Toyota otomobil sektörünün yanında lojistik anlamında da dev bir organizasyona sahip. Marka geneli kendi otomobilleri ve yedek parçalarını taşımak için kullandığı lojistik ağını genişletmeye devam ediyor Bu büyüme hamlesiyle birlikte bir de şirketin karbon ayak izini küçültmeye çalışıyorlar. VDL markası ile işbirliği yapan Toyota artık ağır vasıta araçlarında hidrojen yakıtı kullanacak. İşte konuyla ilgili detaylar…
VDL ile hidrojenli anlaşma!
Japon asıllı otomobil üreticisi Toyota ülkemizde özellikle Corolla modeli ile tanınmakta. Ülkemizde de üretim yapan markanın fabrikası şu an Sakarya’da bulunmakta. Sakarya fabrikasında Toyota Corolla ve C-HR modelinin üretimi yapılmakta. İlerleyen yıllarda farklı modellerin üretiminin de yapılması bekleniyor.
Toyota Türkiye’de olduğu gibi dünyanın farklı ülkelerinde de bu tarz fabrikalara sahip. Tüm bu fabrikalar ve bayiiler arası tedarik zinciri kuran Toyota bu sebeple de dev bir lojistik ağa sahip. Tabi bu lojistik ağının getirdiği farklı çeşitte ağır vasıtaların bulunduğu bir filoya da. Filonun içeriğine baktığımızda Toyota’nın farklı tiplerde kamyon ve çekicilere sahip olduğu bir ağır vasıta topluluğu ile karşılaşıyoruz.
Japon marka filodaki araçlarının çevreye verdiği zararı en aza indirgemek için bir dizi çalışma yaptı. Bu kapsamda VDL ile anlaşma yapan Toyota artık hidrojen yakıtı ile çalışan ağır vasıta araçlara sahip olacak. Bu kapsamda Toyota lojistik ağının karbon ayak izinin büyüklüğü de küçülmüş olacak.
Hollandalı ağır vasıta üreticisi VDL Groep ile anlaşma yapan marka artık hidrojen yakıtı ile çalışan ağır vasıtalar kullanacak. Hidrojen yakıtlı araçlar genele bakıldığında birçok avantaj ile geliyor. Elektrikli ağır vasıtalara göre şu an için daha avantajlı konumda bulunan hidrojen yakıtları düşük kütleye sahip. Bu sayede araçlar daha fazla yük taşıma imkanına sahip oluyorlar.
Diğer yandan ikmal süreleri kısa. Elektrikli bir ağır vasıtanın yolda şarj olması ciddi zaman kayıpları anlamına geliyor. Fakat hidrojen aynı motorinle çalışan içten yanmalı ağır vasıtalarda olduğu gibi hızlıca doldurulabiliyor. Böylece tedarik esnasında yolda geçirilen zaman da kısalmış oluyor. Son olaraksa hidrojen alt yapısına sahip bir lojistik ağının sürdürülebilir olması daha kolay oluyor.
Peki siz Toyota’nın hidrojen anlaşması hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın…
{{user}} {{datetime}}
{{text}}