80’li yıllara damga vurmuş animasyon filmi The Dark Crystal, devamı niteliğindeki dizi ağustos ayında Netflix’te yayınlandı. Hulk filminin yönetmeni Louis Leterrier’in imzasını taşıyan The Dark Crystal: Age of Resistance için biz de Leterrier ile bir araya geldik. Kısa bir röportaj gerçekleştirdiğimiz yönetmen bize filmi ve oyuncuları anlattı.
Louis Leterrier ile röportaj yaptık
10 bölümlük dizide karşımıza Lena Headey, Sigourney Weaver ve Benedict Wong gibi isimler çıkıyor. Dizinin hikayesine bakacak olursak; Rian, Bran ve Deet isimli üç Gelflings, Sekeksis’in gücünün kaynağını keşfeder ve dünyayı kötülükten kurtaracak isyanı başlayacak bir yolculuğa çıkar.
Dilerseniz sizi röportajımızla baş başa bırakalım.
İlk sorum şöyle olacak; burada epik bir hikayeden bahsediyoruz. Hikayedeki evrende kuklalar görüyoruz. Bize hikayenin özünü anlatabilir misiniz?
Bu hikayedeki fikir, bu evrendeki insanların kendilerini çirkin bulmaları ve bunun farkına vararak hayattaki gerçek yönlerini bulmaya dayanıyor. Dizide birçok değişim de var. Bu aslında büyük bir paradoks ve ikinci bir fabl gibi aslında.
Bu noktada şunu öğrenmek istiyorum; hikayedeki kuklalar risk barındırıyor ama dizi Türkiye de dahil birçok ülkede popüler. Bu durumu nasıl okumak gerekiyor?
Kuklalar aslında karmaşık bir konu. Orijinal filmde de bu kuklalar olduğu için kullanmak zorundaydık, kuklalar olmadan bu dizi olmazdı. Bu bizim için büyük bir meydan okumaydı ama birlikte yapabileceğimiz ortaklar bulmamız gerekiyordu. Burada gideceğimiz en iyi yer de Netflix idi. Netflix bizim vizyonumuzu anladı ve ne yapmak istediğimizin farkına vardı. Netflix riski aldı ve devam etmemizi söyledi. Bize taviz vermememizi ve yarı insan yarı kukla ya da bilgisayar efekti kullanmamızı değil kuklaları yapmamızı söyledi. Bu da bizim için olağanüstüydü.
Hepimizi aksiyon filmlerinde harika bir geçmişiniz olduğunu biliyoruz. Bu deneyiminiz dizide size nasıl yardımcı oldu?
Aksiyon filmlerinden öğrendiğim ilginç şey, küçük parçalar halinde bir şeyler çekip bunu bütüne taşımak oldu. Yani, aksiyon filminde bir karakter çatıdan çatıya atlıyor, bu bizim küçük bir parça. Daha sonra başka bir şey yapıyor ve burada parçaları birleştirip daha büyük bir şey taşıyorsunuz. Bunu yapmak benim için çok faydalı oldu. Bunun üstüne kameranın hareketlerini seviyorum. Ama burada kuklalar çok hareket etmiyordu, bunun için de hikayeye dinamizm katması için aksiyon kameralarını kullandık.
Dizideki oyunculardan da bahsetmek istiyorum. Epey fazla oyuncu var. Önümüzdeki sezonda da buna yeni sürpriz eklemeler olacak mı?
Şu an için yeni bir sezon çekilip çekilmeyeceğini bilmiyoruz. Bu bizim için çok özel ve ilginçti. Ayrıca bu, Netflix için de çok büyük bir riskti. Şu anda bütün değerlendirmeleri ve seyirci görüşlerini bekliyoruz. Kaç kişinin dizinin tamamını seyrettiğini de bilmek istiyoruz. Bazen Hollywood ve dünyanın kalan kısmının seyircinin önünde gidip, “Evet, ikinci sezonu yapmak istiyoruz” dediklerini duyuyoruz. Böyle bir eğilime sahipler. Biz de şöyle bir görüşe sahibiz: Evet, dizinin sonu açık. Ama ikinci sezonu yapıp yapamayacağımızı henüz bilemiyorum. Ben bu konuda çok sabırlıyım.
Bu arada, dizide Türkiye’den herhangi bir ilham var mı?
Evet, elbette var. Kapadokya’dan epey ilham aldık. Orası hep hayranlıkla baktığımız ve çekim yapmak istediğimiz bir yerdi. Kuklalar olmadan diziyi çekemezdik.
Son soru olarak ise oyuncuların ilk aşamada diziye yaklaşımları nasıldı? İlk sezonda oyuncuların yaklaşımlarını karşılaştırabilir misiniz?
İlk sezonda harika oyuncularımız vardı. Dizideki herkes çalışmak istediğimiz isimlerdi. Görüştüğümüz herkes,”Evet” dedi. Herkes bu dizide olduğu için heyecanlıydı. Şurası ilginçti: Oyuncular bunu biraz pürüzlü olarak değerlendirdi. Ama dizinin son halini görünce hepsi buna bayıldı. Dizideki en havalı faktör ise bütün oyuncularımızın evrime uğramasıydı.
İlginç ve etkileyici
Yalnız filmin devamı niteliğinde çekilmedi.
Filminden önceki olan olayı anlatıyor.