Üçüncü nesil iletişim teknolojisi olan 3G‘ye yeni yeni ısınıyoruz. Ülkemizde hizmet gösteren GSM şebekeleri de 3G ile ilgili çeşitli kampanyalar yaparak mobil kullanıcıları daha da fazla bu sektörün içine dahil etmeye gayret gösteriyor. Peki 3G teknolojisinin bizlere sağladığı teknolojik imkanlar, hızla gelişen teknolojinin gerekliliklerini bizlere sağlayabilecek mi?

Bu konuda 3G biraz eksik kalıyor diyebiliriz. Aslında bunun tek sebebi, her zaman daha da fazlasını isteyen teknoloji geliştirme firmaları. Dolayısıyla son kullanıcı olarak bizler de her zaman son teknolojiyi yakalamaya, yeni geliştirilen sistemlere ayak uydurmaya çalışıyoruz.


4G iletişim teknolojisinin en yaygın standartı olarak bilinen LTE, bir hayli maliyetli olacağa benziyor.
Yine de fiyatlandırmayı konuşmak için henüz erken

Aslında mobil iletişim sistemleri arasındaki sınırlar çok da kalın çizgilerle belirlenmiş değil. Her firma kendi teknolojisini geliştirmeye gayret gösteriyor ve bunun sonucunda ortaya çeşitli platformlarda çeşitli teknolojiler çıkıyor. 3G’den bir sonraki nesil olan 4G için de aynı cümleleri kullanabiliriz.

Kısa adıyla 3GPP olan Third Generation Partnership Project adlı bir organizasyon, 4G teknolojisini son kullanıcı açısından değerlendiriyor ve kullanıcıya 4G’yi çeşitli uygulamalarla tanıtmaya gayret gösteriyor. Çalışmalarını WCDMA teknolojisi üzerine yoğunlaştıran organizasyon, Long Term Evolution yani kısa adıyla LTE adını verdiği bir sistem üzerinde çalışıyor ve bu sistem, 4G‘nin yeni standartlarından biri olarak gösteriliyor.

{pagebreak::LTE ve 4G Mevzusu}

LTE ve 4G Mevzusu

LTE’nin 3G’den birçok farkı var. Tabii ki son kullanıcıyı ilgilendiren en büyük fark, veri iletme hızlarındaki artış olacaktır. Hemen sizlere LTE’nin en büyük farkını sayısal olarak söyleyelim. LTE teknolojisi ile birlikte 100 MBps‘den daha yüksek hızlarda veri iletişimi sağlanabilecek.

Çeşitli firmaların LTE testlerinde 170 MBps hızlara erişildiğini ise şimdiden söyleyelim. Fakat tabii ki yine olaya son kullanıcı açısından bakarsak, bu hızlara bir kişinin ulaşması mümkün olmayacak. Fakat yine de 3G’nin HSPA+ teknolojisi ile 14.4 MBps hızından kat kat daha yüksek hızlara çıkacağımız da kesin. Dolayısıyla bizlere halen daha beklemek düşüyor.


4G teknolojisi ile birlikte gerek cep telefonları gerek dizüstü bilgisayar sistemleri,
iletişim alanında bir çağ atlayacak diyebiliriz

Türkiye’de LTE alanındaki ilk demo’lara Ericsson-Turkcell geçtiğimiz sene içerisinde başlamıştır. Yine aynı şekilde Nokia-Siemens Network de LTE demo’larını geçtiğimiz aylarda gerçekleştirmiş, oldukça tatmin edici sonuçlar almıştı.

Özellikle Nokia-Siemens Network‘ün LTE üzerinden sese (VoLTE) One Voice (Tek Ses) yaklaşımının hayli başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, bu teknolojinin ülkemizde de tam kapasiteyle hizmet vermesi alanında bizlere büyük umutlar kazandırdı. Dolayısıyla LTE teknolojisi bizlere sadece veri iletişimi değil, mobil sektördeki imkanlar açısından da yeni uygulamaları test etme imkanı sunacak.

{pagebreak::LTE’nin Avantajları}

LTE’nin Avantajları

Mobil cihazımız üzerinden izlediğimiz bir filmi anlık olarak başka bir LTE kullanıcısı ile paylaşabileceğimiz gibi, çoklu oyun desteği ile birlikte karşılıklı olarak da akıcı bir şekilde oyun oynayabileceğiz.

Bu aşamada LTE dediğimiz anda, daha da kapsamlı konuşursak 4G dediğimiz anda aklımıza cep telefonlarımızdan daha da fazlası gelmek zorunda. Zira tıpkı 3G’de olduğu gibi, LTE’de de cep telefonlarına mahkum olmayacağız, bilgisayar sistemleri aracılığı ile de bu teknolojiden yararlanabileceğiz.


LTE ile birlikte cep telefonlarımız üzerinden yüksek çözünürlüklü videolar izleyebileceğiz.
Tabii ki gerekli grafik işlemciler de bizlere eşlik edecek

LTE’nin imkanları arasında çevrimiçi dünyadan tam anlamıyla yararlanabilmek de var. Bu aslında birçok sorunun da cevabı oluyor. LTE’nin kullanıcıya kazandıracağı en büyük özelliklerden birisi, mobil cihazımızın sadece bir telefon değil, aynı zamanda üzerinden hayatı paylaşabileceğimiz bir istasyon haline dönüşmesidir.

{pagebreak::Yüksek Hız Değerleri}

Yüksek Hız Değerleri

4G teknolojisi sayesinde teorik olarak Gigabit değerlerini görebilmek mümkün. ITU-R olarak tanımlanan istasyonlar ve benzeri organizasyonlar, teoride Gigabit hızlarda iletişim sağlanabileceği konusunda çalışmalara sahip fakat yinelersek, son kullanıcı açısından bunun çok da bir önemi yok.

Zira gerek teknik ekipman gerekse çeşitli kısıtlamalar sonucunda son kullanıcı 200 Mbit/s civarında bir hıza sahip olacak, ki bu da mevcut demo çalışmaları sonucunda ön görülen bir tahmin.

4G’nin bizlere sağlayacağı yüksek kalitede stream video izleyebilme özelliği ise hiç şüphesiz ki en çok yayıncı kuruluşların ağzını sulandırıyor. Zira LTE teknolojisi ile birlikte mobil cihazımız üzerinden çevrimiçi televizyon yayınlarını izleyebilmek, kelimenin tam anlamıyla mümkün olacak. Üstelik bu yayınlar tamamen yüksek kalite, hatta HD çözünürlüklerde olacak.

{pagebreak::Rakip Var}

Rakip Var

Teknolojinin bir de maliyeti var tabii ki. En yagın 4G standartlarından biri olan LTE’nin Wimax’e rakip olarak geliştirildiğini ve Wimax için yaklaşık 5 Milyar Dolarlık bir harcama yapıldığını göz önünde bulundurursak, son kullanıcı açısından LTE‘nin çok da ucuz bir teknoloji olmayacağını ön görebiliriz.

Fakat biz sizi korkutmuş olmayalım. Zira her şey yeni teknolojiye geçtiğimiz anda belli olacak. Fiyatlandırma da bu konuya dahil. LTE’ye geri dönersek, HD yani yüksek çözünürlüklü yayınların mobil sektöre daha da dahil olması LTE teknolojisi sayesinde an meselesi haline geldi.

Esasında Wimax‘e rakip olarak geliştirilen LTE, yapabileceklerinin ne kadar güçlü olduğunu uzun bir süre önce gösterdi bile. Dolayısıyla sadece ülkemiz değil, dünya çapında da LTE’nin yaygınlaşmasını beklemek, bizleri en doğru cevaba yönlendirecektir.

:: 3G teknolojisi beklentilerinizi karşıladı mı? LTE sizce daha başarılı olacak mı?