1980’lerin başındaki birinci nesil analog telefonlardan günümüzde 5G’nin mümkün kıldığı uzaktan operasyonlara kadar uzun bir yol kat ettik. Bir zamanlar kullanımı cızırtılı sesli aramalarla sınırlı olan cep telefonlarını, artık tek bir tuşa basarak binlerce kilometre ötedeki bir toplantıya katılmak için kullanabiliyoruz.
İşte bu yüzden, endüstri yeni nesil mobil bağlantıyı icat etmek için yola çıktığında, yalnızca mevcut teknolojinin karşılayamayacağı yeni ihtiyaçları ele almakla kalmamalı, bunun yanında tamamen yeni fırsatlar, hizmetler ve endüstriler tasarlamalıyız.
Fakat bunu tek başımıza yapamayız
Bu nedenle Intel, 6G araştırma gündeminin çerçevesini çizmek için geniş ve işbirliğine dayalı bir girişim olan, AB 6G amiral gemisi araştırma projesi Hexa-X’in bir parçası oldu. Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen bu amiral gemisi Avrupa 6G projesi, 2030 yılına kadar 6G’yi gerçeğe dönüştürmek için önümüzdeki yıllarda geliştirilecek olan teknolojiye zemin hazırlayacak.
6G ile iletişim, bilgi işlem ve yapay zekânın yakınsamasını görmeyi bekleyebiliriz. Bilgi işlem ve yapay zekâ, sadece ağ altyapısının üzerinde bir uygulama olarak çalışmak yerine 6G sistemine yerel olarak entegre edilecek. Kullanıcılar, Hizmet Olarak Bilgi İşlem (CaaS) ve Hizmet Olarak Yapay Zekâ (AIaaS) arayüzleri aracılığıyla neredeyse sonsuz hesaplama gücüne ve yapay zekâ/makine öğrenmesi kaynaklarına erişebilecek.
Intel’den 14 çekirdekli i5 geliyor! Hem de mobile
Intel, 14 çekirdek ve 20 iş parçacığına sahip i5-13600HX işlemcisinin performans testi sonuçlarıyla göz doldurdu.Fiziksel dünyaya yerleştirilmiş sensörlerin gerçek ortamların dijital temsillerini neredeyse gerçek zamanlı olarak güncellemek için veri göndermesi ve gerçek dünyadaki aktüatörlerin dijital dünyadaki akıllı ajanlardan gelen komutları yerine getirmesiyle, olayları analiz etmek ve zamanında harekete geçmek, ayrıca dikey endüstri operasyonuna özgü görevleri yerine getirmeye yönelik gelecekteki eylemlerin simülasyonunu yapmak, onları tahmin etmek ve programlamak mümkün hale gelecek.
İnovasyon yol haritamızı 6G çağına doğru çizerken, insani, fiziksel ve dijital dünyaları birbirine bağlamak için bu benzeri görülmemiş fırsattan güç alıyoruz. Önümüzdeki yolda araştırmalarımıza rehberlik etmesi ve bu hibrit dünyayı gerçekleştirmemize yardımcı olması için üç temel hedef belirledik.
1: Daha sağlıklı bir dünya
Sağlık sektörü, son yıllarda küresel gündemin zirvesine oturup büyük bir dijitalleşme hızına şahitlik etti ve hiçbir yavaşlama belirtisi göstermiyor. Yaşlanan nüfus, aşırı hava koşullarından kaynaklanan yaralanma riskinin artması ve başka pandemilerin yaşanması ihtimali nedeniyle, uzaktan ve erişilebilir sağlık hizmetleri her zamankinden daha hayati bir önem taşıyacak. Ve 6G, bu gelişmenin tam kalbinde olacak.
Günümüz tıbbı, hastalık tedavisi ve önleme stratejileri için tipik olarak herkese uyduğu düşünülen tek bir yaklaşım izliyor. Oysa hassas sağlık hizmetlerinde her kişinin genleri, çevresi ve yaşam tarzındaki bireysel değişkenlikler dikkate alınmalı.
Ancak bunu anlamak için, giyilebilir cihazlar aracılığıyla hem sağlıklı hem de hasta kişilerin hayati parametrelerinin 7/24 izlenmesi gerekir. Hibrit bir dünyada 6G, vücut içi cihazların dışarıdaki giyilebilir cihazlarla iletişim kurmasını sağlayabilir ve bu cihazlar da verileri güvenli bir şekilde internete aktarabilir.
Giyilebilir, uzaktan kumandalı teknoloji, görme bozukluğu olan kişilerin dünyada yönlerini bulmalarına da yardımcı olabilir. Sensörlerle donatılmış giyilebilir cihazlar nesneleri, sokak mobilyalarını ve diğer olası tehlikeleri sezmek ve tanımlamak için kullanılabilir. Böylece kullanıcılar önceden bilgilendirilmiş ve proaktif önlemler alınmış olur.
Burada, iletişim, bilgi işlem ve yapay zekanın yakınsaması da görüntü işlemeyi destekleme potansiyeline sahiptir. Örneğin bir hastanın cildinin görüntüsü alındığında, AIaaS konseptini izleyen bir yapay zekâ hizmeti resmi işleyebilir ve cilt kanseriyle ilgili şüpheli bir görünüm olup olmadığını anında belirleyebilir.
2: Daha fazla işbirliğine dayalı bir dünya
5G ağlarından 1.000 kat daha yüksek hızlara ulaşma potansiyeli taşıyan bu yeni ve neredeyse anlık kablosuz teknoloji, dijital işbirliğinin arttığı bir dünyanın kapısını açma potansiyeline sahiptir.
6G’nin sağladığı karma gerçeklik ve holografik video konferans olanakları sayesinde, silolar parçalanarak uzak ofis konumları, telekonsültasyonlar ve eğitim amaçlı e-öğrenme ortamlarına dağıtılabilir. Yarının etkileşimleri dokunsal bağlantıları -görme ve sesin yanı sıra dokunma dahil bir iletişim- dahi içerebilir.
Bu tür video konferanslar, meslektaşların ilgili holografik görüntülerini kaydetmek, iletmek ve yeniden oluşturmak için muazzam veri bant genişliğinin yanı sıra bilgi işlem ve yapay zekâ gücü gerektirecek.
Ayrıca, “işbirliği yapan robotların” ötesine geçerek, münferit robotların salt komuta ve kontrolünün ötesine geçme fırsatı da var. İnsanlar olmadan değil de, onlarla birlikte çalışmak üzere tasarlanan bu makineler, karmaşık görevleri daha verimli bir şekilde yerine getirerek hayatımızı daha kolay hale getirebilir ve insanların değerli zamanını daha anlamlı aktivitelere ayırmamızı sağlayabilir.
Dijital ikizlerin tasarımı ve kullanımı sayesinde 6G, akıllı şehirleri gerçek anlamda hayata geçirmek için gereken benzeri görülmemiş düzeydeki işbirliğini de açığa çıkarabilir. Dijital ikiz, fiziksel dünyadaki bir nesnenin ya da sistemin gerçek zamanlı veriler kullanılarak güncellenen ve karar vermeye yardımcı olmak için simülasyon, makine öğrenimi ve muhakeme kullanan sanal bir temsilidir. Dijital ikiz yaklaşımı, veri paylaşımını bir şehrin ekosistemi genelinde sezgisel olarak kolaylaştırarak şehir planlamacıları, inşaat işçileri, enerji tedarikçileri ve vatandaşların kendileri arasındaki işbirliğine olanak tanıyabilir.
Burada, fiziksel dünyadan ve ilgili varlıklardan alınan gerçek zamanlı geribildirimlerle birlikte dijital ikiz şehir modeli, gelecekteki evrim ve planlamanın yanı sıra geleceğin akıllı şehirlerinin gelişmiş ve verimli operasyonları için güçlü bir araç da olabilir.
6G ile desteklenen bu dijital kopyaların trafik akışını mükemmel bir şekilde optimize etmemize, öngörülen aşırı hava olaylarına karşı dayanıklı evler inşa etmemize ve sorunsuz toplu taşıma operasyonları yürütmemize olanak sağlayacağını umuyoruz.
3: Daha sürdürülebilir bir dünya
Son olarak 6G, bizi daha sürdürülebilir bir dünyaya doğru taşıma potansiyeline sahiptir. 6G, enerji verimliliğinden sürdürülebilir dönüşüme kadar, toplumu etkileyen ve etkili dijitalleşme yoluyla çevresel ayak izinin azaltılmasını sağlayan kaynak verimli ağlar sağlayabilir.
6G, biyo-dostu enerji hasadı sensörlerini uygun maliyetli bağlantıyla her yere yerleştirmemize olanak tanıyarak hava durumu, iklim değişikliği ya da biyoçeşitlilik gibi sistem açısından kritik çevresel unsurların gerçek zamanlıya yakın ve paha biçilmez bir şekilde izlenmesini sağlayabilir.
Ayrıca küresel bir telemetri sistemi hava/iklim modellerini daha da iyileştirmek, çevresel durumun gözetimini ve izlenmesini sağlamak ve sel ya da toprak kayması gibi doğal felaketler için erken uyarı sistemlerini etkinleştirmek ya da ekosistemleri ve nesli tükenmekte olan türleri yasadışı ağaç kesme ve kaçak avlanma gibi tehditlere karşı daha iyi korumak için de kullanılabilir.
Tüm alanlarda 6G, yerel ve merkezi yapay zekâ aracılarının süreci makul bir maliyet ve karmaşıklıkla sürekli olarak optimize etmesiyle tam entegre otonom tedarik zincirlerini de güçlendirecektir.
Dijital ikizlerin daha sürdürülebilir gıda üretimine uygulanmasıyla, mahsullerin ve besi hayvanlarının sağlığı, ihtiyaçları ve rahatsızlıkları gerçek zamanlı olarak izlenebilir, besin maddeleri/gıdalar otonom olarak uygulanabilir ve herhangi bir tehdit, verimi artırmak ve israfı azaltmak için ele alınabilir.
Ağın kendisinin sürdürülebilir doğası açısından değerlendirildiğinde, çevre, ihtiyaçlar ve koşullar sürekli değiştiği için 6G gibi karmaşık ağların parametrelendirilmesi ve optimum şekilde işletilmesi son derece güçtür. Sürdürülebilirlik hedeflerini optimize etmek için, yerel olarak entegre edilmiş yapay zekâ teknolojisi ağ bağlantısını sürekli olarak gözlemleyecek ve 6G ağının parametrelendirmesini en yüksek sürdürülebilirlik seviyeleriyle (örneğin enerji tüketimi) birlikte kullanıcı performansını artıracak şekilde uyarlayacak.