Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net

Uncharted 3: Drake’s Deception – İnceleme

Ana sayfa /

PlayStation 3’ün çıkış oyunlarından olan Uncharted serisi, her yeni oyunla üstüne koymaya devam ediyor. İlk çıktığı 2007 yılında, o dönem PlayStation 3 sahibi olan hemen hemen herkesin oynadığı bir oyundu. Uncharted serisinin avantajı da o oldu. Her yeni oyunda kendine daha çok oyuncuyu bağladı.

İlk Uncharted çıkmadan önce videoları ve ekran görüntüleri çok güzel duruyordu. Fakat kafalardaki soru işareti oyunun yapımcısından dolayı kaynaklanıyordu. İlk PlayStation’dan beri zevkle oynadığımız Crash Bandicoot’un yapımcısı Naughty Dog, büyük bir tarz değişikliğine giderek Uncharted’ı karşımıza çıkarmıştı.

Sixaxis’i de dengede durulması gerektiğinde kullanan oyun, PS3’ü neredeyse baştan sona kullanıyor gibi gözüküyordu. Grafiklerin daha üstünün olamayacağını, oynanışın daha iyi hale getirilemeyeceğini düşünüyorduk. Fakat Naughty Dog, çıkardığı her yeni Uncharted ile hepimizi ters köşeye yatırdı. İşte Uncharted 3 de onlardan biri.

{pagebreak::1}

Çocukluğa inelim!

Uncharted 3 ile kahramanımız Nathan Drake’in hikayesi devam ediyor. İlk iki oyunu oynayanlar, Drake’in iki oyun boyunca kolye olarak taktığı yüzüğü bilirler. Uncharted 3, bu yüzüğün ardındaki sırrı ortaya çıkarıyor. Tabii yüzüğün sırrını ortaya çıkarmak için geçmişe gitmek gerekiyor. Uncharted 3, bizi Nathan Drake’in çocukluğuna ve dostu Victor Sullivan ile tanışmalarına götürüyor. Bu yüzden de ilk iki oyunu oynayanlar için senaryo büyük önem taşıyor.

Biliyorum ağzınıza bal çaldım. Nathan’ın çocukluk kısmını biraz detaylandırayım. Evet oyunda Nathan’ın çocukluğuna gidiyoruz. Hem de sadece video olarak değil, koca bir chapter’ı küçük Nathan olarak oynuyoruz. Bu bölüm, oyunun henüz ikinci chapter’ı olduğu için spoiler vermiş sayılmayız. Tabii çocukluğunda neler yaptığımızı spoiler vermeden anlatmak olmaz. Kendiniz oynarak görmelisiniz.

Uncharted oyunlarının en önemli özelliği baştan sona kaliteli bir hikaye içermesi ve bu hikayeyi de destansı bir şekilde anlatması. Uncharted 3: Drake’s Deception, serinin belki de anlatım bakımından en güzel oyunu. Hikayenin bizi götürdüğü mekanlar birbirinden çok farklı. Londra’da başladığımız oyunda Londra’nın yeraltına, gemi korsanlarının mekanına, Rübülhali çölüne, okyanusun ortasına, Suriye’ye ve benzeri farklı ama birbirinden güzel yerlere gidiyoruz. Bu da oyunu film gibi yapmanın yanı sıra bir filmde görebileceğimizden çok daha fazla farklı mekan ve atmosfer görmemizi sağlıyor.

{pagebreak::2}

Ekip aynen devam

Her Uncharted oyununda olduğu gibi Uncharted 3’de de baş kahraman Nathan Drake. Drake yine her zamanki haliyle karşımızda. Drake’e eski oyunlardan tanıdığımız karakterler yardım ediyor. İlk oyundan bildiğimiz Sullivan ve Elena’nın yanı sıra bize ikinci oyunda tanıştığımız Chloe de yardım ediyor. Düşmanımız ise Katherine isimli bir kadın. Bu kadın kimdir, nedir, bizimle derdi nedir gibi soruların bütün cevapları Drake’in çocukluğunu oynadığımız bölümde bulunuyor.

Uncharted 3’ün oynanışı pek değiştirdiğini söylemek yanlış olur. Hatta özellikle ikinci oyunla aynı tarz oynanışa sahip. Oynanışa getirilen en görünür yenilik, bize atılan bombaların geri atılmasında olmuş. Artık etrafımızda bulunan bombaları istediğimiz zaman geri göndermek mümkün değil. Bombanın sol tarafında çıkan barda beyaz bir bölüm bulunuyor. Sadece çubuk o beyaz bölümdeyken üçgene basarak bombayı geri gönderebiliyoruz. Onun dışında tek yapmamız gereken kaçmak.

Bu değişikliğin hem güzel hem de kötü tarafı bulunuyor. Oyuna ekstra heyecan katıyor olsa da eğer bir adam döverken yanımıza bomba atılırsa biraz sıkıntı yaşayabiliyoruz. Çünkü dövüş sinematiğinden çıkıp bombayı atmak mümkün olmuyor. Bu da sıcak çatışma sırasında kolayca ölmemize sebep oluyor.

{pagebreak::3}

Birbirlerine benzeyen düşmanlar

Bomba değişikliğinin dışında oynanışta pek bir yenilik olduğunu söyleyemem. Silahların bile çoğu aynı. Yeni silahlar var tabii ki. Özellikle korsanlardan aldığımız Rafinha tabancası ya da dürbünlü magnum benzeri tabanca oldukça işe yarar  silahlar. Düşman tipinde de pek yenilik yok. Sadece ortama göre kılyafeti değişmiş düşmanlar bulunuyor. Londra bölümlerinde takım elbiseliler, gemi bölümlerinde korsanlar, çölde ise takım elbiselilerin çöl ortamına uygun kııyafetli halleri bulunuyor. Kalkanlı ve elinde pompalı tüfeği bulunan kurşun geçirmez kıyafetli düşmanlar da ikinci oyunla birebir aynı. Hatta ağır makineli taşıyan düşman tipi bu sefer yok. O yüzden de çok zorlayıcı bir düşman bulunmuyor.

Oyunun sırf bu düşman tiplerinden dolayı ikinci oyundan daha kolay olduğunu söyleyebilirim. Tamam etrafta RPG atan ya da sniper’ı olan düşmanların bulunduğu ortamlar bazen zor olabiliyor. Fakat yine de zor ölen düşmanlar olmadığı için biraz hızlı olmak yetiyor. 

Uncharted 3’ün diğer iki oyun ile benzer taraflarını anlattım fakat bu, önceki oyunun ısıtılıp karşımıza çıkarıldığı anlamı taşımasın. Bölümlerin yapılarından dolayı daha detaylı bir oyun diyebilirim. Bulmacası belki ikinci oyun gibi çok zorlayıcı değil ancak aksiyonu, çeşitliliği bol bir oyunla karşı karşıyayız.

{pagebreak::4}

Uncharted serisine genel bir bakış attığımızda ilk oyunun orman bölümlerinin, ikinci oyunun ise dağ bölümlerinin çok iyi olduğunu söyleyebiliriz. İki oyun da belirttiğim bölümlerinde oyunculara harika atmosfer sunuyordu. Uncharted 3 de kapak fotoğrafında olduğu gibi çöl sahneleriyle bu işi çok iyi yapıyor.

Yeni grafik motoru

Uncharted 3’ün grafikleri serinin en iyisi. Zaten yapımcı Naughty Dog, her Uncharted oyunu için yenilenen grafik motorunu kullanıyor. Naughty Dog Engine ismindeki grafik motoru, serinin üçüncü oyununda motorun üçüncü versiyonuyla yer alıyor. Grafik motorunun hakkını vermek gerek. Oyunun baştan sona bir görsel şölen olduğunu düşünürsek bize hatasız görsellik sunuyor. Bazı uç bölümler dışında oyunun çoğu tek düze yapıda. Saklan, adam vur, koş, zıpla, tırman, saklan, adam vur, kapıyı aç, saklan, adam vur şeklinde uzayıp gidiyor. Tek düze yapıyı kapatan en önemli özellik de kuşkusuz oyunun grafikleri ve atmosferi.

Uncharted 3 atmosferleriyle adından sıkça söz ettirecek bir oyun. Naughty Dog ekibinin hakkını vermemiz gerekiyor. İkinci oyunun üzerinden çok bir süre geçmemesine rağmen böylesine bir görsel şöleni hazırlayabilmişler. Oyunun hemen hemen her karesi konsept çizimler gibi. Belki de bu yüzden oyunun bir konsept albümü bulunmuyor. Oyunun kendisi zaten o değerde.

{pagebreak::5}

Tasarımın en önemli özelliğinden biri de ayrıntılar. Duvarlar, zeminler, tavanlar kısacası her yer detaylarla dolu. Görsellikten zevk alıyorsanız oyunu daha yavaş oynayarak etrafı gezebilirsiniz. 

Bulmacaların püf noktası

Nathan Drake için aslında günümüzün Indiana Jones’u diyebiliriz. Bu yüzden de bir Indiana Jones hikayesinde bulmacalar olmazsa olmaz. Bulduğumuz gizli tapınaklarda birbirinden farklı yapıda bulmacalar bulunuyor. Drake’le de bu bulmacaları çözmeye çalışıyoruz. Bulmacaları çözmek kimi zaman kolay kimi zaman zor. En önemli yardımcımız ise not defterimiz. Tabii not defteri, tıpkı bir tam çözüm rehberi gibi bize direkt olarak yapmamız gerekeni söylemiyor. Fakat büyük ipuçları veriyor. Bize de ipuçlarını iyi kapıp bulmacayı çözmek kalıyor.

Bulmacalar bazen zorlayabiliyor. Zorlanırsanız ve not defterinden de pek bir şey anlamadıysanız korkmayın. Oyunda ayrıca bir yardım servisi bulunuyor. Eğer bulmaca bölümünde çok beklerseniz ve çözmek adına bir girişimde bulunmazsanız ekranın sol alt köşesinde gamepad’in yukarı tuşuna basmamız gerektiğini gösteren bir işaret çıkıyor. Bastığımızda da bulmaca hakkında ilk ipucunu yazılı olarak veriyor. Eğer bir adım gider ve yine çözemezseniz yine işaret çıkıyor. Böyle böyle bulmacalarda sona yaklaşabiliyorsunuz. Önceki oyunları oynadıysanız bulmacalarda pek zorlanmazsınız.

{pagebreak::6}

Yüzde yüz Türkçe

Oyunun ülkemizde en çok beklenme sebeplerinden biri de kuşkusuz Türkçe olması. Aslında Uncharted’ın ülkemizde hatrı sayılır seveni bulunuyor. Nitekim bu kitle oyun Çince bile olsa oynarım diyebilecek bir kitle. Buna rağmen oyun Türkçe olunca tadından yenmeyecek bir hal alıyor.

Seslendirmelerden tutun menülere, altyazılardan oyunun girişindeki uyarıya kadar tamamen Türkçe bir oyun ile karşı karşıyayız. Bu da oyunun bütün kontrolünü hissetmemize yardımcı oluyor. Uncharted 3’ün seslendirme kadrosunu bekleyenleri mutlaka biliyordur. Yine de tekrar belirtmekte fayda var. Esas oğlan Nathan Drake’i Okan Yalabık, Victor Sullivan’ı Ege Aydan, Chloe’yi Dolunay Soysert, Elena’yı Ceyda Düvenci, baş düşmanımız Katherine Marlowe’u ise Betül Arım seslendiriyor.

İlk iki oyunu İngilizce oynadığımız bir oyunu şimdi nasıl Türkçe oynayacağız diye düşünebilirsiniz. Fakat rahatlıkla söyleyebilirim ki sesler ilk başta Türkçe olduğu için garip gelse de çabuk alışılıyor. Özellikle Okan Yalabık’ın sesi Nathan’a çok iyi uyum sağlamış. Sesi en uyan karakter içinse Ege Aydan – Victor Sullivan ikilisini gösterebilirim. Benim en çok merak ettiğim Chloe’nin seslendirmesiydi. Ağır bir İngiliz aksanıyla konuşan Chloe’yi seslendiren Dolunay Soysert’e ilk başta alışmak zor olsa da hakkı verilmiş. Bu yüzden de seslendirmelerde kulak tırmalayıcı bir detay bulunmuyor. Tamamiyle uyumlu Türkçe seslendirmeler harika olmuş.

{pagebreak::7}

Rübülhali

Hikayenin ilerleyişinde biraz sıkıntı var diyebilirim. Oyun başta heyecanla başlıyor, ortalara doğru çizgisini epey düşürüyor. Ara ara bazı bölümlerle aksiyonu arttırıp heyecan yaratmaya çalışsa da tek düze yapısıyla oyuncuyu sıkabiliyor. Ancak çöl sahnesine geldikten sonra durum tamamen değişiyor. Oyunu henüz oynadığım sıralar kafamda yazıyı düşünürken pek de iyi şeyler yazacağımı düşünmüyordum. Çünkü oyunun sonlarına daha vardı ve sıkılmaya başlamıştım. Fakat Rübülhali Çölü’ne ayak basmamla birlikte fikirlerim 180 derece döndü.

Oyunun son yaklaşık yüzde 25’lik bölümü çöl ve çölden sonra geçiyor. Yüzde 50’lerden sonra sıkmaya başlayan oyun burada şahlanıyor ve son yüzde 25’lik kısım bir çırpıda oynanıyor. Çünkü burada şahane bir uçak düşme sahnesi, çöl sahnesi, yoğun aksiyon, at kullanımı, konvoy sahnesi ve bir sürü aksiyon barındıran sahneler var. Oyun bittiğinde yoğun aksiyondan çıkıldığı için de bir boşluk oluştuğunu kabul etmem gerek.

Uncharted 3’ü 9-10 saat arası bir sürede bitirdim. Çok daha kısa sürede bitirilebilir, ancak oyunda toplamda 100 adet bulunan hazineleri toplamak ve Trophy kazanmak için hemen hemen her yeri iyice araştırmak gerekiyor. Yavaş oynayıp mümkün oldukça etrafı araştırmama rağmen 40 adet toplayabildim. Oyun boyunca da toplamda 500’ün üzerinde adam vurmuşum. Eğer hazinelerin tamamını toplayamazsanız üzülmeyin. Daha sonra menüden istediğiniz bölümü seçerek tekrar oynayabilirsiniz. Bölüm seçerken de altında kaç hazineden ne kadarını bulduğumuz gösteriliyor.

{pagebreak::8}

Her PS3 sahibi…

Uncharted 3, online modlarıyla da epey iddialı. Zaten oyun çıkmadan iki ay önce de PlayStation 3 üzerinden sadece Plus hesaplı kullanıcılara multiplayer betası açılmıştı. Betayı oynayan oyuncular da oldukça sevmişti. Fakat oyunu normal PS3’lerde değil, debug’da oynadığımız için online modunu test etme şansımız olmadı. Bu yüzden online modunu anlattığımız ayrı bir incelemeyi ilerleyen dönemde sizlerle paylaşacağız.

Yazıyı toparlayacak olursak Uncharted 3 yine mükemmel bir oyun olmuş. Seriye aksiyon bazında yenilikler katıyor, bu da Uncharted severlerlerin tam da istediğini şey. Aslında daha önce Uncharted oynadıysanız, Uncharted 3’ü tartışmak olmaz, siz mutlaka oyunu almalısınız. Eğer daha önce Uncharted oynamadım diyorsanız da üzülmeyin, belki serinin geçmişini ya da karakterlerin aralarındaki ilişkiyi detaylı olarak bilemeyeceksiniz, ancak buna değer. Uncharted 3: Drake’s Deception, başlı başına mükemmel bir oyun ve her PlayStation 3 sahibinin online modunu olmasa da hikaye modunu mutlaka oynaması gerektiğini düşünüyorum.

Uncharted 3 Kazanın!

Uncharted 3 incelememizi okudunuz, eğer şanslıysanız bir adet Uncharted 3: Drake’s Deception oyunu kazanabilirsiniz. Şimdilik tek yapmanız gereken Shiftdelete.net Facebook sayfamızı takip etmeniz. Kazanmak için detayları Facebook sayfamızdan en kısa sürede açıklayacağız.

9.5/10

Artılar: Uncharted’ın kendine has yapısı serinin üçüncü oyunuyla devam ediyor. Grafikler yine çok güzel. Sırf çöl sahnesi için bile oynanır.

Eksiler: Oyunun ortaları tek düze yapısıyla çok sıkıyor. Düşmanların da çok çeşitli olmayışları tek düze yapıyı arttıran etkenlerden.

:: Uncharted 3’ü nasıl buldunuz?

 

Yorum Ekleyin