, en eski değersiz metallerden bakırın ilk kullanıcıları olarak biliniyor. Arkeolojik kanıtlar, yaklaşık 5000-6000 yıl önce bakırı çıkardıklarını ve bakırla çeşitli aletler yaptıklarını gösteriyor. Örneğin, bakırı ok başları, jiletler, zıpkınlar ve daha birçok küçük nesne yapımında kullandılar.
Sümerler tarımda sulama uygulamaları, tohum ekme makinesi, saban ve kazmayı icat etti. Görünüşe göre Arşimet Vidası olarak bilinen aracı Yunanlılardan çok önce buldular. Arşimet Vidası, suyu aşağıdan yukarıya doğru çeken bir cihazdır. Çeşitli sulama kanalları da inşa ettiler.
History‘e göre Sümerler, saban türlerinin nasıl kullanılacağına dair ayrıntılı talimatlara sahip bir kılavuz bile hazırladılar. Ayrıca icat ettikleri kalıplar sayesinde seri üretim çömlek ve tuğla yaptılar.