“Demirci ustası Miko’dan özel sipariş ettiği kılıçla medeniyetin ayak basmadığı kırsalda, büyüye hükmeden yerliler ve birbirinden tehlikeli yaratıklar arasında yeni macerasına çıkmaya hazırlanıyordu. Kuşandığı zırhı ve kaskının altından görünmeyen yüzünde, gücünü artırdığı bir kılıç saldırısının bir an önce denemenin heyecanı vardı. Çıktığı macerada tehlike ve çetin zorluklar kadar; altın, şöhret ve zaferin tarifsiz hazzı da onu bekliyordu…”

Android, iOS ve Windows Phone arasında bazı belirgin farklar olduğu doğru; ancak her ikisinin de sahip olduğu en iyi yanlardan biri de dokunmatik arayüzü akıllıca kullanan ücretsiz mobil oyunlar. Hexage tarafından geliştirilen Reaper: A Tale of a Pale Swordsman (kısaca Reaper) da bunlardan biri.

Geniş Oynanış Seçenekleri

Tam tekmil bir RPG oyunundan beklediğiniz hikaye derinliğini ve karakter geliştirme seçeneklerini, mobil bir oyunda olması gereken “5 dakika oynayıp kapatınca da eğlenebilme” potansiyeliyle birleştiren Reaper, dokunmatik ekranı da oldukça başarılı biçimde kullanıyor.

Temelinde basit bir ilerleyiş mantığı yatan Reaper, Puzzle Quest oynamış olanlara aşina gelecek bir kurguya sahip. Hikayeyle ilgili tüm akışı, seyahatleri, görev alımlarını ve dükkanları bir harita üzerinden belirli noktaları seçerek gerçekleştiriyorsunuz. Diyaloglar yazılı olarak akıyor. Rüştünüzü ispatlayacağınız dövüşler ise ya görev icabı ya da bir noktadan diğerine giderken yol üzerinde baskın yemeniz halinde gerçekleşiyor.

{pagebreak::Zorlu Bir Mobil RPG}

Arkanıza Yaslanmayı Düşünmeyin Bile

Reaper’da savaşlar 2 boyutlu bir platformda, toplamı 3-4 hareketi geçmeyen kombinasyonlarla vuku buluyor. Ancak kontrollerin basit olması, zaferin yakın olduğu anlamına gelmiyor: Aksine, Reaper oynarken ilk 15 dakikadan sonra sizi zorlayacak savaşlara hazırlıklı olmanızda fayda var.

Bugün Top 10 listelerini dolduran pek çok oyunun aksine, Reaper hem reflekslerinizi hem de anlık karar verme yetilerinizi sınırlarına kadar zorlayacak. Türlü türlü yaratıkların attığı oklar, asker kurşunları ve yerlilerin yaptığı cıvıl cıvıl (!) büyülerden sakınmaya çalışırken, tek bir savaş seansından bile alın teriyle çıkmanız gerektiğini anlayacaksınız.

Karşılaşacağınız zorluklara rağmen, her savaşın sonunda elde edeceğiniz tatmin hissi, size Commandos’un bölüm sonlarında yaşadığınız hazzı hatırlatabilir. Daha yakın zamandan örnek vermek gerekirse, üzerinize sürüyle gelen saldırıdan sakınmak için bir o yana bir bu yana zıplamalarınız, Dark Souls refleksi gerektiriyor.

{pagebreak::Freemium Ücretlendirme}

İlk 10 Seviye Ücretsiz

Reaper’ı gerçekten severseniz, daha ileri seviyelere ulaşabilmek için bir miktar ödeme yapmanız gerekiyor. Ancak ücretsiz olarak oynadığınız kısım da yabana atılacak gibi değil; 10. Seviyeye kadar yaklaşık olarak yarım saatlik bir oyun süresine sahipsiniz. Ki bu süre bir mobil oyun için doyurucu sayılır.

Üstelik her seviyede seçtiğiniz “Kader Kartlarından” biri ile 10. seviyeye bambaşka karakter özellikleriyle birkaç defa gelme lüksüne de sahipsiniz. Satın alma aşamasına geldiğinizde karşınıza üç ayrı seçenek çıkıyor; biriyle oyuna standart modunda devam etmek mümkün iken, diğer iki seçenek elde edeceğiniz ekstraları kademeli olarak artırıyor.

Basit oynanışıyla başarılı bir kontrast yakalayan kompleks kişiselleştirme seçenekleri ve hikaye örgüsü, Reaper’ı hem günde birkaç dakika eğlence (ve yetenek testi) arayanlar hem de biraz vakit ayırabilecekleri bir RPG deneyimi isteyenler için ideal kılıyor.

:: Reaper: A Tale of a Pale Swordsman oyununu ücretsiz indirin.

:: Oyunla ilgili görüşlerinizi paylaşın.