Kahve dükkanı etkisi, özellikle Amerikalıların çok sevdiği bir kavramdır; genellikle Asya pazarına yönelik adımlarla ilişkilendirilen ilginç bir etki. Bunu şöyle açıklamak doğru olacak; kaliteli olduğunu düşündüğünüz kartondan bir kahve bardağına 2 TL fazla ödeyebiliyorsunuz. Bu, kalitenin insan algısında fiyatın önüne geçmesi olarak özetlenebilir. Para bu yolla daha hızlı gözden çıkarılır.
Türkiye‘de ise yukarıda belirtilen etkinin giyim, yiyecek gibi konularda nispeten daha yoğun olduğunu görmekle birlikte teknoloji alanında tam karşılığını bulamıyoruz. Örneğin Türkiye‘de hala çok az sayıda Apple akıllı telefonu ve tableti var; nispeten pahalı bilgisayarlar ve diğer aygıtlar da uygun fiyat ve satın alma koşullarına sahip ürünlere kıyasla çok daha az pazar payına sahip.
Bir operatör şirketin kendi bünyesindeki satışlarını içeren açıklamasına göre; arasında 300 TL civarında fiyat etiketine sahip modelleri de bulunduran Android‘li akıllı telefon satışları, fiyatı 1000 TL’nin altına kesinlikle inmeyen iOS‘li cihaz satışlarının neredeyse 4 katına ulaşmış durumda. Bu kısa veri bile Türkiye‘de niş teknoloji cihazlarının aslında o kadar da cezbedici olmadığını ortaya koyuyor. Tabii burada bir anekdot gerekli: Az ama öz kuralı.
Devamı için sonraki sayfaya tıklayabilirsiniz.
{pagebreak:::: 2}
Pazarın yüzde 13-15’lik bölümünü elinde bulunduran düşük fiyatsız Apple telefonları için zaten bu pazar payı, pazarın yüzde 70’ini elinde bulunduran X marka Android‘li telefon şirketinin payı ile elde ettiği karlılığa neredeyse eş değer. Bu durumda teknoloji şirketleri adına her şeyin yolunda olduğunu söyleyebilmek mümkün.
Teknoloji alanındaki tüketici eğilimleri, Türkiye gibi marka bağlılığının düşük olduğu, ilginç bir pazar söz konusu olduğunda kahve dükkanı etkisi kavramini barındırmıyor. Biz, fiyat-performansa önem veriyoruz; bunun yanında marka değeri ve yüksek fiyat konusuna ise daha uzak durmayı yeğliyoruz. Bu nedenle LG G2 ya da General Mobile Discovery gibi ürünler Türkiye’de sevildi.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}