Nikola Tesla‘nın en büyük amaçlarından bir tanesi de kablosuz elektrik iletimi yapmaktı. Bu konuda birçok deney yapan hatta bazı deneylerinde başarıya ulaştığı belirtilen Tesla, o dönemde istediği desteği görememiş ve bu planını tam olarak hayata geçirememişti.
30 metre uzaklıktan kızılötesi ışınla enerji aktarımı yapıldı
Günümüzde gelindiğinde ise kablosuz enerji aktarımı hâlâ büyük bir hedef olarak karşımızda duruyor. Araştırmacılar, kablosuz güç aktarımı için çeşitli deneyler yapmayı sürdürüyor. Yapılan son çalışmalarda bilim insanları 30 metre uzaklıktan 400 mW’lık güç iletmeyi başardı.
Kızılötesi lazer kullanılarak iletilen güç ancak küçük çaplı bazı cihazlara enerji sağlamak için kullanılabilir. Akıllı telefonlar gibi daha fazla enerji ihtiyacı olan cihazlar için ise bu sistemin biraz daha geliştirilmesi gerekiyor. Tamamen güvenli olarak nitelendirilen sistem, kullanılmadığı durumlarda ise düşük güç moduna geçerek hem enerji sarfiyatını düşürüyor hem de insanlara verebileceği olacı zararlardan kaçınılmış oluyor.
‘Dağıtılmış lazer şarj’ olarak nitelendirilen sistem diğer çalışmalardan daha güvenli olmasının yanı sıra daha fazla menzile sahip olmasıyla öne çıkıyor. Verici ve alıcı olarak ikiye ayrılan cihaz, birbirinin görüş açısı içerisinde olduğu sürece lazer ışını sayesine enerji aktarımı yapabiliyor.
Deney düzeneğinde, alıcı, ışık sinyalini elektrik enerjisine dönüştürmek için bir fotovoltaik hücre ile donatılmış durumda. 30 metre uzakta ise Erbium adı verilen gümüşi beyaz bir metal ile özel olarak işlenmiş bir amplifikatör vericisi kuruluyor.
Yalnızca 10mm x 10mm boyutlarındaki bu alıcı, sensör gibi kompakt aygıtlara sığacak kadar küçük olarak tasarlanmış durumda. Örneğin, hareket veya sıcaklık sensörleri gibi daha küçük akıllı ev cihazları bu şekilde kablosuz olarak şarj edilebilir. Bu sistem geliştirildiği takdirde akıllı telefonlar ya da diğer cihazlar herhangi bir kabloya gerek duyulmadan kullanım sırasında şarj edilebilecek.
Yeni sistem geliştirilmeye açık
Bu sürecin bir kısmı, alıcıdaki fotovoltaik hücrenin geliştirilmesi ile gerçekleştirilebilir. Böylece daha fazla lazer ışığını elektriğe dönüştürebilen sistem daha fazla enerji sağlayabilir. Bir başka potansiyel geliştirme ise sistemin aynı anda birden fazla alıcıyla çalışmasını sağlaması ile mümkün olabilir.
1550 nanometrelik merkezi dalga boyuna sahip lazer, kızılötesi spektrumun en güvenli kısmında yer alıyor. Bu dalga boyunun insan derisine veya gözlerine zarar vermediği belirtiliyor. Bilim insanları, mümkün olduğunca fazla enerjinin transfer edebilmek ve sistemin verimliliğini artırmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Kablosuz enerji aktarımı için henüz daha yolun başında olduğumuzu söyleyebiliriz. İlerleyen dönemde bu teknoloji kişisel cihazların yanı sıra endüstride de fark yaratabilir. Peki siz kablosuz enerji aktarımı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}